Lübnan okulları yıkılmakla karşı karşıya

Lübnan'da okul binalarının güvenliğine ilişkin dosya muhtemel bir afet öncesi çözüm bekliyor (Şarku’l Avsat)
Lübnan'da okul binalarının güvenliğine ilişkin dosya muhtemel bir afet öncesi çözüm bekliyor (Şarku’l Avsat)
TT

Lübnan okulları yıkılmakla karşı karşıya

Lübnan'da okul binalarının güvenliğine ilişkin dosya muhtemel bir afet öncesi çözüm bekliyor (Şarku’l Avsat)
Lübnan'da okul binalarının güvenliğine ilişkin dosya muhtemel bir afet öncesi çözüm bekliyor (Şarku’l Avsat)

Lübnan'da okul binalarının yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olması durumu ülke kamuoyunda “uykuyu haram eden bir baş ağrısına” dönüştü. Lübnanlı öğrenci Maggie Hamud'un (16) ülkenin kuzeyinde yer alan Trablusşam şehrindeki bir okulda çatının kısmen çökmesi sonucu hayatını kaybetmesinden yaklaşık 7 ay sonra, ülkedeki okul binalarının güvenliği sorunu halen gündemde. Ülkede bu kazanın tekrarını önlemek için sorumlu makamlara binaları incelemeleri ve restore etmeleri yönünde bir baskı var.

Maggie'nin kız kardeşi Doly Hamud, Kahire merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı (ANA) ile yaptığı röportajda şunları söyledi: "Kazanın olduğu ilk andan itibaren dava açtık. Kazada dahli veya ihmali olan herkesten hesap sorulmasını talep ettik ama ne yazık ki yargıda grev de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle dava 4 aydır erteleniyor. Geçen günlerde duruşma yapılacaktı ama bizim için atanan avukata duruşmaya gelmesi yönünde bilgi verilmediği için duruşma 2 hafta ertelendi. Nedenini bilmediğimiz bir erteleme var.”

Şarku’l Avsat’ın ajanstan aktardığı habere göre kazanın Kasım ayında meydana gelmesinden bu yana, genç kızın ailesi suçluların tutuklanması için çağrıda bulunuyor, ancak kendilerine göre kaza hala “kağıt üzerinde” ve herhangi bir önlem alınmadı ve sorumlular hakkında fiili bir soruşturma yapılmadı.

Maggie'nin sınıf arkadaşı Şeza Derviş de çatının üzerlerine düşmesi sonucu yaralandı ve vücudundan kırıklar oluştu. Bu kazadaki tek kurban Maggie değildi.

Doly Hamud sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıkılma tehlikesi olan okullarda veliler neden harekete geçmiyor? Bizim başımıza gelenlerin başlarına gelmesini mi bekliyorlar? Ablam bir daha hayata dönmeyecek. Hiçbir okulda bir öğrencinin bizim çektiğimiz acıları yaşamasını istemiyoruz. Ebeveynler, binaların güvenliği için harekete geçmeli ve yetkililere ve departmanlara baskı yapmalıdır.”

Avukat Josette Yemin'e göre, Lübnan Ceza Kanunu'nun 564. Maddesi, "İhmal, tedbirsizlik veya yasa veya yönetmeliklere uymama yoluyla birinin ölümüne neden olan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Aynı kanunun 373. maddesine atıfta bulunan Yemin, “Dairelerde, kamu kurumlarında veya belediyelerde görev yapan bir çalışan, haklı bir sebep olmaksızın işini ihmal etmesi veya kendisine verilen kanuni emirleri yerine getirmemesi halinde iki yıla kadar hapis veya 200 bin liradan bir milyon liraya kadar çıkan para cezasına çarptırılır” ifadesine yer verildi.

Yemin, ANA ile yaptığı bir röportajda "öğrenci Maggie’nin dosyasında işlevsel ihmal" olduğunu söyledi. Yemin, “İlk soruşturma yargıcı Samaranda Nassar tarafından yürütülen soruşturma henüz kimsenin, hatta binadan sorumlu mühendisin bile tutuklanmasına yol açmadı.” diye konuştu.

Maggie'nin öldüğü Amerikan Devlet Okulu kazası, dikkatleri çökme tehlikesiyle karşı karşıya olabilecek diğer binalara çekti. Trablus şehrinde endişe verici durumda olan birkaç okul binası daha var. Ancak Trablus Bina Güvenliği Derneği Başkanı Yusuf Selame, hastane, okul veya başka türlü yıkılma riski taşıyan binaların sayısına ilişkin net resmi istatistiklerin olmadığını söyledi.

