İsrail ordusu, Hamas saldırısını püskürtürken muhtemelen bir kibbutz sakinini öldürdü

‘Yanlış teşhis’ nedeniyle kazara öldürüldü

7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlenen saldırı sırasında Filistinli savaşçılar (AP)
7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlenen saldırı sırasında Filistinli savaşçılar (AP)
TT

İsrail ordusu, Hamas saldırısını püskürtürken muhtemelen bir kibbutz sakinini öldürdü

7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlenen saldırı sırasında Filistinli savaşçılar (AP)
7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlenen saldırı sırasında Filistinli savaşçılar (AP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada bir iç soruşturmanın, 7 Ekim 2023 saldırısı sırasında bir kibbutz sakininin Hamas militanlarıyla girilen çatışmada öldürülmüş olmasının ‘çok muhtemel’ olduğu sonucuna vardığını duyurdu.

Asker ve sivillerin ifade verdiği soruşturmada, Hamas saldırısından en çok etkilenen Nahal Oz sakinlerinden Tomer Eliaz Arava ve annesi Dikla Arava'nın ölüm nedeni tespit edilmeye çalışıldı.

Ordu, müfettişlerin değerlendirmesine göre Eliaz Arava'nın başlangıçta Hamas mensupları tarafından kaçırıldığını ve onu kapı kapı dolaştırarak sakinleri ayrılmaya ikna etmeye zorladıklarını belirtti.

Soruşturma, Eliaz Arava'nın bir buçuk saat sonra kaçmayı ve saklanmayı başardığını ortaya çıkardı. Destek için kibbutza gelen birlikteki askerler ‘şüpheli bir kişi’ görerek onu vurdu. Soruşturma sonucunda ‘bu kişinin büyük olasılıkla Tomer Eliaz Arava olduğu ve yanlış teşhis nedeniyle İsrail ordusunun ateşiyle kazara öldürüldüğü’ sonucuna varıldı.

Bu arada Hamas savaşçılarının Eliaz Arava'nın annesini kaçırdığı ve Gazze Şeridi'ne doğru götürdüğü belirtildi.

Soruşturma metninde, “Annesi Gazze Şeridi'ne doğru götürülürken arabanın arkasından ateş açılmış ve annesi ölmüştür” ifadesi yer aldı.

Ordu, soruşturmanın ‘Dikla Arava'nın kaçan teröristlere ait olduğu tespit edilen bir araçta bulunduğu için İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğüne dair makul bir olasılığa işaret ettiği’ belirtildi. “Her iki vakada da ölüm nedenini kesin olarak belirlemek mümkün değildir” denildi.

Saldırının ardından, çok sayıda İsraillinin dost ateşiyle öldürülmüş olabileceği korkusu orduyu soruşturma açmaya sevk etti.

Şarku’l Avsat'ın İsrail medyasından aktardığına göre Hamas saldırısından en çok etkilenen kibutzlardan biri olan Beeri'deki görgü tanıkları, Hamas'ın 14 kişiyi alıkoyduğu bir eve tankla ateş açıldığını bildirdi.

İsrail'in resmi verilerine göre Hamas saldırısı çoğu sivil bin 208 kişinin ölümüne neden oldu. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze'deki askerî harekâtında çoğu sivil en az 46 bin kişi hayatını kaybetti.



İsrail Şam'dan gelen 'sıcak mesajları' geri çevirdi

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
TT

İsrail Şam'dan gelen 'sıcak mesajları' geri çevirdi

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar (AFP)

Tel Aviv'deki siyasi kaynakların yeni Suriye hükümetinin ABD yönetimi tarafından resmi olarak gönderilen “sıcak mesajlarını” açıkladığı ve Şam'ın yeni valisinin kamuoyuna barış arzusuyla ilgili açıklamalar yaptığı bir dönemde, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, bu mesajları yeni rejimi Batı'da pazarlama girişimlerinin bir parçası olarak reddeden düşmanca açıklamalar yaptı.

