Gazze’deki savaş hem Hamas hem de İsrail üzerinde baskı yaratıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5147006-gazze%E2%80%99deki-sava%C5%9F-hem-hamas-hem-de-i%CC%87srail-%C3%BCzerinde-bask%C4%B1-yarat%C4%B1yor
Gazze’deki savaş hem Hamas hem de İsrail üzerinde baskı yaratıyor
Netanyahu'nun partisi Likud, savaşın uygulanabilirliğini eleştirirken Hamas kuruluşundan bu yana en zorlu dönemden geçiyor
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze’deki savaş hem Hamas hem de İsrail üzerinde baskı yaratıyor
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi’ndeki savaş yirminci ayına yaklaşırken, savaşan taraflar; Hamas ve İsrail üzerinde savaşın uygulanabilirliği ve maliyeti konusunda baskılar artıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud içinde savaşın uygulanabilirliği ve çözüme ulaştırılması konusunda şüpheler dile getirilirken, Hamas içinden ve dışından kaynaklar, Hamas’ın 1987 yılındaki kuruluşundan bu yana en zor dönemini yaşadığını belirtiyor.
Likud Partisi’nden milletvekili olan ve İsrail Meclisi (Knesset) Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi üyeliğinden alınan Amit Halevi yaptığı bir açıklamada Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ı eleştirdi. Netanyahu ve Katz’ın savaşı çözmek için net bir planları olmadığını vurgulayan Halevi, “Bu hileli bir savaş. Savaşın kazanımları konusunda bize yalan söylediler. Yirmi aydır başarısız bir savaş planının içindeyiz. İsrail Devleti Hamas'la olan savaşı çözmekten aciz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Hamas içinden ve dışından kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hamas’ın şu an gerek mevcut savaş sırasında gerekse daha önceki dönemlerde hiç yaşamadığı koşullarla karşı karşıya olduğunu vurguladılar. Kaynaklara göre Hamas'ın yaşadığı krizler Gazze ile sınırlı değil, Batı Şeria'ya ve başta Lübnan olmak üzere yurtdışına da uzanıyor. Hamas, bu üç cephede büyük ekonomik ve güvenlik krizleriyle karşı karşıya kalırken, özellikle Gazze'de idari krizler ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş yaşanıyor.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı üyesi Tümgeneral Ali el-Hasan, geçtiğimiz haziran ayında Haseke'de düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat)
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri, Deyrizor'un kuzey kırsalındaki karargâhlarına yapılan benzer saldırıların ardından yaptığı açıklamada, Rakka vilayeti kırsalındaki Tabka kenti ve Haseke vilayetinin güneyindeki eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik noktalarını hedef alan bir dizi silahlı saldırıda 5 üyesinin öldüğünü ve 2 üyesinin de yaralandığını duyurdu. Bu arada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Medya Merkezi, silahlı grupların SDG'nin etki alanlarına yönelik saldırılarında 4 savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.
Kürt yönetimine bağlı İç Güvenlik Güçleri dün resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, ‘terörist’ olarak nitelediği grupların ‘Tabka kentinde güçlerine ait iki noktayı hedef aldığını ve iki üyesinin yaralanmasına neden olduğunu, 14 Temmuz sabahı da eş-Şeddadi kasabasındaki güvenlik kontrol noktalarından birine saldırı düzenlendiğini ve beş üyesinin öldüğünü belirtti.
Özerk Yönetim ve SDG liderliği söz konusu saldırıları genellikle DEAŞ hücrelerinin gerçekleştirdiğini iddia ederek, ‘medya saldırıları ve Suriye genelinde, özellikle de ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde kaos ve fitne yaymak isteyen tarafların sürekli kışkırtmaları ışığında’ bu saldırıların arttığını ve sıklaştığını kaydetti.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri liderlerinden Ali el-Hüseyin Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, son dönemde Özerk Yönetim bölgelerindeki güvenlik durumunun, doğrudan karargâhları ve güvenlik kontrol noktalarını hedef alan DEAŞ hücrelerinin hareketlerinde bir artışa sahne olduğunu söyledi. Hüseyin, “Bu girişimlere rağmen, kuvvetlerimiz yüksek hazırlık ve uyanıklıkları sayesinde saldırıları etkili bir şekilde engellemeyi başardı” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İç Güvenlik Güçleri mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan karargahlarından birinde (Şarku’l Avsat)
Genel Komutanlığın bu grupların kimliğini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla kapsamlı soruşturmalar başlattığını belirten el-Hüseyin, “Güvenlik güçlerimiz, bu tür girişimleri boşa çıkarmak konusunda daima tam teyakkuz hâlindedir ve sivillerin güvenliğini ve emniyetini korumak için gerekli tüm önlemleri almıştır” ifadesini kullandı.
SDG'nin güvenlik kanadı olan güvenlik güçlerinin mevzilerine yönelik bu silahlı saldırılar, Suriye'nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kontrolü altındaki bölgelerin akıbetine ilişkin gerginlik ve endişe ortamında, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi tarafından 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak amacıyla Özerk Yönetim’den bir heyetin ABD ve Fransa arabuluculuğunda başkent Şam'da Suriye hükümeti bakanlarıyla yaptığı son görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığının açıklanmasının ardından geldi.
Suriye hükümeti Tişrin Barajı'nda bakım çalışmalarına başladı. (Arşiv)
Konuyla ilgili olarak SDG Medya Merkezi, Halep'in doğu kırsalında Türk ordusu ve müttefik Suriyeli silahlı gruplar ile aralarında devam eden çatışmalarda 4 savaşçısının öldüğünü bildirdi.
Bu bölgeler, 10 Nisan'da Münbiç kırsalında varılan Tişrin Barajı anlaşmasından bu yana temkinli bir sükunete tanıklık etti. Cumhurbaşkanı eş-Şera ve Abdi arasındaki ikili anlaşmanın bir parçası olarak, tüm askeri tarafların çekilmesi ve Suriye Savunma Bakanlığı güçlerinin barajı korumak üzere bölgeye girmesiyle birlikte Suriye'nin kuzeyindeki stratejik barajın ortak yönetimi oluşturuldu.