Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)

Filistinlileri destekleyen Lübnanlı aktivist George İbrahim Abdullah, 1980'lerde bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın suikastında suç ortaklığıyla suçlanarak 41 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bugün Fransa'daki hapishaneden serbest bırakılan Abdullah, ülkesine geri dönecek.

sadfgrthy
Fransız polisi George Abdullah'a eşlik ediyor. (AFP)

AFP ekibinin bildirdiğine göre, güneybatı Fransa'nın Hautes-Pyrenees bölgesindeki Lannemezan hapishanesinden iki minibüsün de aralarında bulunduğu altı araçlık bir konvoy yola çıktı, ancak sakallı aktivisti görmek mümkün olmadı.

74 yaşındaki George İbrahim Abdullah, Tarbes Havaalanı’na götürülecek. Güvenlik güçlerinden bir kaynak, Abdullah'ın buradan uçakla Paris'teki Roissy Havaalanı’na götürüleceğini ve buradan Beyrut'a giden bir uçağa bineceğini bildirdi.

Avukatı Jean-Louis Chalanset, konvoyun hareketinden sonra AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu hem sevinç hem de duygusal bir şok ve siyasi bir zafer kaynağı” dedi, ancak müvekkilinin konvoyda olup olmadığını doğrulamadı. Chalanset, “Çok uzun zaman önce serbest bırakılması gerekirdi” ifadesini kullandı.

Paris Temyiz Mahkemesi geçen hafta, Lübnanlı aktivistin 25 Temmuz'da serbest bırakılmasına karar verdi.

Şu anda 74 yaşında olan Abdullah, 1987 yılında 1982'de bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın öldürülmesine karıştığı suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. 25 yıldır şartlı tahliyeye hak kazanmış olmasına rağmen, serbest bırakılması için yapılan 12 başvuru reddedildi.

sdfrt
George İbrahim Abdullah, 41 yıl hapis yatarak Avrupa'nın en uzun süre hapis yatan siyasi tutuklusu oldu. (X)

Son günlerde Abdullah, Che Guevara'nın resminin bulunduğu kırmızı bayrakla süslenmiş hücresini boşaltmaya başladı ve içindeki birçok gazete ve kitabı, dün öğleden sonra hapishane önünde protesto gösterisi düzenleyen yaklaşık 200 kişilik destek komitesine teslim etti.

Avukatı, Abdullah'ın giysilerinin çoğunu birlikte tutuklu bulunan mahkumlara verdiğini ve yanında ‘küçük bir çanta’ taşıdığını söyledi.

AFP, serbest bırakılma kararının alındığı gün hücresinde onunla görüştü.

Görüşme sırasında, sakalı beyazlamış Abdullah, “Kırk yıl uzun bir süre, ama mücadele dinamik olduğunda bunu hissetmiyorsunuz” dedi.

Temyiz Mahkemesi hakimleri, tutukluluk süresinin işlenen suçlarla ve Lübnan Devrimci Silahlı Gruplar’ın eski liderinin yaşıyla ‘orantısız’ olduğunu değerlendirdi.

dfgthyu
Fransa'nın başkenti Paris’te tutuklu George İbrahim Abdullah'ı desteklemek için düzenlenen gösteriden, 16 Temmuz 2025 (EPA)

Kararda, Abdullah'ın ‘Filistin mücadelesinin geçmişteki bir sembolü’ olduğu belirtildi. Abdullah'ın liderliğini yaptığı, Lübnanlı seküler Hıristiyanlar, Marksistler ve Filistin yanlısı aktivistlerden oluşan küçük grubun dağıldığı ve ‘1984'ten beri herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediği’ ifade edildi.

Abdullah, 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali sırasında yaralandı ve George Habaş'ın liderliğindeki solcu hareket olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne katıldı.

Daha sonra, ailesinin üyeleriyle birlikte, 1981 ve 1982 yılları arasında Filistin davasını desteklemek amacıyla Avrupa'da 5 saldırı düzenleyen, emperyalizme karşı Marksist bir örgüt olan Lübnan Devrimci Silahlı Grupları'nı kurdu. Bu saldırılardan 4'ü Fransa'da ölümlere neden oldu.

Abdullah, 1985 ile 1986 yılları arasında Paris'te 13 kişinin ölümüne yol açan ve Fransız başkentinde korku salan saldırı dalgasından uzun süre sorumlu tutuldu.

sxdfrgtyu
Lübnanlı George İbrahim Abdullah, 13 Temmuz 1986'da Özel Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada (AFP)

1986 yılında Lyon'da suç örgütü kurmak ve silah ve patlayıcı bulundurmak suçlarından dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ertesi yıl Paris Özel Ceza Mahkemesi'nde 1982'de ABD'li diplomat Charles Ray ve İsrailli diplomat Yakov Barsimentov'un öldürülmesinde suç ortaklığı ve 1984'te üçüncü bir suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla yargılandı.

