Hind Receb Vakfı, Atina'da bir İsrailli asker hakkında suç duyurusunda bulundu

Hind Receb'in İsrail ordusu tarafından öldürülmeden önceki fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
Hind Receb'in İsrail ordusu tarafından öldürülmeden önceki fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
TT

Hind Receb Vakfı, Atina'da bir İsrailli asker hakkında suç duyurusunda bulundu

Hind Receb'in İsrail ordusu tarafından öldürülmeden önceki fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
Hind Receb'in İsrail ordusu tarafından öldürülmeden önceki fotoğrafı (Arşiv – Reuters)

Hind Receb Vakfı (HRF), Gazze Şeridi'nde devam eden İsrail askeri operasyonları sırasında işlediği iddia edilen savaş suçları ve soykırım eylemlerindeki rolü nedeniyle, İsrail ordusunun Givati Tugayı 432. Piyade Taburu'nda asker olan Naor Shlomo Dadon hakkında Atina Bölge Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı'na resmi bir suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu, HRF adına Yunan insan hakları avukatı Evgenia Koniaki tarafından 19 Eylül 2025 tarihinde yapıldı. Şikâyet, HRF tarafından hazırlanan 70 sayfalık bir soruşturma raporuna dayanıyor ve Dadon'un Gazze'deki varlığını, biriminin sivil altyapının yıkımındaki doğrudan rolünü ve bu eylemleri sosyal medyada alenen paylaşmasını belgeliyor.

Kendi suçlarını belgeleyen bir asker

Naor Shlomo Dadon, Ağustos 2024'ten Ağustos 2025'e kadar Gazze'de görev yaptı. 432. Tabur'un bir üyesi olarak Dadon, Refah ve Cibaliye'deki mahalleleri yerle bir eden, on binlerce insanı yerinden eden ve okulları, evleri ve kamu altyapısını tahrip eden bir askerî harekâta katıldı.

HRF, kanıtlar arasında Refah ve Cibaliye'deki sivil bölgelerin yıkımına, Hamad bin Halife Okulu'nun yakılmasına ve sivil bölgelerin yıkımını öven sosyal medya paylaşımlarına katıldığını gösteren fotoğraflar ve paylaşımlar olduğunu bildirdi. HRF’nin resmî internet sitesine göre Dadon ayrıca, kitlesel açlığın yaşandığı kuşatma altındaki bir bölgede barbekü yaparken fotoğraf çekti.

HRF, Dadon'un şu anda İsrailli grup ‘Rising Heroes’ tarafından Magnesia'nın Zagora kentinde düzenlenen ‘zihinsel dayanıklılık’ kursuna katıldığını ifade etti. HRF, söz konusu kurs programını eleştirerek, şüphelileri yasal sorumluluktan koruduğunu belirtti.

HRF yöneticilerinden Dyab Abou Jahjah, “Sivil nüfusun yok edilmesine katılanlar için Avrupa'da güvenli bir sığınak olamaz. Bu sözde ‘dinlenme yerleri’ travma sonrası destek değil, zulüm sonrası sığınaklardır. Filistinli aileler enkazda sevdiklerini ararken, onları gömmek için yardım eden adamlara Yunan dağlarında

Suç duyurusunda, Yunan makamlarından Dadon'u Yunan ceza hukukundaki evrensel yargı yetkisi hükümleri, Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü uyarınca soruşturmaları talep edildi.

İddia edilen suçlar arasında okulları ve sivilleri hedef almak, yaygın mülk tahribatı ve kasıtlı olarak yok etmeye varan yaşam koşulları dayatmak yer alıyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HRF bu ayın başlarında, aynı tugaydan asker Yair Ohana hakkında Yunanistan'da benzer bir şikâyette bulunmuş ve bu dava Korfu Bölge Mahkemesi Ön Soruşturma Departmanı'na sevk edilmiş.



Rapor: İsrail, Mısır'ın Sina'ya askeri yığınağından endişeli... Netanyahu, Mısır’a baskı yapması için Trump yönetimine başvurdu

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, geçen yıl İkinci Saha Ordusu'nun Altıncı Zırhlı Tümeni'nin teftiş törenini izliyor. (Arşiv – Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, geçen yıl İkinci Saha Ordusu'nun Altıncı Zırhlı Tümeni'nin teftiş törenini izliyor. (Arşiv – Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Rapor: İsrail, Mısır'ın Sina'ya askeri yığınağından endişeli... Netanyahu, Mısır’a baskı yapması için Trump yönetimine başvurdu

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, geçen yıl İkinci Saha Ordusu'nun Altıncı Zırhlı Tümeni'nin teftiş törenini izliyor. (Arşiv – Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, geçen yıl İkinci Saha Ordusu'nun Altıncı Zırhlı Tümeni'nin teftiş törenini izliyor. (Arşiv – Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Axios internet sitesi bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden Mısır'a Sina Yarımadası'ndaki ‘mevcut askeri yığınağını’ azaltması için baskı yapmasını istediğini bildirdi. Bu bilgi, siteye konuşan bir ABD'li ve iki İsrailli yetkili tarafından doğrulandı.

