Netanyahu hükümeti, Trump ve yönetiminin gözüne girmek için 16 saat süren müzakerelerin ardından anlaşmayı onayladı

Savaşın yeni hedefi: Batı Şeria'daki silahlı hücreleri ortadan kaldırmak ve yerleşimlerin güvenliğini arttırmak

Gazze Şeridi'nden dönen İsrail askerleri, 18 Ocak 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nden dönen İsrail askerleri, 18 Ocak 2025. (AP)
TT

Netanyahu hükümeti, Trump ve yönetiminin gözüne girmek için 16 saat süren müzakerelerin ardından anlaşmayı onayladı

Gazze Şeridi'nden dönen İsrail askerleri, 18 Ocak 2025. (AP)
Gazze Şeridi'nden dönen İsrail askerleri, 18 Ocak 2025. (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dar kapsamlı istişarelerle başlayıp uzun bir kabine oturumuyla devam eden 16 saatlik müzakerelerinin ardından İsrail hükümeti, dün gece yarısından hemen sonra Hamas'la esir takası ve Gazze Şeridi'nde sürdürülebilir ateşkesi içeren anlaşmayı onayladı.

Anlaşma yarın yürürlüğe girecek. Netanyahu, partisinin bakanlarının çoğunluğu ve tüm Haredi partileri dahil olmak üzere 24 bakan anlaşma lehinde oy kullanırken, Itamar Ben-Gvir'in partisinden üç bakan, Bezalel Smotrich'in partisinden üç bakan ve iki Likud bakanı olmak üzere toplam 8 bakan anlaşmaya karşı çıktı. Bir başka Likud bakanı ise çekimser kaldı.

 Başbakan Binyamin Netanyahu dün Gazze anlaşmasını onaylamak üzere toplanan İsrail kabinesine başkanlık etti. (DPA)Başbakan Binyamin Netanyahu dün Gazze anlaşmasını onaylamak üzere toplanan İsrail kabinesine başkanlık etti. (DPA)

İsrail hükümeti ayrıca, Batı Şeria'daki ‘terörist’ hücreleri (silahlı örgütleri) ortadan kaldırmaya yönelik bir askerî harekât, yerleşimlerin içinde ve çevresinde yerleşimci güvenliğinin arttırılması ve yerleşim inşaatlarının genişletilmesi gibi yeni hedefler içeren bazı kararlar aldı.

Tüm bu toplantılar sırasında Netanyahu bakanlarını, anlaşmanın yeni ABD yönetimi ve seçilmiş Başkan Donald Trump ile ilişkiler açısından önemi konusunda ikna etmeye çalıştı. Netanyahu bakanlara şunları söyledi: “Biden ve Trump'tan, ikinci aşamaya ilişkin müzakerelerin başarısız olması ve Hamas'ın güvenlik taleplerimizi kabul etmemesi halinde, ABD'nin desteğiyle büyük bir güçle savaşa geri döneceğimize dair kesin garantiler aldık.” Trump'ın, İsrail'in, ‘Hamas'ın Gazze Şeridi'nde herhangi bir liderlik rolüne sahip olmaması ve yardım dağıtmasına izin verilmemesi’ yönündeki talebini destekleme sözü verdiğini vurguladı.

 Tel Aviv'de esirlerin derhal serbest bırakılması talebiyle gösteri yapan İsrailliler (Arşiv - AP)Tel Aviv'de esirlerin derhal serbest bırakılması talebiyle gösteri yapan İsrailliler (Arşiv - AP)

Netanyahu, Trump'ın İsrail'in anlaşmaya ilişkin olumlu tutumunu takdir etmek için bir ‘hediye paketi’ hazırladığını açıkladı. Netanyahu bu hediyelerden bazılarını şöyle sıraladı: Başkan Joe Biden tarafından açıklanan ağır silah gönderme yasağının iptal edilmesi, silah miktarlarının arttırılması, Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) baskı yapmak için bir plan hazırlanması, İsrailli subay ve askerlerin gerçekleştirdiği gözaltıların desteklenmesi, UCM Başsavcısı Kerim Han ve yargıçların cezalandırılması, yakalama kararını dikkate alan ülkelere cezai tedbirler uygulanması ve son olarak da Biden'ın yerleşim liderlerini cezalandırma kararlarının iptal edilmesi.

