Hannibal Kaddafi, 2 Eylül 2009 tarihinde “Libya Devrimi”nin kırkıncı yıldönümü kutlamaları sırasında (AFP)
Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi’nin Lübnan’da tutuklanmasının üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçti. Hannibal Kaddafi “Bunca süreden sonra sağlığının ve psikolojisinin bozulduğu ve doktora gitmeyi reddettiğini açıklayarak yeniden açlık grevine başladığını duyurdu.
Kaddafi'nin yasal temsilcisinin ofisinden yapılan açıklamada ise Hannibal Kaddafi’nin “tutuklanmamın ve işlemediğim suçlardan yargılanmamın üzerinden on yıldan fazla bir süre geçtikten sonra artık serbest bırakılmamın zamanı geldi, bana karşı süregelen haksızlık ve adaletsizliği şikayet ediyorum.” mesajı iletildi.
Temsilcisi tarafından yayınlanan bir açıklamada Kaddafi şu soruyu sordu: “Bir hukuk ve özgürlükler ülkesinde, hazırlanmasına katıldığı İnsan Hakları Sözleşmesi'nin alenen ihlal edilmesini görmezden gelmek nasıl mümkün olabilir? Bir insanın bunca yıl adil yargılanmadan siyasi tutuklu olarak bırakılması nasıl mümkün olabilir? Haklarıma yönelik baskının hesap vermeksizin devam etmesi ve insan haklarını korumakla görevli olanların kulaklarını sağır etmesi ve meşruiyetlerini rüzgara savurması üzerine, açlık grevimi ilan ettim ve adaletsizliğin devam etmesine karışanlara karşı tüm sonuçları ve tüm sorumlulukları üstleniyorum” dedi.
Suriye'de kaçırılıp Lübnan'a getirilen Kaddafi, 1978 yılında Libya'da İmam Musa es-Sadr, Şeyh Muhammed Yakub ve Abbas Bedruddin’in kaybolmasıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen bir suçlama üzerine tutuklanmıştı.
Lübnan yargısı Hannibal Kaddafi'yi, 1978 yılında Libya'nın başkenti Trablus'ta kaybolan es-Sadr, Yakup ve Bedruddin’in akıbetiyle ilgili “bilgileri gizlemek”, es-Sadr'ın Hannibal'in babası dönemin Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin daveti üzerine Libya'ya gelmesinin ardından onları saklama suçuna iştirak etmek ve 45 yılı aşkın bir süredir bu suçta ısrar etmekle suçluyor.
Şarku’l Avsat’ın Lübnan’daki yargı kaynaklarından aktardığına göre, subaylar ve kilit kadrolar da dahil olmak üzere davaya karıştığından şüphelenilen Libya vatandaşlarını bilgilendirmek için çeşitli notlar gönderildi. Libyalı yetkililerin adli soruşturmacı ile işbirliği yapmayı reddetmesi nedeniyle adli dosya şu anda çözülemeyen temel bir sözleşmeye takılmış durumda. Muammer Kaddafi rejiminde söz konusu dava kurallara göre ele alınmamıştı.
Lübnan halkı elektrik krizinin çözümünü buldu: Güneş enerjisihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4447671-l%C3%BCbnan-halk%C4%B1-elektrik-krizinin-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm%C3%BCn%C3%BC-buldu-g%C3%BCne%C5%9F-enerjisi
Lübnan halkı elektrik krizinin çözümünü buldu: Güneş enerjisi
Beyrut’un doğusunda bulunan Lübnan Elektrik Şirketi’nin çevresindeki güneş panelleri (AFP)
Lübnanlı Vesim, güneş enerjisine dayanan bir elektrik üretim sistemi kurduğu 2021 yazından beri cep telefonu dükkanındaki elektrik aboneliğine gerek duymuyor. Yeni sistem, paralel şebekeye ihtiyacını ortadan kaldırdı ve devlet elektriğine olan bağımlılığını azalttı. Şarku’l Avsat’a konuşan Vesim, iki yıl önce elektrik şebekesinin tamamen hizmet dışı kalmasına yol açan krizin “kendilerini alternatif bulmaya ittiğini” ve artık “elektriğin geliş saatleri ile hiç ilgilenmediğini” söyledi.
Güneş enerjisi, 2021 yazında gittikçe kötüleşen elektrik kesintileriyle yaşanan daimi bir krizin ardından Lübnanlıların başvurduğu en büyük alternatif oldu. O dönem elektrik kesintilerine akaryakıt sıkıntısının da eşlik etmesi paralel ağın jeneratörlerinin kapanmasına yol açtı. Lübnanlılar aylarca karanlıkta yaşadı. Daha sonra 2021 sonbaharında akaryakıtın ve 2022 sonbaharında yaklaşık 50 kat artan elektriğin dolar üzerinden fiyatlandırılmasının ardından ülke toparlanmaya başladı. Bu, Enerji Bakanlığı’nın Lübnan bölgelerine göre şu anda günlük beş saatten fazla elektrik vermeye devam etmesini sağladı.
