İsrailli yerleşimciler Ramallah'ın doğusunda Filistinlilere ait araçları yaktı

Filistinli itfaiyeciler, 19 Ekim 2025'te Ramallah yakınlarındaki Batı Şeria'daki Turmus Ayya köyünde İsrailli yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araçtaki yangını söndürüyor. (AFP)
Filistinli itfaiyeciler, 19 Ekim 2025'te Ramallah yakınlarındaki Batı Şeria'daki Turmus Ayya köyünde İsrailli yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araçtaki yangını söndürüyor. (AFP)
TT

İsrailli yerleşimciler Ramallah'ın doğusunda Filistinlilere ait araçları yaktı

Filistinli itfaiyeciler, 19 Ekim 2025'te Ramallah yakınlarındaki Batı Şeria'daki Turmus Ayya köyünde İsrailli yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araçtaki yangını söndürüyor. (AFP)
Filistinli itfaiyeciler, 19 Ekim 2025'te Ramallah yakınlarındaki Batı Şeria'daki Turmus Ayya köyünde İsrailli yerleşimciler tarafından ateşe verilen bir araçtaki yangını söndürüyor. (AFP)

Bir haberde, İsrailli yerleşimcilerin bu sabah erken saatlerde Ramallah'ın doğusundaki Deyr Dibvan kasabasında Filistinlilere ait araçları ateşe verdiği belirtildi.

Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, bir grup yerleşimcinin kasabadaki tepelik alana saldırarak Filistinli evlerin önünde park halindeki birkaç aracı ateşe verdiğini ve önemli maddi hasara yol açtığını bildirdi.

Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde, Filistinlilerin sivillerin ve mallarının korunmasını talep etmesi üzerine yerleşimci saldırılarında artış yaşanıyor.

Avrupa Birliği ve ABD'nin, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin saldırılarını sert bir şekilde eleştirmesi ve işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere yönelik ihlalleri nedeniyle aşırılıkçı yerleşimcilere ve üç örgüte yaptırım uygulaması dikkat çekicidir.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Batı Şeria'da yaklaşık 700 bin İsrailli yerleşimci ve 3 milyon Filistinli yaşıyor.



ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

TT

ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

ABD'nin Batı Şeria'nın ilhakına karşı sert tutumu İsrail'i şaşırttı

ABD'nin Batı Şeria'yı İsrail'e ilhak etmek için hazırlanan iki yasa tasarısına karşı sergilediği sert tutum, Tel Aviv'deki siyasi ve medya çevrelerini şaşırttı.

ABD Başkanı Donald Trump, yardımcısı J.D. Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda İsrail'in bu hamlesini reddettiklerini ifade ettiler. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ABD'nin eleştirilerine karşı hızlı bir şekilde savunmaya geçerek, ‘hükümetinin henüz ön aşamada olan ilhak tasarısını ilerletmeye çalışmayacağını’ söyledi.

Amerikan tepkisi, İsrail parlamentosunun (Knesset) çarşamba günü iki tasarıyı ön okumada onaylama kararı alması ve Batı Şeria'nın geniş bölgelerinin ilhakı ve bu bölgelere İsrail egemenliğinin dayatılmasına yol açacak süreci fiilen başlatması üzerine uluslararası alanda öfkeyle karşılanmasının ardından geldi.

‘Siyasi bir manevra!’

Netanyahu, o sırada yanında bulunan ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'i, bunun sağ kesim ve muhalefet tarafından oynanan bir siyasi oyun olduğuna ikna etmeye çalıştı.

defrt
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, çarşamba günü Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (AP)

Ancak Amerikalılar biraz daha derinlemesine baktıklarında, hükümetin bu kışkırtıcı hamlede masum olmadığını ve iki tasarıyı engellemek için daha fazla çaba sarf edebileceğini fark ettiler.

Daha da kötüsü, Eğitim Bakanı Yoav Kisch'in Knesset'e sunduğu yasaya ilişkin resmi yanıtta ‘hükümetin ilke olarak ilhakı desteklediği’ belirtildi.

