Suriye-İsrail görüşmelerinde “büyük uçurum”

Görüşmeler, İsrail ordusunun Suriye topraklarından çekilmesine ve ‘normalleşmenin derinliğine’ odaklanırken Bakü'deki görüşmeyle ilgili anlaşmazlıklar yaşanıyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, cumartesi günü Bakü'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın terasından etrafı izlerken (AP)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, cumartesi günü Bakü'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın terasından etrafı izlerken (AP)
TT

Suriye-İsrail görüşmelerinde “büyük uçurum”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, cumartesi günü Bakü'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın terasından etrafı izlerken (AP)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, cumartesi günü Bakü'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın terasından etrafı izlerken (AP)

Şam ve Tel Aviv'den Bakü'de yapılacak Suriye-İsrail görüşmesi hakkında çelişkili haberler çıkarken, Şarku’l Avsat’a konuşan siyasi kaynaklar, iki ülke arasındaki ön görüşmelerin pozisyonlar arasında “büyük bir uçurum” olduğunu ve Şam'ın İsrail’in işgali altındaki Suriye toprakları Golan Tepeleri’nden tamamen çekilmesi talebinden vazgeçmediği sürece İsrail'in derin bir normalleşme konusunda istekli olmadığını ortaya koyduğunu söyledi.

Aynı kaynaklar, İsrail'in Suriye’nin normalleşmenin ‘bir miktar’ olması ve Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra işgal ettiği bölgelerden çekilmesiyle sınırlı kalması yönündeki tutumunu reddettiğini ve bu bölgelerin büyük bir kısmında kalmak karşılığında daha fazla normalleşme istediğini söyledi. Kaynaklar, İsrail'in Şeyh dağlarının zirvelerinde ve Golan Tepeleri’nin doğusunda işgal ettiği 9 bölgede kalmakta ısrar ettiğini vurguladı.

İsrail, Suriye'deki birçok tarafın Golan Tepeleri’ndeki Yahudi yerleşimlerine saldırı düzenleme niyetinde olduğuna dair bilgilere sahip olduğunu iddia etti. Bu bilginin, İsrail ordusunun geçtiğimiz haftalarda Suriye'nin iç kesimlerinde gerçekleştirdiği tutuklamalarla doğrulandığını ve İran'a bağlı milis güçlerin üyelerinin, Suriye'nin güneyinde faaliyet gösteren cihatçı gruplarla iş birliği içinde yerleşim yerlerine saldırı düzenlemeyi planladıklarını itiraf ettiklerini öne sürdü.

cvfgh
İşgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki bir eğitim alanında askeri eğitim sırasında ilk yardım eğitimi alan İsrail askerleri (AFP)

İsrailli bir yetkili, hükümetinin Suriye yönetimine güvenmediğini ve onun vaatlerine güvenemeyeceğini belirterek, İsrail ordusunun sadece İsraillilerin güvenliğini sağlayacak savunma önlemleri almakta kararlı olduğunu, bu nedenle sıkı güvenlik garantileri içeren tam bir barış anlaşmasının imzalanmasının bu güvenliği sağlamanın tek yolu olduğunu düşündüğünü söyledi.

İsrailli kaynaklar, Suriye yönetiminin şu aşamada İsrail ile ‘karşılıklı olarak saldırganlığı durdurma’ garantisi veren bir güvenlik anlaşması yapmakla ilgilendiğini doğruladı. Bu anlaşma, 1974 yılında imzalanan iki ülke arasındaki kuvvetlerin ayrılması anlaşmasına ve İsrail'in bu anlaşmada kabul edilen sınır hattına çekilmesine dayanıyor.

