Türkiye ve Rusya, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve Suriye yönetiminin desteklenmesi çağrısında bulundu

İki ülke arasında Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin bir istişare toplantısı düzenlendi

Suriye ve bölgedeki gelişmelere ilişkin Türk-Rus istişareleri İstanbul'da yapıldı. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Suriye ve bölgedeki gelişmelere ilişkin Türk-Rus istişareleri İstanbul'da yapıldı. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye ve Rusya, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve Suriye yönetiminin desteklenmesi çağrısında bulundu

Suriye ve bölgedeki gelişmelere ilişkin Türk-Rus istişareleri İstanbul'da yapıldı. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Suriye ve bölgedeki gelişmelere ilişkin Türk-Rus istişareleri İstanbul'da yapıldı. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Ankara: Said Abdurrazık

Türkiye ve Rusya, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, Suriye'nin birliğine olan bağlılıklarını ve istikrarın sağlanması için yeni yönetime desteklerini yineledi. İki ülke ayrıca, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarının durdurulması gerektiği konusunda mutabık kaldı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini, zira bunun Suriye hükümetini siyasi ve mali açıdan desteklemenin en etkili ve uygulanabilir yolu olduğunu vurguladı. Yılmaz, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarının durdurulması gerektiğinin altını çizdi.

Yılmaz başkanlığındaki Türk tarafı ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov başkanlığındaki Rus tarafı, Suriye'deki gelişmeler, Ortadoğu'daki güvenlik durumu, bölgede istikrar ve barışı tesis etmenin yolları ve Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler konusunda İstanbul'da yeni bir istişare turu gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Rus mevkidaşı Mihail Bogdanov'u İstanbul'da kabul etti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Rus mevkidaşı Mihail Bogdanov'u İstanbul'da kabul etti. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dün akşam gerçekleştirilen istişarelerde iki taraf, Suriye'nin istikrara kavuşması için yeni Suriye yönetimine siyasi ve ekonomik desteklerini yinelerken, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarının durdurulması gerektiğini vurguladı.

Görüşme sırasında Yılmaz, ülkesinin Suriye'deki önceliğinin topraklarının birlik ve bütünlüğünü koruyarak istikrar ve güvenliği sağlamak olduğunu ve ülkesinin ulusal güvenliğini koruma arzusuyla Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti.

İki taraf terör örgütleriyle mücadelenin ve Suriye yönetiminin bu mücadelede desteklenmesinin önemi konusunda mutabık kaldı.

Türkiye-Rusya görüşmesi, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Türkiye ve Rusya ile Suriye'deki askeri varlıkları konusunda görüşmelerin sürdüğünü söylemesi ve hükümetine askeri destek sağlayabileceklerini ima etmesinden günler sonra gerçekleşti.

Eş-Şera, Rusya'nın on yıllardır Suriye ordusuna silah sağladığını ve Suriye'deki enerji santrallerine teknik destek verdiğini söyleyerek, Suriye'nin gelecekte Rusya'ya ihtiyaç duyabileceğini ima etti.

Türkiye için ise Suriye yönetimiyle İsrail sınırı yakınlarındaki nüfuzunu genişletmeye, ülkenin kuzeyindeki Kürt militanları azaltmaya ve İran'ı kontrol altında tutmaya yardımcı olabilecek bir askeri anlaşmadan söz ediliyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)

Eş-Şera New York Times'a verdiği demeçte, ABD'ye ülkesine uygulanan yaptırımları kalıcı olarak kaldırma çağrısında bulundu.

Eş-Şera'nın göreve gelmesinden bu yana Avrupa ve ABD, Beşşar Esed rejimine 2014 yılından bu yana uygulanan sert yaptırımların bir kısmını geçici olarak hafifletti. Ancak eş-Şera, ülkenin çökmüş ekonomisini yeniden inşa edebilmesi için çok daha büyük bir rahatlamaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Eş-Şera yaptırımların kaldırılması gerektiğini, çünkü bunların ‘Esed rejiminin halka karşı işlediği suçlara karşılık olarak uygulandığını ve bu rejimin artık iktidarda olmadığını ve yaptırımların hükümeti ve ekonomisini yeniden inşa etme kabiliyetini engellediğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay ABD'li yetkililer yaptırımların kaldırılması için kimyasal silah stoklarının imhası ve terörle mücadele çabalarında iş birliği de dahil olmak üzere sekiz talebin ana hatlarını belirledi. Eş-Şera, ABD'nin bazı koşullarının ‘tartışılması ya da değiştirilmesi gerektiğini’ söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız, siyasi geçiş sürecinin başarıya ulaşması için Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve yeniden yapılanma için uluslararası destek çağrısında bulundu.

Dün akşam Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin de katıldığı BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda konuşan Yıldız, Suriye hükümetinin Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi.

Yıldız, Suriye'ye uygulanan yaptırımların derhal kaldırılması ve altyapının yeniden inşa edilmesi, kamu hizmetlerinin sağlanması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinin ‘ortak öncelik’ olması gerektiğini vurguladı.

Türkiye, Suriye'nin yeniden inşasına etkin destek sağlanması için uluslararası topluma defalarca çağrıda bulundu.

Yıldız, İsrail'in saldırılarının Suriye'nin egemenliğini ihlal ettiğini, bölgesel barış ve güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturduğunu, iç istikrarı baltaladığını ve terör örgütü DEAŞ ile mücadele kabiliyetine zarar verdiğini ifade etti.

Yıldız, Türkiye’nin söz konusu saldırıları kesin bir dille kınadığını, BM Güvenlik Konseyi'ni gerilimin daha da artmasını önlemek üzere derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçmeye çağırdığını ve bu yeni dönemin zorluklarının üstesinden gelinmesinde Suriye halkına güçlü bir şekilde destek olmaya kararlı olduğunu vurguladı.



İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.


Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.