İHA’larla güvenlik kuşağı… Güney Lübnan'da ilan edilmemiş İsrail işgalinin gerçekleri

Aramalar, kayda almalar ve saldırılar 2000 öncesi dönemi hatırlatıyor

Geçtiğimiz kasım ayında Güney Lübnan'daki İsrail askerleri (Reuters)
Geçtiğimiz kasım ayında Güney Lübnan'daki İsrail askerleri (Reuters)
TT

İHA’larla güvenlik kuşağı… Güney Lübnan'da ilan edilmemiş İsrail işgalinin gerçekleri

Geçtiğimiz kasım ayında Güney Lübnan'daki İsrail askerleri (Reuters)
Geçtiğimiz kasım ayında Güney Lübnan'daki İsrail askerleri (Reuters)

34 yaşındaki Hasan, Güney Lübnan'daki Mercayun'a bağlı el-Hıyam'da arkadaşlarıyla buluşmak için yol kenarındaki bir kahve dükkanına vardığında, yarım saat geçmeden küçük bir İsrail insansız hava aracı (İHA) üzerlerine indi ve fotoğraflarını çekmeye başladı. Otuzlu yaşlarındaki genç ve arkadaşları kahvelerini alıp, hedef alınmaktan korktukları için evlerine dağıldılar.

cdfgthyuj
Güney Lübnan'da düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 6 Ekim 2024 (Arşiv – Reuters)

İsrail İHA’larıyla ilgili bu olay, sınır bölgesinde yaşayanların bahsettiği tek olay değil. İsrail'in istihbarat toplama amaçlı İHA’ları bölgede uçmaya devam ediyor ve evlerini kontrol eden veya yaz tatilini burada geçirmeyi planlayan ziyaretçileri takip ediyor. Güney Lübnan’ı ziyaret edenler, geçen eylül ayında başlayan geniş çaplı savaştan bu yana bölge sakinlerinin İHA’larla ilgili hikayelerini dinliyor. Bu da bölgenin İHA’lar ve teknolojiyle işgal altında olduğu gerçeğine işaret ediyor.

Pencerelerden giren İHA’lar

Geçtiğimiz kasım ayında ateşkes anlaşması yürürlüğe girdikten sonra Fatma (takma isim) ve ailesi güneydeki Kunin kasabasına (Bint Cubeyl ilçesi) geri dönerek evlerini kontrol ettiler. Saldırılarda kırılan camları topladılar, evlerini temizlediler ve geceyi orada geçirdiler. Akşam saatlerinde, evin içini gözetlemek için pencereye yaklaşan küçük bir İHA gördüler. Şarku’l Avsat’a konuşan Fatma, “Çok korktum ve bütün gece uyuyamadım” dedi. Fatma bu olayın ‘daha sonra başka sakinler tarafından da yaşandığını ve İHA’ların geri dönenleri takip edip fotoğraflamaya devam ettiğini’ belirtti.

sdfgrthy
Lübnan ordusu mensupları, 9 Haziran 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Nemiriye kasabasında İsrail insansız hava araçlarının saldırısına uğrayan bölgede (AFP)

Bölge sakinlerinin İHA’larla ilgili deneyimlerini anlattıkları hikayeler giderek yaygınlaşıyor. Mercayun’a bağlı el-Hıyam kasabasında, bir İHA’nın bir eve girip içeride arama yaptığı şüphesi üzerine, insanlar birbirlerine pencereleri sıkıca kapatmalarını tavsiye etti. Anlatılana göre bir bölge sakini evinde eşyaların dağınık olduğunu fark etti ve küçük bir İHA’nın pencereden eve girip çekim yaptığını ve bazı eşyalara çarparak dağıttığını düşündü. Bu durum, Gazze Şeridi'nden gelen ve evlerin içini gösteren videolara benziyor.

Kurtuluştan önceki döneme dönüş

Bu anlatılar, geçtiğimiz günler ve haftalarda resmi olarak belgelenen olaylara ekleniyor, özellikle de İsrailli komutanın Güney Lübnan'ın el-Hula kasabasında evlerinde bulunan yaşlı bir çifte seslendiği ve onların Nescafe içtiklerini söylediği İHA olayı… Ayrıca, onarım çalışanlarının üzerinde saatlerce uçan İHA’lar veya İsrail ordusunun bölgedeki kişileri ayrıntılı olarak gözlemledikten sonra yayınladığı fotoğraflar hakkında başka anlatımlar da var.

