İsrail'in Güney Lübnan’a düzenlediği hava saldırısında biri Lübnan ordusu askeri olmak üzere iki kişi yaralandı

Güney Lübnan’daki Ebu’l Esved kasabasında bir aracı hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Lübnan ordusu personeli (AFP)
Güney Lübnan’daki Ebu’l Esved kasabasında bir aracı hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Lübnan ordusu personeli (AFP)
TT

İsrail'in Güney Lübnan’a düzenlediği hava saldırısında biri Lübnan ordusu askeri olmak üzere iki kişi yaralandı

Güney Lübnan’daki Ebu’l Esved kasabasında bir aracı hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Lübnan ordusu personeli (AFP)
Güney Lübnan’daki Ebu’l Esved kasabasında bir aracı hedef alan hava saldırısının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Lübnan ordusu personeli (AFP)

Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in bugün Beyt Yahun bölgesinde Lübnan ordusuna ait bir kontrol noktasının yakınında bir aracı hedef alan hava saldırısında biri asker olmak üzere iki kişi yaralandı. Lübnan ordusu, İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması kapsamında konuşlanmaya devam ediyor.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, “İsrail'in insansız hava aracıyla (İHA) düzenlediği saldırıda Bint Cubeyl bölgesindeki Beyt Yahun yolunda bir araç hedef alındı ve biri Lübnan ordusunda asker olmak üzere iki kişi yaralandı” denildi. Lübnan ordusu tarafından yapılan açıklamada da “İsrail düşmanının Beyt Yahun-Bint Cubeyl kontrol noktasında bir aracı hedef alması sonucu bir asker yaralandı” ifadesi yer aldı. Olay yeri, İsrail sınırına yaklaşık sekiz kilometre mesafede yer alıyor.

İsrail ordusu saldırıyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail geçtiğimiz hafta Lübnan'ın güneyindeki bölgelere bir dizi saldırı düzenleyerek dört kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. İsrail ordusu önceki saldırıların Hizbullah üyelerini hedef aldığını bildirdi.

ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği ateşkes anlaşması 27 Kasım'dan bu yana yürürlükte. Anlaşma, Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden (sınırdan yaklaşık 30 kilometre uzakta) çekilmesini öngörüyor.

Anlaşma ayrıca, İsrail'in savaş sırasında girdiği bölgelerden çekilmesini de öngörüyor. Ancak sürenin dolmasının ardından İsrail, sınırın her iki tarafındaki geniş alanları denetlemesine olanak tanıyan beş stratejik tepedeki kuvvetlerinin varlığını sürdürdü. İsrail ordusu güneyde saldırılar düzenlemeye devam ederken Lübnan, uluslararası toplumu İsrail'e saldırılarını durdurması ve geri çekilmesi için baskı yapmaya çağırıyor.

Son zamanlarda Lübnanlı yetkililer, İsrail ile savaş sırasında ağır kayıplar veren Hizbullah'ın silahsızlandırılması için ABD'nin artan baskısı karşısında, ‘silahların yalnızca devletin elinde olması’ kararını vurguluyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn nisan ayı sonunda yaptığı açıklamada, ordunun, ateşkes anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmenin bir parçası olarak ‘temizlediği’ güney bölgesinin yüzde 85'inden fazlasını kontrol ettiğini belirtti.



Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
TT

Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)

Gazze Şeridi'ndeki insani kriz, BM ve tıbbi kuruluşların, ciddi yakıt sıkıntısının daha da kötüleşmesi nedeniyle sağlık sektörünün çöktüğü yönündeki uyarılarının artmasına neden oldu. CNN'e göre hastanelerde aynı kuvözü paylaşan birkaç bebeğin trajik görüntüleri, nüfusun karşı karşıya olduğu felaket durumunun çarpıcı bir göstergesi.

Gazze'deki doktorlar, elektrik kesintileri ve yakıt sıkıntısı nedeniyle bir dizi tıbbi cihazın durdurulmasından dolayı, birden fazla bebeği aynı kuvöze koymak zorunda kaldıklarını doğrularken, hastaneler hayati hizmetlerin azaltıldığını veya askıya alındığını duyurdu. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise durumu “çok kritik” olarak nitelendirdi.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) açıklamasında “Hastaneler şimdiden yakıtı karneye bağlamaya başladı, bazı ambulanslar çalışmayı durdurdu ve su sistemleri çökmenin eşiğinde” ifadelerini kullandı.

Ofis, yeterli miktarda yakıtın acilen ve düzenli olarak girişine izin verilmediği takdirde, yakıt girişine yönelik kısıtlamaların devam etmesinin “ölüm sayısında keskin bir artışa” yol açacağını kaydetti.