Ancak İsrail, ilişkilerin bir miktar normalleşmesi ile bağlantılı olsa bile geri çekilmeyi reddediyor. İsrail ordusu, Suriye ile birincisi İsrail sınırları içinde (yani İsrail'in Golan Tepeleri’nde işgal ettiği bölge) olup, burada İsrail ordusu büyük bir kuvvet ve ağır tahkimatlarla konuşlanacağı, ikincisi, sınır boyunca 3-5 kilometre genişliğinde bir güvenlik kuşağı oluşturulması ve bu kuşağın içinde silahlı kişilerin bulunmasının yasaklanacağı, üçüncü ise Şam'dan güney ve güneybatıya kadar silahsızlandırılacak üç bölge oluşturulmasını öngören ‘yeni bir güvenlik doktrini’ belirlemişti. Söz konusu güvenlik kuşağında 9 adet müstahkem askeri üs kuran İsrail, bu üsleri kalıcı olmasında ısrar ediyor.

vfbghyj
İsrail ordusuna ait Hummer araçları, 8 Temmuz'da işgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki bir eğitim alanında askeri tatbikat sırasında (AFP)

İsrail'in Arapça, İbranice, İngilizce ve Fransızca yayın yapan haber sitesi I24 dün, ‘Suriyeli bir kaynağa’ dayandırdığı haberinde Şara'nın ‘cumartesi günü Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de İsrailli yetkililerle en az bir kez yüz yüze görüşme yaptığını’ bildirdi.

I24, Şara’ya yakın olduğu belirtilen kaynağın, görüşmenin iki taraf arasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ve Suriye hükümetinin İsrail ile güvenlik toplantılarını koordine eden Ahmed ed-Dalati'nin de katıldığı iki veya üç toplantılık görüşmelerde yer aldığını açıkladığını iddia etti.

vfgbhy
İşgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye arasındaki sınır yakınlarında bir İsrail askeri aracı, 4 Mayıs 2025 (Reuters)

İsrail heyetinin Başbakan Binyamin Netanyahu’nun özel temsilcisinin yanı sıra üst düzey güvenlik ve askeri yetkililerden oluştuğunu söyleyen aynı kaynağa göre toplantılar, Suriye ve İsrail arasında olası bir güvenlik anlaşmasını görüşmek ve İran'ın Suriye ve Lübnan’daki varlığı, Hizbullah'ın silahları, Filistinli silahlı gruplar, Lübnan'daki kamplar, Gazze'den gelen Filistinli mültecilerin geleceği ve Şam’da diplomatik nitelikte olmayan bir İsrail koordinasyon ofisi açılması olasılığını ele almak amacıyla gerçekleştirildi.

İsrail televizyonu KAN, cumartesi günü Bakü'de Suriye ve İsrail yetkilileri arasında bir toplantı yapıldığını ve bu toplantıda tarafların Suriye'nin güneyinden İsrail güçlerinin çekilmesi talebini ve iki taraf arasında çok sayıda ‘koordinasyon’ konusunu görüştüğünü bildirdi. KAN ayrıca Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile İsrailli mevkidaşı Gidon Sa'ar'ın bugün Brüksel'deki Avrupa Birliği (AB) merkezinde bir araya geleceğini, ancak ayrı bir ikili toplantı konusunda kesin bir bilgi olmadığını aktardı.



Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku’l Avsat'a konuştu: Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve gücün devletin elinde toplanmasını gerektirir

 Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Şarku’l Avsat'a konuştu: Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve gücün devletin elinde toplanmasını gerektirir

 Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)
Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi, Bedevi aşiretler ile Suveyda'dan gelen yerel savaşçılar arasındaki çatışmaların ardından el-Mezraa bölgesinde yanan bir aracın yanından geçiyor. (AFP)

Şam hükümeti, Suveyda'da yaşananlardan, diyaloğu reddeden, siyasi ve askeri gücü ele geçirmeye çalışan, diğerlerini dışlayan ve vilayeti Suriye devletiyle yapay bir düşmanlık durumuna sokan söylemi dayatan ‘izolasyonist akımları’ sorumlu tutuyor.

Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasında pazar günü patlak veren çatışmalar, vilayette aylardır süren yaygın gerginliğin ardından kent içinde yaşanan ilk mezhepsel şiddet olayı oldu.

Suriye'nin güneyinde halen devam eden çatışmalarda 89 kişi hayatını kaybederken, Suriye Savunma Bakanlığı askeri noktalara düzenlenen silahlı saldırılarda 18 askerin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘bu akımların temsili tekellerine almaya çalıştıklarını, kapsayıcı ulusal açıklığı engellediklerini ve kamu yararını temsil etmeyen sloganlar altında bireyler üzerinde baskı kurduklarını; oysa gerçek çözümün tüm bileşenlerle diyalog yollarının açılmasında, kurumların rollerini yerine getirmesinde, kaos ve şiddet söylemine karşı gerçek sivil sesin yükseltilmesinde yattığını’ söyledi.

