Hamideti uzun bir aradan sonra ortaya çıktı… Savaşı mı genişletiyor yoksa Ensar'ı mı destekliyor?

HDK Komutanı yeni bölgelere girmekle tehdit etti ve orduya yönelik suçlamalarını tekrarladı

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) 2 Haziran Pazartesi günü yaptığı konuşmadan (Videodan alınan ekran görüntüsü)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) 2 Haziran Pazartesi günü yaptığı konuşmadan (Videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Hamideti uzun bir aradan sonra ortaya çıktı… Savaşı mı genişletiyor yoksa Ensar'ı mı destekliyor?

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) 2 Haziran Pazartesi günü yaptığı konuşmadan (Videodan alınan ekran görüntüsü)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) 2 Haziran Pazartesi günü yaptığı konuşmadan (Videodan alınan ekran görüntüsü)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), kuvvetlerinin ülkenin merkezini ve başkent Hartum'u kaybetmesinden ve ordunun mart ayında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri almasından bu yana süren sessizliğini bozdu.

Hamideti, pazartesi akşamı yayınlanan konuşmasında, savaşın ‘yeni aşamasının’ başladığını duyurdu. Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd şehri ve Beşir rejiminin ‘İslamcı’ destekçileri için bir kuluçka merkezi olarak tanımladığı Kuzey Eyaleti de dahil olmak üzere Sudan'ın orta ve kuzeyindeki yeni şehir ve bölgelere saldırmakla tehdit etti. Ayrıca ordunun, güçlerine karşı ‘kimyasal silah’ kullandığı yönündeki suçlamalarını tekrarladı.

hjukı
Sudan ordusunun Kuzey Eyaleti'ndeki Özel Görev Güçleri Taburu üyeleri (AFP)

Konuşma, bir yandan ordu ve müttefikleri, diğer yandan HDK arasında Kuzey, Güney ve Batı Kordofan eyaletlerinde yaşanan şiddetli çatışmalardan sadece birkaç gün sonra geldi. Bu çatışmalar sırasında HDK, en-Nahud, el-Havi, ed-Dibeybat, Ummu Sumeyme, el-Hammadi ve Kazgil gibi önemli kasabaları ordudan geri aldı.

Stratejik bir şehre yaklaşmak

Analistlere göre bu bölgelerin ele geçirilmesi HDK'nin önünü açtı ve onu, ordunun savaşın başladığı 15 Nisan 2023'ten bu yana kontrol altında tuttuğu stratejik el-Ubeyd şehri ile kuzey ve orta bölgelere ‘çok daha fazla yaklaştırdı’.

Hamideti’nin konuşması, zamanlaması ve içeriğiyle ilgili olarak önemli bir tartışma yarattı. Bazıları bunu, güçlerinin moralini yükseltmek için basit bir savaş propagandası ve güçlerinin son zamanlarda elde ettiği kazanımlara dayanarak orduya ve müttefiklerine karşı psikolojik savaş olarak gördü. Diğerleri ise ‘tehlikeli bir tırmanış’ olarak değerlendirilen tehditleri, batıya doğru geri çekildikten sonra savaşın kapsamını bir kez daha genişletme potansiyeli olarak değerlendirdi.

Konuşma aynı zamanda HDK'nin arka arkaya aldığı bir dizi yenilginin yanı sıra, Kordofan eyaletlerinde elde ettiği önemli zaferleri de takip ederek, kayıplar için bir gerekçe ve aynı zamanda bir güç gösterisi gibi göründü.

fgthyu
Sudan ordusu 21 Mart'ta Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yaptı. (AP)

Hamideti konuşmasında savaşı yeni alanlara yaymak ve güçleri geçici başkent Port Sudan'a ulaşana kadar savaşmaya devam etmekle tehdit etti.

HDK Komutanı, Mısır'ın Sudan ordusunu desteklediği ve ona silah ve mühimmat sağladığı yönündeki suçlamalarını yineledi. Ayrıca, Sudanlı İslamcıların ordunun kilit destekçisi olan Devlet Başkanı Isaias Afwerki rejimine karşı çıkan Eritreli İslamcıları desteklediği bir zamanda Eritre'nin orduyu destekleyen bir rolü olduğunu ima etti.