Bölge sakinleri Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçlerde, olanların ‘bölgenin tamamen işgal edildiği, ancak 2000 yılında Güney Lübnan'ın kurtarılmasından önceki gibi askerlerin, barikatların ve tankların olmadığı’ izlenimini uyandırdığını belirtiyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bir bölge sakini şu ifadeleri kullandı: “İşgal günlerinde, sınır şeridine geçiş noktaları, kontrol noktaları, tanklarla yapılan devriyeler ve İsrail askerleri veya Luhad milisleri (İsrail'e bağlı Güney Lübnan Ordusu) tarafından evlerde yapılan aramalar vardı. Şimdi ise bunların hiçbirine gerek yok. Sınır şeridi var ve İHA’larla işgal ediliyor. Bölgeye kimin girmesine izin verileceğini ve kimin köyünde kalmasının yasak olduğunu belirliyorlar. Varlığını istemedikleri kişileri İHA’larla hedef alıyor ve öldürüyorlar; bu kişinin Hizbullah üyesi mi, sivil mi, çiftçi mi, bakım işçisi mi, evinde kalmak isteyen bir köylü mü olduğu fark etmiyor.”

Ateş hattında tampon bölge

Lübnanlı yetkililer, bu olayların İsrail'in hedef almalar ve İHA’larla sürekli gözetim yoluyla bir güvenlik kuşağı oluşturduğunu gösterdiğini gizlemiyor. Bir güvenlik kaynağı Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, sınır bölgesinin ‘ateş hattında bir tampon bölge haline geldiğini ve bölge sakinlerinin ve evlerinin hedef alınmaktan çekinilmediğini’ söyledi.

vdbghtjuk
Ekim 2024'te Lübnan sınırında bir İsrail tankı (Reuters)

Bu hipotez, İsrail ordusunun sınır bölgelerinden veya geçen kasım ayından bu yana işgal ettiği Lübnan topraklarında yeni oluşturulan bölgelerden düzenli olarak Lübnan'ın içlerine yaptığı kara saldırıları ile destekleniyor. Lübnan resmi haber ajansı NNA, bir ay içinde en az beş saldırı olduğunu ve bu saldırılar sırasında evlerin ve iş makinelerinin havaya uçurulduğunu belgeledi. Ajans, çarşamba günü, Lübnan topraklarındaki Mari bölgesinde Lübnanlı ve Suriyeli işçilerin sorgulandığını ve iki işçinin yaklaşık iki saat sonra serbest bırakılmadan önce gözaltına alındığını bildirdi. Bu nadir olay, İsrail'in güneyde sanki işgalciymiş gibi davrandığının bir başka kanıtı.

Lübnan ordusu, İsrail'in beş sınır noktasını işgal etmesi nedeniyle Güney Lübnan’daki konuşlanmasını tamamlayamadı. Lübnan hükümeti ve Cumhurbaşkanı Joseph Avn, İsrail'in işgal altındaki Lübnan topraklarından çekilmesini talep ediyor ve etkili ülkeleri İsrail'e çekilme konusunda baskı yapmaya çağırıyor.

Lübnan ordusu, Güney Litani bölgesindeki Hizbullah altyapısının büyük bir kısmını ortadan kaldırdığını ve olası konumlarla ilgili her türlü bilgiyi değerlendirerek gerekli önlemleri aldığını belirtiyor. Bu önlemler, Hizbullah'ın Güney Litani'deki askeri yapısının ortadan kaldırılmasıyla sonuçlandı.



Suriyeli aşiretler, SDG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarıyor

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
TT

Suriyeli aşiretler, SDG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarıyor

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)

Suriye Aşiretler ve Kabileler Yüksek Konseyi üyesi Şeyh Hamud el-Ferec Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda siyasi bir çözümsüzlük olduğu uyarısında bulunarak, “siyasi bir çözüme ulaşılmadığı takdirde olayların çatışmaya doğru gideceğini” söyledi. El-Ferec, aşiretlerin Suriye devletinin kararlarına bağlılığını vurgulayarak, hiçbir tarafın ‘bölgeyi gelişigüzel bir savaşa bulaştırmak’ istemediğini belirtti.