Görsel kaldırıldı.Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Baba

Suveyda'daki Dürziler ile Bedevi aşiretlerinden silahlı gruplar arasındaki kanlı çatışmalar devam ederken, Suriye güçleri dün Suveyda'da konuşlanmaya başladı. İçişleri Bakanlığı çatışmayı çözmek, güvenliği sağlamak ve vilayette konuşlandırılan silahları geri çekmek için bir plan geliştirmek üzere doğrudan müdahalede bulunacağını açıklarken, Suveyda'daki bazı kesimler Şam'ın vilayet üzerindeki kontrolünü dayatmak için askeri gerginlikten faydalanmaya çalıştığı suçlamasında bulundu.

Nureddin el-Baba bu suçlamalara yanıt verirken, devletin Suveyda'ya müdahale amacının kontrol değil, vatandaşları korumak ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek olduğunu vurguladı. El-Baba, hükümetin tüm Suriyelilere aynı mesafede durduğunu ve ‘egemenlik, meşruiyet ve hukuk kriterlerine’ göre hareket ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, silahların geri çekilmesini ve Suriye topraklarının bütünlüğünün tek garantörü olduğu için gücün sadece devletin elinde toplanmasını gerektirir.”

Kanun dışı gruplar

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, ‘kanun dışı gruplar’ nitelemesiyle neyin kastedildiği konusunda, Suriye devletinin herhangi bir ‘kanun dışı grubu’ nitelemesinin mezhepsel, aşiretsel veya bölgesel kimliğe dayanmadığını, ‘tamamen yasal ve ulusal bir temele dayandığını’ belirtti. Sözcü, bu nitelendirmenin bir bileşenle diğeri arasında ayrım yapmadığını, aksine devletin kamu düzenini koruma ve vatandaşların güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığını yansıttığını vurguladı.

El-Baba, “Bu bakış açısıyla hükümet, tüm Suriye halkına aynı mesafede durur ve herkesle egemenlik, yasallık ve hukuk kriterlerine göre ilgilenir, bazılarının kamusal söylemde empoze etmeye çalıştığı hizipsel veya bölgesel mülahazalara göre değil. Devletin ifade ettiği tek önyargı, devletinin kurumları altında güvenlik ve haysiyet talep eden sivil, barışçıl vatandaşa karşı olan önyargısıdır” ifadelerini kullandı.

El-Baba ayrıca silahsızlanma sürecinin, ‘ülkenin bütünlüğüne ve toplumun güvenliğine tehdit oluşturan yasadışı silahlar’ olarak ‘hangi tarafın taşıdığına bakılmaksızın devlet kurumları çerçevesi dışındaki tüm silahları’ kapsayacağını açıkladı. Sonuç olarak devlet, ister aşiret grupları ister yerel gruplar olsun, devleti desteklediklerini iddia etseler bile mezhepsel veya siyasi karaktere sahip her türlü bağımsız silahlı varlığı kategorik olarak reddetmektedir. El-Baba, “İç barışın korunması, iç çekişmelerin önlenmesi ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi, istisnasız herkesin silahlarını geri çekmesini ve Suriye topraklarının bütünlüğünün yegâne garantörü olarak gücün sadece devletin elinde toplanmasını gerektirmektedir” dedi.

Görsel kaldırıldı.Suriye'nin güneyindeki Suveyda'dan (Arşiv – Suveyda 24)

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Suveyda'daki huzursuzluk, çatışmalar ve masum kurbanların kaybı devlete göz ardı edilemeyecek bir sorumluluk yükledi. Devletin müdahalesi kontrol amaçlı değil, halkı korumak, hukuku yeniden tesis etmek ve bölge sakinlerinin yerinden edilmesine neden olan ve bölgenin dokusunu tehdit eden kaos tezahürlerini sona erdirmek içindi” ifadelerini kullandı. Suveyda'daki ‘bazı izolasyonist akımlar’ olarak adlandırdığı kişileri diyaloğu reddetmekten ve ‘Suveyda'daki siyasi ve askeri kararlara el koymaya ve diğerlerini dışlayan bir söylemi dayatmaya çalışmaktan’ sorumlu tutan el-Baba, bunun ‘vilayeti Suriye devletiyle yapay bir düşmanlık durumuna soktuğunu’ belirtti.

