Hizbullah çevresinde ajan olgusu giderek artıyor ve ajanların lider kadrosuna sızdığı ortaya çıkıyor

Askeri yargı, aralarında Rıdvan Taburu yetkililerinden birinin oğlunun da bulunduğu 21 kişiyi yargılıyor

Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında bir milisin cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri, 6 Nisan 2025 (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında bir milisin cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri, 6 Nisan 2025 (AFP)
TT

Hizbullah çevresinde ajan olgusu giderek artıyor ve ajanların lider kadrosuna sızdığı ortaya çıkıyor

Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında bir milisin cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri, 6 Nisan 2025 (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında bir milisin cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri, 6 Nisan 2025 (AFP)

İsrail ajanlarının dosyası Hizbullah için bir kâbusa dönüştü ve tehlikesi İsrail'in kendisine ve çevresine karşı yürüttüğü savaşın yansımalarıyla eşdeğer hale geldi. Şu ana kadar gözaltına alınan 21 kişinin sorgulanması sonucunda çoğunun Hizbullah liderlerine ve kadrolarına çok yakın olduğu ortaya çıktı. Casusluk rolleri, Mossad'a sağladıkları bilgi ve koordinatlara dayanarak İsraillilerin onlarca lidere suikast düzenlemesini sağladı. Bunlardan en sonuncusu, adının Muhammed Salih olduğu söylenen Hizbullah liderlerinden birinin oğlu. Kendisi en tehlikeli casus olarak görülüyor ve çoğu lider ve yetkilinin öldürülmesine neden olduğuna inanılıyor.

Şu ana kadar 21 kişi iş birliği suçlamasıyla gözaltına alındı

Bir yargı kaynağının Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre şu ana kadar 21 kişi güvenlik ve yargı birimleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısının artacağı bildiriliyor. Kaynak, “Bu kişilerin takibi devam ediyor ve olaya karışan daha fazla kişinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak... İsrailli düşman, Lübnan ve İsrail arasındaki sözde ‘güvenlik savaşının’ bir parçası olarak geçmişte olduğu gibi insanları ağlar veya gruplar içinde değil, bireysel olarak işe alma politikasını benimsedi ve Lübnan güvenliği görevlerini sınırlandırmayı ve zayıflatmayı başardı” ifadelerini kullandı.

Aralarında Hizbullah'a yakın ünlü bir Lübnanlı Tiktoker’ın da bulunduğu aktivistlerin ve onlarca sosyal medya fenomeninin İsrail'le iş birliği yapmak suçlamasıyla gözaltına alındığı bilgisi geldi. Ancak bir güvenlik kaynağı bu tür gözaltların gerçekleştiğini yalanladı ve Şarku’l Avsat'a ‘ajanları takip etmek için geniş bir güvenlik çalışmasının varlığından’ bahsetti. Kaynak, “Güvenlik kurumları, özellikle de Enformasyon Dairesi, ordu istihbaratı ve Genel Güvenlik, enerjilerini yurtiçi ve yurtdışındaki tüm şüpheli hareketleri ve iletişimleri izlemek ve takip etmek için seferber etti” dedi.

