Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Son tutuklamalarda DEAŞ hücrelerinin varlığına dair şüpheler ortaya çıktı

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
TT

Lübnanlı yetkililer, Aley'de Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampı keşfetti

Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)
Beyrut şehir merkezine konuşlandırılan Lübnan askerleri (Arşiv – EPA)

Lübnan'da her hafta, DEAŞ örgütüyle bağlantılı bir ağın, ibadethaneleri ve halk toplantılarını hedef alan bombalı saldırılar planladığına dair bir açıklama yapılıyor. Son olarak Lübnan ordusu, ‘askeri kurumu hedef alan terör eylemleri planlayan bir hücreyi durdurduğunu’ duyurdu. Öte yandan Lübnanlı bir yargı kaynağı, Şarku'l Avsat'a, Aley bölgesinde Hamas ve Cemaat-i İslami’ye ait bir eğitim kampının dağıtıldığını açıkladı.

Hamas ve Cemaat-i İslami

Lübnan Dağı’nda yer alan Aley kentindeki Tebiyat kasabası yakınlarında silahlı bir grubun gözaltına alınmasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen, askeri yargı henüz bu kişilere karşı dava açma kararı almadı. Yargı kaynağı, ‘bu olayla ilgili gelişmeleri takip etmeye’ çağırdı.

Kaynak, Lübnan ordusunun ‘Lübnanlı ve diğer uyruklardan silahlı kişileri eğitmek için özel olarak kurulmuş ve silah ve teçhizatla donatılmış bir kampı dağıtmayı başardığını’ açıkladı. Yargı kaynağı, “Bu eğitim kampında Hamas Hareketi ve Lübnan'daki Cemaat-i İslami’nin askeri kanadı Fecr Kuvvetleri'nden silahlı kişiler bulunuyor, bu da onların askeri yaklaşımlarında ısrarcı olduklarını ve savaşma yeteneklerini yeniden geliştirmeye devam ettiklerini gösteriyor” dedi. Kaynak, ‘10'dan fazla kişinin tutuklandığını ve bunların çoğunun Beyrutlu olduğunu, ayrıca Ürdün vatandaşı arkadaşlarının da bulunduğunu’ belirtti. Tutuklananları ‘önemli kişiler’ olarak nitelendiren kaynak, özellikle de bazılarının babalarının güney cephesinde savaşırken son savaşta İsrail tarafından öldürüldüğünü ifade etti.

DEAŞ'dan tutuklamalar

Lübnan Ordu Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Terör örgütlerinin izlenmesi ve takip edilmesi kapsamında, istihbarat müdürlüğü bir dizi güvenlik operasyonu düzenledi ve sonuç olarak DEAŞ terör örgütünü destekleyen bir hücre kurdukları gerekçesiyle üç vatandaşı tutukladı” denildi. Açıklamada, “İlk soruşturmalarda, hücrenin ülke dışındaki örgüt liderlerinin talimatıyla orduya karşı güvenlik operasyonları planladığı ortaya çıktı. Hücrenin geri kalan üyelerinin tutuklanması için çalışmalar devam ediyor ve tutuklananlar hakkında yetkili yargı makamlarının gözetiminde soruşturma başlatıldı” ifadeleri yer aldı.

Yeni endişeler

Lübnan sokaklarında, özellikle Suriye'de son zamanlarda yaşanan olayların ardından, aşırılıkçı grupların ülkeye sızdığına dair endişeler yeniden güçlendi. Ancak konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak bu endişeleri hafifleten açıklamalarda bulundu. Bazı medya kuruluşlarının, Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı'nın, üyelerinden birinin Beyrut'un güney banliyölerinde intihar saldırısı planladığı bir terör şebekesini durdurduğunu sızdırması, Lübnan'ın, 2013 ila 2015 yılları arasında yaşadığı bombalı saldırı kabusunun geri döndüğünü düşündürdü.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynak, “Lübnan yargı ve güvenlik kurumları, uyuyan ya da aktif olan güvenlik hücreleriyle sürekli bir mücadele içinde. Son gelişmeler, Suriye uyruklu iki gencin (Halid ez-Zubi ve Muhammed el-Acluni) tutuklandığını ortaya çıkardı. Bu iki genç, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün ardından gizlice Lübnan'a girmiş ve Güney Lübnan'ın Sayda kentinde bir akrabalarının yanında kalarak, banliyöde kalabalık bir alanda motosiklet bombalamak gibi operasyonlar hazırlamak için harekete geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)Kontrol noktasında bir aracı arayan Lübnan ordusu mensupları (Lübnan Ordu Komutanlığı)

Kaynak, ‘tutuklananların çoğunun aşırıcı eğilimleri olduğunu, ancak Lübnan'da güvenlik operasyonu planları olmadığını ve gerekli imkanlara sahip olmadıklarını’ gizlemedi. “Lübnan güvenlik güçlerinin son yıllarda terör hücrelerini takip ederken edindiği deneyim, DEAŞ'ın hedef bankası belirlemediği ve bu görevler için silah ve patlayıcı sağlamadığı sürece kişileri veya grupları örgüte dahil etmediğini gösteriyor” diyen kaynak, ‘son zamanlarda dolaşan bilgilerin, özellikle Suriye'nin Suveyda vilayetinde yaşanan olayların ardından, bu aşamada istismar edilip kullanılmak üzere abartıldığını’ vurguladı.

