Filistin Dışişleri Bakanlığı, yerleşimcilerin Ramallah yakınlarındaki Taybeh kasabasına yönelik saldırısını kınadı

Filistin Kilise İşleri Yüksek Komitesi, kutsal mekânların ve sakinlerinin korunmasını sağlamak üzere hükümetlere baskı yapılması çağrısında bulundu

Ramallah'ın kuzeydoğusundaki Hıristiyan kasabası Taybeh'de dün şafak vakti yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araç (AFP)
Ramallah'ın kuzeydoğusundaki Hıristiyan kasabası Taybeh'de dün şafak vakti yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araç (AFP)
TT

Filistin Dışişleri Bakanlığı, yerleşimcilerin Ramallah yakınlarındaki Taybeh kasabasına yönelik saldırısını kınadı

Ramallah'ın kuzeydoğusundaki Hıristiyan kasabası Taybeh'de dün şafak vakti yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araç (AFP)
Ramallah'ın kuzeydoğusundaki Hıristiyan kasabası Taybeh'de dün şafak vakti yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araç (AFP)

Filistin Dışişleri Bakanlığı ve Kilise İşleri Yüksek Komitesi dün, Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusunda yer alan ve daha önce de saldırılara maruz kalan, çoğunluğu Hıristiyan olan Taybeh kasabasına yerleşimciler tarafından düzenlenen yeni bir saldırıyı kınadı.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre dün şafak vakti kasabaya saldıran yerleşimciler ekinleri ve iki aracı yaktı, bazı evlerin duvarlarına ırkçı sloganlar yazdı ve görünüşe göre evleri yerle bir etmeyi planladı.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Bu saldırıyı, kasabaya, mezarlıklarına ve kilisesine yönelik önceki saldırılarının ardından gelen uluslararası tepkileri hiçe saymak olarak değerlendiriyoruz” denildi.

Bakanlık, ‘yerleşimci milislerin işgal altındaki Batı Şeria'nın tamamına yönelik saygısızlıklarını ve Filistin topraklarının yağmalanmasını uluslararası toplum ve yargı organları nezdinde takip ettiğini’ bildirdi.

sdfrgt
Ramallah'ın kuzeydoğusundaki Hıristiyan kasabası Taybeh'in eteklerinde yerleşimcilere ait inekler otluyor, 28 Temmuz. (AFP)

Yerleşimci saldırılarına yönelik uluslararası tepkilerin yetersiz olduğunu ve ‘Filistin halkının maruz kaldığı saldırıların seviyesine ulaşamadığını’ belirten Bakanlık, ‘İsrail hükümetini bu saldırılara ve suçlara son vermeye, failleri tutuklamaya ve sorumlu tutmaya zorlayacak caydırıcı tedbirler almaya’ çağırdı.

Tekrarlanan saldırılar

Kilise İşleri Yüksek Komitesi de bir açıklama yayınlayarak, son saldırının ‘münferit bir olay olmadığını, Taybeh'i hedef alan tekrarlayan saldırılar dizisinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Komite, bu saldırıyı Filistin'deki Hristiyan varlığını hedef alan ve kasabanın tarihi ve dini karakterini değiştirmeyi amaçlayan sistematik bir yer değiştirme politikasının parçası olarak görüyor.

Komite, dünyadaki kiliseleri ve devlet temsilcilerini, bu ihlalleri durdurmak ve uluslararası hukuk ve insan hakları sözleşmelerinde öngörüldüğü üzere kutsal mekânların ve sakinlerinin korunmasını sağlamak üzere acilen harekete geçmeleri için hükümetlerine baskı yapmaya çağırdı.

Taybeh kasabası son iki ay içinde bir dizi saldırıya sahne oldu. 4 Haziran'da yerleşimciler, yaklaşık bir yıl önce bir dizi şiddetli saldırının ardından yerlerinden edilen Filistinli bir ailenin evinin yıkıntıları üzerine yeni bir yerleşim karakolu kurdu.

Yerleşimciler 7 Temmuz'da, kasabadaki tarihi Aziz George (el-Hadr) Kilisesi ve mezarlığının bitişiğindeki bir alanı ateşe verdi.

