UNICEF: Sudan'daki savaş milyonlarca çocuğun hayatını paramparça etti

Çocuklara yönelik ihlaller iki yılda yüzde 1000 arttı. Guterres ülkeye silah ve savaşçı akışının devam etmesini kınadı

Sudanlı 17 aylık kız çocuğu Selma Issa Abkar, Çad yakınlarındaki Abotengi yerinden edilme bölgesinde Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından işletilen bir klinikte dinleniyor (AP)
Sudanlı 17 aylık kız çocuğu Selma Issa Abkar, Çad yakınlarındaki Abotengi yerinden edilme bölgesinde Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından işletilen bir klinikte dinleniyor (AP)
TT

UNICEF: Sudan'daki savaş milyonlarca çocuğun hayatını paramparça etti

Sudanlı 17 aylık kız çocuğu Selma Issa Abkar, Çad yakınlarındaki Abotengi yerinden edilme bölgesinde Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından işletilen bir klinikte dinleniyor (AP)
Sudanlı 17 aylık kız çocuğu Selma Issa Abkar, Çad yakınlarındaki Abotengi yerinden edilme bölgesinde Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından işletilen bir klinikte dinleniyor (AP)

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Sudan'da iki yıldır devam eden savaş sırasında çocuk haklarına yönelik ağır ihlallerin sayısının yüzde 1.000 arttığını açıkladı. UNICEF dünyayı zor durumdaki milyonlarca çocuğu terk etmemeye çağırdı.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, “İki yıldır süren savaş ve yerinden edilme Sudan'daki milyonlarca çocuğun hayatını paramparça etti” dedi.

UNICEF açıklamasında, çocukların öldürülmesi ve sakat bırakılması, kaçırılması, zorla askere alınması ve cinsel şiddet de dahil olmak üzere çocuk haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiğine dikkat çekerek, bu ihlallerin “iki yılda yüzde 1.000 arttığını” ve ülke geneline yayıldığını belirtti.

AFP tarafından UNICEF'ten elde edilen ve olduğundan az gösterildiğine inanılan rakamlara göre, Sudan'da öldürülen veya yaralanan çocuk sayısı 2022'de 150 teyit edilmiş vakadan 2023 ve 2024'te yaklaşık 2 bin 776'ya yükseldi. Benzer şekilde, okul ve hastanelere yönelik saldırıların sayısı da 2022'de 33 doğrulanmış vakadan son iki yılda 181'e yükseldi.

Öte yandan UNICEF'e göre, insani yardıma muhtaç çocuk sayısı iki yıl içinde iki kat artarak 2023 başında 7,8 milyondan bugün 15 milyonun üzerine çıktı. Russell, “Sudan bugün dünyanın en kötü insani krizini yaşıyor ama dünyanın dikkatini çekmiyor. Sudan'ın çocuklarını terk edemeyiz" dedi.

Russell, uluslararası toplumu Sudan'da devam eden savaşı sona erdirmek için çalışmaya çağırarak, ülkede 462 bin çocuğun Mayıs ve Ekim ayları arasında şiddetli akut yetersiz beslenme riski altında olduğunu belirtti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres dün (Pazartesi), iki yıldır “acımasız” bir savaşın sürdüğü Sudan'a silah ve savaşçı akışının devam etmesini kınadı. Guterres, Sudan'daki savaşın üçüncü yılına girmesinin arifesinde yaptığı açıklamada şunları söyledi “Silah ve savaşçıların Sudan'a gelmeye devam ederek çatışmanın devam etmesine ve ülkenin geri kalanına yayılmasına yol açmasından derin endişe duyuyorum.”

Sudan'da devam eden savaşın durdurulması çağrısını yineleyan Genel Sekreter “Dış destek ve silah akışı durdurulmalıdır. Taraflar üzerinde en fazla etkiye sahip olanlar bunu Sudan halkının yaşamlarını iyileştirmek için kullanmalı, felaketi sürdürmek için değil" dedi.

