600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemez

Ulusal güvenlik araştırmacısı: Halkı topraklarından sürsek bile Gazze'nin çamuruna saplanıp kalacağız

İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
TT

600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemez

İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)

7 Ekim 2023'te Hamas saldırısıyla başlayan ve sadece Hamas'a değil tüm Gazzelilere yönelik çılgınca bir misillemeyle devam eden savaşın üzerinden 600 gün geçmesine rağmen, Başbakan Binyamin Netanyahu ve bakanları da dahil olmak üzere tüm İsrailliler savaşın hedeflerine ulaşmadığı konusunda hemfikir.

Hamas'ın elinde halen 58 İsrail vatandaşı var ve hareket Gazze Şeridi'nde varlığını sürdürüyor. Gazze Şeridi’nde önemli miktarda silahı olan Hamas, onlarca (bazı tahminlere göre yüzlerce) kilometrelik yeraltı tünelinin kontrolünü elinde tutuyor. Sadece İsrail değil, ABD de Hamas'a bir müzakere ortağı olarak davranıyor.

hyjukı
İsrailli esirlerin aileleri 12 Mayıs'ta Tel Aviv'de gösteri düzenledi. (EPA)

Hamas elbette bu sonucu kutlayamaz. Tüm Gazze Şeridi harap oldu, yaklaşık 60 bin kişi öldürüldü, 120 bin kişi fiziksel olarak yaralandı, 2 milyon kişi psikolojik olarak yaralandı. Hamas kaynaklarının çoğunu, seçkin askeri liderlerini, finans, sağlık, eğitim ve belediye işlerinden sorumlu olanları kaybetti ve bunların çoğu aileleriyle birlikte öldürüldü.

Öte yandan İsrail de zaferden söz edemiyor. Kendisini askeri, istihbari ve bilimsel olarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak gören İsrail, Hamas gibi küçük bir silahlı hareketle 20 ay süren bir savaşı, son teknoloji yıkım silahlarını, İsrail, Amerikan ve diğer Batı silahlarını kullanmasına rağmen bitiremedi. İsrail aynı zamanda, en son teknolojik teknikleri, uydu gözetlemesini kullandı ve mutlak Amerikan desteğinden yararlandı.

fvghyjuı
Geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bombardıman sonucu oluşan yıkım ve duman bulutlarının yanından geçen Filistinliler (AFP)

Savaşta İsrail ve Filistinlilerin kayıplarını karşılaştırmanın bir yolu olmamasına rağmen, İsrail 858'i asker olmak üzere bin 907 kişi kaybetti, 10 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 130 bin kişi evlerinden oldu ve önemli ölçüde uluslararası izolasyona maruz kaldı. 58 kişi ise halen Hamas tarafından Gazze Şeridi’nde esir tutuluyor.

Ordu Gazze'de gerçekten savaşıyor mu?

Netanyahu, geçtiğimiz nisan ayında tam bir zafer vaat etmiş ve “Tam zafere ulaşmamıza ramak kaldı” demişti. Ardından ordu yönetimini başarısızlıkla suçladı ve kendisinin saldırgan ve cesur bir adam olduğunu vurgulamaya hevesli Eyal Zamir'i Genelkurmay Başkanlığı görevine getirdi.

Zamir, ordunun hareket tarzını ve savaş planlarını daha saldırgan olacak şekilde değiştirme sözü vererek oyuna dahil oldu ve atanmasından iki hafta sonra ateşkesi bozarak savaşı yeniden başlattı. Üç aydır görevde ve bu süre zarfında bombardımanı bir gün bile durdurmadı, yedek ordunun tamamını (450 bin kişi) seferber etmeye karar verdi, Gazze Şeridi'ne beş tümen getirdi ve yıkımı yoğunlaştırmaya başladı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde bildiğimiz anlamda savaşmıyor gibi görünüyor; uzaktan hava, deniz ve kara saldırıları düzenliyor, kitlesel suikastlar gerçekleştiriyor ve ciddi bir çatışmayla karşılaşmıyor. Bu yüzden eski İsrailli generaller bunun ‘savaş için savaş’ olduğunu söylüyor.

ghyjuı
Gazze Şeridi sınırında bir tankın üzerinde oturan İsrail askerleri (AFP)

Gazze Şeridi'nde bulunan yetkililer, ‘bunun gereksiz ve anlamsız bir savaş olduğunu düşündüklerini’ yinelerken, çoğu uzman da ‘asıl amacın Filistinliler için hayatı çekilmez hale getirmek olduğunu, böylece göçün onlar için en iyi çözüm haline geldiğini’ kabul ediyor. Sözde ‘insani’ yardımlar bile insanlık dışı. İnsan hakları değerlendirmeleri bu yardımların amacının ‘insanları aşağılamak ve açlıktan ölmelerini engellemek için canlarını kurtararak kaçmalarını sağlamak’ olduğu sonucuna varıyor.

Ya yerinden etme başarılı olursa?

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli bir araştırmacı olan Udi Dekel, savaşın 600. Günü münasebetiyle İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü podcastinde şu soruyu sordu: “Diyelim ki Gazze Şeridi'nden bir milyon Filistinliyi çıkarmayı başardık ve uluslararası baskıya dayandık. Sonuç ne olur?”

fgtyhu
Yerlerinden edilmiş Filistinliler salı günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli bir kuruluştan gıda yardımı alıyor. (AFP)

Dekel, “İşgalciler olarak Gazze Şeridi'nin çamurunda boğulacağız ve Gazze Şeridi'nde kalanları beslemek zorunda kalacağız. Filistinliler bizden daha da nefret edecek ve bizi avlamakla meşgul yalnız kurt hücrelerine dönüşecekler” ifadelerini kullandı.

Dekel, “Filistinlilerin elindeki silahların çoğu İsrail yapımı ve başka silahlar yapma konusunda da uzmanlıkları var. Şimdi liderlikleri parçalanmışken, roketler ve patlayıcılar üretiyorlar” dedi.

Dekel sözlerini şöyle sürdürdü: “600 kanlı ve ölümcül gün geçirdik ama ödenen yüksek bedele değecek hiçbir şey elde edemedik. Bu savaşı yürüten siyasi liderlik başarısızdır. Süreç Filistinlilerin Hamas'a olan nefreti üzerine inşa ediliyorsa, işe yaramayacaktır. Filistinliler zaten Hamas'a kızgın ve onun kendilerine iyi haberler getirdiğini düşünmüyorlar ama İsrail'den daha da fazla nefret ediyorlar ve onu ‘en büyük suçlu’ olarak görüyorlar.”



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.