Berri, Lübnan’daki Şii toplumunun ‘anahtarına’ nasıl sahip oldu?

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
TT

Berri, Lübnan’daki Şii toplumunun ‘anahtarına’ nasıl sahip oldu?

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Arşiv- NNA)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın İsrail'in Lübnan'a açtığı savaşın ortasında Meclis Başkanı ve Emel Hareketi lideri Nebih Berri'ye ateşkes müzakereleri için yetki verdiğini açıklamasından bu yana Berri neredeyse tek başına ‘Lübnan Şiilerinin anahtarını’ elinde tutuyor.

Eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği ve Hizbullah’ın askeri ve siyasi açıdan ağır darbeler aldığı o günden bu yana yaşananlar, Hizbullah liderlerinin ve yetkililerinin hem siyasi hem de askeri ‘cephelerdeki’ varlıklarının azaldığını gösteriyor. Berri, ilk aşamada söylendiği gibi sadece Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini değil, aynı zamanda Hizbullah'ın askeri cephaneliğinin tasfiyesini de öngören ve şu anda Lübnan Ordusu aracılığıyla sahada uygulanmakta olan ateşkes anlaşmasının uygulanmasına ilişkin müzakerelere liderlik etti.

sfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Hizbullah medyası)

Kasım bir konuşmasında Berri'ye şöyle seslendi: “Ağabeyimiz Sayın Nebih Berri'nin liderliğine güvenimiz tamdır. Siz Sayın Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrallah'ın gözünde en büyüksünüz ve bilin ki herkesin gözünde de en büyük kardeşsiniz.”

Bu güven pratikte Hizbullah liderlerinin ve milletvekillerinin davranışlarına da yansımış durumda. Söz konusu güven, Lübnan içindeki ve dışındaki yetkililer tarafından, özellikle de yakın zamanda yetkililerinin, silahsızlanma konusunda Hizbullah’la diyaloğu yürüten ve Lübnan'a gelen tüm yetkililer ve delegelerle görüşen Berri'ye güvendiklerini ve görüşmelerinin çoğunun bu konuya odaklandığını söyledikleri aktarılan ABD tarafından hissediliyor.

dfrgt
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi. (AFP)

Şii Emel Hareketi'ndeki parlamenter kaynaklar Şarku’l Avsat'a bu konuda açık konuştu: “Hizbullah savaş sırasında Berri'ye ateşkes kararı alma yetkisi vermişti. Nevvaf Selam başkanlığındaki hükümetin kurulması ve Merkez Bankası Başkanı’nın atanması da dahil olmak üzere çeşitli aşamalara dönüşen iç siyasi meselelerin Berri'ye emanet edilmesi çok kolaydı. Bu, parlamentoda 15 milletvekili ile temsil edildiği için Hizbullah’ın bir görüşü olmadığı anlamına gelmiyor, ancak iki parti arasında sürekli bir koordinasyon ve istişare var.”

dfghyt
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, birkaç ay önce Lübnan'daki cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek için harekete geçen beş üyeli komitenin temsilcilerini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)

Kaynaklara göre bu durum, Hizbullah yetkililerinin üst düzey ve tehditkâr konuşmalarında gözle görülür bir düşüşün yaşandığı, pozisyonlarının artık ‘genel’ olarak tanımlanabilecek ve esas olarak Hizbullah’ın anlaşmanın gerçekliğiyle henüz yüzleşmediği çevresine ve güney halkının halen tazminat ve yeniden inşanın başlamasını beklediği bir dönemde gelecek aşamadaki misyon ve rolündeki değişikliklere yönelik hale geldiği bir döneme denk geliyor ki ‘mevcut aşamada Hizbullah yetkililerini meşgul eden ve tüm dikkatini odaklamasına neden olan konu’ da bu.

thyu
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Baabda Sarayı'ndaki bir toplantı sırasında Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Salam ile birlikte (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Dizginlerin Berri'ye devredilmesi sadece siyasi retorikle sınırlı değil, Şii ikilinin bakanlarının hükümet performansında da açıkça görülüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan bilgi sahibi kaynaklar, “Eskiden son sözü partili bakanların söylediğini düşünürdük ama bugün kabinede gündeme gelen her konunun Meclis Başkanı tarafından karara bağlandığı ve her iki partiye mensup bakanların da buna uyduğu açıkça görülüyor” ifadelerini kullandı.

Bu performans, özellikle 4 Mayıs'ta yerel seçimler için geri sayım başlarken, seçim işleri için de geçerli. Emel Hareketi, Hizbullah ile koordinasyon halinde, seçimlerin neredeyse imkânsız olduğu güney köylerinin çoğunda ‘oy arayarak’ seçim hazırlıklarını yönetiyor.

Milletvekillerine ulaşmaya çalışan birden fazla parlamento kaynağına göre, mücadelenin ‘sıcak’ olduğu Beyrut'ta bile Şii seçmenlerin kararı Berri'ye bağlı.

grthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Berri'nin başkanlığını yaptığı Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu’ndan parlamento kaynakları bunu yalanlamıyor ve şunları söylüyor: “Belediye seçimlerinde 1998'den beri yürürlükte olan uzlaşının devam etmesi kararlaştırıldı. Böylece beldelerdeki dağılım Hizbullah ve hareket arasında kalacak.”