Guterres açıklamasında “Sivillerin korunmasını sağlamanın tek yolu bu anlamsız çatışmaya son vermektir” vurgusunu yaptı. Sudan'da 15 Nisan 2023'ten bu yana devam eden savaş ülkede büyük bir insani felakete yol açtı. Savaş on binlerce insanın ölümüne, 13 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve mülteciler olarak yerlerinden edilmesine ve ülkenin birçok bölgesinin kıtlığa sürüklenmesine neden oldu.



Gazze ateşkesi... Beklenen çıkmazdan kaçınmak için uzlaşma üzerine yeni bir bahis

 İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkıma bakan genç bir adam (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkıma bakan genç bir adam (AFP)
TT

Gazze ateşkesi... Beklenen çıkmazdan kaçınmak için uzlaşma üzerine yeni bir bahis

 İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkıma bakan genç bir adam (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkıma bakan genç bir adam (AFP)

İsrail medyasında ateşkes seçeneğinin ‘çıkmaza’ girdiği konuşulurken, gözler İsrail'in Gazze Şeridi'nde ateşkesi yeniden başlatma önerisine Hamas'ın vereceği yanıta çevrildi. Hamas herhangi bir anlaşmanın savaşı sona erdirmesinde ısrar ederken, Binyamin Netanyahu hükümeti ateşkesin geçici olmasında ve herhangi bir taahhütte bulunulmamasında ısrar ediyor.

Hamas'ın salı günü Mısır'dan İsrail'in teklifini aldıktan sonra 48 saat içinde yanıtını ileteceğini açıklaması ve liderlerinden gelen ret açıklamaları, Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre, anlaşmayı gelecek ay Donald Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaretten önce tamamlamak isteyen ABD'nin kabul etmeyeceği yeni bir engele işaret ediyor.

Bazıları arabulucuların uzlaşma ve geçici bir anlaşma yoluna gideceğini, herhangi bir anlaşmazlığın ise daha sonraki görüşmelere erteleneceğini bekliyor.

Bu tahmin, bilgi sahibi bir Filistinli kaynağın Şarku’l Avsat'a verdiği, Hamas'ın -reddetme ya da kabul etme kararından bağımsız olarak- notalar sunması ve arabulucular Mısır ve Katar'ın uzlaşmacı bir çözüme yol açacak değişiklikler önermesi ihtimalinin daha yüksek olduğu yönündeki bilgiyle uyumlu. Söz konusu tahmine göre Netanyahu, savaşı sona erdirme taahhüdü olmaksızın, özellikle de bölgeye yapacağı ziyaretle Trump'ın olası baskısı altında bunu kabul etmek zorunda kalacak.

Times of Israel dün yayınladığı bir haberde görüşmelerin ‘halen çıkmazda’ olduğunu söyledi ve bunu İsrail'in önerisinde yer alan Hamas'ın silahsızlandırılmasının hareket için kırmızı çizgi olarak görülmesine ve bunun da öneriyi ‘uygulanamaz’ hale getirmesine bağladı.

Bu, Hamas'ın da içinde yer aldığı Gazze Şeridi'ndeki Ulusal ve İslami Güçler Takip Komitesi'nin İsrail'in önerisinin ‘savaşı durduracak gerçek garantilerden yoksun olduğunu’ açıklamasının ardından geldi. Komite, Netanyahu'yu ‘anlaşmaların başarısızlığından sorumlu’ tuttu. İsrail önerisinin reddedilmesi birden fazla Hamas lideri tarafından dile getirildi. Özellikle de yurtdışındaki siyasi departman başkanı Sami Ebu Zuhri Reuters'e daha önce yaptığı açıklamalarda, ‘teklifin Filistin hareketinin temel talebi olan İsrail'in savaşı durdurma taahhüdünü karşılamadığını’ belirtmişti.

Teklifin incelenmesi

Ertesi gün Mısırlı kaynaklar Kahire el-İhbariyye televizyon kanalına, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes için müzakerelerin başlamasını öngören bir İsrail önerisi aldığını, bunu Hamas'a ilettiğini ve en kısa zamanda yanıt beklediğini söyledi. Hamas'ın önde gelen bir yetkilisi salı günü AFP'ye 48 saat içinde bir yanıt geleceğini bildirdi.