Site, İsrailli yetkililerin, Mısır'ın ‘1979 yılında iki ülke arasında imzalanan barış antlaşmasına göre sadece hafif silahların kullanılmasına izin verilen bölgelerde, bazıları saldırı amaçlı kullanılabilecek askeri altyapı inşa ettiğini’ iddia ettiklerini belirtti.

Yetkililer, Mısırlıların ‘Sina'da bulunan hava üslerindeki pistleri savaş uçaklarının kullanabilmesi için genişlettiklerini ve İsrail istihbaratının füzeleri depolamak için kullanılabileceğine inandığı yer altı tesisleri inşa ettiklerini’ söylediler, ancak ‘Mısır'ın bu tesislerde gerçekten füzeleri depoladığına dair hiçbir kanıt bulunmadığını’ vurguladılar.

Yetkililer, İsrail'in diplomatik ve askeri kanallardan Mısır'a bu konuyu sorduğunda, Mısırlıların amaçları hakkında ‘makul bir açıklama yapmadığını’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre yetkililer, Gazze savaşı devam ederken, Mısır'ın Sina'daki askeri yığınağının iki taraf arasında ‘başka bir gerilim noktası’ haline geldiğini ifade ettiler.

Yetkililer, Mısır'ın, barış antlaşması uyarınca sadece hafif silahların kullanılmasına izin verilen Sina’da, bazıları saldırı amaçlı kullanılabilecek askeri altyapı inşa ettiğini kaydettiler.

Raporda, Netanyahu'nun ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya Mısır'ın Sina'daki faaliyetlerinin bir listesini sunduğu ve bunun Mısır ile barış anlaşmasının temel ihlallerini oluşturduğunu söylediği belirtildi.

Axios, Mısırlı bir yetkilinin İsrail'in iddialarını yalanladığını ve Trump yönetiminin son zamanlarda Kahire ile bu konuyu gündeme getirmediğini aktardı.

Bir İsrailli yetkili, “Mısırlıların Sina'da yaptıkları çok tehlikeli ve biz çok endişeliyiz” ifadelerini kullandı.


Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'ndeki rehinelerin ‘veda fotoğrafını’ yayınladı ve onlara Ron Arad'ın kaderini yaşatma tehdidinde bulundu

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından bugün yayınlanan, Gazze Şeridi'nde tutulan rehineleri gösteren bir görsel
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından bugün yayınlanan, Gazze Şeridi'nde tutulan rehineleri gösteren bir görsel
TT

Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'ndeki rehinelerin ‘veda fotoğrafını’ yayınladı ve onlara Ron Arad'ın kaderini yaşatma tehdidinde bulundu

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından bugün yayınlanan, Gazze Şeridi'nde tutulan rehineleri gösteren bir görsel
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından bugün yayınlanan, Gazze Şeridi'nde tutulan rehineleri gösteren bir görsel

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları bugün, Gazze Şeridi'nde tutulan 46 rehinenin fotoğrafını yayınlayarak, hepsini ‘Ron Arad’ olarak adlandırdı. Bu isim, 1986 yılında Lübnan'da uçağı düşen ve 1988 yılından beri kayıp olarak sınıflandırılan bir İsrail Hava Kuvvetleri pilotunun adı. Kassam Tugayları bu paylaşımı ile Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin Arad’la aynı kaderi paylaşabileceklerine işaret etti.

Kassam Tugayları tarafından yayınlanan görselin üzerinde şu ifade yer aldı: “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzlaşmaz tavrı ve İsrail Genelkurmay Başkanı Zamir'in ona boyun eğmesi nedeniyle, Gazze'deki operasyonun başlangıcında bir veda fotoğrafı yayınlıyoruz.”

Gazze Şeridi’ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyindeki yerleşimlere saldırması ve İsrail verilerine göre bin 200 kişiyi öldürmesi ve 251 kişiyi rehin almasıyla patlak verdi. Rehinelerin 46'sı Gazze Şeridi'nde kalmaya devam ediyor ve bunların yaklaşık 20'sinin hayatta olduğu düşünülüyor

Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 65 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bölgede kıtlık yaşandı ve nüfusun çoğu yerinden edildi.


