Gazze Ateşkesi: Arabulucular Hamas'ın yanıtını ve Witkoff'un reddini nasıl aşacak?

İsrail bir yandan Refah'ta gerilimi tırmandırıyor

Dün Gazze'de gerçekleşen bir İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
Dün Gazze'de gerçekleşen bir İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

Gazze Ateşkesi: Arabulucular Hamas'ın yanıtını ve Witkoff'un reddini nasıl aşacak?

Dün Gazze'de gerçekleşen bir İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
Dün Gazze'de gerçekleşen bir İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Hamas Hareketi’nin ABD tarafından Gazze Şeridi'nde ateşkes için sunulan öneriye verdiği yanıtı ‘kabul edilemez’ bularak reddetmesinin ardından müzakereler başladığı yere geri döndü. Tüm gözler krizin iki tarafı arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için arabulucuların üstleneceği yeni role çevrildi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre bir yandan İsrail'in Gazze Şeridi’nin güneyinde gerilimi tırmandırdığı bir dönemde ortaya çıkan bu durum, özellikle Kurban Bayramı yaklaşırken, arabulucular Mısır ve Katar'ın Washington ve Hamas'la temas kurarak bir çıkış yolu bulmak için çabalarını yoğunlaştırmasına neden oldu. Arabulucular, ABD’den Hamas’ın talep ettiği diğer değişiklikleri değilse de en azından savaşın durdurulması için garanti verilmesi talebini karşılayan yeni bir öneride bulunmasını bekliyorlar.

Mısır ve Katar görüş ayrılıkları arasında köprü kurmaya çalışıyor

Mısır ve Katar yaptıkları ortak açıklamada, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff'un önerisi temelinde, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması ve dolaylı müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için görüş ayrılıklarının giderilmesine yönelik yoğun çabalarını sürdürdüklerini duyurdu. Açıklamada Mısır ve Katar, ABD ile koordinasyon içinde, müzakerelerdeki engellerin aşılması için çabalarını yoğunlaştırmayı planladıklarını vurguladı. İki ülke ayrıca tüm tarafları sorumlu davranmaya ve Gazze Şeridi'ndeki krizin bölgede istikrar ve sükûneti yeniden tesis edecek şekilde sona erdirilmesi için arabulucuların çabalarını desteklemeye çağırdı.

Kfkd
İsrail'in dün Gazze'nin Şeyh Rıdvan Mahallesi’ne düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (DPA)

Açıklamaya göre iki ülke Gazze Şeridi'ndeki daha önce eşi ve benzeri görülmemiş insani krize son vermek ve Gazzelilerin acılarını hafifletmek amacıyla savaşın tamamen sona erdirilmesi ve geçtiğimiz mart ayında Kahire'de düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi'nde kabul edilen plan çerçevesinde, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına başlanması için sınır kapılarının açılmasına ve insani yardımların girişine izin verecek kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varılmasının önünü açacak şekilde 60 günlük geçici bir ateşkese hızla ulaşmayı sabırsızlıkla bekliyor.

İsrail'deki istişareler

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın yanıtını ‘kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu söylediğini aktardı. Gazeteye göre Netanyahu, yaptığı açıklamada, “İsrail, Witkoff'un güncellenmiş rehineleri geri alma önerisini kabul etmiş olsa da Hamas bunu reddetmekte kararlı. İsrail, rehinelerimizi eve getirmek ve Hamas'ı yenilgiye uğratmak için çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı. Haaretz, Netanyahu’nun Witkoff'un önerisinin ‘Hamas tarafından reddedilmesi’ konusunda ordunun komuta kademesi ve müzakere ekibiyle istişarelerde bulundu ve Witkoff'la telefonda Hamas’ın ateşkes önerisine verdiği yanıtı görüştü.

Witkoff, cumartesi akşamı Hamas'ın ABD'nin önerisine verdiği yanıtı eleştirerek ‘hiçbir şekilde kabul edilemez’ olarak nitelendirdi ve Hamas'tan bir hafta içinde başlayabilecek dolaylı görüşmeler için belirlenen takvimi kabul etmesini istedi.

Witkoff, Hamas'ın önümüzdeki günlerde 60 günlük bir ateşkes anlaşması imzalamasının tek yolu olarak bu öneriyi kabul etmesi gerektiğinde diretti ve Hamas'ın bu anlaşma uyarınca yaşayan İsrailli rehinelerin yarısını ve alıkoyduğu cesetlerin yarısını teslim etmesini söyledi. Ancak Hamas yaptığı açıklamada, kalıcı bir ateşkes, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun serbest bırakılması karşılığında, yaşayan 10 İsrailli rehineyi serbest bırakacağını ve 18 cesedi teslim edeceğini duyurdu.

