Hollanda, ‘etnik temizliği’ destekledikleri gerekçesiyle Smotrich ve Ben-Gvir'in kendi topraklarına girişini yasakladıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5169665-hollanda-%E2%80%98etnik-temizli%C4%9Fi%E2%80%99-destekledikleri-gerek%C3%A7esiyle-smotrich-ve-ben-gvirin
Hollanda, ‘etnik temizliği’ destekledikleri gerekçesiyle Smotrich ve Ben-Gvir'in kendi topraklarına girişini yasakladı
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)
Dün geç saatlerde yayınlanan bir mektupta, Hollanda hükümetinin İsrail'in ülkedeki büyükelçisini çağırarak Gazze Şeridi'ndeki ‘kabul edilemez’ durumu kınayacağını belirttiği bildirildi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, hükümet aşırı sağcı İsrail hükümetinin iki bakanına Hollanda'ya giriş yasağı getirdi.
Filistinlilere karşı şiddeti kışkırtmak ve Gazze Şeridi'nde ‘etnik temizlik’ çağrısında bulunmakla suçlanan İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich’in Hollanda'ya girişlerine izin verilmeyecek.
Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, Smotrich ve Ben-Gvir'e karşı alınan önlemin ‘yerleşimcileri Filistinlilere karşı şiddet eylemlerine teşvik ettikleri ve Gazze Şeridi'nde etnik temizlik çağrısında bulundukları için’ alındığını belirtti.
Yasakla ilgili olarak Ben-Gvir, X platformunda şöyle yazdı: “Tüm Avrupa'ya girişim yasaklansa bile, ülkemiz için çalışmaya, Hamas'ın devrilmesini talep etmeye ve savaşçılarımızı desteklemeye devam edeceğim.”
Ben-Gvir ve Smotrich'in giriş yasağı, Hollanda Başbakanı Dick Schoof'un hükümetinin İsrail'e karşı ‘ulusal önlemler almayı’ değerlendirdiğini ve Avrupa Birliği'nin (AB) İsrailli araştırmacılara sağlanan fonların kısmen askıya alınması önerisini desteklediğini açıklamasından bir gün sonra geldi.
Hollanda'nın kararı, geçen ay Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Norveç'in benzer adımlar atmasının ardından geldi.
Hollanda hükümeti, AB'nin İsrail'in ana araştırma fonu programına erişimini kısıtlama önerisini desteklediğini belirtti ve İsrail'in AB ile yardımların artırılmasına ilişkin anlaşmayı ihlal ettiği ortaya çıkarsa, Avrupa'nın ticari yaptırımlar uygulaması için baskı yapacağını bildirdi.
Devrik Beşşar Esed rejiminin aralarında Atıf Necib'in de bulunduğu dört üst düzey yetkilisi yargıya sevk edildihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5170362-devrik-be%C5%9F%C5%9Far-esed-rejiminin-aralar%C4%B1nda-at%C4%B1f-necibin-de-bulundu%C4%9Fu-d%C3%B6rt-%C3%BCst
Devrik Beşşar Esed rejiminin aralarında Atıf Necib'in de bulunduğu dört üst düzey yetkilisi yargıya sevk edildi
Eski İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim Şaar, geçtiğimiz şubat ayında teslim oldu (Sosyal medyadaki bir videodan alınan ekran görüntüsü)
Suriye Başsavcısı Hasan et-Turba dün devrik Beşşar Esed rejiminin dört üst düzey yetkilisini, yasal işlemlerin başlatılması için soruşturma hakimine sevk ettiğini açıkladı.
Başsavcı Turba, Adalet Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan ve resmi haber ajansı SANA tarafından aktarılan açıklamasında, Suriye halkına karşı suç işleyenlerin yargılanması ve geçiş dönemi adaletinin uygulanması için sürdürülen çabalar kapsamında, Dera'nın eski siyasi güvenlik şefi Atıf Necib aleyhine kamu davası açıldığını belirtti. 1960 yılında Lazkiye’nin Cable beldesinde doğan ve devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni olan Necib, Dera'daki çocuklara işkence etmekle suçlanıyor.
