Dünya, esir takası anlaşmasının uygulanması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ile meşgulken, Tel Aviv'deki İstihbarat ve Terörle Mücadele Merkezi bugün, 2022 yılının ağustos ayında merhum Hamas lideri Yahya Sinvar'ın el yazısıyla yazıldığını iddia ettiği bir mektubu yayınladı. Mektupta, İsrail'e karşı saldırı hazırlıkları için hareketin kılavuz ilkeleri yer alıyordu ve bu ilkeler, 7 Ekim 2023 saldırısının öncülleri ve başlangıcı gibi görünüyordu.
Sinvar'a atfedilen mektubun içeriğinde dikkat çeken nokta, bazı olayların korkunç görüntüler yaratmasının planlandığıydı.
Tel Aviv'deki İstihbarat ve Terörle Mücadele Merkezi, mektubun İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında Sinvar ve diğer Hamas liderlerinin kullandığı bir dizi komuta merkezine düzenlediği baskında ele geçirdiği ganimetlerin bir parçası olduğunu iddia etti.
Şarku’l Avsat, Sinvar'a atfedilen mektubun görüntülerini Hamas'tan üç kaynağa gösterdi ve hepsi de el yazısının merhum Hamas liderininkine benzediğini doğruladı.
Ancak kaynakların hiçbiri ‘mektubun içeriğinin gerçekliğini’ doğrulamadı. Kaynaklardan biri ‘Sinvar'ın saha detaylarına dahil olmadığını’ belirtti. Diğer kaynak ise mektubun içeriğini gerçekçi göstermek için Sinvar'ınkine benzer bir el yazısının kullanılmasının mümkün olduğu konusunda uyardı.
Jewish Chronicle gazetesi geçtiğimiz eylül ayında, bir yazarı, iddia ettiği belgeleri uydurduğu için kınamıştı. Yazar, Gazze Şeridi'nde bulunan belgelerin, Sinvar'ın 7 Ekim'de kaçırılan İsrailli rehinelerin bir kısmını ve kendisini Philadelphia Koridoru üzerinden İran'a kaçırmayı planladığını kanıtladığını iddia etmişti. Gazete, soruşturma sonucunda yazarın makalelerini kaldırdı. Alman Bild gazetesi de Hamas'a ait olduğu iddia edilen bir belge yayınladı.
Önceki talimatlar
İsrail İstihbarat ve Terörle Mücadele Merkezi, Sinvar'ın mektubu kendi el yazısıyla yazdığını ve bunun laboratuvar testleriyle doğrulandığını iddia etti. Mektup, ‘Gerekli Açıklamalar’ başlığı altında beş sayfadan oluşuyor. Mektupta, İsrail yerleşimlerine ve ordu kamplarına nasıl saldırılacağına dair açık ve ayrıntılı talimatlar yer alıyor. Sinvar'ın bu ayrıntıları müttefik Filistin örgütlerinden (İslami Cihad Hareketi ve diğerleri) gizlediği ve Hamas üyeleriyle sınırlı tuttuğu iddia ediliyor.
Mektup, duvarın üç noktadan aşılması, arka arkaya saldırı dalgalarının başlatılması, komutanlar arasında askeri rütbeye göre sorumlulukların dağıtılması ve diğer güvenlik görevleri gibi saldırı için ayrıntılı bir plan içeriyor.
İsrail’in yaptığı yayınların, özellikle belli bölümleri hedef aldığı görülüyor. Bu bölümler, İsraillilerde korku yaratma talimatlarını ve bu korkunun, Filistinli ve Arap halkları siyasi olarak harekete geçirmek için nasıl kullanılacağını içeriyordu.
Sinvar'a atfedilen mektubun ikinci maddesinde, özellikle Batı Şeria, İsrail’deki Arap vatandaşlar, Kudüs ve genel olarak ümmette coşku yaratacak görüntülerin yayımlanmasının sağlanması gerektiği; bunun, insanları ayaklanma çağrılarına cevap vermeye itmek için gerekçe oluşturacağı ve aynı zamanda düşmanda korku ve paniğin uyandırılacağı belirtiliyordu.
Mektupta, “Birim komutanlarına bu olayları kasıtlı olarak yaratmaları, filme almaları ve görüntüleri mümkün olduğunca çabuk yayınlamaları talimatı verilmeli... Askerlerin kafalarına basmak ve onları yakın mesafeden vurmak, bazılarını bıçakla öldürmek, tankları havaya uçurmak, ellerini başlarının üzerine koyarak diz çökmüş bir dizi esir ve benzeri şeyler…” ifadeleri yer aldı.
Üçüncü maddede ise şu ifadeler yer aldı: “Korkunç olaylar ve görüntüler: Bazı olaylar, korkunç görüntüler üretmek için baştan planlanmalı... Bir yerden veya binadan patlayan bir dizi bomba, korkunç yıkıma, yürek parçalayan seslere ve büyük yangınlara neden olur. Bu türden beş veya on görüntü, kimsenin kalbinde bir şey bırakmaz (Allah’ın azabı hiç beklemedikleri bir yerden geliverdi; Allah yüreklerine korku düşürdü). Bir mahalle, kibbutz veya benzeri bir yerin tamamını yakmak üzere, özel bir motora sahip bir tankerden benzin veya mazot püskürtülerek, yerin yakılması ve görüntülerin yayınlanması şeklinde iki veya üç operasyon düzenlenmeli.”
Karşı saldırı
Mektuba göre, Sinvar'ın şiddetli ve çılgın bir İsrail karşı saldırısı beklediği, ancak bu tepkiyi önlemek için uygun bir askeri plan hazırlamadığı ve güç dengesini hesaba katmadığı dikkat çekici. Mektuba göre Sinvar, bin 500 veya daha fazla Hamas savaşçısından oluşan bir gücün İsrail ordusunu ve onun ölümcül silahlarını, savaş uçaklarını, insansız hava araçlarını (İHA), tanklarını, topçularını ve savaş gemilerini geri püskürtebileceğini hayal ediyor.
Mektup şu şekilde sona eriyor: “Son ana kadar fırsatı değerlendirmek için hazır değilsek, düşman yeniden toparlanıp karşı saldırı veya dış müdahale başlatabilir ve işler bizim için olabilecek en kötü şekilde gelişebilir. Bu nedenle, mümkün olan en büyük gerçekleri sahada dayatmak ve karşı saldırıyı imkânsız hale getirmek için, ilk altı ila on saat içinde ilerlemeye, saldırıyı geliştirmeye, genişletmeye ve mümkün olan en üst düzeyde güçlendirmeye hazır olmalıyız.”
İsrail İstihbarat ve Terörle Mücadele Merkezi, Hamas tutuklularının bin 500 ifade verdiğini ve İsrail ordusunun bu terörün nasıl gerçekleştiğini gösteren 50 bin fotoğraf ve video topladığını belirtiyor.