Jdjd
Dün Gazze'de İsrail saldırısı sonucu isabet alan bir evden yükselen duman ve alevler (Reuters)

Hamas’a yakın bir kaynak cumartesi günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hamas’ın şu an Witkoff’un önerisini kabul edilebilir hale getirmek için özellikle rehinelerin serbest bırakılması, insani protokol imzalanması ve askerlerin belirli bölgelerden çekilmesi gibi üç temel noktada değişiklik yapmaya çalıştığını söylemişti.

Bir diğer İsrail gazetesi Times of Israel'in müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynağa dayandırdığı haberine göre Hamas'ın Witkoff'un önerisine verdiği yanıtta, kalıcı ateşkes için görüşmelerin 60 günlük ateşkesin sonuna kadar tamamlanmaması halinde İsrail'in çatışmalara yeniden başlamasını zorlaştıracak bir talep yer alıyordu.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz cuma günü, Hamas'ın Washington tarafından kabul edilmeyen bir değişiklik talebiyle yanıt vermesinden önce Witkoff'un önerisi doğrultusunda tarafların Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda anlaşmaya varmaya yakın olduğunu açıklamış, bu konuyu ‘bugün ya da yarın’ konuşacağını belirtmişti.

Durum zor bir hal aldı

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Samir Ferec’e göre kalıcı bir ateşkesin garantilenmesini isteyen Hamas ile bunu reddeden İsrail arasındaki bu anlaşmazlıklar çerçevesinde durum çok zor bir hal aldı ve dolayısıyla arabulucular Mısır ve Katar'ın devreye girmesiyle başarıya ulaşma ve çözüme ulaşma şansı zayıfladı.

Mısır ve Katar'ın Hamas'ın yanı sıra Washington ile istişarelerinin de kesinlikle devam edeceğinin altını çizen Ferec, küçük de olsa bir başarı şansı varsa bunun iki arabulucunun uzlaşması ya da Washington'ın özellikle kalıcı ateşkes konusunda Hamas'ı tatmin edecek yeni fikirler sunması yoluyla olacağını, ancak İsrail'in reddetme olasılığı nedeniyle bunun zor olacağını düşünüyor.

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rekab ise Witkoff'un önerisinin Hamas'ın kabul etmeyeceği uzlaşmacı bir çözümden ziyade İsrail'e daha yakın olduğunu düşünüyor. Dr. Rekab, arabuluculuk çabaları yürüten Mısır ve Katar’ın bazı sorunların şu ya da bu şekilde üstesinden gelmek üzere uzlaşmaya varmak için çabalarını yoğunlaştırmasını bekliyor.

Öte yandan Filistin resmi haber ajansı WAFA dün yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, işgalci İsrail güçlerinin Refah'taki bir yardım dağıtım noktasına ulaşmaya çalışan yüzlerce vatandaşa doğrudan ateş açarak en az 31 kişiyi öldürdüğünü ve 115 kişiyi de yaraladığını 

Kfkdk
Gazze'de İsrail’in açtığı ateş sırasında canlarını kurtarmak için sığınacak yer arayan Filistinliler (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, ‘İsrail ordusunun Gazze’de korkunç bir güçle hareket edeceği’ sözünü verdi. Katz, herhangi bir müzakereye bağlı olmaksızın tüm hedeflere karşı ilerlemeye devam edilmesi ve İsrail askerlerini korumak ve Hamas'ı ortadan kaldırmak için hava, kara ve deniz yoluyla gerekli tüm araçların kullanılması talimatını verdiğini belirtti.

Ferec’e göre İsrail, bu ‘potansiyel çıkmaz’ çerçevesinde, yeni müzakerelerde bir ilerleme sağlanana kadar Hamas üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla askeri operasyonlarını sürdürüyor.

Dr. Rekab ise İsrail'in, Netanyahu'nun savaşını sürdürmesi ve kişisel ve siyasi çıkarlarını sağlaması için bu gerilimle her türlü müzakereyi boşa çıkarmak istediğini söyledi. Rekab, yeni bir ateşkese varılması halinde gerilimin ortadan kalkabileceğini, ancak mevcut anlaşmazlıklarla bunun çok az şansı olduğunu düşünüyor.



ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı konusunda tarihi anlaşma

Anlaşma sonuçlandığı takdirde, Suriye-ABD ilişkilerinde yeni bir değişimin habercisi olarak onlarca yılın ardından türünün ilk örneği olacak (AFP)
Anlaşma sonuçlandığı takdirde, Suriye-ABD ilişkilerinde yeni bir değişimin habercisi olarak onlarca yılın ardından türünün ilk örneği olacak (AFP)
TT

ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı konusunda tarihi anlaşma

Anlaşma sonuçlandığı takdirde, Suriye-ABD ilişkilerinde yeni bir değişimin habercisi olarak onlarca yılın ardından türünün ilk örneği olacak (AFP)
Anlaşma sonuçlandığı takdirde, Suriye-ABD ilişkilerinde yeni bir değişimin habercisi olarak onlarca yılın ardından türünün ilk örneği olacak (AFP)

İsmail Derviş

ABD'nin Suriye politikası, Suriye yasaları açısından yasadışı bir askeri konuşlanma olmaktan çıkıp Şam'daki yeni hükümetle yeni bir siyasi-askeri anlayışa dönüşen radikal bir değişikliğe gidiyor. Independent Arabia'nın Suriyeli ve ABD’li kaynaklardan edindiği çapraz bilgiler, yakın gelecekte ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının iki taraf arasındaki resmi bir anlaşmaya dayanan yeni bir sınırlandırmaya tanık olacağını doğruladı. ABD, coğrafi olarak sınırlandırılmış, siyasi ve ekonomik olarak genişletilmiş bir stratejik ortaklık karşılığında kuzeydoğudaki eski nüfuz alanlarından kademeli olarak çekilecek.

Şam ve Washington arasında kısa süre önce varılan anlaşma

Independent Arabia’ya konuşan Suriyeli bir güvenlik kaynağı, ABD’den askeri bir heyetin önümüzdeki birkaç gün içinde Şam'ı ziyaret edeceğini söyledi. Kaynağa göre heyet, Suriye yönetimi ile ABD’nin ülkedeki askeri üslerine ilişkin bir anlaşma imzalayacak ve böylece ABD'nin Suriye'deki varlığı Şam yönetiminin onayıyla meşrulaşacak.

Kaynağa göre ABD güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm üslerini boşaltacak. Deyrizor, Rakka ya da Haseke'de yakında asker bulundurmayacak. Ancak Suriye, Ürdün ve Irak arasındaki sınır üçgeninde yer alan et-Tanf Askeri Üssü’nde ABD askerleri konuşlandırılmaya devam edecek.

Kaynağa göre anlaşma tamamlandığı takdirde bu gelişme, son on yıllarda bir ilk olacak ve ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da yaptıkları görüşmenin ardından Suriye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönüşüme işaret edecek.

Independent Arabia’nın edindiği bilgilere, Fox News televizyon kanalının ABD’nin son haftalarda askerlerini Suriye’den çektiğini duyurduğu haberi eşlik etti. Fox News, haberinde ABD'li yetkililere dayandırdığı haberinde, yaklaşık 500 ABD askerinin birkaç hafta içinde Suriye'den çekildiğini, Deyrizor vilayetindeki iki askeri üssün kapatıldığını ve üçüncü bir üssün Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) teslim edildiğini aktardı.

ABD Kongresi: Suriye potansiyel bir ortak

ABD Kongresi’nin Cumhuriyetçi Üyesi Marlin Stutzman Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye'deki asker sayısını azaltmaya başladığını söyledi. Stutzman, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun (DMUK) misyonunda başarıya ulaştığına göre ABD askerlerinin önemli bir kısmının artık Suriye'den çekilebileceğini belirtti. Şam’daki yeni yönetimin, ABD yönetimine dostça yaklaşacağına inandıklarını ifade eden Cumhuriyetçi Kongre Üyesi, “Birkaç hafta önce Suriye'yi ziyaret ettim. Suriye'de gördüklerimi ABD vatandaşlarına aktarmak benim görevim” ifadelerini kullandı.

Stutzman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Şara ile bir araya gelerek Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırıldığını duyurdu. Bu, onlarca yıl süren diktatörlüğün ardından ülkeyi yeniden inşa etmek için gerçek bir fırsat. Biz de Suriye’nin yeni yönetimine ve Suriyelilere tam destek veriyoruz. Şu anda Kongre'de Caesar (Sezar) Yasası'nın resmen yürürlükten kaldırılması için çalışıyoruz.