Hamideti'nin orduyla yeni müzakerelere dönmeyi reddetme ısrarı, savaşın kendi lehine sona ermekte olduğu görüşü ve geçici başkent Port Sudan'a gelişi konuşmanın en önemli bölümleriydi.

İnisiyatifi yeniden ele geçirme çabası

Orduya sadık olanlar konuşmayı küçümseyerek, ‘inisiyatifi yeniden ele geçirme çabası’, ‘kontrol ettiği bölgelerin çoğundan çekilmek zorunda kalan yenilgiye uğramış güçleri için psikolojik bir hamle’ ve ‘kafa karışıklığı’ olarak nitelendirdi.

Siyasi analist Muhammed Latif ise “Belirli bölgeleri tehdit eden ve buralara girme tehdidinde bulunan açık ton, Hamideti’nin güçlü bir konumdan yola çıkıyor olabileceğini gösteriyor” dedi.

dfgt
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından dün Telegram üzerinden yayınlanan videodan alınan ekran görüntüsü

Latif'e göre Hamideti'nin konuşmasındaki gücün kaynağı, ‘ordu ve müttefiklerine karşı üç büyük zafer elde ederek ilk kez batı, orta ve kuzey Sudan arasındaki bağlantı noktasını kontrol etmesi’.

“Hamideti'nin güçlerinin bu stratejik noktayı kontrol edememesi, onu merkezden çekilmeye zorlayan ana nedenlerden biriydi” diyen Latif, “Şimdi Kordofan üzerinde neredeyse tam kontrol sağladı ve ikmal hatları birbirine bağlandı. Bu askerî harekât açısından önemli ve stratejik bir durum” değerlendirmesinde bulundu.

Hamideti'nin ‘merkez noktayı’ kontrol etmesinin, merkez ve kuzeydeki birçok bölgeye ulaşmasını sağladığını belirten Latif, “Hamideti'nin konuşması, içeriğiyle birlikte, bu bölgeler için gerçek bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Latif, Hamideti'nin güçlerinin hedef alabileceği bölgelerdeki vatandaşlara vermeye çalıştığı güvenceleri, HDK'nin gerçek bir kontrol, güvenlik ve yönetim modeli sağlamasına bağlayarak şunları söyledi: “Hamideti'nin güçlerinin gerçekleştirdiği büyük ve çok sayıda ihlal, bu ihlalleri durduracak gerçek bir deneyim sağlamadığı sürece, vatandaşları girebilecekleri bölgelerden kaçmaya itecektir.”

Kesilmiş ifadeler

İslamcı yazar İbrahim es-Sıddık, Facebook sayfasında yaptığı birden fazla paylaşımda konuşmayı küçümseyerek ‘kesik, tutarsız ve hakaretlerle dolu’ olarak nitelendirdi.

Es-Sıddık, Hamideti'nin, ordu güçlerinin yüzde 70'ini yok ettiği iddiasıyla da alay etti.

Araştırmacı es-Sir es-Seyyid, konuşmanın daha önce söyledikleriyle uyumlu olduğunu belirterek, konuşmanın taşıdığı ‘dini retoriğe’ dikkat çekti. Es-Seyyid, “Konuşmayla ilgili en önemli şey, ordunun silahları, yetenekleri, kadroları ve işbirlikçileri hakkında bilgi vermek de dahil olmak üzere psikolojik savaş mesajları içermesidir” dedi.

xcvfg
Sudan Ordusunun Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan daha önce Hartum'a yaptığı bir ziyaret sırasında askerlerle birlikte (Sudan Ordusu)

Es-Seyyid, Hamideti'nin konuşmasının bölgesel ya da kabilesel bir boyut içermediğine ve güçlerinin hedef alabileceği bölgelerdeki, özellikle de kuzey eyaletindeki vatandaşlara hayatlarının tehdit altında olmayacağına dair güvence verdiğine dikkat çekerek, “İroni şu ki, Hamideti halen Kuzey Eyaleti’nin merkeze eşdeğer bir hedef ve ordu için bir kuluçka makinesi olduğuna inanıyor” ifadesini kullandı.

“Konuşma, ordunun ve müttefiklerinin gücüne ve orduyu yenmenin karmaşıklığına işaret ediyor” diyen es-Seyyid, konuşmanın ‘ordu destekli hükümet tarafından yeni bir başbakan atanmasını’ görmezden gelmesine şaşırdığını ifade etti.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.