Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutları olan ziyaret, gözlemciler tarafından bölgesel gerilimler ve İran-ABD müzakerelerindeki gelişmelerle aynı döneme denk gelen önemli bir adım olarak görüldü.

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
TT

Irak Başbakanı Sudani Erbil'de: Hassas bir dönemde sürpriz bir ziyaret

Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)
Sudani ve Barzani, 2023 yılının nisan ayında durdurulan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılmasını görüştü (AFP)

Cebbar Zeydan

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutları olan resmi bir ziyaret kapsamında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil'e yaptığı ziyareti tamamladı. Sudani, Erbil’de toplantılar ve görüşmelerle geçen yoğun bir günün ardından başkent Bağdat'a hareket etti.

Sudani cumartesi sabahı Erbil Uluslararası Havalimanı'nda IKBY Başkanı Mesrur Barzani tarafından karşılandı. Ziyaret Bağdat ve Erbil arasında, özellikle de mevcut iç ve bölgesel sorunlar çerçevesinde, diyalogu ve anlayışı güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi ziyaretin son halkası olarak gerçekleşti.

Diyalog masasındaki çetrefilli konular

Taraflar arasındaki görüşmede başta federal hükümet ile bölgesel hükümet arasındaki ilişkilerde en karmaşık konulardan birini teşkil eden petrol dosyası olmak üzere hassas dosyalar ele alındı. 2023 yılının nisan ayında askıya alınan IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlatılması da ele alınan konular arasındaydı. Ayrıca IKBY’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin borçları ve üretim maliyetinin hesaplanmasından sorumlu teknik organ konusundaki anlaşmazlığa da değinildi.

6u7ı8
Sudani, başbakanlık görevini üstlenmesinden bu yana dördüncü kez Erbil’i ziyaret etti (Arşiv/AFP)

Toplantıda siyasi dosya da ihmal edilmedi. IKBY'de yeni hükümetin kurulması ve Irak'ta yıl sonunda yapılacak olan ve siyasi dengelerde önemli değişikliklere yol açabilecek kader niteliğindeki seçimler öncesinde Irak siyaset sahnesindeki gelişmeler ele alındı.

Öncelikler arasında anayasa ve güvenlik koordinasyonu yer aldı

Görüşme sırasında hem Sudani hem de Barzani, ihtilaflı konuların Irak anayasasına uygun olarak çözülmesi, servet dağılımında adaletin sağlanması ve vatandaşların haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca özellikle Peşmerge güçleri ve anayasanın tartışmalı bölgelere ilişkin 140’ıncı Maddesi konusunda ortak güvenlik koordinasyonunun sürdürülmesinin önemi konusunda mutabık kaldılar.

Sudani'nin öncesinde duyurusu yapılmamış olan sürpriz ziyareti, gözlemciler tarafından bölgesel gerginlikler ve İran-ABD görüşmelerinde Irak'ı doğrudan etkileyebilecek gelişmelerin yaşandığı hassas bir döneme denk gelmesi nedeniyle önemli bir adım olarak görüldü. Analistlere göre Sudani, bu ziyaretle farklı görüşler arasında köprü kurabilecek ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınabilecek ulusal bir arabulucu olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

İyimser mesajlar

Öte yandan IKBY Hükümet Sözcüsü Peşava Hevramani yaptığı açıklamada Sudani'nin ziyaretinin ‘çok önemli’ olduğunu ve anlaşmazlık yaşanan konuların çözümüne yönelik gerçek bir istek olduğunu yansıttığını vurguladı. Hevramani, iki taraf arasındaki krizleri çözmenin tek yolunun diyalog olduğunun altını çizdi.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) üyesi Muhammed Zanekine ise Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil’e gerçekleştirdiği sürpriz ziyaretin ayrıntılarını açıkladı.