‘Sersemlemiş’ bir çevre... Dahiye'deki ajanlara misilleme için darağacı

Bu olgu, İsrail'in saflarına, özellikle de Hizbullah’ın yapısına sızmasının boyutları karşısında sersemlemiş olan Şii çevre üzerinde ağır bir yük oluşturdu. Bazıları bu ajanların cezalandırılmasını talep etmek için Dahiye’nin meydanlarından birine darağacı kurarak öfkelerini dile getirdi. Cenubiye internet sitesinin yayıncısı, siyaset yazarı ve araştırmacı Ali el-Emin, “Ajan olgusu, Hizbullah'ın çevresine derinlemesine nüfuz edildiğini açıkça ortaya koyuyor” dedi. El-Emin Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Hizbullah’ın metodolojisi, tarzı ve ideolojisi nedeniyle bu ortamın hastalıklı, hırpalanmış ve dengesiz hale geldiğini, bunun da pek çok kişinin İsrail'le anlaşmayı kolay hale getirmesine yol açtığını’ söyledi. Hizbullah'ın politikalarına karşı çıkan el-Emin, “Ajanların idam edilmesi çağrısında bulunmak için Dahiye'nin kalbine bir darağacı kurmak, iş birliğinin istisna olduğunu söyleme çabasından başka bir şey değildir. Başkalarını damgalama söylemi içeriden geniş çaplı adam devşirmeye kapı açtı ve ideolojik iklim Hizbullah’a sızmayı kolaylaştırdı. İnsanların bilinçaltı ve Şii devletinin ne hale geldiğine dair olumsuz algıları, ajanların sanki suçsuzmuş gibi bu olguya sürüklenmesine neden oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Salih'in gözaltına alındığının açıklanmasının ardından sosyal medya, savaşta öldürülen milislerin ve Hizbullah yetkililerinin fotoğraflarıyla dolup taştı.

Salih'in gözaltına alınması Hizbullah çevrelerinde şok etkisi yarattı ve Mossad'ın Hizbullah'ın saflarına ve liderliğine çok yakın bir çevreye ne kadar nüfuz ettiğini gösterdi. Salih, Hizbullah'ın askeri güçlerindeki en önemli savaş birimi olan Rıdvan Taburu'nda görevli bir subayın oğlu ve kardeşi İsraillilerle girdiği çatışmada öldürülen bir Hizbullah mensubu. İlk sorgulamaların bir haftadan fazla sürmesine rağmen, tehlikeli rolü ve bu rolün sonuçları hakkında bilgiler halen ortaya çıkmaya devam ediyor. Adli kaynağa göre Salih, İsrail'in Lübnan'a yönelik savaşının başlamasından bu yana gözaltına alınan en tehlikeli ajan olarak kabul ediliyor. Zira Salih, İsraillilere Hizbullah liderleri ve çalışanlarının hareketleri hakkında bilgi sağladı. Salih, Hizbullah liderliğinin dar çemberi içinde neler olup bittiğinin ayrıntılarına aşina bir isim. Salih'in İsraillilere verdiği bilgiler onlarca Hizbullah kadrosu ve liderinin öldürülmesine yol açtı. Son olarak da Hasan Bedir ve oğlu Ali 29 Mart'ta güney banliyölerindeki el-Cemus mahallesindeki evlerini hedef alan bir İsrail insansız hava aracı (İHA) saldırısında öldürüldü. Kaynak, “Daha tehlikeli olan ise suikasta uğrayan liderin yerine atanacak yetkilinin ismini İsraillilere vermesi ve sık sık bu liderlerle fotoğraf çektirip İsraillilere göndermesi” dedi.

Muhammed Salih, İsrail ile iş birliği yapmak suçlamasıyla gözaltına alındı (Sosyal medya)Muhammed Salih, İsrail ile iş birliği yapmak suçlamasıyla gözaltına alındı (Sosyal medya)

Askeri mahkemenin hükümet komiseri Yargıç Fadi Akiki, Salih'i ve soruşturmada yer alan diğer kişileri ‘İsrail düşmanıyla iş birliği yapmak, entrika çevirmek ve sivillerin öldürülmesine neden olan bilgileri sağlamak’ suçlarıyla itham etti. Salih'i birinci askeri soruşturma hâkimi Fadi Savan'a sevk ederek sorgulanmasını ve hakkında tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.

Muhammed Salih'in gözaltına alınması ne ilk ne de son. Zira Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana ajanlar olgusu ortaya çıkmaya başladı ve yuvarlanan bir kartopuna dönüştü. Adli kaynak, ‘Salih'in gözaltına alınmasıyla birlikte İsrail adına casusluk yapmak suçlamasıyla gözaltına alınanların sayısının 21'e yükseldiğini, 13 Lübnanlı, 6 Suriyeli ve 2 Filistinlinin gözaltında olduğunu ve askeri mahkemede soruşturma hakimleri önünde sorguya tabi tutulduklarını’ belirtti. Kaynak, “Bazıları savaş döneminde, yani Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne destek için cephe açtığı 8 Ekim 2023'ten sonra Mossad tarafından işe alındı, diğerleri ise savaştan önce ” ifadesini kullandı.