İkinci saldırının ardından, ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, bölge halkıyla dayanışmasını ifade etmek ve Hristiyan, Müslüman veya Yahudi ibadethanelerine yönelik her türlü saldırıyı reddettiğini belirtmek için kasabayı ziyaret etti.

hug
ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, Ramallah yakınlarındaki Taybeh kasabasını ziyareti sırasında, 19 Temmuz 2025 (AFP)

Yerleşimcilere verdiği destek ve bir Filistin devletinin kurulması fikrini reddetmesiyle tanınan Huckabee'nin ziyareti İsrail'de sert tepkilere yol açtı. Yerleşimciler, Huckabee'nin tutumundan geri adım attığını düşünüyordu.

Ancak ABD Büyükelçisi, yerleşim yerlerini ziyaret ederek pozisyonunun arkasında durduğunu ve Taybeh kasabasına yaptığı ziyaretin bir geri adım anlamına gelmediğini gösterdi.

Hıristiyan mekanlarının hedef alınması

Öte yandan Filistinliler, Beytüllahim yakınlarındaki iki Hristiyan kasabasına daha önce düzenlenen saldırılara da dikkat çekti.

Bu ayın 17'sinde Kudüs'teki patrikler ve kiliselerin dini liderleri, Gazze Şeridi'ndeki Kutsal Aile Kilisesi'nin bombalanmasını kınadı. Söz konusu saldırıda, kilise binası ciddi hasar görmüş, kilisenin rahibi Peder Gabriel Romanelli ve askeri operasyonlardan kaçmak için kiliseye sığınan çok sayıda Müslüman ve Hıristiyan vatandaş da dahil olmak üzere on kişi yaralanmış, üç kişi de hayatını kaybetmişti.

şlk
Peder Gabriel Romanelli, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Kutsal Aile Kilisesi’ne düzenlediği saldırıda bacağından yaralanmasının ardından bir sağlık merkezinde tedavi görüyor. (Reuters)

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Komitesi'nin verilerine göre, bu yılın ilk yarısında yerleşimciler 2 bin 153 saldırı gerçekleştirerek dört Filistinliyi öldürdü.

İsrail ordusu ve yerleşimciler, Gazze Şeridi'ndeki savaşla eş zamanlı olarak yani 7 Ekim 2023'ten bu yana Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere Batı Şeria'daki saldırılarını arttırarak en az bin 8 Filistinliyi öldürdü ve yaklaşık 7 bin Filistinliyi yaraladı.



Sudan: Minawi, Hamideti ve Hamduk ile müzakereye hazır olduğunu açıkladı

Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi (AFP)
Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi (AFP)
TT

Sudan: Minawi, Hamideti ve Hamduk ile müzakereye hazır olduğunu açıkladı

Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi (AFP)
Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi (AFP)

Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) karşı tutumunda açık düşmanlıktan uzlaşmaya doğru önemli bir değişiklik göze çarptı. Bu yeni tutum, Sudan ordusunun HDK’ye karşı savaşında ana müttefiki olan bu adamın ne istediği konusunda birçok spekülasyon ve tartışmaya yol açtı.

Minawi, ülkenin geçici idari başkenti Port Sudan'da pazartesi gecesi düzenlediği basın toplantısında, Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK ve Sudan'daki savaşa karşı çıkan Sivil Demokratik İttifak ile iletişim kurmaya karşı olmadığını belirtti. Minawi, “HDK'den olumlu ve makul bir görüş alırsak, onlarla iletişim kurmakta bir sorun görmüyoruz” dedi. Minawi ayrıca, eski Başbakan Abdullah Hamduk'un liderliğindeki Sivil Demokratik İttifak ile de iletişim kurmaya karşı olmadığını ifade etti.

sdf
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Arşiv)

Minawi, Darfur bölgesindeki silahlı hareketler ortak gücünü oluşturan en büyük silahlı gruplardan biri olan Sudan Kurtuluş Hareketi’nin lideri. Bu grup, bir yıldan fazla bir süredir ordunun saflarında HDK’ye karşı savaşıyor. Sudan ordusunun yanında savaşan ortak gücün sayısı 5 binden fazla savaşçı olarak tahmin ediliyor ve bunların çoğu Minawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ve Maliye Bakanı Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi güçlerinden oluşuyor.