DEAŞ ile bağlantısı olmayan tutuklular

Güvenlik güçleri, birkaç hafta önce güney banliyösündeki Burc el-Baracna bölgesinde ve Bekaa Vadisi'ndeki Şemstar kasabasında DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen iki grup Suriyeliyi gözaltına aldı. Ancak bir güvenlik kaynağı, ‘bu kişilerin DEAŞ veya herhangi bir terör örgütüyle ilgisi olmadığını’ kesin bir dille ifade etti. Güvenlik kaynağı, Burc el-Baracna'da gözaltına alınanların Suriyelileri iş bulmak için Lübnan'a kaçak olarak sokan bir grup olduğunu ve sözde Şemstar hücresinin herhangi bir faaliyet yürütmediğini, sadece kimlik belgeleri olmadığı için şüpheli görülen işçiler olduğunu belirtti. Güvenlik kaynağı, “Bu aşamada ihtiyatlı olmak anlaşılabilir ve haklıdır; ancak bu, insanları korkutmak için bir araç olarak kullanılmamalıdır” dedi.



Açlık, Gazze Şeridi'ndeki çocukları ölüme sürüklüyor

TT

Açlık, Gazze Şeridi'ndeki çocukları ölüme sürüklüyor

Açlık, Gazze Şeridi'ndeki çocukları ölüme sürüklüyor

Henüz iki yaşını doldurmamış olan Şam Kadih, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta, dört metrekarelik küçük bir çadırda zorlu koşullar altında yaşıyor. Bu koşullar, giderek kötüleşen ve hayatını tehdit eden trajik bir gerçeklikten kaynaklanıyor. Şam, tıpkı binlerce Gazze'li çocuk gibi, gıda malzemelerinin eksikliği nedeniyle yetersiz besleniyor ve çevresel koşulların etkisiyle hastalıklar artıyor.

Şam’ın annesi, bazen ‘çok şiddetli’ olarak sınıflandırılan ve hastaneye kaldırılmasını gerektiren yetersiz beslenmeden mustarip kızının ateşini düşürmek için, günde zar zor erişebildiği su dışında başka bir şey bulamıyor. Hastanelerde ise Şam’a yardım edebilecek hiçbir şey yok. Bu, binlerce açlık çeken insan arasında sıkça görülen bir durum.

xscfvghy
5 aylık kızını kucağında taşıyan anne, kızının yetersiz beslendiğini söylüyor. (Reuters)

Anne İslam Kadih, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, dokuz yıl süren kısırlık döneminin ardından tüp bebek tedavisiyle kızına kavuştuğunu, kızının doğumundan beri karaciğer büyümesi ve ciddi yetersiz beslenme sorunu yaşadığını söyledi. İslam Kadih, “Onu birçok hastaneye götürdük, ancak tedavisinin yapılamaması durumunun düzelmesini engelledi” dedi.

Anne Kadih, kızını kurtarmak ve durumunu iyileştirmek için gerekli sağlıklı sütü de veremiyor.

Şam 22 aylık olmasına rağmen, sağlık koşullarının zorluğu nedeniyle ağırlığı sadece 4,5 kilogram. Anne, kızını çadırın içinde veya dışında bir yerden başka bir yere taşımaya çalıştığında, göğüs kafesinin kemiklerinin çıkıntılı olması nedeniyle endişeleniyor.

İslam Kadih, aşırı yüksek fiyatlar nedeniyle süt, bebek bezi ve sağlıklı gıda satın alamıyor. Şam’ın dişlerinin rengi, zayıf vücudunda kalsiyum ve vitamin eksikliği nedeniyle değişti.

dfgthyju
Refah Sınır Kapısı yakınlarında insani yardım almaya çalışırken yaralanan bir çocuk (AFP)

Anne, kızının tedavi amacıyla yurt dışına gitmesi için koordinasyon kurabileceği hiçbir kurum bulamıyor. Anne Kadih, yetersiz beslenme nedeniyle sağlık sorunları yaşayan kızının hayatını kurtarmak için Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kuruluşlara yardım çağrısında bulundu.

Sessiz ölüm

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın istatistiklerine göre, savaşın başlangıcından çarşamba gününe kadar yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 154'e ulaştı; bunların 89'u çocuk.

Bu yıl şimdiye kadar yetersiz beslenmeye bağlı 100 ölüm vakası kaydedildi. Bunların üçü şubat, mart ve nisan aylarında, ikisi mayıs ayında, beşi de haziran ayında kaydedildi; geri kalan 90 vaka ise temmuz ayında kaydedildi. 2024 yılında yetersiz beslenmeye bağlı olarak 50 ölüm, bir önceki yıl ise 4 ölüm kaydedilmişti.

xsdferty
Yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden kızının cenazesini taşıyan bir baba (Reuters)

Gazze Şeridi’nde toplamda 28 bin 677 kişi yetersiz beslenme vakası olarak sınıflandırıldı. 5 yaşın altındaki 260 bin çocuk, 100 bin hamile kadın, bin 556 erken doğum vakası, 3 bin 120 düşük ve rahim içi ölüm vakası, 159 bin 409 yaşlı ve 18 bin yaralı yetersiz beslenme nedeniyle komplikasyonlara maruz kaldı.