El-Ferec, Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Paris'te yapılması beklenen ve ertelendiği söylenen toplantının, Şam'ın toplantıyı Fransa'da yapmak istememesi ve aşiretlerin SDG'nin yanında yer alma konusundaki çekinceleri nedeniyle iptal edildiğini açıkladı. Ancak Kürt kaynaklar, Paris'te yapılması planlanan toplantının ‘ertelendiğini’, liderler düzeyinde olmasa da daha sonra yapılmasının beklendiğini söyledi. Kürt kaynaklar, toplantının DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun (DMUK) talebi üzerine ertelendiğini ve kararın SDG'ye resmen bildirildiğini doğruladı.

sdfghy
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) geçtiğimiz pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde askerî geçit töreni düzenledi. (Şarku’l Avsat)

SDG tarafından kontrol edilen bölgelerde son günlerde artan gerginlik, Suriye'nin Cezire vilayetlerindeki (Rakka, Deyrizor ve Haseke) bir dizi birlik, kurum, siyasi ve sivil grup ile yerel medya kuruluşunu dışişleri bakanlarına (Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio) resmi kanallar aracılığıyla bir bilgilendirme notu sunmaya zorladı. Belgenin bir kopyası Şarku'l Avsat'a ulaştı.

‘Suriye Ceziresi’ olarak bilinen bölgedeki gruplar tarafından imzalanan bilgilendirme notunda, bölgelerindeki gerçekliğin artık ertelenemeyeceği ve görmezden gelinemeyeceği belirtilerek, SDG'nin bölgede kendisini fiili bir otorite olarak dayattığı ve Arap, Kürt, Türkmen, Süryani ve Ermeni bileşenlerin aleyhine tek bir bileşen için ayrıcalıklar tesis ettiği ifade edildi. ‘Özgürlükler gerçeğinin eski rejim dönemindekinden çok da farklı olmadığına’ dikkat çekildi. Notta şu ifadeler yer aldı: “Vicdan mahkumları çok sayıda, çoğulculuk bastırılmış durumda ve itiraz eden herkes tutuklanmaya ve marjinalleştirilmeye maruz kalıyor... En tehlikelisi ise azınlık kartının açıkça kullanılması ve hem sahilde hem de güney Suriye'de yasadışı askeri aktörlerin desteklenmesiyle birlikte ortak ulusal dokudan geriye kalanları parçalamak için bir araç olarak kullanılması.”

Bilgilendirme notunda 8 talep yer aldı: SDG'nin tek bir siyasi, askeri veya idari blok olarak devlet kurumlarına entegre edilmesinin reddedilmesi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile bağlantılı güvenlik hizmetlerinin lağvedilmesi, tüm ulusal kaynakların ve kamu kurumlarının devlete iade edilmesi, bölge vatandaşlarının zorla askere alınmasının iptal edilmesi, kadınların herhangi bir bahane ile kaçırılmasının önlenmesi, eski rejim kalıntılarına ev sahipliği yapan eğitim kamplarının dağıtılması, uyuşturucu ticareti ile mücadele edilmesi ve siyasi veya milliyetçi nedenlerle zorla yerinden edilenlerin güvenli bir şekilde geri dönmelerinin sağlanması.

dfrgthy
2022'de Haseke kırsalında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında yapılan ortak eğitim tatbikatından (Arşiv – AFP)

Konuyla ilgili olarak sosyal medyada, Arap aşiretlerine atfedilen ve SDG'yi belirli bir süre sonunda silahlarını ve Deyrizor, Rakka ve Haseke bölgelerini teslim etmemesi halinde genel bir nifak ilan etmekle tehdit eden bir açıklama dolaşıma sokuldu. Şeyh Hamud el-Ferec aşiretlere atfedilen bu açıklamanın önemini küçümseyerek, imzacıların açık isimlerinin yer almadığı ve video kaydının eşlik etmediği bir açıklamanın dikkate alınmayacağını vurguladı. Ancak el-Ferec, Cezire’deki aşiretlerin alarm durumunu ve Tabka'nın dış mahalleleri ile Rakka'nın güneyindeki ez-Zemle bölgesinde hükümet güçlerinin hareketliliğinin varlığını inkâr etmedi.