Uzlaşma mı barış mı?

Minawi'nin önceki konuşmalarından farklı olarak uzlaşma ve barışa yakın bir dil kullandığı konuşmasının zamanlaması, HDK’nin Kuzey Darfur'un başkenti el-Faşir'e uyguladığı boğucu abluka ve buranın ortak güç için askeri ve sosyal açıdan önemli bir merkez olması nedeniyle oluşan büyük baskıdan ayrı düşünülemez. Bu şehrin düşmesi, Port Sudan'daki mevcut iktidar merkezindeki varlığının dengesini bozabilir.

suı
Eski Başbakan Abdullah Hamduk (Reuters)

Minawi, Sudan ordusu ve ona destek veren güçleri, tüm güçlerin, kendisi tarafından yönetilen ortak güç de dahil olmak üzere, başkent Hartum ve ülkenin ortasındaki el-Cezire eyaletinden HDK’yi püskürtmek için harekete geçtikten sonra el-Faşir'deki kuşatmayı kaldırmamakla eleştirdi. El-Faşir'in bir yıldan fazla süredir kuşatma altında olduğunu, kadınlar ve çocukların silaha sarıldığını, şu ana kadar direndiğini, ancak ‘devletin kendisinin dahi büyük bir kayıtsızlık içinde olduğunu’ söyledi. Bu, Sudan ordusu ve onun saflarında savaşan güçlere açık bir göndermeydi.

Öte yandan Minawi, Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'da HDK liderliğindeki paralel hükümetin ilanını eleştirdi. Minawi, “Bunu, ülkenin işlerine açıkça müdahale eden ciddi bir tehdit olarak nitelendirmekten başka bir şey yapamayız. Ülkenin bölünmesine yol açacak veya Sudan'ın egemenliğini ve topraklarını ihlal edecek her türlü adımı reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

Endişe ve memnuniyet

Daha önce ortak güç olarak bilinen silahlı hareketler, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan üzerinde, yeni hükümette tam paylarını almak için baskı uygulamışlardı. Bu hareketler, HDK’ye karşı askeri alanda aktif olarak yer aldıkları ve bazı liderlerini dolaylı olarak isyan veya HDK’ye katılmakla tehdit ettikleri için bu baskıyı uygulamışlardı.

cd
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bazıları Darfur Bölgesi Valisi’nin söyleminde büyük bir değişiklik olduğunu düşünerek bunu savaşı durdurmak için atılmış bir siyasi adım olarak nitelendirirken, valinin sözleri Sudan hükümeti destekçileri arasında öfke dalgası yarattı ve hükümete yakın sosyal medya hesapları valiyi hedef alan saldırılara yöneldi. Bazıları valinin HDK’ye katılacağından endişe duyduklarını belirtti.

Darfur Bölgesi Valisi’nin Kasım 2023'te ordu ile HDK arasında savaşın patlak vermesinden 5 ay sonra yaptığı ve HDK liderleriyle iletişimini sürdürdüğünü açıkladığı bir konuşmasının ardından da benzer bir süreç yaşanmıştı.

Sudan Kongre Partisi Genel Başkanı Ömer ed-Dakir ise, ‘ordunun müttefiki olan Sudan Kurtuluş Hareketi liderinin açıklamalarının, Sudan'daki mevcut ulusal krize barışçıl bir siyasi çözüm bulunması bağlamında olumlu bir gelişme’ olduğunu belirterek, “Bunu memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

Ed-Dakir, Facebook sayfasında yaptığı bir paylaşımda, ordu ve HDK liderlerine, ateşkes anlaşması sağlanması amacıyla müzakerelere geri dönmeleri çağrısını yineledi. Ed-Dakir, “Böylece, giderek kötüleşen insani felakete müdahale edilebilecek ve sivilleri korumak için etkili önlemler alınabilecektir” şeklinde konuştu.