İsrail medyası, anlaşmaya sadece Ben-Gvir ve Smotrich'in bakanlarından itiraz gelmediğini, Likud bakanlarından da itiraz geldiğini ve hatta anlaşma lehine oy kullananların bile anlaşma şartlarıyla ilgili çekinceleri olduğunu bildirdi. Söz konusu bakanlar anlaşmanın, savaşın hedeflerinden ve Netanyahu'nun Hamas'a silah kaçakçılığını önlemek için temel nokta olduğunu söylediği Philadelphia (Selahaddin) Koridoru gibi vaatlerinden önemli ölçüde geri adım atmayı gerektirdiğini söylediler. Bazı bakanlar, İsrail'in Gazzelilerin kuzeye göçü üzerindeki kontrolünden vazgeçmesini ve elleri kanlı Filistinli mahkûmların serbest bırakılmasını protesto ettiler. Bazıları da Başkan Trump ile ilgili hayal kırıklıklarını dile getirdi. Ben-Gvir alaycı bir tavırla, “Görünüşe göre Başkan Trump adresi yanlış anlamış, Hamas'a baskı yapmak yerine bize baskı yapıyor” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Arşiv - İsrail medyası)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Arşiv - İsrail medyası)

Toplantılara müzakere ekibi üyelerinin yanı sıra anlaşmayı açıklayan ve bakanların sorularını yanıtlayan İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi de katıldı. Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre Halevi, kabine toplantısı sırasında şunları söyledi: “Mevcut plana göre Philadelphia Koridoru’ndaki kuvvetlerimizin büyüklüğü azalmayacak; aksine artacak. Anlaşma geçtiğimiz ağustos ayında onaylanan Philadelphia Koridoru’ndaki kuvvetlerin konuşlandırılması haritasına dayanıyor. Haritalarda onaylananlara göre anlaşma sırasında, anlaşmanın uygulanmasından önceki mevcut duruma göre koridorda daha fazla kuvvetimiz olacak.”

İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ise anlaşmanın önemli yeni zorluklar yarattığını, Hamas ve diğer örgütlerin liderliğine yeni kan enjekte edecek olan mahkumların serbest bırakılması gibi zorluklarla yüzleşmek için planlar yapılması gerektiğini belirtti. Bar, “Şalit esir takasında serbest bırakılan mahkumların yüzde 83'ü terörizme geri döndü” dedi.

Diğer yandan Smotrich, anlaşmanın ilk aşamasından sonra savaşa devam etme şartının yerine getirilmemesi halinde istifa edeceğini ve Dini Siyonizm Partisi’yle birlikte hükümetten çekileceğini açıkladı.



Moskova'daki İsrail heyeti, Suriye'de İran nüfuzunun geri gelmesini reddettiğini vurguladı

 Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
TT

Moskova'daki İsrail heyeti, Suriye'de İran nüfuzunun geri gelmesini reddettiğini vurguladı

 Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)
Muhalifler dün Suriye'nin orta kesimindeki Hama'yı ele geçirmelerini kutladı. (AFP)

Suriye'deki gelişmeler karşısında günlerdir yaşanan kafa karışıklığının ardından Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, Binyamin Netanyahu hükümetinin çıkarlarını belirlediğini ve bir yandan İran'ın Suriye'deki nüfuzunun geri dönmesini engellemek, diğer yandan da Şam rejimine muhalif milislerin İsrail sınırlarını tehdit etmesine izin vermemek için müdahale etmeye karar verdiğini belirtti.

Kaynaklar, İsrailli bir heyetin geçtiğimiz günlerde Moskova'yı ziyaret ettiğini ve bu mesajı ilettiğini söyledi. Heyet, ‘Rus vatandaşı esirlere odaklanarak, Gazze Şeridi'nde bir esir takası anlaşmasını görüşmek’ kılıfıyla seyahat etti, ancak İsrail'in Suriye'nin İran güçleri ya da milisleri için bir yuva haline gelmesine ya da Hizbullah'ın İsrail'le savaşma planlarına geri dönmesine izin vermeyeceğini açıkça ortaya koyan bir mesaj taşıdı.

