Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Madrid'de: Gazze'deki gelişmelere ilişkin bakanlar komitesi toplantıları yapılması bekleniyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5146978-suudi-arabistan-d%C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-madridde-gazzedeki-geli%C5%9Fmelere-ili%C5%9Fkin
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Madrid'de: Gazze'deki gelişmelere ilişkin bakanlar komitesi toplantıları yapılması bekleniyor
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı cuma günü Paris'te Fransız mevkidaşı ile bakanlar kurulu toplantısına katılımı sırasında (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği (AL) Bakanlar Komitesi (Gazze Temas Grubu), Madrid Grubu ve bir dizi Avrupa ülkesinin Gazze'deki gelişmeler ve savaşı durdurmaya yönelik uluslararası çabalarla ilgili genişletilmiş toplantısına katılmak üzere Madrid'e ulaştı.
Açıklamaya göre Madrid'deki toplantıda Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında haziran ayında düzenlenmesi planlanan iki devletli çözüme ilişkin üst düzey uluslararası konferansın hazırlıkların yanı sıra işgal altındaki Batı Şeria'daki gelişmeler ele alınacak.
Bakanlık tarafından cuma günü yapılan açıklamada ise Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Bakanı Prens Faysal bin Ferhan başkanlığında Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ve Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi'nin katılımıyla düzenlenen Gazze'ye ilişkin düzenlenen Olağanüstü İİT-AL Zirvesi sonucunda oluşturulan Bakanlar Komitesi’nin Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ile İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını sona erdirmeye yönelik uluslararası çabaları görüştüğü bildirildi.
Riyad, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasının tek yolu olarak işgalin sona erdirilmesi ve bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurguladı. Filistin meselesine barışçıl bir çözüm bulunması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin geniş katılımıyla düzenlenecek üst düzey uluslararası konferansın hazırlık toplantısı Suudi Arabistan-Fransa eş başkanlığında cuma günü New York'taki BM merkezinde gerçekleştirildi.
Toplantıda ülkesinin heyetine başkanlık eden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Menal Rıdvan, Suudi Arabistan'ın Fransa ile birlikte bu konferansın adil ve kalıcı bir barışa yönelik tarihi bir dönüm noktası olmasını amaçladığını vurguladı. Rıdvan, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasının tek yolu olarak işgalin sona erdirilmesi ve bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurguladı.
Irak’taki Koordinasyon Çerçevesi geçici bir dağılmanın mı yoksa kalıcı bir çöküşün mü eşiğinde?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5151221-irak%E2%80%99taki-koordinasyon-%C3%A7er%C3%A7evesi-ge%C3%A7ici-bir-da%C4%9F%C4%B1lman%C4%B1n-m%C4%B1-yoksa-kal%C4%B1c%C4%B1-bir
Irak’taki Koordinasyon Çerçevesi geçici bir dağılmanın mı yoksa kalıcı bir çöküşün mü eşiğinde?
Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin bir araya geldiği daha önceki bir toplantıdan bir kare (Sosyal medya)
Müeyyed et-Tarfi
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın Iraklı Sünni ve Kürt güçlerle kurduğu siyasi ittifaka tepki olarak başbakanı seçme hakkını elde etmek üzere parlamento çoğunluğunu oluşturmak için bir araya gelen Şii akım ve güçlerin 2021 yılında oluşturduğu Koordinasyon Çerçevesi adlı koalisyon, ortaklarının birden fazla seçim listesinden katılma kararı aldığı kasım ayında yapılması planlanan seçimlerde geçici olarak dağılmış gibi görünüyor.
Koalisyon ortaklarının farklı listelere dağılması, Koordinasyon Çerçevesinin parçalanmasının başlangıcı olarak görülse de Irak'taki bazı siyasi gözlemciler yaklaşan seçimlerden sonra Koordinasyon Çerçevesinin kendini yeniden toparlayacağını düşünüyor.