Kriz olmasaydı Vesim, güneş enerjisi sistemini kurmayı düşünmezdi. Vesim “Yılın bu zamanında devletin elektrik sayacını tamamen kapatıyorum. Kışın ise buna birkaç saat ihtiyacım oluyor” dedi. Böylece Vesim, enerji tüketim faturasını düşürmüş ve elektrik fiyatlarının yükselmesi ışığında ekstra bir tasarruf sağlamış oluyor.
Lübnanlılar, 15 yıl önce elektrik arzındaki düşüş ve ciddi bir karne olgusunun yayılmasından bu yana enerji için alternatifler aramaya alıştılar. O zamanlar mahalle ve kasabalardaki elektrik jeneratörlerinin sağladığı paralel şebeke, karneye karşı pratik bir alternatifti ve elektrik kesintisi anında Lübnan halkının enerji ihtiyacını karşılıyordu. Ancak bu, 2021’den önce yardımcı bir unsur görevi görüyordu. Devletin elektrik şebekesi, neredeyse tamamen hizmet dışı kaldı; çünkü hükümet Lübnan Elektrik Şirketi’ne fon vermeyi reddetti ve bu durum Enerji Bakanlığı’nın elektrik ücretlerine zam yapmasına neden oldu.
Artık elektrik faturaları, kamu çalışanlarının gücünü aştığı ve çoğu kamu çalışanının aylık gelirinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geldiği için Lübnan halkı, elektrik faturalarının yükselmesinden şikayet etse de, elektrik tedarikinin yeniden başlaması, Lübnanlılara, devletin elektrik şirketine göre kat be kat fiyatlandırma yapan jeneratör ağlarını kullanmayı bırakma imkanı sağladı. Lübnan Elektrik Şirketi’nde bir kilovat saatin fiyatı tüketim ölçeğine göre 0,10 ile 0,27 dolar arasında değişirken, paralel şebekede bir kilovat saatin fiyatı 0,45 ile 0,70 dolar arasında değişiyor. Ancak yeni olan şu ki, son dönemde jeneratör aboneliklerinin artması devlet şebekelerinin tedariğindeki eksiği kapattı.
Bu gerçek karşısında birçok kişi güneş enerjisi ile elektrik üretme seçeneğine başvurdu. Lübnan bakanlıklarındaki uzmanlara ve yetkililere göre, bu sisteme başvuran Lübnanlıların oranı nüfusun yüzde 40’ından fazlasına tekabül ediyor. Bu da bölgedeki en temiz enerji üretme oranını ortaya çıkarıyor. Ancak bu alternatife yönelmenin arkasında çevreci bir yaklaşımdan ziyade bir ‘ihtiyaç durumu’ söz konusu. Belediyeler kapsamında kırsal kesimde binaların büyük bir kısmına ve su çıkarma tesislerinin yakınlarına sulama ve içme suyu temini amacıyla kurulan enerji panelleri görülürken, uluslararası destek, kuyulardan su çıkarmak ve bunu insanlara ulaştırmak için güneş enerjisine dayalı üretim istasyonlarının teminine yardımcı oldu.
‘Pratik bir alternatif’ olarak nitelendirilen bu durum, ülkede elektrik enerjisi sağlama yarışını da beraberinde getirdi. Jeneratör sahipleri bazı mahallelerde günde 16 saate varan elektrik enerjisi sağlarken, Enerji Bakanlığı, başta Irak’tan olmak üzere finansman kaynakları ve ertelenmiş krediler sağlayarak elektrik üretimini artırmayı hedefliyor.
Lübnan Enerji ve Su Kaynakları Bakanı Velid Fayyad, cuma günü Irak Petrol Bakanı Hayyan Abdulgani ile Lübnan’a petrol türevleri sağlamak için bir mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşma, Lübnan’a Irak akaryakıtı sağlama anlaşmasının süresini uzatmayı ve miktarı yükseltmeyi hedefliyo. Ayrıca, Lübnan’da elektrik üretim tesislerinin işletilmesi için uygun petrol türevleri ile değiştirmek üzere Lübnan’a yeterli miktarda ham petrol tedariki için yeni bir ticari anlaşma da imzalandı.
Yeni anlaşma, Lübnan’a yılda 2 milyon ton ham petrol sağlanmasını öngörüyor. Bu miktar, Enerji Bakanlığı tarafından elektrik üretim tesislerinin durumuna göre değiştirilecek. Miktarın yılda 1 milyondan 2 milyon tona çıkması, akaryakıt üretim istasyonlarından günde 10 saatten fazla elektrik tedariki sağlanması anlamına geliyor.