Filistin yanlısı aktivist Mahmud Halil, Trump yönetiminden tutukluluğu için 20 milyon dolar tazminat talep ediyor

 Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
TT

Filistin yanlısı aktivist Mahmud Halil, Trump yönetiminden tutukluluğu için 20 milyon dolar tazminat talep ediyor

 Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)

ABD'deki Filistin yanlısı üniversite protestolarının en önde gelen liderlerinden biri olan Mahmud Halil, dün Trump yönetimine karşı dava açarak, göçmenlik ajanları tarafından gözaltına alınması ve tutuklanması nedeniyle 20 milyon dolar tazminat talep etti.

Bir ABD vatandaşı ile evli ve bir çocuk babası olan 30 yaşındaki Halil, mart ayında gözaltına alınmasının ardından tutuklanmıştı.

Geçen ay Louisiana'daki federal göçmen gözaltı merkezinden, bir hakimin kefaletle serbest bırakılmasına karar vermesinden sonra serbest bırakıldı.

Halil'i destekleyen Anayasal Haklar Merkezi'ne göre “idare, Halil'i gözaltına alma, tutuklama ve sınır dışı etme yönündeki hukuka aykırı planını, onu ve ailesini terörize etmek için hesaplanmış bir şekilde gerçekleştirdi.”

Şikayette Halil'in “ciddi psikolojik sıkıntı, ekonomik zorluk ve itibarının zedelenmesinden” muzdarip olduğu belirtildi.

Resim  ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Columbia Üniversitesi mezunu, ABD'nin müttefiki İsrail'in Gazze'deki savaşına karşı öğrenci protestolarının sembolü haline geldi ve Trump yönetimi tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak etiketlendi.

Halil, davayı “hesap verebilirliğe doğru atılmış bir ilk adım” olarak nitelendirdi.

Yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Hiçbir şey benden alınan 104 günü geri getiremez. Yaşadığım travma, eşimden ayrı kalmak ve bana zorla dayatılan ilk çocuğumun doğumu sırasında yanında olamamak.

Halil, “Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” ifadesini kullandı.

“Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” diye ekledi.

Khalil daha önce gözaltında yaşadığı “üzücü” deneyimden bahsetmiş, 70'ten fazla kişiyle aynı hücreyi paylaştığını, hiç mahremiyetinin olmadığını ve ışıkların sürekli açık olduğunu söylemişti.

Başkan Donald Trump yönetimi “Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” diye ekledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Halil daha önce gözaltında yaşadığı “üzücü” deneyimden bahsetmiş, 70'ten fazla kişiyle aynı hücreyi paylaştığını, hiç mahremiyetinin olmadığını ve ışıkların sürekli açık tutulduğunu söylemişti.

Başkan Donald Trump yönetimi Halil'in sınır dışı edilmesini, ABD'de kalmaya devam etmesinin “potansiyel olarak ciddi dış politika sonuçları” doğurabileceğini söyleyerek gerekçelendirdi.

Halil'in tutuklanması, Trump'ın son aylarda büyük Amerikan üniversitelerine karşı yürüttüğü kampanyanın bir parçası olarak gerçekleşti. Başkan, Columbia Üniversitesi, Harvard Üniversitesi ve bazı üniversiteleri uluslararası öğrenci kabul ettikleri için eleştirdi, bu üniversitelere verilen federal ödenekleri kesti ve akreditasyonlarını iptal etmekle tehdit etti.

Halil'in ekibi, açtığı davaya ilave olarak, gözaltı dışında da tehditlere maruz kalabileceğine dair endişelerini dile getirdi.