Aktivistler ve hastane yöneticileri tarafından sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, Gazze'nin güneyindeki el-Ehli Hastanesi müdürü tarafından paylaşılan ve prematüre bebekler için temel bakımın tamamen yetersiz olduğu el-Hilu Hastanesi'nde tek kuvözde birkaç bebeği gösteren bir fotoğraf da dahil olmak üzere, sağlık tesislerinin içinden üzücü sahneler gösteriyor.

El Ehli Hastanesi direktörü Dr. Fadel Naim X platformuna şunları yazdı: “Bu trajik aşırı kalabalık sadece ekipman eksikliğinden değil, sağlık sistemini tahrip eden savaş ve kuşatmanın doğrudan bir sonucudur. Abluka yenidoğan bakımını bir hayatta kalma savaşına dönüştürdü... Hiçbir çocuk, yaşayıp yaşamayacağına, bombaların ve ablukaların karar verdiği bir dünyaya doğmamalıdır."

Gazze'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'nin müdürü Dr. Muhammed Ebu Silmiyye ise birkaç saat içinde hastanenin tamamen çökebileceği uyarısında bulundu: “Önümüzdeki birkaç saat içinde yakıt sağlanmazsa, hastane üç saat içinde hizmet dışı kalacak ve bu da kuvözlerdeki 22 bebek de dahil olmak üzere onlarca hastanın ölümüne yol açacak.”

Ebu Silmiyye CNN'e yaptığı açıklamada, hastanenin ameliyathanelere ve yoğun bakıma odaklanmak için diyaliz bölümünü kapatmak zorunda kaldığını ve çalışmaların artık el fenerleri altında yapıldığını söyledi.

Nasır Tıp Kompleksi yönetimi, kalan yakıtın sadece bir gün yeteceğini ve başta doğum ve yoğun bakım olmak üzere sadece kritik bölümlere tahsis edildiğini duyurdu.

Temel hizmetlerin çökme noktasına gelmesi

Yansımalar yakıt eksikliğiyle sınırlı kalmadı, hastanelerin güvendiği jeneratörleri çalıştırmak için gereken yedek parçaların temininde yaşanan zorluklara ve sürekli elektrik kesintilerine kadar uzandı.

Merkez Valilikteki el Aksa Şehitleri Hastanesi yönetimi, yedek parça eksikliği nedeniyle ana jeneratörün arızalandığını ve tüm bölümleri çalıştırmaya yetmeyen küçük bir yedek jeneratör kullanmak zorunda kaldıklarını duyurdu. Açıklamada şöyle denildi: “Saatler içinde yakıtımız tükenecek ve hastanenin kapanması yarım milyon insanı etkileyecek.”

Tıp ve yardım kuruluşları yakıtın sadece hastaneleri çalıştırmak için değil, aynı zamanda yemek pişirme, tuzdan arındırma ve kanalizasyon arıtma tesislerinin yanı sıra, ambulans ve kurtarma araçları için de gerekli olduğunu vurguluyor.

İsrail, askeri operasyonların başlamasından bu yana Hamas tarafından silah yapımında kullanılabileceği iddiasıyla Gazze'ye yakıt girişine ciddi kısıtlamalar getirirken, insani yardım malzemelerinin girişine derhal ve koşulsuz izin verilmesini talep eden yardım kuruluşları bu iddiayı reddediyor.

Uluslararası uyarılar ve ateşkes çağrıları

Sınır Tanımayan Doktorlar, Gazze Şeridi'nde “eşi benzeri görülmemiş insani felaket” yaşandığı uyarısında bulunan bir açıklama yayınlayarak, acil ateşkes ve geniş çaplı yardım erişimi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre kuruluş açıklamasında, "Ekiplerimiz, milyonlarca Filistinlinin hayatını tehdit eden koşullar altında yaralıları tedavi ediyor ve aşırı kalabalık hastanelere tıbbi malzeme sağlıyor. İsrail hükümetini ve bu felakete ortak olan ülkeleri, özellikle de Birleşik Krallık'ı, ablukayı sona erdirmek ve Gazze'deki Filistin varlığının silinmesini önlemek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz" ifadeleri yer aldı.

Kötüleşen kriz ortamında, başta bebekler ve kritik durumdaki hastalar olmak üzere yüzlerce hastanın hayatı acil yakıt girişine bağlıyken, abluka kırılmaz ve artan insani ihtiyaçlar karşılanmazsa, sağlık sisteminin günler ve belki de saatler içinde tamamen çökeceğine dair korkular artıyor.