Dürzi ileri gelenlerinden açıklama

Hükümetin diyalog çağrısı, çatışmalara son verilmesi ve fitneye sürüklenilmemesi çağrısında bulunan Emir Ebu Yahya Hasan el-Atraş tarafından dün yayınlanan açıklamayla büyük ölçüde uyumluydu. Dürzi ileri gelenlerinden el-Atraş, herkesi tatmin edecek bir çözüme ulaşmak için devlet, şeyhler ve bölge ileri gelenleriyle iletişim yoluyla gerçek bir diyalog fırsatı ve güvenlik dayatması çağrısında bulundu.

Görsel kaldırıldı.

(facebook gönderisi)

Ancak Suveyda'daki Dürzilerin ruhani liderliği, dün yayınlanan bir bildiriye göre Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı ve Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) da dahil olmak üzere herhangi bir tarafın bölgeye girmesine izin vermeyeceğini ilan ederek gerilimi artırdı. Dürzi liderliği bu tarafları doğrudan Dera ile sınır köylerinin bombalanmasına katılmak ve ağır silahlar ve insansız hava araçları (İHA) kullanarak, ‘tekfirci’ olarak nitelendirdiği grupları desteklemekle suçladı. Bildiride, ‘saldırıya katkıda bulunan veya güvenlik güçlerini bölgeye sokmaya çalışan herkes’ yaşananlardan sorumlu tutuldu. Bildiride ayrıca, sivillerin korunması ve akan kanın durdurulması için acil uluslararası koruma çağrısında bulunuldu.

Görsel kaldırıldı.Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suveyda vilayetinden bir heyet arasında geçtiğimiz mart ayında gerçekleşen görüşmeden (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Suveyda'daki bazı yerel gruplar Şam ile diyalog başlatmış ve 1 Mayıs'ta Suveyda sakinlerinin kamu güvenlik güçlerine katılmasına izin verilmesi konusunda bir anlaşmaya varılmıştı. Ancak diğer gruplar ve akımlar anlaşmaya karşı çıktı. Bu gelişme, Suriye hükümeti ile Suveyda'daki bazı dini ve sosyal otoriteler arasında olumsuz bir atmosfer oluşmasına sebep oldu.

Suveyda'daki bir sivil aktivistin Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Suveyda vilayetinin batı kırsalındaki bazı köylerde çatışmalar halen devam ediyor. Aktivist, “Savunma Bakanlığı güçleri Suveyda'nın batı kırsalında ilerlemeye çalışıyor, orta ve ağır silahlar kullanılıyor ve hükümet saldıran Bedevi grupları desteklemek için müdahale etmekle suçlanıyor” dedi.

Görsel kaldırıldı.Suriye ordusu ve güvenlik güçleri dün Suriye'nin güneyindeki Suveyda'da konuşlandı. (SANA - AFP)

Aktivist, son aylarda Şam-Suveyda yolunda ve Suveyda'nın batı kırsalında, çoğu Suriye'nin kuzeyinden dönen Bedeviler ve Dera sakinlerinden oluşan Genel Güvenlik Teşkilatı ve Savunma Bakanlığı'na bağlı unsurlar tarafından tekrarlanan ihlaller yaşandığını söyledi. Aktivist, son haftalarda ihlallerin arttığını, en son bir sebze tüccarının silahlı bir grup tarafından saldırıya uğradığını ve arabasının çalındığını, ardından karşılıklı kaçırma olaylarının yaşandığını ve kaçırılanların serbest bırakılması için çatışmaların yaşandığını, ancak bu olayların patlak verdiğini belirtti.

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, Suveyda'daki ciddi gerilimi, ilgili resmî kurumların Suveyda'da bulunmamasına bağladı. Paylaşımda, “Bu tehlikeli gerilim, kaos ve güvensizlik durumunu daha da kötüleştiren ilgili resmî kurumların yokluğunda ve yerel toplumun defalarca sükûnet çağrısında bulunmasına rağmen krizi kontrol altına alamamasından kaynaklanmaktadır; bu da kurbanların sayısının artmasına ve iç barışın doğrudan tehdit edilmesine neden olmuştur” ifadeleri yer aldı.