Koordinasyon Çerçevesi içinde ve başta Gazze, Lübnan ve Suriye'de olmak üzere bölgede meydana gelen değişiklikler, İran’ın nüfuzunun artık eskisi gibi olmadığı, Irak'taki nüfuzunun da özellikle hükümetin yeniden şekillendirilmesi ve Şii siyasi güçlerin bir araya getirilmesi açısından tamamen yok olmasa da azaldığını gösteriyor. Ancak nüfuzu azalsa da İran halen Irak arenasında yer alan bir oyuncu olmaya devam ediyor.
Koordinasyon Çerçevesi dağılmayacak
Irak Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Gazi Faysal, Koordinasyon Çerçevesinin dağılmayacağını, ancak liderlik konusunda anlaşmazlıklar yaşanabileceğini söyledi.
Koordinasyon Çerçevesinin parlamento çoğunluğunu oluşturmak için taktiksel bir ittifaktan çok ideolojik bir ittifakı temsil ettiği için kişisel çıkarlara göre esnek ittifaklara dönüşeceğini belirten Faysal, koalisyondaki liderler arasında liderlik, programlar ve çıkarlar konusunda derin iç anlaşmazlıkların olduğuna işaret etti. Faysal’a göre Koordinasyon Çerçevesi güçleri, yaklaşan parlamento seçimlerinden sonra farklı denklemler, dengeler ve uzlaşılar çerçevesinde en büyük bloğu oluşturmak için yeniden ittifaka geri dönecekler.
İran'ın 2003 yılından bu yana Irak’ta Şii evinin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Faysal, İran’ın stratejik çıkarlarını güvence altına almak amacıyla yeni hükümetlerin kurulması konusunda yaşanan anlaşmazlıkların çözümüne ve ittifaklar kurulmasına müdahale ettiğini de sözlerine ekledi. Faysal, İran’ın Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile silahlı gruplar ve Velayet-i Fakih rejimine bağlı partiler arasındaki koordinasyon yoluyla nüfuzunu dayatmaya devam ettiğini belirtti.
Faysal, İran, Irak siyaset sahnesini şekillendirmede önemli bir aktör olmaya devam etse de Irak iç faktörünün İran'ın direktiflerini beklemeden Şii evini düzenlemedeki rolü atarken İran’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin birliğini sağlama kabiliyetinin, özellikle İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaştan sonra silahlı grupların farklı taraflara sadakatlerinin da olması nedeniyle azaldığını belirtti.
İran’ın nüfuzu
İran’ın nüfuzunun hızlı bir şekilde ortadan kalkmayacağını söyleyen Faysal, İran’ın hegemonyasının etmesine karşı olan Şii partilerin ve akımların ön plana daha fazla çıkmaya başlamasıyla ve özellikle İran'a ve Velayet-i Fakih sistemine bağlılık fikrini reddeden yeni nesillerin yükselişinin yanı sıra İran’ın nüfuzunu dengelemede Arap ülkelerinin artan rolü ile Körfez ve Türkiye'nin artan desteği nedeniyle bunun yavaş olacağını belirtti.
Koordinasyon Çerçevesi ve Sadr Hareketi
Kulwatha Araştırma ve Anket Merkezi Direktörü Basil Hüseyin, Koordinasyon Çerçevesinin nüfuzunun azalmaya başladığını söyledi. Koordinasyon Çerçevesinin kurulmasının stratejik bir siyasi projeden ziyade geçici bir savunma tepkisi olduğunu söylemenin abartı olmayacağını ifade eden Hüseyin, zira başlangıçta Sadr Hareketi’nin 2003 yılından bu yana Irak'ı yöneten geleneksel kural olan mezhepsel uzlaşı kuralını kırmayı amaçlayan ulusal çoğunluk hükümeti kurma planına karşı koymak için kurulduğunu, başka bir deyişle Koordinasyon Çerçevesi’nin Sadr Hareketi’nin bazı Şii güçleri iktidar çemberinden çıkarma girişimini engellemek için bir cephe görevi gördüğünü sözlerine ekledi.