Sağcı Almanya için Alternatif Partisi’nin (CDU) üyesi Christian Blex ve eski Suriye Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun, Şam, 2018 (X platformu)
Necib ile birlikte 1949 yılında Halep'te doğan ve ‘varil rejiminin müftüsü’ olarak bilinen eski Suriye Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun, 1950 yılında Hafa'da doğan eski İçişleri Bakanı Muhammed Şaar ve 1940 yılında Cable'de doğan eski Hava İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Huveyce de aynı kararla yargıya sevk edildi.
Açıklamada, savcılığın İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan tutanakları ve belgeleri incelediği ve sanıkların soruşturma ve yasal işlemlerin başlatılması için yetkili soruşturma hakimine sevk edildiği belirtildi.
Açıklamada ayrıca mağdurlar ve aileleri ile bu ihlallere ilişkin tanıklık veya bilgi sahibi olanların, sahip oldukları bilgileri soruşturma dosyasına eklenmesi için paylaşmaları çağrısı yapıldı.
Başsavcı, sanıkların soruşturmanın başlatılması ve yasal işlemlerin usulüne uygun olarak yürütülmesi için yetkili soruşturma hakimine sevk edildiğini vurguladı.
Bu sebeple tüm mağdurlardan ve ailelerinden yahut bu ihlallerle ilgili tanıklıkları veya bilgileri olanlardan, sahip oldukları bilgileri paylaşmalarını isteyen Başsavcı, ilgili insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını da gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunabilecek dosya ve belgeleri sunmaya çağırdı.
Başsavcı açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“Savcılık olarak adaleti sağlama konusundaki kararlılığımızı teyit ediyor ve mağdurların ve ailelerinin haklarını güvence altına almak amacıyla bu suçlara karışanları takip etmek ve hesap sormak için gerekli tüm çabayı göstereceğiz.”
Adalet Bakanlığı daha önce, Suriye halkına karşı suçlar ve ihlaller işledikleri gerekçesiyle tutuklanan bazı kişilerin dosyalarını ele almaya başladığını ve haklarında kamu davası açtığını duyurmuştu. Bu adım, Suriye hükümetinin hesap verebilirlik ilkesine bağlılığını, yargı sistemine olan güveni güçlendirmeyi ve insan haklarını korumayı teyit eder nitelikteydi.
Bakanlığın Telegram kanalı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Suriye hükümetinin ve Adalet Bakanlığı'nın adaleti en önemli hedeflerinden biri haline getirme çabaları kapsamında, bakanlık yargı reformu için uygun bir kurumsal zemin oluşturmaya çalışmış ve insan hakları ihlallerine karışan hakimleri görevden almak için kararlı adımlar attı.”
Bakanlık tüm zorluklara ve güçlüklere rağmen adaletin sağlanması için uygun koşulları oluşturmak amacıyla elinden gelen tüm çabayı gösterdi. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordineli bir adım olarak ve Ulusal Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu'nun görev ve yetki alanına aykırı olmamak kaydıyla, Suriye halkına karşı suç ve ihlaller işledikleri gerekçesiyle tutuklanan bazı kişilerin dosyalarını ele almaya başladı.
Bakanlık, Başsavcının bu kişiler hakkında kamu davası açmaya başladığını ve Suriye yasalarına uygun olarak adil yargılamaların yapılmasını, tutukluların haklarının korunmasını, işlemlerin yasallığını ve hukukun üstünlüğü ilkesinin uygulanmasını sağlayacağını belirtti.
Bakanlık, bu adımların Suriye hükümetinin hesap verebilirlik yaklaşımına bağlılığını, yargı sistemine olan güveni güçlendirmeyi ve insan haklarını korumayı teyit ettiğini belirtti.