Yemen’in doğu vilayetlerinde sahadaki gelişmeler ve siyasi adımlar art arda yaşanırken, Güney Geçiş Konseyi’nin (GGK) yürüttüğü askeri gerilim, Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’yi, Hadramut’un korunması için Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu'ndan askeri müdahale talep etmeye sevk etti.
Siyasi kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Yemen’in kuzeyinden ayrılmayı savunan GGK’nin, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) yürüttüğü arabuluculuğun ortaya çıkardığı koşullardan yararlanarak askeri genişleme peşinde olduğunu belirtti. Oysa arabuluculuk süreci devam ediyor ve bu sürecin amacı, GGK güçlerinin Hadramut ve el-Mehra vilayetlerinden çekilerek bu iki vilayet dışındaki kamplarına dönmesi, kampların ise Vatan Kalkanı Güçleri’ne ve yerel yönetime devredilmesi yoluyla çatışmanın barışçıl biçimde sona erdirilmesi olarak ifade ediliyor.
Bu çerçevede Yemen hükümetine yakın bir kaynak, Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin, Ulusal Savunma Konseyi üyeleriyle birlikte Hadramut vilayetindeki genel durum hakkında bilgilendirildiğini aktardı. Kaynak, el-Alimi’ye, GGK’nin son saatlerde gerçekleştirdiği ve ‘düşmanca’ olarak nitelendirilen askeri operasyonlar ile bu operasyonlara eşlik eden, sivillere yönelik ağır ihlaller hakkında da bilgi verildiğini kaydetti.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Hadramut'u korumak için Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu'ndan askeri müdahale talep etti. (SABA)
Kaynak, ay başından bu yana devam eden gerilimin, geçiş döneminin referanslarını, başta Yetki Devri Bildirgesi ve Riyad Anlaşması olmak üzere, açık biçimde ihlal ettiğini belirtti. Söz konusu adımların, Suudi Arabistan ve BAE’nin uluslararası toplumla koordinasyon içinde yürüttüğü, gerilimi düşürmeyi ve GGK güçlerinin Hadramut ve el-Mehra vilayetlerinden çekilmesini amaçlayan arabuluculuk çabalarını da doğrudan zayıflattığı ifade edildi.
Bu gelişmeler üzerine el-Alimi’nin, Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu'na resmi bir başvuruda bulunarak, Hadramut vilayetindeki sivillerin korunması için gerekli tüm askeri tedbirlerin alınmasını, Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin sükûneti sağlamasına destek verilmesini ve Suudi Arabistan-BAE arabuluculuk çabalarının korunmasını talep ettiği aktarıldı. El-Alimi’nin ayrıca GGK yönetimine, kamu yararını ve safların birliğini önceleme, gerekçesiz gerilimden kaçınma çağrısını yinelediği kaydedildi.
Güney Geçiş Konseyi (GGK), Hadramut ve el-Mehra'da tek taraflı askerî harekât düzenledi. (EPA)
Aynı çerçevede Yemenli resmi kaynaklar, el-Alimi’nin, Ulusal Savunma Konseyi’ni acil toplantıya çağırdığını bildirdi. Toplantıya Başkanlık Konseyi üyelerinden üçü, Temsilciler Meclisi ve Şura Meclisi başkanları, Başbakan, askeri ve güvenlik yetkilileri ile Hadramut Valisi katıldı. Görüşmede, GGK’nin tek taraflı adımlarının sonuçları ve bu adımların ulusal ve bölgesel güvenlik üzerindeki ciddi yansımaları ele alındı.
Resmi medyaya göre toplantıda, Hadramut ve el-Mehra’da sivilleri hedef alan ihlallere ilişkin saha raporları incelendi. Ulusal Savunma Konseyi, Nahb Vadisi’nde son dönemde gerçekleşen saldırıları, gerilimi düşürme çabalarına açık bir aykırılık ve meşru devlet kurumlarına karşı başkaldırı olarak değerlendirdi.
Ulusal Savunma Konseyi, Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği arabuluculuğa tam destek verdiğini vurgularken, GGK güçlerinin iki vilayet dışındaki önceki mevzilerine geri dönmesi, kampların ise Vatan Kalkanı Güçleri’ne ve yerel yönetimlere, düzenli bir plan çerçevesinde ve koalisyon gözetiminde devredilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sonuçlar konusunda uyarı
Bu gelişmelerin gölgesinde Suudi Arabistan, Yemen’in doğusunda gerilimi düşürmeye yönelik sınırları yeniden çizdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan net açıklamada, tek taraflı askeri hareketler reddedilirken, GGK güçlerinin önceki mevzilerine geri dönmesi talep edildi.
Konuya yakın kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, bu tutumun sahaya, Hadramut’ta gerçekleştirilen uyarı amaçlı bir hava saldırısıyla yansıdığını belirtti. Söz konusu saldırının, güç kullanılarak yeni fiili durumlar dayatılmasına izin verilmeyeceğine dair doğrudan bir mesaj taşıdığı ifade edildi.
