Mısır’da gıda sübvansiyonlarının kaldırılacağına dair söylentilerin nedeni

Resmi makamlar söylentileri yalanlarken toplumda kaygı devam ediyor.

 Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac, yoksul aileleri desteklemeye yönelik komite toplantısına başkanlık etti. (Mısır Hükümeti)
Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac, yoksul aileleri desteklemeye yönelik komite toplantısına başkanlık etti. (Mısır Hükümeti)
TT

Mısır’da gıda sübvansiyonlarının kaldırılacağına dair söylentilerin nedeni

 Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac, yoksul aileleri desteklemeye yönelik komite toplantısına başkanlık etti. (Mısır Hükümeti)
Mısır Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac, yoksul aileleri desteklemeye yönelik komite toplantısına başkanlık etti. (Mısır Hükümeti)

Mısır’da yetkililerin yalanlamasına rağmen gıda sübvansiyonlarının iptal edildiğine yönelik ‘söylentiler’ devam ediyor. Son dönemde ülkede sıkça tekrarlanan bu söylentilerin sebeplerine dair soru işaretleri ise artıyor.

Mısır Bakanlar Kurulu Medya Merkezi dün, bu söylentilerin son halkası kapsamında, ‘haziran ayına yönelik planlanan istisnai desteğin ödemesinin iptal edilmesine ilişkin karar alındığını’ yalanladı.

Merkez yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Haziran ayı için planlanan istisnai desteğin kullanımının iptal edilmesine yönelik söylenti doğru değil ve bu konuda alınmış bir karar da yok. İstisnai desteğin 10’uncu ödemesinde hakkı olan tüm karne sahipleri, cumhuriyetin tüm valiliklerine dağılmış tüm tüketici kompleksleri ve Bakanlığa bağlı şirketlerin şubelerine gelebilir.

Mısır Bakanlar Kurulu’na göre, yoksul aileler için istisnai desteğin değeri 100 ila 300 cuneyh arasında değişiyor.

Hükümetin verilerine göre dağıtılan sekiz milyon karne ile yaklaşık 35 milyon kişi yardımlardan faydalanırken destek için kayıtlı vatandaş sayısı yaklaşık 64 milyona ulaşıyor. Sübvansiyonlara harcanan emtia maliyetinin ise aylık yaklaşık üç milyar cuneyh olduğu tahmin ediliyor.

Ekonomist Dr. Mithat Nafi Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmelerde bulundu:

Destekle ilgili zaman zaman söylentilerin yayılmasının nedeni, Mısırlıların geniş kesimlerini etkilemesidir. Aynı zamanda hükümet her zaman petrol ve diğer maddeler üzerindeki sübvansiyonları azaltmaktan ve harcamaları kontrol etmekten söz ediyor. Bu da gıda sübvansiyonlarından yararlanan vatandaşların korkularını ve endişelerini artırıyor.

Nafi ayrıca ‘ekonomik kriz ve çoğu malın fiyatındaki artışın, sübvansiyonlar konusunda korkuyu ve toplumsal ilgiyi artırdığını’ da belirtti.

Sübvansiyonlar, milyonlarca Mısırlının yaşamını etkileyen toplumsal bir mesele olduğundan hükümet, özellikle yoksul aileler üzerinde ekonomik krizin ve yüksek fiyatların etkilerini azaltmak için çeşitli sosyal koruma programlarını genişletmeye devam ediyor.

Medya uzmanlarına göre, sübvansiyon konusunun hassasiyeti, bu konuyu her zaman söylentilerin hedefi haline getiriyor. Kahire Üniversitesi Kitle İletişim Fakültesi Eski Dekanı Dr. Leyla Abdulmecid, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şunları söyledi:

“Söylentiler her zaman vatandaşların hayatındaki önemli konuları hedef alır. Sübvansiyonlar konusu milyonlarca Mısırlının hayatını ve geçimini etkiliyor, bu nedenle de söylentiler için her zaman verimli bir malzeme oluyor.”

Mısır’da ‘En Yoksul Ailelere Gıda Ürünlerinin Dağıtımını Organize Etme Daimi Komitesi’ toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)
Mısır’da ‘En Yoksul Ailelere Gıda Ürünlerinin Dağıtımını Organize Etme Daimi Komitesi’ toplantı gerçekleştirdi. (Mısır Hükümeti)

En Yoksul Ailelere Gıda Ürünlerinin Dağıtımını Organize Etme Daimi Komitesi, Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac başkanlığında ilk toplantısını dün gerçekleştirdi. Komitede ‘Savunma, İkmal, Vakıflar, Merkez Bankası ve Nasır Sosyal Bankası’ bakanlıkları da dahil olmak üzere çeşitli bakanlıkların ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri bulunuyordu.