Bu vakalar arasında, yetersiz beslenme nedeniyle birçok hastalığa yakalanan 6 yaşındaki Vela Cude de bulunuyor.

Vücudundaki kalsiyum ve vitamin eksikliği nedeniyle Vela'nın saçları ve dişleri tamamen döküldü. Ayrıca osteoporoz hastası ve ayakta duramıyor; vücudu zamanla zayıf ve cılız hale geldi.

Şarku’l Avsat’a konuşan annesi, kızı çiğnemekte zorlandığından ekmeği ufalayıp yutabilmesi için parçalamak zorunda olduğunu söyledi. Fiyatların yüksekliği ve un bulunmaması nedeniyle, sık sık komşularından ve akrabalarından un istemek zorunda kalıyor.

Vela'nın annesi, kızının durumunu iyileştirmeye yardımcı olacak gıda maddeleri bulamıyor ve ona yararlı olan yumurta, süt ve diğer besinleri de sağlayamıyor.

Anne, keder ve acı dolu sözlerle şöyle diyor: “Kızıma biraz un dışında verecek hiçbir şeyim yok; onu da insanlardan dileniyorum. Kızımın diğer çocuklar gibi ayakta durup oynamasını ve hayatını yaşamasını istiyorum.”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer kurumlara kızını yurtdışında tedavi ettirmek için yardım çağrısında bulunan anne, daha önce bir Avrupa ülkesinde tedavi görmesi için karar alındığını, ancak sınırların kapatılması nedeniyle seyahat etmesine izin verilmediğini belirtti.

Dünya Gıda Programı'na (WFP) göre, son dönemde Gazze Şeridi'nde beş yaşın altındaki çocuklarda yetersiz beslenme oranları dört kat arttı. Gıda güvenliği aşamalı sınıflandırmasına göre, Gazze Şeridi'nin bazı bölgeleri üç aşamalı kıtlık aşamasının ikisini aştı. WFP, kapsamlı bir insani yardım müdahalesi başlatmak için zamanın azaldığını vurguladı.

sdfrgt
Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'nde çalışan bir hemşire, yetersiz beslenen bir çocuğa yardım etmeye çalışıyor. (Reuters)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı abluka nedeniyle 5 yaşın altındaki çocuklarda yetersiz beslenmenin mart ve haziran ayları arasında iki katına çıktığı uyarısında bulundu. UNRWA, bu dönemde sağlık merkezleri ve tıbbi noktalarda yaklaşık 74 bin çocukta yetersiz beslenme taraması yapıldığını ve yaklaşık 5 bin 500 vakada genel akut yetersiz beslenme, 800 vakada ise şiddetli akut yetersiz beslenme tespit edildiğini açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, 40 bin çocuk süt ve gıda kıtlığı nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.

En kötü senaryo açlık

Nasır Tıp Kompleksi'nde çocuk doktoru olan Dr. Ahmed el-Ferra, Gazze Şeridi'ndeki durumun, ister bölgedeki hastanelerde ister dışında olsun, ‘felaket’ olduğunu ve küçük büyük, kadın erkek, genç yaşlı herkesin bundan etkilendiğini söyledi.

El-Ferra, kalsiyum ve vitaminler gibi temel besin maddelerinin girişinin engellenmesinin, özellikle çocuklar arasında yetersiz beslenme vakalarını artırdığını ve bunun da ölüm sayılarını yükselttiğini belirtti. Hastanelerin, ilaç, besin takviyeleri ve diğer tıbbi malzemelerin eksikliği nedeniyle yetersiz beslenme vakalarının hayatını kurtaracak tıbbi imkanlara sahip olmadığını da bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı resmi tıbbi verilere göre, yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden birçok çocuk, sınır kapılarının kapatılması ve İsrail'in girişi engellemesi nedeniyle bölgede artık bulunmayan sağlıklı gıdalara acil ihtiyaç duyuyordu.

xchyju
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru’nda gıda yardımı almak için toplanan Filistinliler (AFP)

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), WFP ve WHO tarafından yayınlan ‘2025 Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu’ başlıklı ortak rapora göre, Gazze Şeridi sakinleri ciddi gıda güvensizliği ile karşı karşıya.

Söz konusu raporda, BM'nin belirlediği Entegre Gıda Güvenliği Sınıflandırması uyarınca ‘en kötü kıtlık senaryosunun şu anda Gazze Şeridi'nde yaşanmakta olduğu’ ifade edildi. Rapor, bölgeye yardımların havadan atılmasının insani felaketi durdurmak için yeterli olmadığını belirterek, yardımların karadan ulaştırılmasının daha etkili, güvenli ve hızlı olduğunu vurguladı.