Eş Şara, 16 yıl aradan sonra Şam'a yaptığı ilk ziyaretinde Abbas'ı kabul etti

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Filistinli mevkidaşını Şam'da kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Filistinli mevkidaşını Şam'da kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Eş Şara, 16 yıl aradan sonra Şam'a yaptığı ilk ziyaretinde Abbas'ı kabul etti

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Filistinli mevkidaşını Şam'da kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Filistinli mevkidaşını Şam'da kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara Filistinli mevkidaşını dün Şam'da karşıladı ve bu Mahmud Abbas'ın yaklaşık 16 yıl sonra Suriye başkentine yaptığı ilk ziyaret oldu.

AFP’nin haberine göre eş Şara Abbas'ı Halk Sarayı'nın girişinde karşıladı ve ardından kırmızı halı üzerinde birlikte yürüdüler.

 Suriye Devlet Başkanı Ahmed ş-Şara Şam'da Filistinli mevkidaşı ile yan yana yürüdü (Suriye Devlet Başkanlığı)Suriye Devlet Başkanı Ahmed ş-Şara Şam'da Filistinli mevkidaşı ile yan yana yürüdü (Suriye Devlet Başkanlığı)

Suriye Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Eş Şara, Abbas ve beraberindeki heyetle Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin de hazır bulunduğu bir toplantı gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre bir hükümet kaynağı, Abbas'ın Haziran 2009'dan beri Şam'a yaptığı ilk ziyaretin amacının “Suriye-Filistin ilişkilerini ele almak, Filistinlilerin Suriye'deki işlemlerini kolaylaştırmak ve ortak tehditleri müzakere etmek” olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) tahminlerine göre, 2011 yılında çatışmalar başlamadan önce Suriye'deki Filistinlilerin sayısı 560 bin civarındaydı. BM ajansı şu anda bu sayının 438 bin olduğunu tahmin ediyor ve bunların yüzde 40'ından fazlası ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, Filistinli mevkidaşı ile Şam'daki Halk Sarayı'nda görüştü (Suriye Cumhurbaşkanlığı)Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, Filistinli mevkidaşı ile Şam'daki Halk Sarayı'nda görüştü (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) Şam'daki gözlemcilere dayandırdığı haberine göre Abbas'ın ziyareti, eski rejime sadık olan ve ofisleri ile askeri karargahları kapatılan Filistinli grupların varlığı ve Suriye'deki Filistin dosyasının karmaşıklığı nedeniyle istisnai bir öneme sahip.

Gözlemciler Abbas'ın ikili ilişkiler, Suriye'de sayıları yarım milyonu aştığı tahmin edilen Filistinlilerin varlığı ve Filistin diasporasının başkenti olan Yermuk kampının yeniden inşası konularını ele alacağını belirtti.

Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana Suriye'ye ilk ziyaretini gerçekleştiren Abbas'a FKÖ Yürütme Kurulu Sekreteri Hüseyin eş Şeyh ve Yürütme Kurulu üyesi Ahmed Mecdelani de eşlik ediyor.

Abbas Şam'ı en son 2009 yılında ziyaret etmiş ve bu ziyaret sırasında Suriye ve Suudi Arabistan'ı kapsayan bir tur kapsamında Beşşar Esed ile görüşmüştü.

Suriye'deki çatışmaların başlamasını takip eden yıllarda Abbas, en son Haziran 2024'te olmak üzere Şam'ı ziyaret eden Filistinli yetkililer aracılığıyla Esed'e mesajlar gönderdi.

 Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, 16 yıl aradan sonra ilk Şam ziyaretinde Filistinli mevkidaşını kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara, 16 yıl aradan sonra ilk Şam ziyaretinde Filistinli mevkidaşını kabul etti (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Abbas, Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'deki geçiş döneminde cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen eş Şara'yı tebrik eden liderler arasındaydı.

İki cumhurbaşkanı ilk kez mart ayında Kahire'de düzenlenen acil Arap zirvesi çerçevesinde bir araya gelmişti. Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı Wafa'dan aktardığına göre Abbas “iki ülke ve halk arasındaki köklü tarihi ve kardeşlik ilişkilerinden büyük gurur duyduğunu” ifade etti.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.