Tel Aviv'in merkezine düşen füze saldırısında 14 kişi yaralandı

Tel Aviv'de bir konut binasında patlayan Husi saldırısının etkileri (Arşiv - AFP)
Tel Aviv'de bir konut binasında patlayan Husi saldırısının etkileri (Arşiv - AFP)
TT

Tel Aviv'in merkezine düşen füze saldırısında 14 kişi yaralandı

Tel Aviv'de bir konut binasında patlayan Husi saldırısının etkileri (Arşiv - AFP)
Tel Aviv'de bir konut binasında patlayan Husi saldırısının etkileri (Arşiv - AFP)

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Yemen'den ateşlenen bir füzenin, önleme girişimlerinin başarısız olmasının ardından Tel Aviv'in merkezindeki İsrail topraklarına isabet ettiğini duyurdu.

Ordu Sözcüsü Avichai Adree “X” platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Yemen'den bir füzenin fırlatılması ve İsrail'in merkezinde alarmların devreye girmesinin ardından başarısız önleme girişimlerinde bulunuldu. Olayın ayrıntılar halen inceleniyor’ ifadelerini kullandı.

Acil servisler 14 kişinin hafif yaralandığını bildirirken, polis de bazı evlerde “hasar” olduğunu rapor etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre füze, Tel Aviv'in doğusundaki Bnei Brak'a düştü.

İsrail ordusu perşembe sabahı, İran destekli grup tarafından fırlatılan bir füzenin durdurulmasının ardından Yemen'deki Husilere ait “askeri hedeflere” hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Kasım 2023'ten beri Husiler, 7 Ekim 2023'ten sonra İsrail ile Hamas arasında yıkıcı bir savaşın sürdüğü Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere “destek” olarak gördükleri Yemen'de kontrolleri altındaki bölgelerden Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki ticari gemilere saldırmakta.

Temmuz 2024'te Husiler tarafından gerçekleştirilen bir saldırıda, Tel Aviv'de bir insansız hava aracının infilak etmesi sonucu bir İsrailli sivil hayatını kaybetti. Bu saldırıya karşılık olarak İsrail, Yemen'in kıyı vilayeti Hudeyde'ye misilleme saldırıları düzenledi.



Moskova'daki İsrail heyeti, Suriye'de İran nüfuzunun geri gelmesini reddettiğini vurguladı

 Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
TT

Moskova'daki İsrail heyeti, Suriye'de İran nüfuzunun geri gelmesini reddettiğini vurguladı

 Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)

Suriye'deki gelişmeler karşısında günlerdir yaşanan kafa karışıklığının ardından Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, Binyamin Netanyahu hükümetinin çıkarlarını belirlediğini ve bir yandan İran'ın Suriye'deki nüfuzunun geri dönmesini engellemek, diğer yandan da Şam rejimine muhalif milislerin İsrail sınırlarını tehdit etmesine izin vermemek için müdahale etmeye karar verdiğini belirtti.

Kaynaklar, İsrailli bir heyetin geçtiğimiz günlerde Moskova'yı ziyaret ettiğini ve bu mesajı ilettiğini söyledi. Heyet, ‘Rus vatandaşı esirlere odaklanarak, Gazze Şeridi'nde bir esir takası anlaşmasını görüşmek’ kılıfıyla seyahat etti, ancak İsrail'in Suriye'nin İran güçleri ya da milisleri için bir yuva haline gelmesine ya da Hizbullah'ın İsrail'le savaşma planlarına geri dönmesine izin vermeyeceğini açıkça ortaya koyan bir mesaj taşıdı.

Diğer yandan İsrail savaş uçakları, Halep'in güneydoğusundaki es-Safira'da bulunan ve silah depolarının yer aldığı Suriye askeri-sanayi kompleksini bombaladı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre askeri analisti Ron Ben-Yishai, Suriye'deki gelişmelerin İsrail için üç tehdit oluşturduğunu belirtiyor:

Birinci tehdit, Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerinde bulunan silahların, özellikle de füzelerin ve muhtemelen kimyasal silahların, eğer henüz cihatçı isyancıların eline geçmediyse, önümüzdeki günlerde ya da saatlerde cihatçı isyancıların eline geçmesi ihtimali.

İkinci tehdit, doğrudan Suriye rejim ordusunun zayıflığından ve Rusya'nın artık Esed rejimini 2015'te olduğu gibi savunamayacağı gerçeğinden kaynaklanıyor. Rus hava saldırıları Halep'in fethini engelleyemedi ve Suriye'nin orta kesimindeki Hama şehrinin fethini yalnızca bir gün geciktirdi.

Üçüncü tehdit ise düzenli ordunun zayıflığından kaynaklanıyor. Ordu bir kez daha yardım için İran'a başvurdu. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları tarafından yönetilen Afgan ve Pakistanlı Şii savaşçılardan oluşan güçler ve Esed rejimine yardım etmek için Lübnan'dan Suriye'ye geçen birkaç yüz Hizbullah üyesi şimdiye kadar başarılı olamadı.

Kaynaklar, Tel Aviv'deki askeri liderlerin, “En büyük tehdit Esed rejiminin çökmesi; Suriye'nin Yemen, Lübnan, Somali ve Gazze Şeridi gibi bir başka başarısız devlete dönüşmesi ve İranlıların İsrail'e ve Golan ile Doğu Celile'deki yerleşimlerine karşı hareket edecek bir terörist ordusu kurup finanse etmesidir” dediğini aktardı.

Ben-Yishai, İsrail'in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Esed rejiminin çökmesinden korktuğuna ve bu rejimin tamamen çökmemesini, ancak biri Şam çevresinde, diğeri Lazkiye ve Tartus çevresinde olmak üzere iki küçük bölgeyi kontrol etmeye devam etmesini sağlamakta çıkarı olduğuna inandığını belirtti. Ancak bu şekilde süreç Türkiye ve İsrail'e zarar veremeyecektir.

İsrail Kanal 13 televizyonu askeri analisti Alon Ben-David, Maariv gazetesindeki haftalık köşe yazısında Heyetu Tahriru’ş-Şam'ı (HTŞ) kastederek, “İsrail'in El Kaide'nin çocuklarının Suriye'yi kontrol ettiğini görmek gibi bir çıkarı yok. Aksine İsrail, zayıf Suriye hükümetinin devam etmesini ve Şii ekseninden uzak tutulmasını istiyor. Asıl soru Suriye'deki yeni durumda bu arzunun nasıl ilerletilebileceği ve İsrail'in müdahale etmek zorunda kalacağı sınırların ne olduğudur” değerlendirmesinde bulundu.

Haaretz askeri analisti Amos Harel, ‘İsrail'de şu anda Suriye'deki durumdan kaynaklanan yakın bir tehlike görmediklerini ve İran'a verilen utançtan çok memnun olduklarını’ belirtti. Harel, “Uzun vadede Golan Tepeleri'nde ve gelecekte Ürdün sınırında gelişen bir risk var. Bu nedenle bu hafta İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığı, Golan Tepeleri'nde gelecekte bu tür durumlarda hızlı tepki gücü olarak kullanılmak üzere yeni bir yedek birlik oluşturdu. Aynı zamanda kasabalardaki hazırlık ekipleri takviye edildi ve işgal altındaki Golan'da Suriye sınırı boyunca uzanan duvarda iyileştirmeler yapıldı” dedi.

Harel'e göre İsrail'in Suriye'deki gelişmelerle ilgili kaygıları, ‘aşırılık yanlısı örgütlerin ani saldırıları ve İsrail'in bu örgütlerin faaliyetleriyle ilgili istihbaratının nispeten sınırlı olması.’