Lübnan: Belediyeler sığınmacı sorunuyla baş edememekten şikayetçi

Lübnan belediyeleri, Suriyeli sığınmacıların koşullarını kontrol edemediklerini itiraf ediyor

Lübnan’da kalmaya karar veren iki Suriyeli mülteci, 26 Ekim’de Arsal sınır bölgesinde ülkelerine dönen Suriyelilerden oluşan bir konvoyu fotoğraflıyor (AP)
Lübnan’da kalmaya karar veren iki Suriyeli mülteci, 26 Ekim’de Arsal sınır bölgesinde ülkelerine dönen Suriyelilerden oluşan bir konvoyu fotoğraflıyor (AP)
TT

Lübnan: Belediyeler sığınmacı sorunuyla baş edememekten şikayetçi

Lübnan’da kalmaya karar veren iki Suriyeli mülteci, 26 Ekim’de Arsal sınır bölgesinde ülkelerine dönen Suriyelilerden oluşan bir konvoyu fotoğraflıyor (AP)
Lübnan’da kalmaya karar veren iki Suriyeli mülteci, 26 Ekim’de Arsal sınır bölgesinde ülkelerine dönen Suriyelilerden oluşan bir konvoyu fotoğraflıyor (AP)

Lübnan para biriminin ABD doları karşısında aşırı değer kaybetmesi nedeniyle gelirleri önemli ölçüde azalan ve çalışanlarının büyük bir kısmının işi bıraktığı Lübnan’daki çok sayıda belediye, Suriyeli sığınmacılar konusunda kendilerine yeni görevler verilmesinden şikayetçi. İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde ülkedeki Suriyelilerin nüfus sayımı ve kapsamlı kaydı için bir kampanya başlattı. Bu bağlamda belediyelerden, kendi yetki alanlarındaki tüm sakinleri kaydetmesi ve kanunları ihlal edenler hakkında işlem başlatılması istendi.

2019 yılından bu yana yaşanan mali kriz nedeniyle belediyeler, Bağımsız Belediye Fonu’ndan elde edilen paranın hala bin 500 dolar kadar olması nedeniyle artık küçük köy ve kasabalarda en temel görevlerini bile yerine getiremez hale geldi. Bu noktada, gerçek döviz kurunun 100 bin lirayı aştığını da hatırlatmak gerekiyor.

Belediyenin kapılarını her zaman açık tutabilmek ve belde halkına asgari düzeyde hizmet vermesini sağlamak amacıyla, Arayya Belediye Meclisi, çoğu işten çıkan çalışanların maaşlarını güvence altına almak için vergi mükelleflerine yönelik doğrudan ücretleri 4 kat artırma kararı aldı.

Araya Belediye Başkanı Pierre Beccani Şarku’l Avsat’a “Belediye gelirlerine yapılan zamları onaylamadan, ücret ve primler kanununu değiştirmeden kamu çalışanları için zamları onayladılar. Özellikle 2019’dan sonra inşaat ruhsatları, reklam panoları vb. gelirlerimizin önemli ölçüde düşmesi ve belediyenin devamlılığını sağlamak için bir miktar fon sağlamak için belde zenginlere başvurması sebebiyle bu bizi büyük bir ikileme soktu” dedi. Beccani, şu anda fiili olarak iş yapan iki zabıta memuru olduğunu belirtirken, “Zira geçici olan yaklaşık 10 kişiye maaş sağlayamadık. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’nın bizden istediği her şeyi uygulamak zor olacak. Belediye çalışan sayısı 10’u geçmiyor” dedi. Beccani “Bakanlığın istediği iş, takip, izleme ve koruma işini yapacak bir ekip ve korucuların olmasını gerektiriyor, biz bunu yıllardır yapmaya çalışıyoruz ve geliştirmeye çalıştığımız verilerimiz var ancak en azından çalışanlar için onaylanan zamları karşılayacak gelirlerin güvence altına alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bu, İçişleri Bakanlığı’nın Suriyeli sığınmacılar hakkında kapsamlı bir araştırma yapmayı planladığı ilk deneme değil. Zira 2021 yılında da bu göreve başlanmış ancak kesin sonuçlara ulaşılamamıştı. O zamandan beri Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden (UNHCR) yerinden edilenlerin verilerini almak istiyor ancak şu ana böyle bir şey olmadı.

Temsilciler Meclisi, bu ay yapılması planlanan belediye seçimlerini geçen ay, iki yıl içinde ikinci kez gerekli finansmanı sağlayamadığı bahanesiyle erteledi. Information International’a göre, Lübnan’daki bin 58 belediyeden yaklaşık 109’ı kötü durumda bulunuyor.

Siyasi aktivist ve İçişleri Bakanlığı eski danışmanı Rabi eş-Şair, “Döviz kurunun düşmesiyle birlikte topladıkları ücretlerin sembolik ücretlere dönüşmesi nedeniyle oluşan büyük kadro açığı gölgesinde belediyelerin mevcut durumlarında devam etme ihtimalleri yoktur. Bu toplanan fonun ve toplanma yönteminin değiştirilmesini gerektiriyor” dedi. Şair Şarku’l Avsat’a “İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı ankete aktif olarak katılabilecek belediyeler var. Aynı zamanda yetkilerinin sınırlı olması ve zabıtanın silah taşımasının yasak olması nedeniyle, herhangi bir güvenlik ihlalini kontrol edemeyebilecek çok sayıda belediye bulunuyor. Bu nedenle, ulusal boyuttaki bu misyonu uluslararası toplumla ortaklıklar yoluyla ve gönüllü çalışmaları teşvik ederek gerçekleştirmenin yollarının bulunması gerekir” dedi. Lübnan Ulusal Güvenliği’ne göre Lübnan’da yerinden edilmiş Suriyelilerin toplam sayısının yaklaşık iki milyon olduğu tahmin ediliyor veya bu sayı Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 35’ini oluşturuyor. Bunlardan 804 bin 326’sı UNHCR’ye kayıtlı bulunuyor. Ancak UNHCR, Lübnan hükümetinin 2015’teki kararından sonra daha fazlasını kaydetmeyi bıraktı.

