Cezayir'in Paris Büyükelçiliği'nde görev yapan eski bir diplomat hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarıldı

Cezayirli muhalif isim Amir Boukhors (sosyal medya hesabı)
Cezayirli muhalif isim Amir Boukhors (sosyal medya hesabı)
TT

Cezayir'in Paris Büyükelçiliği'nde görev yapan eski bir diplomat hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarıldı

Cezayirli muhalif isim Amir Boukhors (sosyal medya hesabı)
Cezayirli muhalif isim Amir Boukhors (sosyal medya hesabı)

Fransız yetkililer, Cezayirli muhalif isim Amir Boukhors'un 2024 yılında kaçırılıp gözaltına alınmasıyla ilgili soruşturma kapsamında, Fransa'daki Cezayir büyükelçiliğinde çalışan eski bir üst düzey yetkili için uluslararası tutuklama emri çıkardı. Davaya yakın bir kaynak dün Agence France-Presse'ye (AFP) bu bilgiyi verdi.

Aynı kaynağa göre, soruşturma hakimi 25 Temmuz'da, terör örgütü ve suç çetesi üyesi olarak bir kişiyi kaçırıp alıkoymak suçlamasıyla 37 yaşındaki Cezayirli “S.S.” hakkında tutuklama emri çıkardı. Bundan iki gün önce, bu davayı soruşturan Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı, aynı kaynağa göre, “S.S.” hakkında “iddia edilen suçları işlediğine dair ciddi şüpheler” olduğu gerekçesiyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etmişti.

"Amir DZ" olarak bilinen Cezayirli nüfuz sahibi ve muhalif isim Amir Boukhors, 29 Nisan 2024'te Val-de-Marne'de kaçırılmış ve 1 Mayıs'ta serbest bırakılmıştı.

Nisan ayında yayınlanan bir soruşturma raporunda, İç Güvenlik Genel Müdürlüğü, Cezayir'in Paris Büyükelçiliği'nde eski üst düzey yetkilisi olan bu kişiyi olaya karışmakla suçladı. Soruşturma, bu kişinin Cezayir Büyükelçiliği'nin “birinci sekreteri” sıfatıyla diplomatik dokunulmazlık altında Paris'e geldiğini ortaya koydu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Amir Boukhors'un avukatı Eric Plouvier, yaptığı açıklamada, bunun "bu ciddi olaylara karışan Cezayirli ajanların dokunulmazlığını mümkün olduğunca önlemek için önemli bir adım" olduğunu belirtti. Fransa'daki Cezayir büyükelçiliğinde görev yapan eski üst düzey yetkilinin tutuklanmadığını ve muhtemelen diplomatik dokunulmazlığı nedeniyle Fransız topraklarından ayrıldığını ifade etti.

Plouvier, "Fransa topraklarında siyasi muhaliflerin tutuklanmasını diplomatik bir görev olarak değerlendirmek tehlikelidir ve iddia edilen (diplomatik) görevinin sona ermesinden sonra, Cezayirli karşı istihbarat ajanı artık devlet ajanlarına tanınan işlevsel dokunulmazlıktan başka bir şeye sahip değildir" dedi.

Bu davada, aralarında Cezayirli bir konsolosluk çalışanının da bulunduğu en az yedi kişi suçlandı. Davaya yakın diğer kaynaklara göre bu kişilerin siyasi amaçları olmayan, maaşlı failler olduklarından şüpheleniliyor.

Boukhors, AFP'ye verdiği demeçte, soruşturmadaki ilerlemenin "güven verici" olduğunu belirterek, Val-de-Marne'deki "27 saatlik" kaçırılma sırasında "ölümü gördüm" ifadesini kullandı.

42 yaşındaki Amir Boukhors, 2016'dan beri Fransa'da yaşıyor ve TikTok'ta bir milyon takipçisi var. Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebbun rejimine muhalif olan Boukhors, 2023'te Fransa'da siyasi sığınma hakkı kazandı. Cezayir, dolandırıcılık ve terörle suçladığı dokuz uluslararası tutuklama emri çıkardı.

Fransız yargısı 2022'de onu iade etmeyi reddetti. Plouvier, "Eğer gelecekte tutuklanırsa, S.S.'nin ifadelerini duymak ve bu özel operasyonu kimin emrettiğini bulmak ilginç olacak. Mevcut koşullar altında, Cezayir makamlarından iş birliği beklemek zor" ifadelerini kullandı.



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian