"Gazze'nin işgali" dünyayı ve İsrail'i sarsıyor

Filistin'den ABD müdahalesi talebi > Güvenlik Konseyi oturumu > Suudi Arabistan "en güçlü şekilde" kınadı

Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
TT

"Gazze'nin işgali" dünyayı ve İsrail'i sarsıyor

Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).
Filistinli bir kadın, dün Gazze şehrinde İsrail saldırısının hasarını incelerken evinin kapısında duruyor (AFP).

İsrail hükümetinin siyasi ve güvenlik işlerinden sorumlu bakanlar kurulu olan “Kabinet”, dün on saat süren gergin bir toplantının ardından tutuklular, askerler, müzakereler ve İsrail'in uluslararası ilişkileri için riskleri dikkate almadan, tüm Gazze Şeridi'ni işgal etme kararı aldı. Bu karar, aşırı sağın desteğiyle askeri liderlerle açık bir çatışmaya giren Başbakan Binyamin Netanyahu'nun tercihi oldu. Gözlemciler kararı, kendisine karşı yürütülen iç savaştan kaçmak ve hükümetini ayakta tutmak için “savaş ateşi” yakmak olarak değerlendiriyor.

Karar, İsrail'i içten sarsarken, düzenlenen yaklaşık 100 gösteride ABD Başkanı Donald Trump'ın "Netanyahu ve Hamas'ın rehinelerini kurtarmak" için müdahale etmesi çağrısı yapıldı. Karar, dünyayı da sarstı ve İsrail'in yakın müttefiki olan ve ülkeye silah ihracatını durdurduğunu açıklayan Almanya da dahil olmak üzere kınamalarla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Filistin Devlet Başkanlığı, ABD'yi İsrail'in "Gazze'yi işgal etmesini" engellemeye çağırdı ve Suudi Arabistan kararı "en sert ve güçlü ifadelerle" kınadı.

Kabine toplantısında bakanlar, ordunun “gevşeklik” gösterdiği gerekçesiyle saldırıya geçti; çünkü ordu, tüm bölgeyi işgal etmemeyi tercih ettiğini açıklamıştı. Netanyahu işgali sürdürmekte ısrarcı olsa da ordunun itirazını dikkate aldı ve ordunun hazırlığı için iki ay süre verilmesi kararlaştırıldı. Ordunun ikinci planını uygulamaya başlaması, yani üç bölgeyi kuşatarak Gazze sakinlerini güneye sürmek ve en geç 7 Ekim'e kadar Gazze şehrinden başlayarak işgal için kademeli askeri operasyon başlatmak konusunda anlaşmaya vardı.

Başbakanlık açıklamasında, "Güvenlik Kabinesi, savaşı sona erdirmek için beş ilkeyi oy çokluğuyla onayladı: Hamas'ın silahsızlandırılması, tüm tutukluların -canlı ve ölü- iade edilmesi, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde güvenlik kontrolü sağlaması ve Hamas'a veya Filistin Yönetimi'ne bağlı olmayan alternatif bir sivil yönetimin kurulması" ifadelerini kullandı.



Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
TT

Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)

Suriye hükümeti yetkilisi, Paris'te düzenlenecek “Suriye Demokratik Güçleri” konferansına ilişkin yaptığı açıklamada, dini veya milliyetçi grupların siyasi görüşlerini ifade etme ve partiler kurma konusunda tam haklara sahip olduklarını söyledi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), söz konusu yetkilinin bugün yaptığı açıklamada, dini veya etnik grupların faaliyetlerinde barışçıl olmaları, devlete karşı silah taşımamaları ve Suriye devletinin yapısına kendi vizyonlarını dayatmamaları gerektiğini söylediğini belirtti.

Yetkili, devletin şeklinin “grup anlaşmalarıyla değil, halk oylamasıyla kabul edilen kalıcı bir anayasa ile” belirleneceğini, bu sayede tüm vatandaşların eşit katılımının garanti altına alınacağını ve her vatandaşın devletle ilgili görüşlerini ifade etme hakkına sahip olacağını, ancak bunun tehdit veya silahlı güçle değil, kamusal diyalog ve sandıklarla olacağını ifade etti.

Yetkili, Paris'teki SDG konferansının "kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmediğini, aksine Suriye halkının zaferi ve eski rejimin düşüşünden zarar gören tarafların yanı sıra, statükonun zoruyla Suriye'nin çeşitli bileşenlerinin temsilini tekeline alan veya almaya çalışan bazı gruplardan oluşan kırılgan bir ittifakı temsil ettiğini" vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre hükümet yetkilisi bu grupların dış desteğe dayandığını, "gelecekteki yükümlülüklerden kaçmak ve tek ordu, tek hükümet ve tek ülkeye dayalı Suriye devletinin ilkelerini inkar etmek" amacıyla, bu tür konferanslara başvurduklarını belirtti.

Yetkili, Suriye hükümetinin konferansta düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçı isimlerin ağırlanmasını şiddetle kınadığını belirterek, konferansı "Suriye meselelerini uluslararasılaştırma, yabancı müdahaleye davetiye çıkarma ve yaptırımları yeniden uygulama girişimi" olarak nitelendirdi.

Cuma günü “Bileşenlerin Ortak Tutumu” adı altında Haseke’de düzenlenen konferans, “merkezi olmayan bir devletin kurulması ve etnik, dini ve kültürel çoğulculuğu garanti altına alan bir anayasanın hazırlanması” çağrısında bulundu.