Lübnanlı çiftçiler haşhaş yerine keneviri tercih ediyor

Kenevir, ilaç endüstrisinde kullanılıyor ve geliri yılda 3 milyar dolara ulaşabiliyor

Lübnanlı çiftçiler haşhaş yerine keneviri tercih ediyor
TT

Lübnanlı çiftçiler haşhaş yerine keneviri tercih ediyor

Lübnanlı çiftçiler haşhaş yerine keneviri tercih ediyor

Lübnan’ın doğusundaki Baalbek bölgesindeki kenevir çiftçileri, parlamento tarafından çıkarılan bir kanunun resmi ve yasal engellerini aşarak, 3 yıl önce tıbbi amaçlı kenevir yetiştirmeye başladı. 

Kenevir, ilaç endüstrisinde ve çeşitli sektörlerde kullanılan bitkilerden biridir. Daha önce yetiştirilmesi yasak olan kenevir, artık yasal olarak serbest. Daha önce kenevir yetiştiriciliğiyle ilgili çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bunlardan sonuncusu 1991 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu’nun (IFAD) başarısızlığıydı. Bu sebeple çiftçiler devlet kontrolünden kaçmaya veya bilinmeyen yerlere bu bitkileri ekmeye başladı. Daha sonra bu süreç uluslararası bir kararla sona erdi. Yetiştirilmesinin yasak olduğu dönemlerde, keneviri imha etmeye gelen yetkililer ve çiftçiler arasında şiddet hakimdi.

Lübnan’da kenevir yetiştiriciliğini yasallaştıran yasanın çıkarılmasından 3 yıl sonra yasa, düzenleyici kurumun atanmaması gibi sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunlar çiftçilerin kaçak yollarla kenevir yetiştirmesine neden oluyor. Yaşanan bu sorunların ardından, Baalbek bölgesi Lübnan’da kenevir yetiştiriciliği için pilot bölge seçildi.

Çiftçiler kenevir yetiştirmek için yasal adımları beklemedi.  Sezon başladıktan bir süre sonra geç de olsa Baalbek vadisinde 3 alana dağıtılan 3 hektarlık (30 bin metrekare) arazilere kenevir ekmeye başladı.

Lübnan’daki Tütün Kontrol Departmanı (Regie) bu bilimsel testleri desteklerken, Lübnan Amerikan Üniversitesi’nin çiftçilere teknik ve bilimsel yardım sağladığı bilgisinden bahsedildi. Kanada, Amerika ve Avrupa ülkelerinden tıbbi endüstri için kenevir kullanımına uygun tohum ithal ettiği için üniversite bu bilgiyi tamamen reddetti. Üniversitedeki bu dosyadan sorumlu olan Dr. Muhammed Merve Şarku’l Avsat’a, Regie ile bilimsel iş birliğini görüştüklerini söyledi.

Çiftçiler, fideleri her biri bir hektar (10 bin metrekare) alana sahip, ayrı alanlara dağılmış 3 pilot bölgeye ekmeden önce tohumları termal fidelikle yetiştirdi. Bu adımın çiftçiler için bir deney olması bekleniyor. İklimin ve toprağın doğasına uygun en iyi kalitedeki çeşidin önümüzdeki Eylül ve Ekim ayları arasında belirlenmesi gerekiyor.

Bunca iyileştirmeye rağmen Baalbek ovasında hala kaçak kenevir yetiştirenler mevcut. Özellikle Baalbek’in doğusundaki ve batısındaki köylerde ve Hermel’in bazı bölgelerinde, çiftçiler kaçak yollarla kenevir yetiştiriyor.

Eski Tarım Bakanı Abbas Murtaza, bakanlık görevi sırasında çıkarılan kenevir yetiştiriciliğinin yasallaştırılmasına ilişkin yasanın 2020’nin dördüncü ayında onaylandığını söyledi. Ancak bu yasa şimdiye kadar uygulanmadı. Çünkü yürürlüğe girmesi bazı yasal prosedürlerin gerçekleşmesini gerektiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Murtaza, büyük ekonomik fizibilitesinin yanı sıra tıbbi amaçlı kullanılan kenevirin önemini vurguladı. Bakanlığının uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde yürüttüğü çalışmalara göre, bu sürecin sistematik plana göre yürütülmesi durumunda 5 yıl boyunca kenevir ekiminden elde edilen karın yaklaşık bir milyar dolara ulaşabileceğine dikkat çekti.

Lübnan’da ilaç endüstrisinde yer alan büyük şirketlerin kenevire olan ilgisine dikkat çeken Murtaza, Lübnan’da ilaç üretilirse karın daha yüksek olacağını ifade etti. Özellikle yurtdışına malzeme taşıma maliyetinden daha düşük bir maliyete sahip olduğu için Lübnan’a getirisinin 3 milyar dolar olabileceğinin altını çizdi.

Murtaza ayrıca, doğru teknik yetiştirme yöntemlerini benimsenirse, bin metrekarelik bir alandan yaklaşık 5 bin dolar alabilen çiftçinin karından da bahsetti. Çiftçi ve fabrikanın ödediği vergilerden devlet hazinesine ulaşan getiriye de işaret eden Murtaza, keneviri ‘Baalbek Petrolü’ olarak nitelendirdi ve McKenzie Planı olarak bilinen prosedürlerin hızlıca yürürlüğe girerek uygulamaya başlanmasının önemine işaret etti.

Lübnan’daki Tarım Sendikaları Federasyonu Halkla İlişkiler Sekreteri Ali Şuman ise, kenevir yetiştiriciliğini düzenleyen organın atanamaması sonucu Baalbek ovasında yasadışı ekimin yayılmasından Lübnan’ı sorumlu tutuyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Şuman, Lübnan için çoğu hazine fonuna ait bir milyar dolardan fazla gelir getiren kenevir ekimi için kararname çıkmazken, hükümetin maaşları artırmak ve merkez bankasının Lübnan poundunu basmasına izin vermek için nasıl bir araya geldiğine şaşırdığını belirtti. Şuman, kaçak ekim yapan çiftçilerin maruz kaldıkları sorunlara da değindi.



Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
TT

Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)

Beşli komite ülkeleri, Lübnan'da cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere karşı ‘önlem’ almakla tehdit ederken, Lübnanlı milletvekillerinden anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerini ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerini talep etti.

Açıklama, Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD temsilcilerinin katıldığı Doha'da yapılan toplantı sonrası yapıldı. Fransa'nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın katıldığı toplantıda Lübnan liderliğinin, vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını hızlandırmaya ve gerekli ekonomik reformları uygulamaya yönelik acil ihtiyacı tartışıldı.

Toplantıda, ‘ekonomiyi kurtarmak ve Lübnan halkı için daha müreffeh bir geleceği güvence altına almanın Lübnan liderliğinin ne yapacağına bağlı olduğu’ belirtildi. Toplantıya katılanlar, Lübnanlı milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerinin önemini vurguladı.

Lübnan’daki siyasi güçler ise Beşli Komite tarafından yayınlanan nihai bildiriyi yorumlama konusunda farklılık gösteriyor. Muhalefet, diyalog konuşmalarını görmezden gelerek, dolaylı da olsa, Cihad Azur’u desteklemeye devam ederken iktidar kanadı ise Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’ye destek veren Fransız girişimine bel bağlıyor.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları, komite tarafından yayınlanan açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, daha sonra içerik hakkında bir açıklama yapılacağına dikkat çekti. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Milletvekili Giyas Yazbek, nihai açıklamayı ‘muhalefetin yürüttüğü siyasi mücadeleye öncelik, hak ve meşruiyet veren iyi bir adım’ olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yazbek, “Açıklama, talep ettiğimiz anayasal çözümü krizden çıkış için bir yol haritası olarak ortaya koydu ve bu ülkelerin gerçek duruşunu gösterdi. Ayrıca karşı taraf her şeyi bir bütün olarak kendi çıkarına göre değerlendiriyor” dedi.

Yazbek, açıklamasında (Şii) Hizbullah ve müttefikleri tarafından gündeme getirilen diyalog konusunu göz ardı ederken, “Genel olarak muhalefet ve özel olarak LKP olarak, uluslararası hareketten duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyin haklı olduğumuzu teyit ettiğini vurguluyoruz. Ayrıca bu koşullar, devrimci normlar kategorisine giren her şey ve devleti devlet üzerinde kontrol altına alma girişimleri karşısında anayasaya bağlılığımızı desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP), Beşli Komite’nin açıklamasının Fransız girişimini desteklemediğine inanıyor. Dolayısıyla İSP’de Milletvekili Bilal Abdullah’a göre cumhurbaşkanının belirlenmesinde dış taraflar yer almıyor. Abdullah’ın ifadelerinden, Fransız girişiminin feshedildiği anlaşılırken, Şarku’l Avsat’a konuşan Bilal Abdullah, “Açıklamada, Fransız girişiminin bir nevi düzeltme ve tasfiyesi yer almış, liyakatin içeride elde edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Açıklama, rejim değişikliği ile ilgili diğer konulardan uzakta cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı ve böylece Taif Anlaşması’na bağlılığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

Marada lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığını destekleyen Hizbullah ve müttefiklerine ilişkin olarak ise bu kanat, öyle görünüyor ki açıklamadan sonra atılacak pratik adımları sabırsızlıkla bekliyor. Öyle ki Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki meclisteki Kalkınma ve Kurtuluş bloğundaki parlamenter kaynaklar, açıklamadaki mesajı kendi siyasi gruplarına yönelik veya aleyhte değerlendirmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Açıklama neleri içerirse içersin ve diyalog çağrısını alt üst eden yorumlar ne olursa olsun kesin olan şu ki, Lübnan’daki ilgili tüm güçlere yetkinin Lübnan’ın olması gerektiğine dair bir mesajdır. Bu nedenle eğer samimi niyet ve irade varsa, Lübnanlıların çözüm üretmesi için bir teşvik olmalıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar ayrıca, bu açıklamayı takip edecek pratik adımların beklenmesi çağrısında bulundu.

Berri’nin dış hareketten ne sonuç çıkacağını bekleme çağrısı yapması sonrasında yakın zamanda bir oturum çağrısı yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak ise kaynaklar, gelecek hafta beklenen bir hareketten bahsederken, bunu cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısının izleyebileceğine dikkati çekti.

Öte yandan Marada Hareketi liderlerinden Kerim er-Rasi, Fransız girişiminin sona erdiğini söylemekten kaçınıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Rasi, “Açıkçası, açıklama iki şeyi gösterdi; Fransız girişiminin devrilmedi, ancak öte yandan diyalog çağrısında bulunulmayacak” dedi. Kerim er-Rasi, “Paris, başladığı yoldan geri adım atmayacak. Ama iç ve dış engellerle çözüm çok uzakta olabilir” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Faysal Kerami ise Başmüftü Şeyh Abdullatif Deryan ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, “Doha toplantısının hepsi mantıklı olan, devlete başvurma ve cumhurbaşkanı seçimini hızlandırma çağrısı yapan tavsiyelerini okudum. Ancak her şeyden önce karar, Lübnanlıların ve Temsilciler Meclisinin elinde. Lübnanlı politikacılar ve parlamenterlerin bir cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kamu işlerinde ve kurumlarda düzeni yeniden sağlayabileceğimiz bir çözüm üretmek için diyaloga geçelim” açıklamasında bulundu.