Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlediği saldırının ‘gerilimi artıran tehlikeli bir adım’ olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, dün işgalci İsrail tarafından devlet kurumlarına ve egemenliğine karşı tehlikeli bir adım olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bombalanmasını en güçlü ifadelerle kınıyor” denildi. Açıklamanın devamında, kınanan bu saldırının ülkeyi istikrarsızlaştırmaya ve güvenlik krizlerini artırmaya çalışan pervasız hareketlerin devamını yansıttığı ve ulusal güvenlik ile Suriye halkının birliğini hedef aldığı vurgulandı.

Cumhurbaşkanlığı, Telegram kanalında yayınladığı açıklamada, uluslararası toplumu ve Arap ülkelerini, uluslararası kanun ve sözleşmeleri ihlal eden bu saldırgan saldırılar karşısında Suriye'nin yanında yer almaya davet etti. Ayrıca, Arap ülkelerini tutumlarını birleştirmeye ve bu saldırılar karşısında Suriye'ye tam desteklerini ifade etmeye ve İsrail'in saldırgan uygulamalarına karşı Arap halklarının haklarının korunmasını sağlamaya çağırdı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ister yerli ister yabancı olsun Suriye'nin birliğini hedef alan bu saldırıların Suriye halkının iradesini zayıflatamayacağını ya da devletin tüm bölgelerde istikrar ve barışı sağlama çabalarını engelleyemeyeceğini vurguladı. Yetkili güvenlik birimlerinin bu saldırıların sorumlularını cezalandırmak için gerekli soruşturmaları sürdürdüğünü ve ülkenin ve vatandaşlarının güvenliğini hedef alabilecek her türlü tehdidi önlemek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı, tüm taraflara ulusal birlik çerçevesinde diyalog ve iş birliğine bağlı kalmaları ve krizi uzatmaya yönelik tüm bozma girişimlerine karşı koymaları çağrısını yineleyerek, Suriye'nin inşa yolunda ilerlemeye devam ettiğini ve reform çarkının zorluklara rağmen durmayacağını belirtti. Cumhurbaşkanlığı açıklamasını, “Suriye egemenliğinden ya da güvenliğinden ödün vermeyecek ve halkının haklarını mevcut tüm araçlarla savunmaya devam edecektir” sözleriyle sonlandırdı.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'in Şam'ı bombalamasının ‘Suriye rejimine açık bir mesaj gönderdiğini’ söyledi. Açıklamada, “Suriye güçlerinin Şam'ın güneyinde konuşlanmasına ya da Dürzilere yönelik herhangi bir tehdit oluşturmasına izin vermeyeceğiz” ifadesi yer aldı.



ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
TT

ABD, göçmenleri askeri uçaklarla Libya'ya göndermeyi planlıyor

Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)
Libyalılar 28 Nisan 2025'te Trablus'un Şehitler Meydanı'nda yürüyor. Trump yönetimi bölünmüş ülkeye göçmen göndermeyi planlıyor (AFP)

Reuters'ın haberine göre Trump yönetimi, göçmenleri askeri uçakla Libya'daki gözaltı merkezlerine göndermeyi planlıyor.

The New York Times'a konuşan yetkililer, uçağın çarşamba günü kadar erken kalkabileceğini söyledi. Uçuşta yer alacak kişilerin uyrukları henüz belli değil.

Libya'da şiddetli çatışmalar var ve insan hakları grupları, ülkedeki göçmen gözaltı merkezlerini "korkunç" ve "içler acısı" diye niteliyor.

Bu girişim, Trump yönetiminin göçmenleri ABD'ye girmekten caydırmaya ve ülkede yasadışı olarak bulunanlara, zor koşullara sahip ülkelere gönderilebilecekleri mesajını vermeye çalıştığı dönemde geldi.

Yine de uçuş, yasal, lojistik ya da diplomatik kısıtlamalar nedeniyle gerçekleşmeyebilir. Yönetim daha önce de bir grup Venezuelalıyı El Salvador'a gönderdiği için sert tepkiyle karşılaşmıştı. Bu kişiler teröristlere ayrılmış bir hapishanede tutuluyor.

Dışişleri Bakanlığı, "suç, terörizm, patlamamış kara mayınları, iç karışıklık, insan kaçırma ve silahlı çatışmalar" nedeniyle Amerikan halkına Libya'ya gitmemeyi tavsiye ediyor.

Ülke, uzun yıllar diktatörlük yapan Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden bu yana yıllardır süren iç savaşla karşı karşıya ve hâlâ bölünmüş durumda. Birleşmiş Milletler'in tanıdığı hükümet Libya'nın batısını Trablus'tan yönetiyor. Aynı zamanda doğu, ülkenin petrol sahalarının çoğunu kontrol eden savaş lordu Halife Hafter liderliğindeki hükümet tarafından yönetiliyor.

ABD'nin Trablus'taki hükümetle sadece resmi ilişkisi var ama bu Hafter'in oğlu Saddam'ın geçen hafta Washington'ı ziyaret etmesini ve birkaç Trump yetkilisiyle görüşmesini engellemedi. Trump'ın Beyaz Saray'daki ilk döneminde Hafter'le dostane bir ilişkisi vardı.

Libya, Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenler için merkez niteliğinde. Ülkede mülteciler ve göçmenler için çok sayıda gözaltı tesisi var. Uluslararası Af Örgütü, 2021 tarihli raporunda bu tesislerin "erkeklere, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddet" kanıtlarıyla "korkunç" bir "cehennem manzarası" oluşturduğunu belirtmişti.

Öte yandan Küresel Gözaltı Projesi, Libya'da tutulan göçmenlerin "fiziksel kötü muamele ve işkencenin" yanı sıra zorla çalıştırma ve köleliğe maruz kalabileceğini açıklamıştı.

Dışişleri Bakanlığı geçen sene yıllık raporunda ülkedeki gözaltı merkezlerindeki "sert ve hayati tehlike oluşturan" koşullara işaret etmişti. Raporda göçmenlerin "göçmenlik mahkemelerine ya da yasal süreçlere erişimlerinin olmadığı" belirtilmişti.

Carnegie Endowment for International Peace'de Libya uzmanı olan Frederic Wehrey, The Times'a şunları söyledi:

Bu göçmen hapishanelerinde bulundum ve burası göçmenler için uygun bir yer değil. Savunmasız birini atmak için korkunç bir yer.

Independent Türkçe