(foto altı) İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırıda bir binanın içindeki hasarı inceleyen Filistinli (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Gazze Şeridi'ni sakinleştirme, ateşkes anlaşmasını istikrara kavuşturma ve ikinci aşamayı başlatma çabalarını ele aldı.

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail meseleleri konusunda uzman akademisyen Dr. Ahmed Fuad Enver, mevcut gerçeklik ve savaşın iki tarafı arasındaki mesafeler göz önüne alındığında, arabulucuların gözlemlerini ele alan ve radikal farklılıkları görüşmelerin sonraki aşamalarına bırakarak geçici bir anlaşmaya yol açan uzlaşmacı bir çözüm önerdi.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava ise Hamas'ın çekincelerinin ertesi günü etkileyeceğini ve olası reddinin Trump'ın ziyareti öncesinde baskıyı arttıracağını düşünüyor.

Hamas konusunda uzman bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun, hareketin İsrail'in önerisini ‘ciddiyetle’ incelediğini ve kısa süre içinde resmi yanıtını yayınlayacağını doğruladı. Medyada dolaşan farklı pozisyonların hareketin resmi pozisyonunu temsil etmediğini, ‘daha ziyade bireysel görüş ve beklentileri yansıttığını’ ifade etti.

El-Medhun, cevabın içeriği ve içerdiği gözlem ve çekinceler ne olursa olsun, Hamas'ın özellikle esirler dosyasında olmak üzere, herhangi bir anlaşmaya yönelik esneklik gösterdiği göz önünde bulundurulduğunda, ‘ilgili taraflardan ciddi garantiler ve gerçek bir irade olması halinde, bunun bir anlaşmaya varma olasılığına kapıyı kapatmak anlamına gelmediği’ görüşünde.

Tavizler

Bu gelişmelerin ortasında İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nin kuzeyini ziyaret etmesinden ve hareketin ‘giderek daha fazla darbe alacağı’ sözünü vermesinden bir gün sonra, Hamas'ın anlaşmayı reddetmekte ısrar etmesi halinde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerinin ‘genişleyeceği’ uyarısında bulundu.

(foto altı) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu salı günü Gazze Şeridi'nin kuzeyine yaptığı ziyaret sırasında. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail'in gerilimi artırması, Hamas’ın ABD vatandaşı İsrail askeri Aidan Alexander'ı kaçıran grupla ‘bulundukları yeri hedef alan doğrudan bombardıman’ sonrasında teması kaybettiğini duyurmasının ardından geldi. Bu açıklama, Alexander'ın serbest bırakılmasını talep eden bir videoda yer almasından günler sonra yapıldı.

Enver, ister Hamas'ın esirle irtibatın kesildiğini duyurması, ister Netanyahu'nun kuzey Gazze ziyareti, isterse Katz'ın tehditleri olsun, bu restleşmenin bir ‘baskı alışverişi’ olduğuna inanıyor. Hamas, önümüzdeki ay bölgeyi ziyaret etmesi beklenen Trump'ın, ülke içinde büyük bir baskıyla karşı karşıya olan İsrail Başbakanı üzerinde baskı kurması için zaman unsuruna güveniyor.

İki tarafın, Çin ile ticaret çatışması, Rusya-Ukrayna krizini çözme hamleleri ve ABD Başkanı’nın Körfez'e yapacağı önemli bir ziyaretle meşgul olan Washington'un bu kez kabul etmeyeceği yeni bir tökezlemeden kaçınmak için uzlaşmaya gitmesi bekleniyor.

Mutava, İsrail'in Hamas'ın bir ya da daha fazla esiri kaybettiğine ya da savaşın başından bu yana esirlerin hayatlarıyla ilgilendiğine dair sözlerine önem vereceğine inanmıyor. Bu nedenle bunun bir baskı unsuru olmayacağını, aksine Netanyahu'nun bunu hükümetini desteklemeye, savaşa bağlılığını vurgulamaya ve savaşı durdurma taahhüdünde bulunmamaya harcayabileceğini düşünüyor.

El-Medhun ise Hamas'ın öncelikli kaygısının ‘herhangi bir anlaşmanın başarısını ve kalıcı bir ateşkesi güvence altına alacak garantilerin varlığı’ olduğuna inanıyor.