Lübnan'daki binaların periyodik bakımını uygulamak için yasal olarak gerekli hiçbir şeyin olmadığını söyleyen Selame, derneğin 2013 yılında hava fotoğraflarına dayanarak çökme tehlikesi altındaki binalarda bir araştırma yaptığını kaydetti. Araştırmaya göre, binanın yaşı esas alınarak tüm Lübnan'da tehdit altındaki bina sayısının 16 bin 250 olduğunu söyleyen Selame, “2017 yılında Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan araştırma Lübnan bölgelerindeki 100'den fazla okulun restorasyona ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. Amerikan Okulu'nda bir kaza olunca bu rakamı hatırladık ama bakanlık o zaman net rakamların olmadığını söyledi. Nüfus yoğunluğu ve bunun okullarla ilişkisi ile ilgili temel bir nokta var. Lübnan'da okullar bölgelere mezhep bazında dağıtılır ve her mezhebin belirli sayıda okulu vardır.” dedi.

Maggie Hamud'un ölümü ve medyanın baskılarından sonra, Eğitim Bakanlığı'nın bir mühendislik ekibi aracılığıyla restorasyona ihtiyacı olan okullarla ilgili bir araştırma yapmak için harekete geçtiğini ve yaklaşık 127 okul tespit ettiğini ifade eden Selame, bu sayının şeffaflıktan yoksun olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bakanlığın internet sitesinde tehdit altındaki okulların gerçek sayısı, yerleri ve bakımlarının nasıl yapıldığına dair bir gösterge yok. Okulların bakımı duvarların boyanması ve şekil itibari ile bazı düzenlemeler ve iyileştirmelerle değil, daha ziyade güvenliklerinin sağlanması için yapısal temelde kontrolle yapılır.”

Lübnan Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlanan raporda yer alan rakamlar, Eğitim Bakanlığı'nın 2016 ile 2021 yılları arasında uluslararası kuruluşlardan ve bağışçı ülkelerden tadilat, inşaat ve tevsi işlerini yapmak için yaklaşık 270 milyon dolarlık hibe aldığını gösteriyor. O paranın nasıl harcandığına dair net rakamlar yok. Kuzey Lübnan'ın güvenlik standartlarına ulaşmak için müdahaleye en çok ihtiyaç duyan bölgelerden biri olduğunu belirten rapor, 96 okuldan 40'ında çatlak ve yarıklar olduğuna, bu okulların genel durumlarının çok kötü olduğuna işaret etti. "Lübnan'da Eğitimin Maliyeti: Hazine ve Toplumsal Harcamalar" başlığı ile hazırlanan rapora göre Eğitim Bakanlığı nüfusun demografik çalışmasına ve okulların büyüklüğüne ilişkin bir araştırmaya dayalı güncellenmiş bir okul haritasına ihtiyaç duyuyor.



Lübnan halkı elektrik krizinin çözümünü buldu: Güneş enerjisi

Beyrut’un doğusunda bulunan Lübnan Elektrik Şirketi’nin çevresindeki güneş panelleri (AFP)
Beyrut’un doğusunda bulunan Lübnan Elektrik Şirketi’nin çevresindeki güneş panelleri (AFP)
TT

Lübnan halkı elektrik krizinin çözümünü buldu: Güneş enerjisi

Beyrut’un doğusunda bulunan Lübnan Elektrik Şirketi’nin çevresindeki güneş panelleri (AFP)
Beyrut’un doğusunda bulunan Lübnan Elektrik Şirketi’nin çevresindeki güneş panelleri (AFP)

Lübnanlı Vesim, güneş enerjisine dayanan bir elektrik üretim sistemi kurduğu 2021 yazından beri cep telefonu dükkanındaki elektrik aboneliğine gerek duymuyor. Yeni sistem, paralel şebekeye ihtiyacını ortadan kaldırdı ve devlet elektriğine olan bağımlılığını azalttı. Şarku’l Avsat’a konuşan Vesim, iki yıl önce elektrik şebekesinin tamamen hizmet dışı kalmasına yol açan krizin “kendilerini alternatif bulmaya ittiğini” ve artık “elektriğin geliş saatleri ile hiç ilgilenmediğini” söyledi.

Güneş enerjisi, 2021 yazında gittikçe kötüleşen elektrik kesintileriyle yaşanan daimi bir krizin ardından Lübnanlıların başvurduğu en büyük alternatif oldu. O dönem elektrik kesintilerine akaryakıt sıkıntısının da eşlik etmesi paralel ağın jeneratörlerinin kapanmasına yol açtı. Lübnanlılar aylarca karanlıkta yaşadı. Daha sonra 2021 sonbaharında akaryakıtın ve 2022 sonbaharında yaklaşık 50 kat artan elektriğin dolar üzerinden fiyatlandırılmasının ardından ülke toparlanmaya başladı. Bu, Enerji Bakanlığı’nın Lübnan bölgelerine göre şu anda günlük beş saatten fazla elektrik vermeye devam etmesini sağladı.