Lübnan hükümeti geçen ay birden fazla yetkilinin Lübnan için ‘varoluşsal bir tehdit’ oluşturduğunu belirtmesinin ardından, mülteciler dosyasını ele almada daha katı olmaya karar verdi. Başbakan Necib Mikati, Suriyelilerin geri gönderilmesi konusunu takip etmek üzere Asayiş Genel Müdür Vekili Elias el-Bisari ile Çalışma ve Sosyal İşler Bakanını görevlendirdi. Başbakan yasa dışı yollardan ülkeye girenler, resmi ve yasal belgeleri olmayanlar başta olmak üzere kanunları ihlal edenlere karşı ordu ve tüm güvenlik teşkilatları tarafından alınan tedbir ve adımlara dikkat çekti. Ayrıca Mülteci İşleri Yüksek Komiserliği’nden, Lübnan topraklarından ayrılan her bir Lübnanlı için yerinden edilmiş kişinin statüsünün iptal edilmesinin yanı sıra Suriyeliler için her türlü verinin İçişleri Bakanlığı ve Belediyelere sağlanmasını talep etti.

Yeni hükümetin adımları arasında, Çalışma Bakanlığı’ndan izin verilen sektörlerde istihdamın sıkı bir şekilde izlemesinin istenmesinin yanı sıra Adalet Bakanlığından da tutuklanan ve hüküm giymiş kişilerin Suriye devletine teslim edilmesi için çalışmalar yürütülmesi talebi de yer alıyor.



Fransa’nın Lübnan Özel Temsilcisi Le Drian Beyrut ziyaretini erteledi

Doha'da düzenlenen beşli komite ülkeleri toplantısından bir kare (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen beşli komite ülkeleri toplantısından bir kare (Katar Dışişleri Bakanlığı)
TT

Fransa’nın Lübnan Özel Temsilcisi Le Drian Beyrut ziyaretini erteledi

Doha'da düzenlenen beşli komite ülkeleri toplantısından bir kare (Katar Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen beşli komite ülkeleri toplantısından bir kare (Katar Dışişleri Bakanlığı)

Batılı diplomatik kaynaklar Şarku'l Avsat'a, Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Fransa ve ABD'yi içeren beşli komite ülkelerinin, “Ülke liderlerinin tepkisini ve herkesi tatmin edecek bir çözüm bulma konusunda net bir iradenin ortaya çıkmasını bekleyen cumhurbaşkanlığı seçim krizini çözmek için hiçbir yol haritası çizilmediğini” bildirdi.

Doha toplantısına katılan komite üyelerinin çoğu, “Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında, her birinin farklı bir gruptan olması için mübadele” fikrinden uzak bir şekilde ülkeyi içinde bulunduğu siyasi krizden çıkaracak bir yol haritası olması için cumhurbaşkanlığı sonrası aşamaya odaklanmayı tercih etti. Kaynaklara göre, Le Drian'ın Franciyye'nin adından bahsetmesi dışında cumhurbaşkanı adaylığı için herhangi bir isim üzerinde durulmadı.

Toplantı, Fransızların ‘Lübnan diyaloğunu’ yürütme stratejisini sınırlarken aynı zamanda Fransa’nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian'ın Lübnan ziyaretinin ertelenmesine yol açtı. Fransız kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Le Drian'ın Beyrut'a dönmeden önce beşli komiteyi oluşturan taraflarla istişarelerde bulunacağını aktardı.

Kaynaklar, Şarku'l Avsat'ın önümüzdeki Eylül ayında Fransa'da yapılacağını öğrendiği komitenin bir sonraki toplantısında ‘süreci engellemeye çalışanlara karşı keskin tedbirleri tartışma eğilimi’ olduğunu ortaya koydu. Kaynaklar ayrıca “beşli komite tarafından icrai adımlar ve belirleyici kararlar alınabileceğini” belirtti.

Öte yandan, mevduat sahiplerinin hesaplarındaki bakiyelerin ödenmesi dosyasını izleyen derneklerin bankalar için ‘cehennem’ gibi olacağını söyledikleri bir ‘ayaklanma’ vaat etmesiyle, son günlerde bir dizi mevduat sahibinin paralarını almak amacıyla bankalara yaptığı baskınların sıklığı arttı.

Mevduat sahiplerinin dosyasını takip eden birleşik koalisyon, “mevduat sahipleri tarafından, banka sahiplerinin ve ailelerinin evlerinin basılmasının meşru olduğunu” duyurdu. Mevduatçıların Çığlığı Derneği Başkanı Ala Huriid, Şarku’l Avsat'a “Kıvılcım bir günde yeniden alevlenmedi, ancak kriz zaman geçtikçe büyüyor ve mevduat sahiplerinin trajedisi artıyor” dedi.