Kisch, “Biz ilhak konusunda kararlıyız. Ancak ilhak, muhalefet veya hoşnutsuz siyasi güçlerin önerdiği yasa tasarılarıyla gerçekleşmez. Hükümet olarak, ilhakı her gün, sözlerle değil, sahada eylemlerle uyguluyoruz. Ülkenin işlerini yönetme konusundaki benzersiz yaklaşımımızla, ilhakı daha iyi yollarla gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Vance: Kendimi aşağılanmış hissediyorum

Vance dün öğleden önce Tel Aviv'den ayrılırken basın mensuplarına verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Garip bir şey olduğunu anladım, bu yüzden protesto ettim. Ama bana bunun sadece partizan bir siyasi manevra olduğunu söylediler. Eğer gerçekten sadece siyasi bir manevraysa, o zaman aptalca bir manevraydı ve kendimi biraz aşağılanmış hissediyorum. İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğiz ve bu oylamadan memnun değiliz.”

Donald Trump ise, Time dergisinin dün yayınladığı, bu ayın 15'inde yapılan röportajda, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmesine izin vermeyeceğini söyledi.

Trump, “İsrail, Arap ülkelerine Batı Şeria'nın hiçbir bölümünü ilhak etmeyeceğine dair söz verdi. Bu şu anda yapılamaz. Bu ilhak gerçekleşirse, İsrail ABD'nin tüm desteğini kaybedecek” şeklinde konuştu.

Bakan Rubio da Tel Aviv'e varışından önce uçağa binerken yaptığı açıklamada, “Knesset'in Batı Şeria'yı İsrail'e ilhak etme oylaması, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme anlaşmasını tehdit edebilir” dedi.

Rubio, “Başkan Trump, şu anda bu tür adımları desteklemediğimizi açıkça belirtti. Önümüzdeki haftalarda ateşkesin devam etmesi önemli” dedi. Ziyareti sırasında, Gazze'deki anlaşmanın uygulanmasını denetlemek üzere ABD merkezinde daimî temsilci olarak üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisinin atandığını duyuracağını da bildirdi.

İsrail'de kargaşa

Sıklık ve liderlik düzeyi açısından eşi benzeri görülmemiş İsrail ziyaretlerinin muazzam ivmesiyle örtüşen Amerikan tutumu (bir hafta önce Trump'ın kendisiyle başlayan, ardından yardımcısı, danışmanları, dışişleri bakanı ve geniş bir general ekibinin devam ettiği), İsrail'de büyük bir kargaşaya neden oluyor.

Bir tarafta aşırı sağ ve diğer tarafta Netanyahu'nun muhalifleri bunu ‘siyasi baskı’ olarak değerlendirip, İsrail'in bağımsızlığını kaybetmiş bir ‘kukla devlet’ olduğunu iddia etseler de, ABD'li yetkililer tarafından ortaya atılan fikirler yavaş yavaş İsrail halkı ve liderleri arasında yaygınlaşıyor.

İsraillilerin ezici çoğunluğu Amerika'yı müttefik, koruyucu ve sadık bir dost olarak görüyor ve Trump'ı ‘tarihte İsrail'in yanında duran en iyi Amerikan başkanı’ olarak değerlendiriyor.

İsraillilerin yaklaşık yüzde 72'si, 19. maddesinde Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve bir devlet kurma yolunu özetleyen Trump'ın savaşı sona erdirme planına destek verdi.

Dolayısıyla İsrailliler, Trump'ın istediğinin, İsrail'i iki yıldır geçerli bir neden olmaksızın süren savaş döngüsünden çıkarıp tüm Arap ve İslam ülkeleriyle ‘barış yoluna’ getirerek İsrail'in çıkarlarına hizmet etmek olduğuna güvenebilirler.

Amerikalılar, bunun İsrail ve Filistinliler tarafından kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğuna inanıyor gibi görünüyor. Buna karşı çıkan ve direnenlerin her iki tarafta da aşırılık yanlıları olduğunu ve barış isteyen her iki tarafın çoğunluğu tarafından aşılabilecek bir engel olduğunu iddia ediyorlar.