Kriz olmasaydı Vesim, güneş enerjisi sistemini kurmayı düşünmezdi. Vesim “Yılın bu zamanında devletin elektrik sayacını tamamen kapatıyorum. Kışın ise buna birkaç saat ihtiyacım oluyor” dedi. Böylece Vesim, enerji tüketim faturasını düşürmüş ve elektrik fiyatlarının yükselmesi ışığında ekstra bir tasarruf sağlamış oluyor.

Lübnanlılar, 15 yıl önce elektrik arzındaki düşüş ve ciddi bir karne olgusunun yayılmasından bu yana enerji için alternatifler aramaya alıştılar. O zamanlar mahalle ve kasabalardaki elektrik jeneratörlerinin sağladığı paralel şebeke, karneye karşı pratik bir alternatifti ve elektrik kesintisi anında Lübnan halkının enerji ihtiyacını karşılıyordu. Ancak bu, 2021’den önce yardımcı bir unsur görevi görüyordu. Devletin elektrik şebekesi, neredeyse tamamen hizmet dışı kaldı; çünkü hükümet Lübnan Elektrik Şirketi’ne fon vermeyi reddetti ve bu durum Enerji Bakanlığı’nın elektrik ücretlerine zam yapmasına neden oldu.

Artık elektrik faturaları, kamu çalışanlarının gücünü aştığı ve çoğu kamu çalışanının aylık gelirinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geldiği için Lübnan halkı, elektrik faturalarının yükselmesinden şikayet etse de, elektrik tedarikinin yeniden başlaması, Lübnanlılara, devletin elektrik şirketine göre kat be kat fiyatlandırma yapan jeneratör ağlarını kullanmayı bırakma imkanı sağladı. Lübnan Elektrik Şirketi’nde bir kilovat saatin fiyatı tüketim ölçeğine göre 0,10 ile 0,27 dolar arasında değişirken, paralel şebekede bir kilovat saatin fiyatı 0,45 ile 0,70 dolar arasında değişiyor. Ancak yeni olan şu ki, son dönemde jeneratör aboneliklerinin artması devlet şebekelerinin tedariğindeki eksiği kapattı.

Bu gerçek karşısında birçok kişi güneş enerjisi ile elektrik üretme seçeneğine başvurdu. Lübnan bakanlıklarındaki uzmanlara ve yetkililere göre, bu sisteme başvuran Lübnanlıların oranı nüfusun yüzde 40’ından fazlasına tekabül ediyor. Bu da bölgedeki en temiz enerji üretme oranını ortaya çıkarıyor. Ancak bu alternatife yönelmenin arkasında çevreci bir yaklaşımdan ziyade bir ‘ihtiyaç durumu’ söz konusu. Belediyeler kapsamında kırsal kesimde binaların büyük bir kısmına ve su çıkarma tesislerinin yakınlarına sulama ve içme suyu temini amacıyla kurulan enerji panelleri görülürken, uluslararası destek, kuyulardan su çıkarmak ve bunu insanlara ulaştırmak için güneş enerjisine dayalı üretim istasyonlarının teminine yardımcı oldu.

fdvfgfr
Lübnan evlerinin çatılarını kaplayan güneş panelleri (Merkeziyye Haber Ajansı)

‘Pratik bir alternatif’ olarak nitelendirilen bu durum, ülkede elektrik enerjisi sağlama yarışını da beraberinde getirdi. Jeneratör sahipleri bazı mahallelerde günde 16 saate varan elektrik enerjisi sağlarken, Enerji Bakanlığı, başta Irak’tan olmak üzere finansman kaynakları ve ertelenmiş krediler sağlayarak elektrik üretimini artırmayı hedefliyor.

Lübnan Enerji ve Su Kaynakları Bakanı Velid Fayyad, cuma günü Irak Petrol Bakanı Hayyan Abdulgani ile Lübnan’a petrol türevleri sağlamak için bir mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşma, Lübnan’a Irak akaryakıtı sağlama anlaşmasının süresini uzatmayı ve miktarı yükseltmeyi hedefliyo. Ayrıca, Lübnan’da elektrik üretim tesislerinin işletilmesi için uygun petrol türevleri ile değiştirmek üzere Lübnan’a yeterli miktarda ham petrol tedariki için yeni bir ticari anlaşma da imzalandı.

Yeni anlaşma, Lübnan’a yılda 2 milyon ton ham petrol sağlanmasını öngörüyor. Bu miktar, Enerji Bakanlığı tarafından elektrik üretim tesislerinin durumuna göre değiştirilecek. Miktarın yılda 1 milyondan 2 milyon tona çıkması, akaryakıt üretim istasyonlarından günde 10 saatten fazla elektrik tedariki sağlanması anlamına geliyor.