Washington ve Tahran müzakereleri tehlikede

İran zenginleştirmeye devam ediyor, Beyaz Saray bölündü

İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
TT

Washington ve Tahran müzakereleri tehlikede

İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)
İran'daki Buşehr nükleer santralindeki bir reaktör - 25 Şubat 2009 (Arşiv-Reuters)

Washington ve Tahran arasında zaten durmuş olan müzakereler, İranlıların uranyum zenginleştirmede ısrar etmesi ve Beyaz Saray'da İran'ı vurma konusunda bölünme işaretleri görülmesi nedeniyle tehlikeye girmiş durumda.

Tahran zenginleştirme “hakkını” savunurken, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ülkesinin “nükleer yakıt döngüsünün tamamına sahip olmak için her türlü hakka sahip olduğunu” söyledi.

Lider Ali Hamaney'in danışmanı Ali Laricani ise “İran'ın pozisyonunun net olduğunu, nükleer silah peşinde olmadığını” vurguladı.

Washington Post gazetesi, Başkan Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile İran'a yönelik askeri müdahale konusunda anlaştığını açıklamasının ardından Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'u görevden aldığını yazdı.



İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
TT

İsrail’den Ben Gurion saldırısı sonrası Husilere tehdit

Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)
Husilerin dün Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan saldırısı sonrası iyileştirme çalışmalarına başlayan personel (AFP)

İsrail dün, kendisi için hayati önem taşıyan Ben Gurion Havaalanı’na füzeli saldırı düzenleyerek altı kişinin yaralanmasına, hava trafiğinin aksamasına ve uçuşların askıya alınmasına neden olan Yemen’deki Husilere karşı teyakkuza geçerek tehditler savurdu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Husilere karşı yeni ‘saldırılar’ düzenleyeceklerini söyledi. Netanyahu, “Geçmişte onlara (Husilere) karşı hareket ettik. Gelecekte de onlara karşı hareket etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hem hükümet hem de muhalefet kanadı olmak üzere siyasi ve askeri çevreler Husilerin saldırısını, İran'dan gelen bir ‘tehdit mesajı’ olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre İsrailli üst düzey bir güvenlik kaynağı yaptığı açıklamada, Husilerin saldırıda kullandıkları füzenin aslında Şahab-3 füzesinden geliştirilmiş bir İran füzesi olduğunu belirterek Husilerin, İsrail'in Arrow 2 ve Arrow 3 füze savunma sistemleri ile ABD'nin THAAD füze savunma sisteminin radarından kurtulmasını sağlayan ek özelliklere sahip bir füze başlığı geliştirdiklerini söyledi.

İsrail'in değerlendirmelerine göre havaalanına yönelik saldırı İran'ın, İsrail'i nükleer tesisleri bombalaması halinde Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana Husiler tarafından uygulanan deniz ablukasına benzer bir hava ablukasına maruz kalacağı yönünde tehdit ettiği dolaylı bir mesajdı.

İsrail’in eski Savunma Bakanı Benny Gantz ise yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Sorun Yemen değil, İran. İsrail’e balistik füzelerle saldıran İran’ın ta kendisi ve bunun sorumluluğunu üstlenmeli.”