AB liderleri Gazze'de etkili bir rol arıyor

Gazze Şehri'ndeki el-Rimal mahallesinin dün çekilen hava fotoğrafı (AFP)
Gazze Şehri'ndeki el-Rimal mahallesinin dün çekilen hava fotoğrafı (AFP)
TT

AB liderleri Gazze'de etkili bir rol arıyor

Gazze Şehri'ndeki el-Rimal mahallesinin dün çekilen hava fotoğrafı (AFP)
Gazze Şehri'ndeki el-Rimal mahallesinin dün çekilen hava fotoğrafı (AFP)

Avrupa Birliği liderleri, İsrail ile Hamas arasında ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının ardından Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria'da daha aktif bir rol üstlenme arayışında.

Brüksel'de dün düzenlenen ve ağırlıklı olarak Ukrayna ve Rusya'ya odaklanan zirvede, AB devlet başkanları Gazze'deki kırılgan ateşkesi görüştü.

Savaştan zarar görmüş kıyı şeridinin istikrara kavuşturulması için Avrupa desteği sözü verdiler. AB, Filistinlilere en büyük yardım sağlayıcısı ve İsrail'in en büyük ticaret ortağıdır.

sadefr
Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden, (AFP)

Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden toplantıya giderken, "Avrupa'nın sadece gözlemlemekle kalmayıp aktif bir rol oynaması önemli" diyerek, "Gazze sorunu henüz bitmedi; barış henüz kalıcı değil" ifadelerini kullandı.

Gazze'deki savaşa duyulan öfke, 27 ülkeden oluşan bloğu böldü ve İsrail ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri tarihi bir dip seviyeye çekti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, eylül ayında İsrail'e Gazze'de bir barış anlaşmasına varması için baskı yapmak amacıyla yaptırımlar ve kısmi ticaret ambargosu uygulama planlarını açıkladı.

vdsvd
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Euro Zirvesi'nin başlamasından önce. (EPA)

Bu önlemlerin arkasındaki ivme, ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkesle zayıflamış gibi görünüyor.

Ancak İrlanda'dan Hollanda'ya kadar liderler, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da şiddetin artmaya devam etmesiyle, İsrail hükümet bakanlarına ve yerleşim birimlerine yaptırım uygulanması ve ticaret anlaşmasının kısmen askıya alınması olasılığının masada tutulmasının, AB'ye İsrail üzerinde askeri harekâtı sınırlama konusunda nüfuz sağladığını söylüyor.


Sudan savaşının iki tarafı arasında Washington'da görüşmeler

Burhan ve Hemdeti, Beşir rejimini devirmek için yaptıkları iş birliği sırasında ve mevcut savaşta savaşmadan önce (Arşiv- AFP)
Burhan ve Hemdeti, Beşir rejimini devirmek için yaptıkları iş birliği sırasında ve mevcut savaşta savaşmadan önce (Arşiv- AFP)
TT

Sudan savaşının iki tarafı arasında Washington'da görüşmeler

Burhan ve Hemdeti, Beşir rejimini devirmek için yaptıkları iş birliği sırasında ve mevcut savaşta savaşmadan önce (Arşiv- AFP)
Burhan ve Hemdeti, Beşir rejimini devirmek için yaptıkları iş birliği sırasında ve mevcut savaşta savaşmadan önce (Arşiv- AFP)

Washington, D.C., ABD Dışişleri Bakanlığı'nın himayesinde, Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) temsilcileri arasında 23 ve 24 Ekim tarihlerinde bir dizi dolaylı toplantıya ev sahipliği yapıyor.

Güvenilir bir Amerikan kaynağı Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve bölgesel arabulucuların, bu ayın sonlarında Washington'da yapılacak Uluslararası Dörtlü toplantısına hazırlık olarak, Sudan'daki çatışmanın iki tarafıyla birkaç ayrı toplantıya liderlik ettiğini söyledi. Uluslararası Dörtlü'de ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır yer alıyor.

Dörtlü, geçen ay Sudan'daki savaşı sona erdirmek için net ve somut bir yol haritası önerdi. Bu yol haritası, çatışmanın durdurulmasını ve Sudan halkının çektiği acıların sona erdirilmesini içeriyor.

Dörtlü yaptığı açıklamada, siyasi süreci başlatmak için üç aylık bir insani ateşkes ve ardından kalıcı bir ateşkes çağrısında bulundu. Ayrıca, kalıcı ateşkesin ardından dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümet kurulması gerektiğini vurguladı.