Hamas, İsrailli rehine Shiri Bibas'ın kalıntılarının teslim edildiğini duyurdu

"Kızılhaç, kalıntıları içeren bir kutunun kendilerine ulaştığını doğruladı

Hamas, İsrailli rehine Shiri Bibas'ın kalıntılarının teslim edildiğini duyurdu
TT

Hamas, İsrailli rehine Shiri Bibas'ın kalıntılarının teslim edildiğini duyurdu

Hamas, İsrailli rehine Shiri Bibas'ın kalıntılarının teslim edildiğini duyurdu

Filistinli Hamas hareketine bağlı El Aksa TV, Hamas lideri Mahmud Merdavi'nin hareketin İsrailli tutuklu Shiri Bibas'ın kalıntılarını teslim ettiğini söylediğini aktardı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, İsrailli yetkililere yeni kalıntılar teslim edildiğini doğruladı, ancak bunların İsrailli rehine Shiri Bibas'ın kalıntıları olup olmadığı örgüt için net değildi.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin bir sözcüsü AFP'ye yaptığı açıklamada, Kızılhaç’a bağlı bir ekibin "kalıntıları aldığını ve bunların daha sonra İsrail yetkililerine devredildiğini" söyledi. Uluslararası Kızılhaç Komitesi daha fazla ayrıntıyı teyit edememektedir.”

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Filistin hareketinin perşembe günü teslim ettiği ve Bibas'ın iki çocuğunun annesi olmadığı ortaya çıkan ilk cesedin ardından, Hamas'ın Kızıl Haç'a İsrailli rehine Shiri Bibas'a ait olduğu düşünülen ikinci bir ceset teslim ettiği yönündeki haberleri araştırdığını belirtti.

Ordu sözcüsü Nadav Şoshani X platformunda yaptığı açıklamada: “Shiri Bibas hakkındaki bilgiler şu anda değerlendiriliyor. (Ordu) temsilcileri aile ile temas halinde” ifadelerini kullandı.

Times of Israel, ismi açıklanmayan yetkililerin Kızılhaç'ın Gazze Şeridi'nde Hamas'tan ikinci bir ceset aldığını söylediğini aktardı.

İsrail Sağlık Bakanlığı yetkilisi Gilad Bodenheymer, “Zor ve belirsiz zamanlarda yaşıyoruz ve Hamas'ın bizi hayal kırıklığına uğratmayacağını umuyoruz” dedi.

Hamas geçen yılın sonlarında Shiri ve iki çocuğunun bir İsrail bombardımanında öldüğünü duyurmuş, ancak İsrail ölümlerini doğrulamamıştı. Hamas dün, İsrail'e teslim ettiği rehine Shiri Bibas'ın kalıntılarının olası bir yanlış tanımlamasını araştıracağını belirtti.  

Hamas'ın, Gazze'deki savaşı durdurmak üzere geçen ay varılan ateşkes anlaşması uyarınca perşembe günü Shiri Bibas ile oğulları Kfir ve Ariel'in cesetlerinin yanı sıra dördüncü bir rehinenin cesedini teslim etmesi gerekiyordu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Hamas dört cesedi teslim ederken İsrail de iki çocuğun ve dördüncü rehine Oded Lifshitz'in kimliklerini doğruladı.

Ancak İsrailli uzmanlar dördüncü cesedin, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırı sırasında iki oğlu ve kocası Yarden ile birlikte kaçırılan Shiri'ye değil, kimliği belirlenemeyen bir kadına ait olduğunu açıkladı.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.