Sa'ar dün basına verdiği mülakatta, “Suriye'deki yeni rejim, İdlib'deki performansından bildiğimiz terörist bir çetedir, yeni olan şey Şam'ın kontrolünü ele geçirmiş olmasıdır. Batı'nın orada iktidarın barışçıl bir şekilde el değiştirmesini takdir ettiği doğru, ancak bunun demokratik yollarla seçilmiş bir rejim olmadığını unutmamalıyız. Batı dünyası bu durumdan heyecan duyuyor, çünkü milyonlarca Suriyeli mültecinin istikrara kavuşmasına ve geri dönmesine yardımcı olmak istiyor. Ancak Suriye'deki durum güven verici değil ve gerçek bir istikrar yok. Sahil kasabalarında çatışmalar var, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerin özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik açık tehditleri var, Hıristiyanlara yönelik tacizler var ve bu rejim tüm Suriye'yi kontrol etmek isteyen İslamcı bir rejimdir.”

Yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş Şera'nın Şam'da konuşması, 23 Aralık 2024 (Reuters)Yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş Şera'nın Şam'da konuşması, 23 Aralık 2024 (Reuters)

İsrail'deki diğer siyasi aktörler daha ılımlı açıklamalar yaptılar, ancak bunlar, Şam'daki yeni rejimin samimiyetini sorgulayan aynı içerikte açıklamalardı. Şarku’l Avsat’ın Ynet'ten aktardığına göre rejim lideri Ahmed al-Şeara'nın önemli açıklamalar yaptığını, ancak gerçekten farklı yelpazelerden liderlerin yönetiminde birleşik bir Suriye devleti isteyip istemediğinin belirsiz olduğunu, samimiyetini sadece sözlerle değil, eylemlerle de kanıtlaması gerektiğini söylediler.

Bazı siyasi kaynaklar, İsrail'in el Şera'dan “sıcak ve barışçıl” olarak tanımladıkları, kendisinin ve yoldaşlarının İsrail'le herhangi bir çatışmayla ilgilenmediklerini gösteren mesajlar aldığını doğruladı. Bu mesajlar Washington aracılığıyla geldi, ancak “ABD yönetiminin de şüphenin bir ortağı olduğunu ve şu anda ne İsrail'e ne de Suriye'ye barışçıl ilişkiler için temas başlatmalarını tavsiye etmediğini” vurguladılar.

“Washington yeni Şam'la ilişkiler kuruyor ve onu içte ve dışta barışçıl bir politika geliştirmesi için destekliyor, ancak aynı zamanda şu anda ılımlılıkla karakterize edilen ilan edilmiş politikanın pratikte göstermesini de bekliyor.

Yaklaşık iki hafta önce Tahrir eş-Şam lideri Ahmed eş-Şera, Suriye'deki yeni hükümetin yakın gelecekte İsrail ile bir çatışmaya girmek istemediğini ima etmişti. “Yıllardır süren çatışmalardan yorgun düşen Suriye'deki durum, yeni çatışmalara izin vermiyor” diyen el Culani, ‘inşaat ve istikrarın en önemli öncelikler olduğunu ve daha fazla yıkıma yol açacak yeni çatışmalara sürüklenmemek gerektiğini’ kaydetti.

İsrailliler, el-Şera tarafından atanan Şam'ın yeni valisi Mahir Mervan'ın bir ABD kamu radyosu'na (NPR) verdiği röportajda yaptığı açıklamalar karşısında şaşırdılar: “Biz barış istiyoruz ve ne İsrail'in ne de bir başkasının düşmanı olmak istemiyoruz.”

Röportajda Mervan, İsrail'in Suriye'deki yeni hükümete yönelik şüphelerini anladığını ifade ederek şunları söyledi: “İsrail'in korku hissetmesi mümkün ve bu yüzden (tampon bölgede) biraz ilerledi ve saldırdı. Bu doğal bir korku. Biz İsrail'den korkmuyoruz, herhangi bir sorunumuz da yok. İsrail'in güvenliğini tehdit edecek bir meseleye karışmak gibi bir niyetimiz yok. Burada bir arada yaşamak isteyen, barış isteyen insanlar var.”