Zanekine basına yaptığı açıklamada “Ziyaret çok olumlu geçti ve özellikle yaklaşan seçimler ışığında önemli sonuçlar doğurabilir” dedi. Ayrıca Bağdat ve Erbil arasındaki koordinasyonun devam etmesinin önemini vurgulayan Zanekine, daha önce duyurulmamış olan bu ziyaretin, özellikle IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak olumlu ve pratik adımlar atılmasını gerektiren gerginliklere ve birikimlere tanıklık eden bölge için çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini belirtildi. Ziyaretin Kürt bölgesinin önemini ve iki taraf arasında koordinasyon ve pozisyonların birleştirilmesi ihtiyacını vurguladığını söyleyen Zanekine, Bağdat ve Erbil arasındaki doğrudan iş birliğine dikkati çekti. Zanekine ayrıca bu ziyaretin Irak'ı etkileyebilecek bölgesel ve uluslararası koşulların, özellikle de seçimlerden sonraki aşamayla ilgili olarak, ortaya çıktığı bir döneme denk geldiğini de sözlerine ekledi.

Zanekine, IKBY’den petrol ihracatının yeniden başlamasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Sudani, IKBY Başkanı Mesrur Barzani'nin anlattığı IKBY petrolünün karşı karşıya olduğu sorunlar, ABD'nin bölgedeki tehditlerinin Irak'a yönelik tehlikeleri ve Irak'ın bu dosyada devletin genel politikasına yönelik tutumunu birleştirmesi gerektiği yönündeki görüşünü dinledi.”

Zanekine, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bağdat ve Erbil arasındaki ortak güvenlik konularının yanı sıra IKBY’nin genel bütçeden alacağı pay ve özellikle Peşmerge güçleri dosyası ve 140’ıncı Madde ile ilgili olarak iki taraf arasındaki birikmiş meseleler de ele alındı.”

Ziyaretin Irak için kritik bir zamanda gerçekleştiğini belirten Zanekine, bir sonraki aşamada yeni hükümetin kurulması ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile KDP arasında uzlaşı sağlanmasının beklendiğini kaydetti.

Sudani'nin başbakan olduktan sonra dördüncü kez gerçekleştirdiği, zamanlama ve içerik açısından en hassas ziyaretlerden biri olduğu kesin olan Erbil ziyareti, sonuçlarının sahaya nasıl yansıyacağına bağlı olarak başbakan olarak buraya yaptığı son ziyaret olmayabilir.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Iraklı eski milletvekili Dana Ceza, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin Erbil ziyaretini ‘önemli’ gelişme olarak nitelendirdi. Eski vekil, ziyaretin Irak içindeki bir meseleyle, yani ABD tarafından tehdit edilen Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ve hükümetin kontrolü dışındaki silahlı gruplar meselesiyle ilgili önemli bir dönemde gerçekleştiğini’ söyledi.

Sudani'nin Erbil ziyaretinin ‘IKBY’nin ağırlığını gösteren önemli bir mesaj’ olduğunu vurgulayan Ceza, “IKBY ile Irak arasındaki ilişkiler bu aşamada çok yakın olmalı. Irak'a yönelik mevcut tehditler son derece ciddi” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan siyasi araştırmacı Halid el-Ardavi, Sudani’nin Erbil ziyaretinin; birincisi IKBY’den petrol ihracatı ve bu ihracata başlamak için engelleri aşma girişimiyle ilgili olarak ekonomik, ikincisi ise tüm siyasi güçlerin yaklaşan seçimlere erken hazırlanması ve özellikle Irak'ı yıl sonunda bekleyen ve siyasi dengelerde büyük bir değişikliğe yol açabilecek kritik seçimler nedeniyle her iki tarafın da daha fazla müttefik kazanma çabasıyla ilgili olarak siyasi olmak üzere iki yönü olduğunu düşünüyor.

Bu ziyaretin sonucunu ve hedeflerine ne ölçüde ulaştığını, önümüzdeki haftalarda ve aylarda ekonomi ve siyaset alanlarına yansıyacak sonuçlar belirleyecek.



Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
TT

Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Suveyda'da yerel Dürzi gruplar ile Şam'daki hükümet güçlerini destekleyen Bedevi aşiretler arasında yaşanan kanlı olaylar ve Arap aşiretlerinin Bedeviler lehine savaşa girmesi, Suriye'nin güneyinde yaşananların ülkenin doğu ve kuzeyinde de tekrarlanabileceği ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı bir aşiret ayaklanması olasılığı spekülasyonlarına yol açtı.

Bu olasılık, Halep, Deyrizor ve Rakka vilayetlerinden gelen binlerce aşiret savaşçısının Suveyda'daki cephe hatlarına ulaşmasının ardından ortaya çıktı. Bu vilayetler, Kürt-Arap ittifakı bağlamında SDG ve Suriye hükümeti tarafından ortaklaşa kontrol ediliyor.

dfrgthyu7
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2024 yılında Rakka kentindeki Arap aşiretlerinin şeyhleri ve liderleri için bir program düzenledi. (Şarku’l Avsat)

Arap Şammar aşiretinin şeyhi Şeyh Mani Hamidi Deham el-Cerba'ya göre Suveyda'daki olayların Cezire bölgesindeki durumla ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Cerba, “SDG'nin ve lideri Mazlum Abdi'nin bu zor ve son derece hassas aşamada siyasi uzlaşma ve dengelerin sağlanmasındaki rolüne değer veriyoruz. Ortaklığımız sayesinde bölgemiz ve tüm halkımız için tarihi bir başarı olarak kabul edilen mutabakatlara ulaşmayı başardık” ifadelerini kullandı.

Çoğunlukla Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan Şammar aşireti, 2013 yılında kurulan ve doğudaki Irak sınırı boyunca Kamışlı'nın doğusundaki Tel Elo ve Tel Tahmis köylerinde konuşlanmış tahmini 7-10 bin savaşçısı olan es-Sanadid güçlerine bağlıdır. Aşiret, Rakka ve Deyrizor kentlerinden yerel Arap gruplarla birlikte SDG'nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.

Şeyh el-Cerba sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıllar boyunca, kendimizi toprağın kardeşleri olarak adlandırdığımız bir aşamaya ulaştık. Çünkü bizler aynı bölgenin evlatlarıyız ve bu bölgenin tüm bileşenleri arasında kardeşlik ruhuyla birleşen ortak bir davanın sahipleriyiz.”

SDG Ekim 2015'te yayınladığı ilk bildiride kendisini ‘Arapları, Kürtleri, Suriyelileri ve Suriye coğrafyasındaki diğer tüm bileşenleri bir araya getiren, tüm Suriyeliler için ortak bir ulusal askeri güç’ olarak tanımladı. SDG lideri Mazlum Abdi, 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile güçlerini ve sivil idareyi bu yılın sonuna kadar Savunma Bakanlığı ve devlet kurumlarının yapılarına entegre etmek üzere tarihi bir anlaşma imzaladı.

Raman Araştırma Merkezi'nde (Raman Center) Kürt meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Bedr Mulla Reşid, SDG'nin kuruluşundan bu yana aşiret niteliğindeki Arap askeri konseyleriyle ittifaklara dayandığını açıkladı. Şarku’l Avsat'a konuşan Reşid, “Suveyda'daki olaylar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ittifakları kesinlikle etkileyecek. Şam hükümetinin, Cezire bölgesinde yerel bir aktörün yokluğunda SDG üzerindeki baskısını artırmak için yeni gerçeklikten yararlanmaya çalışması da dahil olmak üzere çeşitli senaryolar ortaya çıkabilir” dedi.

fghyjuı
Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kenti el-Velde, Elbu Şaban ve el-Fedaile aşiretlerine ev sahipliği yapıyor. (Şarku’l Avsat)

Reşid, ABD'nin durumu istikrara kavuşturma çabaları, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kısmen kaldırılması ve Türkiye'deki Kürtlerle yürütülen barış sürecine dikkat çekerek mevcut koşullar altında bir aşiret ayaklanması olasılığını dışladı. Reşid, ülkenin kuzeydoğusundaki Suveyda'da yaşananların tekrarlanmasını engelleyen başka faktörlerin de bulunduğuna işaret ederek, Suveyda'daki gibi yerel bir askeri grubun ve bu eğilimi destekleyen bölgesel bir tarafın bulunmadığına dikkat çekti. Reşid sözlerine şöyle devam etti: “ABD Suriye'nin istikrarını korumaya çalışıyor ve Türkiye şu anda PKK ile barış süreciyle meşgul; kendi iç sürecini etkilememek için SDG bölgelerinde tam ölçekli bir çatışmayı desteklemeyecektir.”