Bu gelişmeler, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi Üssü’nde SDG komutanları ile Deyrizor vilayetinin sivil ve askeri konseylerinin temsilcilerinin yanı sıra bölgedeki aşiretlerin ileri gelenlerinin de katıldığı genişletilmiş bir toplantı yapıldığına dair haberlerin ardından geldi.

SDG Sözcüsü Ferhad eş-Şami Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şeddadi'deki toplantıya ilişkin haberleri yalanlayarak, “Bunlar yalan iddialardır, gerçekle hiçbir ilgisi yoktur ve kaos yaratmayı amaçlayan kötü niyetli niyetleri yansıtmaktadır” dedi. Aşiretlerin SDG'yi genel alarm ilan etmesi konusunda uyaran açıklamasını da kaos yaratmanın bir parçası olarak değerlendiren eş-Şami, bunun ‘sahte’ bir açıklama olduğunu söyledi ve ‘aşiretlerin kuzey ve doğu Suriye'de yönetim ve güvenliğin önemli bir ayağı olduğunu, liderliklerinin bilindiğini ve kimsenin bilinmeyen açıklamalarla onlar adına konuşamayacağını’ vurguladı.

sdfrg
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile yapılan anlaşmanın uygulanmasını görüşmek üzere askeri liderlerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)

Cumartesi günü basında yer alan haberlerde, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi kentinde bulunan ABD üssünde kapsamlı bir toplantı yapıldığı bildirildi. Şarku'l Avsat’ın Syria TV'den aktardığına göre SDG lideri Mazlum Abdi toplantı sırasında SDG'nin bölgelerini devretme ya da özerk yönetimi feshetme niyetinde olmadığını vurguladı. Abdi, Suriye devletiyle herhangi bir yakınlaşmanın, başta özerk yönetimin yapısının korunması ve güçlerin üzerinde mutabık kalınan düzenlemeler çerçevesinde entegre edilmesi olmak üzere, belli koşullar altında gerçekleşeceğini açıkladı. Abdi ayrıca, önümüzdeki birkaç gün içinde SDG komitelerinin askeri kurumlar da dahil olmak üzere devlet kurumlarının devri için Deyrizor vilayetinden başlayarak Rakka ve Haseke vilayetlerini de kapsayacak şekilde Suriye hükümetiyle bir dizi toplantı başlatacağını duyurdu.

Daha önce Suriye Dışişleri Bakanlığı Amerikan İşleri Dairesi Müdürü Kutaybe İdlbi, ‘Suriye hükümeti ile SDG arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanması konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini’ belirtmişti. Suriye devlet televizyonuna yaptığı açıklamada İdlibi, Washington ile Suriye hükümeti arasında çeşitli konularda ‘tam bir anlayış’ olduğunu söyledi. İdlibi, ABD ve Fransa'nın ‘Suriye'nin birliğini koruyacak adımların tamamlanması gerektiğine inandığını’ ve Fransız yetkililerin tutumunun ‘Fransa'nın Suriyelilerin istediği bir çözüme ulaşmak için SDG'ye baskı yapma isteğini gösterdiğini’ söyledi.

İdlibi'nin açıklamaları Paris toplantısının ‘ertelendiği’ ya da ‘iptal edildiği’ duyurulmadan önce geldi.

aSDFRGT
Bedeviler ve Dürziler arasındaki çatışmalar sonucu Suveyda'da yıkım manzaraları (DPA)

Şam hükümetine yakın medya kaynakları, Suveyda'daki olayların ardından SDG'nin ‘Mart anlaşmasını uygulama konusunda temkinli davrandığını ve gerilimin artması halinde DMUK güçlerinin müdahalesine bel bağladığını’ söyledi. ‘DMUK güçlerinin Suriye'ye girişi DEAŞ'la mücadele için olduğuna göre DMUK güçleri SDG'nin yanında iç çatışmalara müdahale edecek mi?’ sorusuna kaynaklar, “Ortam henüz net değil” yanıtını verdi.

10 Mart anlaşması, sınır kapıları, havaalanı ve petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların Suriye devlet yönetimine entegre edilmesini öngörüyor. Ayrıca Suriye'nin toprak bütünlüğünü teyit ediyor ve bölünmeyi reddediyor.