Hüseyin, Sadr Hareketi’nin yarattığı tehdit ortadan kalktıktan sonra, iç çelişkiler başlayana kadar dış baskının olmadığını ve çoğunluğun kasırgası dindikten sonra devletin araçlarının çerçevenin bazı güçlerinin eline geçtiğini belirtti. Hüseyin’e göre bu araçlar, özellikle Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin ikinci bir dönem arayışına girerek kişisel ve kurumsal hırslara dönüşmesiyle, kolektif bir savunma aracından, her biri kendi payına düşeni sağlamlaştırmaya ve nüfuzunu en üst düzeye çıkarmaya çalışan taraflar arasında bir iç çatışma faktörüne dönüşmeye başladı.
İktidar için rekabet
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Hüseyin, bugün yüzeysel gibi görünen bu çatışmanın, Sadr Hareketi’nin başını çektiği karşı ittifakı püskürtmek için kurulan ve yeni bir iktidar için mücahaleye hazırlanan bir yapının çöküşüne işaret ettiğini söyledi.
Başbakan Sudani, Kürdistan İslami Birlik Partisi’nden bir heyeti Bağdat'ta kabul etti, 3 Haziran 2025 (Irak Başbakanlığı Facebook sayfası)
İran'ın nüfuzuna değinen Hüseyin, bu nüfuzun gerçek anlamda azaldığının söylenemeyeceğini, ancak Şiiler arasındaki anlaşmazlıkları kontrol etme kabiliyetinin eskiye göre kesinlikle daha az olduğunu vurguladı. Hüseyin, uzun süre Şii siyasi birliğinin garantörü olan Tahran’ın geleneksel aracılarının prestijinin azalması ve ideolojik disiplin ya da bölgesel direktiflerin ötesine geçen ekonomik ve kişisel çıkarların körüklediği yerel rekabetlerin yoğunlaşması nedeniyle artık kendisini akıl hocasından ziyade gözlemci konumunda bulduğunu ifade etti.
Seçimlerden sonra
Öte yandan yazar Basim eş-Şara, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin seçimlerden sonra yeniden bir araya geleceğini ve İran'ın nüfuzunun azalacağını söyledi. Koordinasyon Çerçevesinin seçimlerden sonra yeniden bir araya geleceğini, çünkü güçleri arasında bu konuda siyasi bir anlaşma olduğunu ifade eden Şara, aksi takdirde İran'la ittifak halindeki Şii partilerin siyasi süreçteki rollerini ve etkilerinin yanı sıra başbakanlığı kaybedebileceklerini söyledi. Seçim sürecinin Şii partiler arasında bölündüğünü, (eski Başbakan Nuri) el-Maliki'nin mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin listesinde yer aldığını ve Koordinasyon Çerçevesindeki diğer güçlerin liderlerinin farklı listelerde toplandığını, bunun da Şii koalisyon içinde en fazla oyu toplamaya yönelik bir anlaşmaya varıldığına işaret ettiğini açıkladı.
Seçimlerden kaçınma
Şii seçmenin seçimlerde önemli ölçüde çekimser kalmaya karar verdiğini ve bunun da özellikle Sadr Hareketi’nin seçimleri boykot etmesinden dolayı Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderlerinin ve hükümet yetkililerinin endişelerini açıkça dile getirmesiyle açıkça görüldüğünü ifade eden Şara, Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin rahat bir çoğunluk elde edememesi halinde hükümet kurmanın zorlaşacağını, bunun da İran'la ittifak halindeki Şii partilerin nüfuzunun tehdit edilmesi ve ister Sünni ister Tişrin Hareketi'nin eski liderleri olsun yeni simaların ortaya çıkması anlamına geldiğini vurguladı.
Şara, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İran'ın nüfuzu Aksa Tufanı Operasyonu ve bölgedeki müttefiklerini kaybetmesinden sonra azaldı. Bu durum, Irak'a da yansıdı. İran'ın gerilemesi, yaklaşan parlamento seçimlerinden sonra da devam edecek, ancak Irak’taki nüfuzu tamamen sona ermeyecek.”