Diğer yandan İsrail savaş uçakları, Halep'in güneydoğusundaki es-Safira'da bulunan ve silah depolarının yer aldığı Suriye askeri-sanayi kompleksini bombaladı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre askeri analisti Ron Ben-Yishai, Suriye'deki gelişmelerin İsrail için üç tehdit oluşturduğunu belirtiyor:

Birinci tehdit, Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerinde bulunan silahların, özellikle de füzelerin ve muhtemelen kimyasal silahların, eğer henüz cihatçı isyancıların eline geçmediyse, önümüzdeki günlerde ya da saatlerde cihatçı isyancıların eline geçmesi ihtimali.

İkinci tehdit, doğrudan Suriye rejim ordusunun zayıflığından ve Rusya'nın artık Esed rejimini 2015'te olduğu gibi savunamayacağı gerçeğinden kaynaklanıyor. Rus hava saldırıları Halep'in fethini engelleyemedi ve Suriye'nin orta kesimindeki Hama şehrinin fethini yalnızca bir gün geciktirdi.

Üçüncü tehdit ise düzenli ordunun zayıflığından kaynaklanıyor. Ordu bir kez daha yardım için İran'a başvurdu. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) mensupları tarafından yönetilen Afgan ve Pakistanlı Şii savaşçılardan oluşan güçler ve Esed rejimine yardım etmek için Lübnan'dan Suriye'ye geçen birkaç yüz Hizbullah üyesi şimdiye kadar başarılı olamadı.

Kaynaklar, Tel Aviv'deki askeri liderlerin, “En büyük tehdit Esed rejiminin çökmesi; Suriye'nin Yemen, Lübnan, Somali ve Gazze Şeridi gibi bir başka başarısız devlete dönüşmesi ve İranlıların İsrail'e ve Golan ile Doğu Celile'deki yerleşimlerine karşı hareket edecek bir terörist ordusu kurup finanse etmesidir” dediğini aktardı.

Ben-Yishai, İsrail'in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Esed rejiminin çökmesinden korktuğuna ve bu rejimin tamamen çökmemesini, ancak biri Şam çevresinde, diğeri Lazkiye ve Tartus çevresinde olmak üzere iki küçük bölgeyi kontrol etmeye devam etmesini sağlamakta çıkarı olduğuna inandığını belirtti. Ancak bu şekilde süreç Türkiye ve İsrail'e zarar veremeyecektir.

İsrail Kanal 13 televizyonu askeri analisti Alon Ben-David, Maariv gazetesindeki haftalık köşe yazısında Heyetu Tahriru’ş-Şam'ı (HTŞ) kastederek, “İsrail'in El Kaide'nin çocuklarının Suriye'yi kontrol ettiğini görmek gibi bir çıkarı yok. Aksine İsrail, zayıf Suriye hükümetinin devam etmesini ve Şii ekseninden uzak tutulmasını istiyor. Asıl soru Suriye'deki yeni durumda bu arzunun nasıl ilerletilebileceği ve İsrail'in müdahale etmek zorunda kalacağı sınırların ne olduğudur” değerlendirmesinde bulundu.

Haaretz askeri analisti Amos Harel, ‘İsrail'de şu anda Suriye'deki durumdan kaynaklanan yakın bir tehlike görmediklerini ve İran'a verilen utançtan çok memnun olduklarını’ belirtti. Harel, “Uzun vadede Golan Tepeleri'nde ve gelecekte Ürdün sınırında gelişen bir risk var. Bu nedenle bu hafta İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığı, Golan Tepeleri'nde gelecekte bu tür durumlarda hızlı tepki gücü olarak kullanılmak üzere yeni bir yedek birlik oluşturdu. Aynı zamanda kasabalardaki hazırlık ekipleri takviye edildi ve işgal altındaki Golan'da Suriye sınırı boyunca uzanan duvarda iyileştirmeler yapıldı” dedi.

Harel'e göre İsrail'in Suriye'deki gelişmelerle ilgili kaygıları, ‘aşırılık yanlısı örgütlerin ani saldırıları ve İsrail'in bu örgütlerin faaliyetleriyle ilgili istihbaratının nispeten sınırlı olması.’