Aşiret liderleri, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Cezire ve Fırat bölgeleri, başta el-Bakara, Tay, Şammar, Cis, el-Akidat, el-Velde ve Elbu Şaban olmak üzere Arap aşiretleriyle doludur. Ancak bu aşiretler savaşın son yıllarında ciddi bölünmeler yaşadılar. Geçen yılın yaz aylarında, el-Akidat aşireti lideri Musab el-Hifl'in kardeşi İbrahim el-Hifl'in, eski Suriye rejimi ve İranlı milislerin desteğiyle SDG'ye karşı yerel aşiretler ve savaşçılarla ittifak kurarak askeri bir isyana öncülük etmesinin ardından kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda yüzlerce sivil ve silahlı unsur öldürüldü.

sdfgthy
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İhtiyar Heyeti Başkanı ve Haseke'deki Arap Cabur aşiretinin danışmanı Ekrem Mahşuş ez-Zuba, ister Deyrizor'da ister Rakka'da olsun SDG ile yerel aşiretler arasında herhangi bir çatışma yaşanması ya da aşiret savaşçılarının Suveyda cephesinden Cezire bölgesine hareket etmesi ihtimaline ilişkin şunları söyledi: “Bu çağrılar ve hareketler Arap aşiretlerinin değerlerini temsil etmiyor. Burada Arap, Kürt ve Hıristiyan bölge bileşenlerinin kanı, tarihi direnişte ve DEAŞ terörünün yenilgiye uğratılmasında birbirine karıştı. Hepimiz tek bir halk olarak kalacağız ve ülkemize ve güçlerimize bağlı kalacağız”.

Ez-Zuba, SDG'nin tüm bileşenleri temsil ettiğini belirterek, “Birçok tarafın fitne çıkarma çabalarına rağmen kuzey ve doğu bileşenleri ile askeri güçler arasında çatlak yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi. Özyönetim bölgelerini diğer bölge ve vilayetlere kıyasla en istikrarlı bölgeler olarak değerlendiren ez-Zuba, toprağın sahibinin kendileri olduğuna dikkat çekti. Ez-Zuba, “Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil. Aşiret ya da kabile, bölge dışından kişiler tarafından değil, sahada kim varsa onlar tarafından temsil edilir. Biz Suriye topraklarının birlik ve bütünlüğünü vurguluyoruz… Hiç kimse vatanseverliğimize dil uzatamaz” şeklinde konuştu.

dfrgtyu
Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac (Şarku’l Avsat)

Tabka ve Rakka vilayetindeki Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac da Şeyh el-Cerba ve ez-Zuba’nın sözlerine katılarak, özerk yönetim bölgelerindeki Arap aşiret mensuplarının SDG'ye desteğini yineledi. “Buradaki tüm Arap aşiretleri ve bileşenleri, bölgelerimizin güvenlik ve istikrarını bozmaya çalışan tüm gündemlere karşı SDG ile dayanışma içindedir” diyen Şeyh el-Ferac, aşiret mensuplarına şu çağrıda bulundu: “Yönetim bölgelerindeki istikrarı her gün baltalamaya çalışan projelere karşı durmak için herkesin birleşmesi gerekiyor. SDG terörizmi ortadan kaldırdı, bölge halkının güvenliğini koruyor ve mevcut imkanlar doğrultusunda tüm hizmetleri sağlıyor.”

Elbette Arap aşiretlerinin SDG yanlısı tutumları ortak değil. Zira özerk yönetim bölgelerinin dışında yaşayan aşiret üyeleri arasında SDG'nin kontrolünü açıkça reddeden ve bölgelerinin Şam'daki Ahmed eş-Şera hükümetine devredilmesini destekleyenler de var.