Gazzeliler hayatta kalmaya çalışıyor: “Her şeyimizi kaybettik”

İsrail askeri operasyonu nedeniyle Kuzey Gazze'den kaçan Filistinli bir kız, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin merkezindeki güneye tahliye emri vermesinden sonra eşyalarının yanında oturuyor (Reuters)
İsrail askeri operasyonu nedeniyle Kuzey Gazze'den kaçan Filistinli bir kız, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin merkezindeki güneye tahliye emri vermesinden sonra eşyalarının yanında oturuyor (Reuters)
TT

Gazzeliler hayatta kalmaya çalışıyor: “Her şeyimizi kaybettik”

İsrail askeri operasyonu nedeniyle Kuzey Gazze'den kaçan Filistinli bir kız, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin merkezindeki güneye tahliye emri vermesinden sonra eşyalarının yanında oturuyor (Reuters)
İsrail askeri operasyonu nedeniyle Kuzey Gazze'den kaçan Filistinli bir kız, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin merkezindeki güneye tahliye emri vermesinden sonra eşyalarının yanında oturuyor (Reuters)

İsrail, Gazze şehrini işgal etme operasyonunu sürdürürken, güneye sürülen Filistinliler durumun her geçen gün kötüleştiğini söylüyor.

BBC'nin aktardığına göre Filistinliler, İsrail'in belirlediği "insani bölgelere" yönlendiriliyor. Ancak İsrail Savunma Kuvvetleri'nin  bölgedeki iki çadıra saldırı düzenlediği, en az iki çocuğun hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Selvi Şurafi koşulların çok kötüleştiğini, "insani bölgelerin" güvenli olmadığını söylüyor:

Hayvanların bile hayatta kalamayacağı kadar zor koşullarda yaşamaya çalışıyoruz. Onların belirlediği bu insani bölgelerde herkese yetecek su ve çadır olacağını düşünmüştük. Hayatımızı kurtarmak için buraya geldik ama sonunda sokaklarda yaşamaya başladık.

İsrail Ordusu, Gazze kentindeki Filistinlilerin bölgenin güneyindeki el-Mevasi bölgesine gitmesini istemiş, burada kendilerine yatacak kadar yer ve gıda verileceğini bildirmişti. Ancak zorlu yolculuğu yapanların bunları bulamadığı aktarılıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nden (OCHA) Olga Çehevrko, el-Mavasi'deki durumu şöyle anlatıyor:

Durum her geçen gün gerçekten daha da kötüleşiyor. Burası doldu, kuzeyden gelenler ne yapacaklarını bilemeden sokakta kaldı.

İsrail Ordusunun cuma günü yaptığı açıklamada, "Hamas'ın son kalesi" diye nitelenen Gazze şehrine "eşi benzeri görülmemiş bir saldırı" düzenleneceği belirtildi, Filistinlilerden şehri boşaltmaları istendi. Açıklamada, son iki günde harekatın genişletildiği ve 10'dan fazla Hamas militanının öldürüldüğü ileri sürüldü. Ayrıca dün itibarıyla Gazze şehrinden yaklaşık 480 bin Filistinlinin ayrıldığı iddia edildi.

AFP'nin görüştüğü 35 yaşındaki Sami Barud, "Her şeyimizi kaybettik; hayatlarımızı, geleceğimizi, güvenlik duygumuzu. Ulaşım masraflarını bile karşılayamıyorken nasıl buradan gidebilirim ki?" diyor.

Wall Street Journal'ın aktardığına göre Gazze kentindeki Hıristiyanlar, İsrail ordusunun tahliye emirlerine karşı kiliselere sığındı. Ancak haberde kiliselerin de güvenli olmayabileceğine dikkat çekiliyor.

İsrail Ordusu, 19 Ekim 2023'te Gazze kentindeki Aziz Porphyrius Kilisesi'ni vurmuştu. Saldırıda aralarında çocuk ve kadınların da yer aldığı en az 16 kişi hayatını kaybetmişti. Tarihi kiliseye düzenlenen saldırıda üç çocuğunu yitiren Ramiz Suri, yine de ibadethaneye sığınacağını söylüyor:

Kilisede kalacağız. Ama kilise, insanların hayal ettiği gibi güvenli bir yer değil. Bunu söylüyorum çünkü çocuklarımın gözlerimin önünde öldürüldüğünü gördüm. Koruma yok. Güvenlik yok. Hiçbir yerin güvenli olmadığını biliyoruz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC, Times of Israel