ABD Dışişleri Bakanlığı: Geniş çaplı bir çekişme söz konusu değil

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre  ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Michael Mitchell yaptığı açıklamada ABD’nin Suriye ile ilişkilerde iki ülke arasında iş birliği ve ortaklığa dayalı yeni bir dönem başlatmak istediğini belirtti. Suriye'den çekilme konusunda kısmi çekilmenin çoktan başladığını ifade eden Mitchell, “Ancak halen Suriye'nin kaosa ve mezhepçiliğe sürüklenmesini isteyenler var ve Washington, DEAŞ terör örgütünün geri dönme ihtimalinden endişe duyuyor. Bu yüzden şimdilik tam bir çekilme olmayacak” dedi.

Washington ve Şam ilk kez ABD'nin Suriye topraklarındaki askeri varlığını düzenleyen resmi bir anlaşma imzalamaya hazırlanırken analistler, ABD askerlerinin et-Tanf Askeri Üssü’nde kalmasının iki temel nedeni olduğunu düşünüyor. Bunlardan birincisi terör örgütü DEAŞ’la mücadele misyonunu sürdürmek, ikincisi ise İran yanlısı milislerin hareketlerini izlemek ve Tahran'ın kendisine bağlı ya da İsrail'i tehdit edebilecek gruplara kaçak yollarla silah sağlamak için kullanabileceği kara ikmal hattını kesmek. Yeni Suriye hükümetine yasal meşruiyet kazandıracak olan bu anlaşma -eğer gerçekten tamamlanırsa- sadece askeri bir düzenlemenin ötesinde ABD'nin Suriye'deki varlığının felsefesinde askeri caydırıcılıktan güvenlik, siyasi ve ekonomik ortaklığa doğru radikal bir dönüşüm olacak.

Analistler Washington'ın Suriye'deki güçlerini azaltma kararının üç ana faktöre bağlı olduğunu düşünüyor. Analistlere göre bunların başında ABD askerlerinin ana misyonlarının başarısı geliyor. Cumhuriyetçi Kongre üyesi Marlin Stutzman'a göre DEAŞ’la mücadele misyonu sonuca ulaştığı için artık Suriye’de aynı düzeyde asker bulundurmak gerekmiyor. İkinci faktörse Trump yönetiminin askeri maliyetleri azaltmayı ve kaynakları yeniden dağıtmayı amaçlayan politikası nedeniyle ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) önceliklerindeki stratejik değişim. Üçüncü ve son faktör, Beşşar Esed rejiminin düşmesi ve Batı ile uzlaşan, ABD'ye açık olan ve İran ile müttefik olmayan yeni bir hükümetin kurulması. Böyle bir hükümetle doğrudan diyalog kurulabilir ve terörle mücadele de dahil olmak üzere birçok dosyada iş birliği yapılabilir. Böylece Suriye ve ABD arasındaki ilişki kalıcı bir ortaklığa dönüşebilir. Bu da ABD'nin Suriye'de enerji sektörü gibi hayati sektörlere doğrudan yatırım yapmasının önünü açabilir. Ancak ABD'nin Suriye'den çekilmesi ve Şam ile Washington arasındaki yakınlaşmanın sahadaki en büyük etkisi doğrudan Suriye’nin kuzeydoğusu dosyasına yansıyor. Bu hızlı gelişmeler, SDG ile olan ilişkiyi yeniden tanımlayacak ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın daha önce yaptığı açıklamalarda belirttiği gibi SDG ayrı bir güç olmaktan çıkıp Suriye'nin ulusal askeri yapısına dahil olacak.

Suriye on yıllardır uluslararası nüfuz mücadelelerinin yaşandığı bir arena ve ABD-Suriye husumetini yansıtan bir ayna oldu. Mevcut durum, iki tarafın ilişkilerinin tarihinde yeni bir aşama olurken daha önce eşi ya da benzeri görülmemiş dönüşümlerle dolu gibi görünüyor. Washington ve Şam arasında imzalanacak anlaşma sadece ABD'nin askeri konuşlanma haritasını yeniden çizmekle kalmıyor, aynı zamanda iki tarafın birbirini algılayışında, karşıt taraflardaki iki düşmandan istikrar, terörle mücadele ve yeniden yapılanmada potansiyel ortaklara doğru derin bir değişim yaşadıklarını da yansıtıyor. Her ne kadar ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundan çekilmesi bir dönemin sona erdiğine işaret etse de et-Tanf Askeri Üssü’nün varlığını sürdürmesi, ABD'nin yeni araçlar ve farklı hedeflerle varlığını sürdüreceğinin sinyalini veriyor.