ABD uçakları Hudeyde ve Sana'ya saldırılarını sürdürüyor

Bir Amerikan uçağı, "Husi" grubuna saldırmak için yola çıkmadan önce "Carl Vinson" uçak gemisinin güvertesinde bombalarla donatılmış durumda (Uçak gemisinin Facebook sayfası)
Bir Amerikan uçağı, "Husi" grubuna saldırmak için yola çıkmadan önce "Carl Vinson" uçak gemisinin güvertesinde bombalarla donatılmış durumda (Uçak gemisinin Facebook sayfası)
TT

ABD uçakları Hudeyde ve Sana'ya saldırılarını sürdürüyor

Bir Amerikan uçağı, "Husi" grubuna saldırmak için yola çıkmadan önce "Carl Vinson" uçak gemisinin güvertesinde bombalarla donatılmış durumda (Uçak gemisinin Facebook sayfası)
Bir Amerikan uçağı, "Husi" grubuna saldırmak için yola çıkmadan önce "Carl Vinson" uçak gemisinin güvertesinde bombalarla donatılmış durumda (Uçak gemisinin Facebook sayfası)

Husi hareketine ait Al-Mesire TV dün ABD uçaklarının başkent Sana ile Hudeyde ve Marib vilayetlerine yönelik saldırılarını sürdürdüğünü bildirdi.

TV, ABD uçaklarının Hudeyde vilayetine altısı Bajil bölgesine ve dördü Ras Isa'ya olmak üzere on hava saldırısı düzenlediğini, Marib vilayetine ise yedi hava saldırısı gerçekleştirdiğini belirtti.

Yemen'in büyük bölümünü kontrol eden Husi grubu, Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla Kasım 2023'ten bu yana İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere saldırılar düzenliyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husi saldırılarının küresel ticareti sekteye uğratması, ABD'yi grupla bağlantılı hedeflere saldırmaya sevk etti.

ABD Başkanı Donald Trump 15 Mart'ta, Washington'un grubun Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde seyrüsefere yönelik tehditlerini durdurma ve İsrail'e yönelik tekrarlanan saldırıları caydırma çabalarının bir parçası olarak, Husi grubuna karşı bir askerî harekât başlatılması emrini verdi. Trump grubu “ölümcül güç” ve kabiliyetlerinin “tamamen ortadan kaldırılması” ile tehdit etti.

Husi grubu zaman zaman “Harry Truman” ve “Carl Vinson” uçak gemilerini ve onlara eşlik eden gemileri hedef alan füze ve insansız hava araçlarıyla operasyonlar düzenlediğini duyurmakta ve bu gemilerden kalkan uçaklar Yemen'deki grup hedeflerini bombalamaktadır.



Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: İsrail'in güç gösterisi güvenliğini sağlamaz

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, dün yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘güç gösterisinin’ ona güvenlik veya istikrar getirmeyeceğini söyledi.

Abdulati, Kahire'de Avusturya Dışişleri Bakanı Beate Meinl-Reisinger ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü savaşın ‘sadece öldürmek için öldürme’ haline geldiğini söyledi. Mısırlı Bakan, İsrail politikalarının mantıksız ve gereksiz bir şekilde günlük cinayetlere devam ettiğini belirtti.

Ülkesinin Gazze'deki insani felakete son vermek ve ‘açlığın silah olarak kullanılmasını durdurmak’ konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Abdulati, İsrail'in sistematik açlık politikasının uluslararası hukuk kurallarının açık bir ihlali olduğuna dikkati çekerek, ‘Gazze Şeridi'ne insani ve tıbbi yardımın koşulsuz ulaştırılmasının’ önemini bir kez daha teyit etti.

Abdulati, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gazze'de ateşkes anlaşması sağlandıktan sonra, Arap Birliği (AL)-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) planını uygulamak için Kahire'de Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşası konulu uluslararası bir konferans düzenleyeceğiz.

Mısırlı Bakan, İsrail ve bölge ülkeleri için güvenliğin ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olduğunun altını çizdi.

Nil Nehri suları konusunda Etiyopya ile yaşanan anlaşmazlığa da değinen Abdulati, su meselesinin ülkesi için son derece önemli olduğunu belirterek “Su meselesinde taviz verilmeyecek” diye vurguladı.

Etiyopya, 2011 yılında milyarlarca dolarlık bir proje olan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı'nın inşasına başlamıştı. Mısır bu barajı Nil Nehri sularındaki tarihi haklarına bir tehdit olarak görürken, Sudan barajın yol açacağı çevresel ve ekonomik zararlardan endişe duyuyor.