Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.



Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
TT

Bebekler kuvözleri paylaşıyor... Yakıt tükenirken Gazze bir sağlık felaketinin eşiğinde

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi gören çocuk Ömer el-Hums (AP)

Gazze Şeridi'ndeki insani kriz, BM ve tıbbi kuruluşların, ciddi yakıt sıkıntısının daha da kötüleşmesi nedeniyle sağlık sektörünün çöktüğü yönündeki uyarılarının artmasına neden oldu. CNN'e göre hastanelerde aynı kuvözü paylaşan birkaç bebeğin trajik görüntüleri, nüfusun karşı karşıya olduğu felaket durumunun çarpıcı bir göstergesi.

Gazze'deki doktorlar, elektrik kesintileri ve yakıt sıkıntısı nedeniyle bir dizi tıbbi cihazın durdurulmasından dolayı, birden fazla bebeği aynı kuvöze koymak zorunda kaldıklarını doğrularken, hastaneler hayati hizmetlerin azaltıldığını veya askıya alındığını duyurdu. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ise durumu “çok kritik” olarak nitelendirdi.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) açıklamasında “Hastaneler şimdiden yakıtı karneye bağlamaya başladı, bazı ambulanslar çalışmayı durdurdu ve su sistemleri çökmenin eşiğinde” ifadelerini kullandı.

Ofis, yeterli miktarda yakıtın acilen ve düzenli olarak girişine izin verilmediği takdirde, yakıt girişine yönelik kısıtlamaların devam etmesinin “ölüm sayısında keskin bir artışa” yol açacağını kaydetti.

Aktivistler ve hastane yöneticileri tarafından sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, Gazze'nin güneyindeki el-Ehli Hastanesi müdürü tarafından paylaşılan ve prematüre bebekler için temel bakımın tamamen yetersiz olduğu el-Hilu Hastanesi'nde tek kuvözde birkaç bebeği gösteren bir fotoğraf da dahil olmak üzere, sağlık tesislerinin içinden üzücü sahneler gösteriyor.

El Ehli Hastanesi direktörü Dr. Fadel Naim X platformuna şunları yazdı: “Bu trajik aşırı kalabalık sadece ekipman eksikliğinden değil, sağlık sistemini tahrip eden savaş ve kuşatmanın doğrudan bir sonucudur. Abluka yenidoğan bakımını bir hayatta kalma savaşına dönüştürdü... Hiçbir çocuk, yaşayıp yaşamayacağına, bombaların ve ablukaların karar verdiği bir dünyaya doğmamalıdır."

Gazze'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'nin müdürü Dr. Muhammed Ebu Silmiyye ise birkaç saat içinde hastanenin tamamen çökebileceği uyarısında bulundu: “Önümüzdeki birkaç saat içinde yakıt sağlanmazsa, hastane üç saat içinde hizmet dışı kalacak ve bu da kuvözlerdeki 22 bebek de dahil olmak üzere onlarca hastanın ölümüne yol açacak.”

Ebu Silmiyye CNN'e yaptığı açıklamada, hastanenin ameliyathanelere ve yoğun bakıma odaklanmak için diyaliz bölümünü kapatmak zorunda kaldığını ve çalışmaların artık el fenerleri altında yapıldığını söyledi.

Nasır Tıp Kompleksi yönetimi, kalan yakıtın sadece bir gün yeteceğini ve başta doğum ve yoğun bakım olmak üzere sadece kritik bölümlere tahsis edildiğini duyurdu.

Temel hizmetlerin çökme noktasına gelmesi

Yansımalar yakıt eksikliğiyle sınırlı kalmadı, hastanelerin güvendiği jeneratörleri çalıştırmak için gereken yedek parçaların temininde yaşanan zorluklara ve sürekli elektrik kesintilerine kadar uzandı.

Merkez Valilikteki el Aksa Şehitleri Hastanesi yönetimi, yedek parça eksikliği nedeniyle ana jeneratörün arızalandığını ve tüm bölümleri çalıştırmaya yetmeyen küçük bir yedek jeneratör kullanmak zorunda kaldıklarını duyurdu. Açıklamada şöyle denildi: “Saatler içinde yakıtımız tükenecek ve hastanenin kapanması yarım milyon insanı etkileyecek.”

Tıp ve yardım kuruluşları yakıtın sadece hastaneleri çalıştırmak için değil, aynı zamanda yemek pişirme, tuzdan arındırma ve kanalizasyon arıtma tesislerinin yanı sıra, ambulans ve kurtarma araçları için de gerekli olduğunu vurguluyor.

İsrail, askeri operasyonların başlamasından bu yana Hamas tarafından silah yapımında kullanılabileceği iddiasıyla Gazze'ye yakıt girişine ciddi kısıtlamalar getirirken, insani yardım malzemelerinin girişine derhal ve koşulsuz izin verilmesini talep eden yardım kuruluşları bu iddiayı reddediyor.

Uluslararası uyarılar ve ateşkes çağrıları

Sınır Tanımayan Doktorlar, Gazze Şeridi'nde “eşi benzeri görülmemiş insani felaket” yaşandığı uyarısında bulunan bir açıklama yayınlayarak, acil ateşkes ve geniş çaplı yardım erişimi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre kuruluş açıklamasında, "Ekiplerimiz, milyonlarca Filistinlinin hayatını tehdit eden koşullar altında yaralıları tedavi ediyor ve aşırı kalabalık hastanelere tıbbi malzeme sağlıyor. İsrail hükümetini ve bu felakete ortak olan ülkeleri, özellikle de Birleşik Krallık'ı, ablukayı sona erdirmek ve Gazze'deki Filistin varlığının silinmesini önlemek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz" ifadeleri yer aldı.

Kötüleşen kriz ortamında, başta bebekler ve kritik durumdaki hastalar olmak üzere yüzlerce hastanın hayatı acil yakıt girişine bağlıyken, abluka kırılmaz ve artan insani ihtiyaçlar karşılanmazsa, sağlık sisteminin günler ve belki de saatler içinde tamamen çökeceğine dair korkular artıyor.