Komite, gıda ürünlerinin en yoksul ailelere dağıtımını düzenlemek, en savunmasız gruplara ulaşmasını sağlamak ve yoksul ailelere gıda sağlayan çeşitli kurumlar arasındaki dağıtım süreçlerinin yönetimini sağlamak amacıyla oluşturuldu.

Sosyal Dayanışma Bakanı Nevine Gabbac’a göre Bakanlık, uygun ailelerin Tekafül ve Karama Programı aracılığıyla aldığı nakdi desteğe ek olarak, ayni destekler için yeni bir birim kurdu. Bakan konuya dair şu açıklamada bulundu:

Yoksulluk sınırının altında kalan ailelerin, özellikle gıda, tarım, hayvancılık ve diğer alanlarda ihtiyaç çemberinden üretim çemberine alınmasına özen gösterilirken hem ayni hem de nakdi desteklerden faydalanması hedefleniyor.

Dayanışma Bakanı’na göre Sosyal Dayanışma Bakanlığı’nda yoksul ve yoksul ailelerin veri tabanında yaklaşık 38 milyonluk bir kayıt bulunuyor.

Kahire’deki İngiliz Üniversitesi Kitle İletişim Fakültesi Dekanı Dr.Muhammed Şuman, Şarku’l Avsat’a “şu değerlendirmede bulundu:

Destek konusunun hassasiyeti ve önemi, söylenti yayanları kafa karışıklığı yaratmak için buna odaklanmaya sevk ediyor. Sorun şu ki hükümetin söylemi ile Mısırlılar arasında bir güven krizi olduğu için insanlar söylentilere inanma ve konuyla ilgilenme kapasitesine sahipler.



Mısırlı göçmenler Meksika’dan ABD’ye sızmaya çalışıyor

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
TT

Mısırlı göçmenler Meksika’dan ABD’ye sızmaya çalışıyor

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 
Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin uluslararası uzman kuruluşlarla koordinasyon içinde düzenlediği bir önceki konferanstan (Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Facebook sayfası) 

Bazı Mısır vatandaşlarının Meksika'da tutuklanması, ‘yasadışı göç’ için yeni rotaların varlığı hakkında birçok soruyu gündeme getirdi.

Şarku’l Avsat’ın Meksika medyasından aktardığı habere göre, 129'u Mısırlı olmak üzere 137 göçmen ABD'ye yasadışı yollardan girmeye çalışırken tutuklandı. Meksika basını, tutuklama sürecinin koşullarının netlik kazanmamasına rağmen Akdeniz ülkelerinin topraklarına yönelik göç operasyonlarını kontrol altına almak için önlemlerini sıkılaştırdığından bahsetti. Mısırlı yetkililerin son yedi yıldır topraklarından yasadışı göç olgusunu engelleyici sıkı güvenlik önlemleri uyguladığı bir dönemde, yasadışı göç olgusu hakkında tekrar konuşulması herkesi şaşırttı.

Meksikalı yetkililerden nakledildiği üzere, Meksika Ulusal Göç Enstitüsü, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu merkezi olarak bilinen Meksika Körfezi kıyısındaki Veracruz eyaletinde terk edilmiş bir otobüste 129 Mısırlı ve 8 Moritanyalı göçmen buldu. 

Meksika Ulusal Göç Enstitüsü yaptığı açıklamada, Federal Göçmenlik Bürosu ajanlarının, çoğunluğu Mısır'dan gelen yabancı göçmenleri taşıyan bir yolcu otobüsünün yeri hakkında ihbar aldığını ve yasal işlem başlatıldığını bildirdi. Açıklamaya göre her yolcu, isimlerinin yazılı olduğu bir bileklik takıyordu. 

Her yıl binlerce göçmen, Meksika’nın 3 bin 100 kilometrelik sınırı boyunca ABD'ye gizlice giriyor. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, 2014'ten geçen yılın sonuna kadar 7 bin 661 göçmen ABD topraklarına geçmeye çalışırken öldü veya kayboldu. Son aylarda, Meksika'da göçmenlikle ilgili yetkili makamlar, Afrika ve Asya'daki 80 ülkeden ve hatta Avrupa ülkelerinden gelen düzensiz göçmen sayısında dikkate değer bir artış olduğunu kaydetti.

Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi Başkanı Naile Gabr, “İnsan kaçakçılığı çetelerinin, yasadışı yollardan göç etmek isteyenleri kandırmak için yeni yollar aramaktan vazgeçmediğini” söyledi. Gabr, “Mısır'da ve Akdeniz bölgesindeki bazı ülkelerde güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasının bu çetelerin akla gelmeyecek yollar aramaya başvurmasının nedenleri arasında olabileceğine” işaret etti.

Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Gabr, Mısır'ın, yasadışı göçle mücadele stratejisiyle 2016 yılından bu yana göçmenlerin kıyılarından ayrılmasını engellemenin yanı sıra insan kaçakçılığı yapan organize suç çetelerine karşı ‘caydırıcı’ nitelikte cezalar uyguladığını açıkladı. Bu cezalar Mısır'ın göçmenler için bir geçiş ülkesi olarak görülmesine son vermeye katkıda bulundu ve ardından göçmen çeteleri faaliyetlerini yürütmek için alternatif yollar aramaya başladı. 

Gabr, “Türkiye ve Balkanlar üzerinden Avrupa ülkelerine tedavi, eğitim veya spor takımları seyahatleri gibi aldatma yöntemleri yoluyla son zamanlarda popüler olan başka yöntemler olduğunu” da sözlerine ekledi. Gabr, “Bazı Latin Amerika ülkelerinin şu anda turistleri çekmek için kolaylıklar sağladığını ve insan kaçakçılığı çetelerinin suç operasyonlarını yürütmek için bunu kullandığını” belirtti.

Gabr, çeşitli kıtalarda faaliyet gösteren uluslararası ‘insan kaçakçılığı’ çetelerinin faaliyetlerine karşı koymak için uluslararası koordinasyonun önemini vurguladı. Başkanlığını yaptığı Mısır Yasadışı Göçle Mücadele Komitesi’nin çeşitli ülkelerdeki ilgili kurum ve kuruluşlarla yürüttüğü koordinasyona işaret eden Gabr, bu ay sonunda Mısır'ın ev sahipliğinde uluslararası kurumların yanı sıra Afrika ve ABD'den yasadışı göçle mücadele kurumlarının katılımıyla düzenlenen bölgesel konferansa da değindi.

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ise geçtiğimiz ay İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen Uluslararası Göç ve Kalkınma Konferansı faaliyetlerine katıldığı esnada “operasyonel kabiliyetlerin desteklenmesi, ekipman sağlanması, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve göçmen kaçakçılığı şebekeleri tarafından istismar edilen boşlukların doldurulmasıyla sınır kontrolü ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele alanlarında uluslararası koordinasyonun yoğunlaştırılması gerektiğini” vurguladı.

ABD’nin göç kuralları nedeniyle Meksika sınırındaki binlerce göçmen geçen Mayıs ayında yasadışı şekilde sınırı geçmek yerine sınırın Meksika tarafında kalarak resmi sığınma başvurusu yapmaya başladı.

Kovid-19 pandemisinin başlamasının ardından, Madde 42 ismiyle bilinen yeni bir göç düzenlemesi uygulanmaya başlamıştı. Madde 42, ABD'ye gelen sığınmacıların, bir mahkemeye çıkarılmadan hızlı bir şekilde sınır dışı edilmelerine olanak tanıyordu.

Pandemiye özel olarak çıkarılan bu düzenlemenin süresi cuma günü doldu. Sınır hattındaki göçmenlerin bir kısmı düzenleme değişmeden sınırı geçmeye çalışırken, on binlerce kişiyse sınırın Meksika tarafında kaldı.

Sınırı yasadışı şekilde geçen kişilerin sığınma başvuruları bazı istisnalar dışında geçersiz sayılırken, ABD'ye girişleri 5 yıl süreyle yasaklanıyor. Madde 42'nin yürürlükte olduğu üç yıllık dönemde yasadışı geçişler için böyle bir uygulama yapılmıyordu ve geri gönderilen kişilerin tekrar yasadışı giriş yaptığı vakalar sıklaşmıştı.

Sınır hattında bekleyen on binlerce göçmenin, ABD hükümeti ait bir uygulama üzerinden resmi sığınma başvurusu yapması gerekiyor.

Ancak yavaş internet bağlantısı ve teknik problemler nedeniyle bu işlemlerin çok vakit aldığı, bazı göçmenlerin ise cep telefonu ya da bilgisayarının bulunmadığı belirtiliyor.

Meksika göç ajansının paylaştığı bilgiye göre, birçoğu Haiti, Venezuela ve diğer Latin Amerika ülkelerinden olan sınır hattındaki göçmenlerin sayısı 27 bine yaklaşıyor. ABD'ye göreyse bu rakam 60 bin civarında.