Kaynaklar, hava saldırısının önleyici caydırıcılık çerçevesinde gerçekleştirildiğini vurgulayarak, ilave bir gerilimin daha sert tedbirlerle karşılanacağı uyarısında bulundu. Bu durum, Riyad’ın siyasi dengeleme politikasından, istikrarı korumaya yönelik kararlı bir saha kontrolü yaklaşımına geçtiğine işaret olarak değerlendirildi.
Öte yandan GGK, yayımladığı bir açıklamayla eylemini gerekçelendirmeye çalıştı. GGK, adımlarının ‘halktan gelen çağrılara’ yanıt niteliğinde olduğunu savunurken, hava saldırısını ‘şaşkınlık verici’ olarak nitelendirmesine rağmen, Suudi Arabistan ile koordinasyona açık olduğunu duyurdu.
Ancak gözlemciler, olası bir koordinasyonun bölgesel düzeyde kabul görmesinin, ancak gerilimin sona erdirilmesi, güçlerin sahadan çekilmesi, kampların teslim edilmesi ve fiili durum dayatılmadan yeniden diyalog masasına dönülmesiyle mümkün olabileceği görüşünde.
Yanılsamanın mantığı
Yemenli siyasetçiler, Suudi Arabistan ve BAE’nin samimi çabalarına rağmen GGK’nin uzlaşmaz tutumu ve Hadramut’u askerileştirmede ısrar etmesinin, ‘güney davasına’ ağır zarar verdiği uyarısında bulunuyor. Bu yaklaşımın, söz konusu davayı yaşanabilir bir siyasi projeye dönüştürmek yerine, zırhlı araçlar ve askeri kontrol noktalarına indirgediği ifade ediliyor.
Bu tutumun, bölgede acı örneklerle yapılan karşılaştırmaları da beraberinde getirdiğine dikkat çekiliyor. Bunların başında, Sudan’da Hamideti ve Cancavid milislerinin deneyimi geliyor. Söz konusu yapıların, silah ve korku yoluyla dış ajandaları hayata geçirmeye çalışmasının sonucunda şehirlerin yıkıma uğradığı ve devletin çöktüğü hatırlatılıyor. Aynı şekilde, silahlı çatışmanın içinden doğan Güney Sudan modelinin de nihayetinde çökmüş bir devlete ve bitmeyen iç çatışmalara sürüklendiği vurgulanıyor.
Yemenliler güneydeki davanın haklılığını kabul etseler de, Güney Geçiş Konseyi (GGK) bunu doğudaki gerilimi artırmak için kullanmaya çalışıyor. (AP)
Uzmanlar, uluslararası toplumun yalnızca devletleri ve kurumsal yapıları muhatap aldığını, milis gruplara meşruiyet tanımadığını vurguluyor. Bu çerçevede, Somaliland deneyiminin, ne kadar uzun sürerse sürsün, güç yoluyla dayatılan projelerin nasıl bir tecrit ve tanınmama ile karşı karşıya kaldığını açık biçimde ortaya koyduğu ifade ediliyor. Aynı şekilde, Katalonya’nın İspanya’dan ayrılma girişimlerinin başarısızlığı da dünyanın devlet ve anayasa dışı tek taraflı ayrılıkları meşrulaştırmadığını gösteren bir örnek olarak değerlendiriliyor.
Analistler, Hadramut’un belirli bir bölgesel milis yapısının ganimeti olamayacak kadar büyük, şiddet ve silahla yönetilemeyecek kadar derin bir yapıya sahip olduğu konusunda hemfikir. Hadramut’un kaosa sürüklenmesine yönelik her girişimin, güneyin kazanımlarına ve siyasi fırsatlarına karşı işlenmiş bir suç niteliği taşıdığına dikkat çekiliyor.
Gözlemcilere göre Hadramut’un askerileştirilmesi, akılcı olmayan bir adım olup, GGK’nin mücadele ettiğini iddia ettiği korkutma ve zorlayıcı araçlarla fiili durumu dayatma ısrarını yansıtıyor. Bu tutumun, itidal çağrısı yapan ve güneyin yanı sıra Yemen genelinde istikrarın korunmasını isteyen uluslararası toplumun beklentilerine açık bir meydan okuma anlamına geldiği belirtiliyor.
Suudi Arabistan tarafından yayımlanan açıklamada da güney meselesinin güç kullanılarak değil, üzerinde uzlaşılan referanslar çerçevesinde kapsayıcı bir siyasi diyalog yoluyla ele alınması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, başta Riyad Anlaşması ve Yetki Devri Bildirgesi olmak üzere mevcut çerçevelerin korunmasının, Yemen’in birliğini ve hukuki statüsünü muhafaza edeceği, doğu vilayetlerinin barış çabalarını tehdit eden bir sürece sürüklenmesini engelleyeceği ifade edildi.