İsrail ordusu, Güney Suriye'de Dürzilerin tedavi edileceği bir klinik açtı

Yüzleri bulanıklaştırılmış İsrail askeri hemşireleri ve doktorları bir Dürzi adamı tedavi ediyor (İsrail ordusunun videosundan ekran görüntüsü)
Yüzleri bulanıklaştırılmış İsrail askeri hemşireleri ve doktorları bir Dürzi adamı tedavi ediyor (İsrail ordusunun videosundan ekran görüntüsü)
TT

İsrail ordusu, Güney Suriye'de Dürzilerin tedavi edileceği bir klinik açtı

Yüzleri bulanıklaştırılmış İsrail askeri hemşireleri ve doktorları bir Dürzi adamı tedavi ediyor (İsrail ordusunun videosundan ekran görüntüsü)
Yüzleri bulanıklaştırılmış İsrail askeri hemşireleri ve doktorları bir Dürzi adamı tedavi ediyor (İsrail ordusunun videosundan ekran görüntüsü)

İsrail ordusu, dün Suriye'nin güneyinde Dürzi toplumuna tıbbi tedavi sağlamak amacıyla mobil bir klinik açıldığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre klinik, Suriye'nin güneyindeki Dürzi kasabası Hadar yakınlarında bulunuyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre açıklamada, "Bu tesis, Suriye'deki Dürzi toplumuna destek olmak ve güvenliklerini sağlamak amacıyla yapılan çabaların bir parçasıdır." ifadeleri yer aldı.

Ordu, yüzleri bulanıklaştırılmış askeri hemşire ve doktorların, kolu alçıda olan bir adamı, yüzü bulanıklaştırılmış şekilde, geçici bir ev gibi görünen yerde tedavi ettiklerini gösteren video görüntüleri yayınladı.

Daha önce Suriye'nin güneyinde Dürziler ile militanlar arasında mezhepsel ayrılıklar nedeniyle kanlı çatışmalar yaşanmıştı.

Yahudi devletinin kuzeyindeki Safed kentindeki Ziv Tıp Merkezi'nde görevli bir doktor, çatışmaların başlamasından bu yana onlarca Dürzi'nin tedavi için İsrail'e sevk edildiğini söyledi.

3 Mayıs'ta yeniden başlayan çatışmaların ardından İsrail, Suriye'nin başkenti Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı yakınlarına hava saldırısı düzenledi. Başbakan Binyamin Netanyahu, bunun, ülkesinin "Güney Şam'a (Suriye) güçlerinin konuşlandırılmasına" veya "Dürzi toplumuna yönelik herhangi bir tehdit" oluşturmasına izin vermeyeceği yönünde "açık bir mesaj" olduğunu söyledi.

frgty6u7
İsrail ordusu, güney Suriye'de mobil bir tıbbi tesisi işletiyor (İsrail ordusuna ait bir videodan ekran görüntüsü)

Suriye'deki Dürzi nüfusunun yaklaşık 700 bin olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Dürzilerin büyük çoğunluğu ülkenin güneyinde, en güçlü oldukları bölge ise Süveyda Valiliği. Ayrıca Şam'a yakın Ceramana ve Sahnaya kentlerinde de varlık gösteriyorlar ve ülkenin kuzeybatısındaki İdlib'de sınırlı bir varlıkları bulunuyor.

İsrail'de Celile, Karmel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köye dağılmış durumdalar. Merkezi İstatistik Bürosu'na göre İsrail vatandaşlarının sayısı 153 bin. Bunlara ilave olarak Golan'da yaklaşık 23 bin kişi daha bulunuyor ve bunların büyük çoğunluğu daimî İsrail ikametgahına sahip.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.