DEAŞ Suriye'deki silahlı gruplara güveniyor

Yeni yönetime karşı “ihanet” kampanyası başlattı

DEAŞ üyeleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ üyeleri (Arşiv- AFP)
TT

DEAŞ Suriye'deki silahlı gruplara güveniyor

DEAŞ üyeleri (Arşiv- AFP)
DEAŞ üyeleri (Arşiv- AFP)

Son dönemde DEAŞ'ın Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'ya yönelik uluslararası terörle mücadele koalisyonuna katılmaması yönündeki tehdidinin ardından, özellikle SDG yönetimindeki DEAŞ militanları, liderleri ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin kapatılacağı beklentisiyle birlikte bu konu yeniden ön plana çıktı. Örgütün seçenekleri arasında yeni güvenlik gerçekliğine uyum sağlamak yer alırken, aynı zamanda silahlı gruplar ve cihatçı geçmişe sahip savaşçılar arasındaki hayal kırıklıklarından yararlanmaya niyetli olduğu görülüyor.

Örgüt son zamanlarda, Arap ülkeleri ve uluslararası toplumla ilişkiler kurma çabasını bahane ederek, medya organı “El-Naba” aracılığıyla yeni yönetime karşı kışkırtma ve “ihanet” kampanyaları başlattı.

Örgüt, son dönemde Arap ülkeleri ve uluslararası toplumla ilişki kurma bahanesiyle, medya dergisi El-Nebe aracılığıyla yeni yönetime karşı kışkırtma ve "ihanet" kampanyaları başlattı.

Suriye Kamu Güvenliği yetkilisi Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, yeni Suriye hükümetinin "güvenlik birimlerini yeniden inşa etmeye dayalı kapsamlı bir güvenlik stratejisi" benimsediğini ve "toplumsal farkındalık kampanyaları ve çevrimiçi faaliyetlerin izlenmesi yoluyla aşırılıkçı grubun söylemlerine karşı koymayı" hedeflediğini doğruladı.



UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi'ndeki 50 çalışanımız İsrail hapishanelerinde kötü muameleye maruz kaldı

Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)
Gazze şehrinin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’nda UNRWA tarafından işletilen bir klinikteki çalışan ilaç dağıtıyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) bugün, 50'den fazla çalışanının Gazze Şeridi'nde İsrail ordusu tarafından alıkonuldukları sırada kötü muameleye maruz kaldıklarını ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını açıkladı.

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana, aralarında öğretmen, doktor ve işçilerin de bulunduğu 50'den fazla UNRWA personeli gözaltına alındı ve kötü muameleye maruz kaldı. En korkutucu ve insanlık dışı şekillerde muamele gördüler. Dövüldüklerini ve canlı kalkan olarak kullanıldıklarını bildirdiler” ifadelerini kullandı.

Lazzarini, paylaşımında, İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bir personelin şu ifadesine yer verdi: “Yaşadığım kâbusun sona ermesi için ölmeyi diledim.”

Gözaltına alınanların ‘uykusuz bırakıldığını, aşağılandığını, ailelerine zarar vermekle tehdit edildiğini ve üzerlerine köpek salındığını’ belirten Lazzarini, “Birçoğu itirafta bulunmaya zorlandı ki bu her türlü standarda göre dehşet verici ve utanç verici bir durum” dedi.

İsrail ordusundan suçlamalara henüz bir yanıt gelmedi.

UNRWA, Filistinlilere insani yardım hizmeti sağlayan başlıca Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşu. Ancak İsrail Knesset'i, İsrail kurumlarının UNRWA ile iş yapmasını yasaklayan bir yasa çıkardı.

Bu yasa, kurumun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde faaliyetlerini aksatıyor.

Knesset, UNRWA'nın Gazze Şeridi'ndeki Hamas mensuplarını koruduğu suçlamaları nedeniyle ajansın çalışmalarına karşı bu yasayı kabul etti. BM ve bazı bağışçı devletler, bir soruşturma komisyonunun asılsız olduğu sonucuna vardığı bu suçlamaları reddediyor.

Lazzarini'nin yorumları, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) dün İsrail'in savaştan harap olmuş Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine tam bir abluka uygulamasından 50 günden fazla bir süre sonra Filistinlilere karşı insani yükümlülüklerine ilişkin bir haftalık oturumlara başlamasıyla geldi.

İsrail oturumlara katılmamasına rağmen, bunları meşruiyetini elinden almayı ve itibarını zedelemeyi amaçlayan ‘sistematik bir zulmün parçası’ olarak değerlendirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar dün yaptığı açıklamada, “Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” dedi.