Abdullah'ın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasından iki ay sonra, bu saldırıların gerçek sorumluları tespit edildi ve bunların İran ile bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Abdullah, Lübnan iç savaşı (1975-1990) ve 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali bağlamında ‘İsrail ve Amerikan baskısına karşı direniş’ olarak nitelendirdiği iki suikastta parmağı olduğunu kabul etmedi.

Abdullah'ın kaldığı hapishane önünde her yıl protesto gösterileri düzenleyen az sayıdaki destekçisi ve birkaç solcu milletvekili dışında, tutuklu yıllar içinde büyük ölçüde unutuldu; 1980'lerde Fransa'nın bir numaralı düşmanı ve en kötü şöhretli tutuklularından biriydi.



Gazze’de hapse atılan doktor sayısı 28’e yükseldi

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 60 bine yaklaştı (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 60 bine yaklaştı (AP)
TT

Gazze’de hapse atılan doktor sayısı 28’e yükseldi

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 60 bine yaklaştı (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 60 bine yaklaştı (AP)

Gazze savaşında İsrail tarafından hapse atılan Filistinli doktorların sayısı 28'e yükseldi.

Filistin merkezli sağlık kuruluşu Healthcare Workers Watch'un (HWW) verilerine göre, Gazze'den İsrail hapishanelerine götürülen doktorlardan 8'i cerrahi, ortopedi, yoğun bakım, kardiyoloji ve pediatri alanlarında kıdemli uzmanlar.

HWW, 28 kişiden 21'inin 400 günden uzun süredir hapiste tutulduğunu, hiçbiri hakkında İsrail makamları tarafından hukuki işlem başlatılmadığını aktarıyor.  

Gazze Sağlık Bakanlığı, Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi Müdürü ve Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Mervan el-Hams'ın "İsrailli özel bir silahlı birim" tarafından götürüldüğünü pazartesi duyurmuştu.

Hams'ın nerede olduğu bilinmiyor ve İsrailli yetkililer henüz olaya dair herhangi bir açıklama yayımlamadı. Ancak İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) Guardian'a gönderdiği yazılı açıklamada, Gazze'deki sağlık personeli ve doktorların "Hamas'ın terör faaliyetlerine karıştığı" iddia edildi.

Gazze'de İsrail ablukası nedeniyle açlık krizi yaşanırken, Birleşik Krallık (BK) bölgeye havadan yardım göndermeyi planlıyor.

Tel Aviv yönetiminden cuma günü yapılan açıklamada, yabancı ülkelerin Gazze'ye havadan yardım yapmasına müsaade edileceği duyurulmuştu. BK Başbakanı Starmer, "Bu yöntemle bölgeye yardım göndermek için elimizden geleni yapacağız" dedi.

Starmer'a Filistin devletini tanıması için yapılan baskı da artıyor. Yarısından fazlası İşçi Partisi'nden olmak üzere 9 siyasi partiden 220 parlamenter, Starmer'a böyle bir adımın iki devletli çözüm için hayati önem taşıdığını belirten ortak bir mektup gönderdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, cuma günkü açıklamasında Filistin devletini eylülde tanıyacaklarını duyurmuştu.

Diğer yandan Gazze'deki ateşkes süreci yeniden çıkmaza girdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, "Hamas'ın ateşkese isteksiz" olduğunu öne sürerek, Katar'ın başkenti Doha'da görüşmeleri yürüten ekibini geri çağırdığını perşembe duyurmuştu.

Wall Street Journal'ın analizinde, İsrail'in "Ortadoğu'da kontrolsüz bir güce" dönüştüğüne dikkat çekilerek, Washington'ın Tel Aviv'le sürtüştüğü belirtiliyor.

MAGA (Make Amerika Great Again/Amerika'yı Yeniden Harika Yap) ideologlarının, İsrail'in ABD'yi savaşa çekmeye çalıştığını düşündüğü ve Trump'ın İsrail lideri Binyamin Netanyahu'ya desteğine daha eleştirel yaklaştığı ifade ediliyor.

Eski ABD Başkanı Joe Biden'ın kıdemli danışmanlarından Amos Hochstein, "İsrail'in artık Ortadoğu'daki en büyük güç olduğunu" savunarak, bunu dengeleyecek hiçbir unsur kalmadığını söylüyor. Ancak danışman, bunun ABD açısından iyi bir gelişme olmadığını, Tel Aviv'in de savaşları uzatmasına yol açtığını belirtiyor.

Analizde, hiçbir Amerikan başkanının İsrail'e mesaj göndermek adına askeri desteği tamamen kesmeyi göze almayacağı, Netanyahu'nun da bunu bilerek hareket ettiği yorumu yapılıyor.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Wall Street Journal