Parlamento kaynakları, gelecek yıl yapılacak parlamento seçim yasasına gelince, Kalkınma ve Kurtuluş Bloğu milletvekillerinin daha önce Hizbullah'tan tam onay alan ve ‘Lübnan'ın tek bir seçim bölgesi olmasına’ dayanan bir öneri sunduklarını belirtti. Kaynaklar, “Seçim yasasında iki parti konuya Ulusal Mutabakat Belgesi doğrultusunda yaklaşmayı kabul ediyor” dedi.

Yaklaşan parlamento seçimleri, ölü ve yaralı sayısı ya da kontrolü altında olduğu düşünülen bölgelerde neden olduğu yıkım miktarı açısından büyük kayıplara yol açan son savaşın ardından, Şii ikili ve özellikle de Hizbullah için bir halk referandumu olacak.



Yemen'de kara harekatı hazırlıkları hızlandı

2014'te başlayan Yemen iç savaşı, 2022'deki ateşkesle büyük ölçüde dursa da BAE ve Suudi Arabistan destekli örgütlerle Husiler zaman zaman çatışıyor (AP)
2014'te başlayan Yemen iç savaşı, 2022'deki ateşkesle büyük ölçüde dursa da BAE ve Suudi Arabistan destekli örgütlerle Husiler zaman zaman çatışıyor (AP)
TT

Yemen'de kara harekatı hazırlıkları hızlandı

2014'te başlayan Yemen iç savaşı, 2022'deki ateşkesle büyük ölçüde dursa da BAE ve Suudi Arabistan destekli örgütlerle Husiler zaman zaman çatışıyor (AP)
2014'te başlayan Yemen iç savaşı, 2022'deki ateşkesle büyük ölçüde dursa da BAE ve Suudi Arabistan destekli örgütlerle Husiler zaman zaman çatışıyor (AP)

Yemen'in büyük kısmını kontrol eden Husilere yönelik ABD saldırıları, ülkedeki diğer örgütlerin iştahını kabarttı. 

Wall Street Journal'a (WSJ) konuşan ABD ve Yemenli yetkililer, Amerikan saldırılarından istifade etmek isteyen örgütlerin kara harekatı planladığını söyledi. 

ABD merkezli özel güvenlik şirketlerinden aldıkları tavsiyelerle plan hazırlayan örgütlerin, en azından Kızıldeniz kıyısındaki bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirmeyi hedeflediği, bunların başında da Hudeyde Limanı'nın yer aldığı bildirildi. 

Bu sayede İran'ın Husilere silah göndermesinin önüne geçilebileceği iddia edildi.

WSJ'nin kaynakları, Husilerle çatışan militanların arkasını dayadığı Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) son haftalarda bu planları Amerikalı yetkililerle ele aldığını belirtti. 

Washington'ın, yerel örgütlerin kara harekatını destekleme fikrine sıcak baktığı da aktarıldı. 

ABD'nin doğrudan liderlik etmediği bu çabalarla, uluslararası toplumun tanıdığı Yemen yönetimine bağlı örgütlerin güçlendirilmesi amaçlanıyor. 

Suudi Arabistan'ın Yemen'deki bir kara harekatına katılmaya ya da destek vermeye niyetinin olmadığını ABD ve Yemen yetkililerine söylediği de bildirildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Brian Hughes geçen hafta şu ifadeleri kullanmıştı:

En nihayetinde Kızıldeniz'in güvenliği, bölgedeki ortaklarımızın sorumluluğu ve bizler onlarla yakın çalışarak o bölgedeki suyollarında güvenli bir şekilde gemicilik yapılması için uğraşıyoruz.

Gazze savaşının ardından İsrail'e tepki göstermek amacıyla Kızıldeniz'deki gemilere saldırıp bölgedeki ticari gemiciliğe yüzde 70'e varan oranda darbe indiren Husiler ise ne ABD'nin hava saldırılarının ne de herhangi bir kara harekatının kendilerini durdurabileceğini savunuyor. 

Görsel kaldırıldı.
Husiler, Gazze savaşı biterse Kızıldeniz'deki saldırılarını durduracağını söylüyor (Reuters)

Saldırılarını Yemen'deki rakiplerini destekleyen BAE'ye taşıma tehdidi savuran Husilere karşı, Suudi Arabistan'ın hava savunma sistemleri alarm durumunda. 

CNN de geçen hafta "ABD'nin hava saldırılarıyla sinmek bir kenara dursun Yemen'deki Husiler onlardan keyif alıyor olabilir" başlığını taşıyan bir haber yayımlamıştı.

CNN'in kaynakları, 15 Mart'ta Husilere yönelik başlatılan ABD operasyonunun üç haftada bir milyar dolara yakın maliyeti olduğunu ancak ciddi bir hasar verilemediğini ifade etmişti.

Tecrübeli bir Yemen uzmanının onları bal porsuğuna benzettiği ve kobra bile ısırsa bu hayvanların bir süre sonra ayağa kalkıp yılanı yedikleri vurgulanmıştı. 

Diğer yandan Telegraph, kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan İranlı bir yetkilinin, askeri personele Yemen'den çekilme talimatı verildiğini söylediğini aktarmıştı.

Tahran yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın yürüttüğü siyaset nedeniyle başta Husiler olmak üzere bölgedeki çeşitli kuvvetlere desteği büyük ölçüde azaltmayı planladığı iddia edilmişti. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, CNN, Telegraph