İsrail kabinesi, Gazze Şeridi'ndeki operasyonları genişletmeyi görüşüyor

Gazze Şeridi'nde toprak ele geçirme planı tartışılıyor… Netanyahu askeri yönetimin dayatılmasından bahsediyor

El-Kahlut ailesi, 24 Mart'ta Gazze Şeridi'ndeki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde hayatını kaybeden yakınlarının cenazesi başında göz yaşı döktü. (AP)
El-Kahlut ailesi, 24 Mart'ta Gazze Şeridi'ndeki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde hayatını kaybeden yakınlarının cenazesi başında göz yaşı döktü. (AP)
TT

İsrail kabinesi, Gazze Şeridi'ndeki operasyonları genişletmeyi görüşüyor

El-Kahlut ailesi, 24 Mart'ta Gazze Şeridi'ndeki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde hayatını kaybeden yakınlarının cenazesi başında göz yaşı döktü. (AP)
El-Kahlut ailesi, 24 Mart'ta Gazze Şeridi'ndeki el-Ehli Baptist Hastanesi'nde hayatını kaybeden yakınlarının cenazesi başında göz yaşı döktü. (AP)

İsrail kabinesi bu akşam, Gazze Şeridi'nde devam eden askeri operasyonların artması ışığında, derin bir güvenlik toplantısı gerçekleştirecek. Toplantıda Gazze Şeridi'nde Hamas ile müzakere etmek üzere bir heyet gönderilmesi kararlaştırılacak. Aynı zamanda operasyonları genişletme ve esirlerin serbest bırakılması için yapılacak müzakerelerde takas edilmek üzere toprak ele geçirmeye başlama planı da onaylanacak.

Tel Aviv'deki bir siyasi kaynak, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bu görüşmeden önce Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Mossad Direktörü David Barnea, Şin-Bet Başkanı Ronen Bar ve askeri kurumlardaki diğer üst düzey yetkililerin katıldığı bir istişare oturumu düzenlediğini açıkladı. Müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi üzerine kabinenin genişletilmiş bir toplantıya çağrılmasına karar verildi.

İsrail Kanal 12 televizyonu, İsrail'de mevcut müzakerelerin çıkmaza girdiği değerlendirmesinin hâkim olduğunu, ancak bazı kaynakların Mısır'ın müzakereleri ilerletme çabalarının devam ettiğini söylediğini bildirdi. Kaynaklar, “Mısırlılar her iki tarafın da kendileriyle iş birliği yapmaması ve taviz vermemesine kızıyor. Amerikalılar Hamas'a yüklenirken, başarısızlıktan İsrail'i de sorumlu tutuyor ve İsrail'in çok fazla eğilip bükülmesi, hatta arabulucuların çabalarını sabote etmesiyle karakterize edilen performansından rahatsızlar” ifadelerini kullandı. Kaynaklar ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un İsrail'deki müzakere dosyasının başındaki Ron Dermer ile yaptığı son görüşmenin durumu değiştirmediğini ve hiçbir ilerlemeden söz edilemeyeceğini vurguladı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da çarşamba günü gerçekleşen Hamas karşıtı protestolar (AP)Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da çarşamba günü gerçekleşen Hamas karşıtı protestolar (AP)

Bu sızıntılardan Hamas'ın, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasından sonra savaşın sona erdirileceğine dair açık, doğrudan ve aleni bir ABD taahhüdünde ısrar ettiği, ancak Netanyahu'nun bunu halen reddettiği anlaşılıyor. Netanyahu mevcut askeri harekatın sonuç vereceğine, ancak bunun kademeli olacağına ve bir gecede geri dönüşe yol açmayacağına inanıyor. Bu nedenle Washington'dan görevini tamamlaması için kendisine zaman vermesini istiyor. Netanyahu ayrıca, Hamas'a karşı sahadaki halk protestolarının, odaklanmış ve etkili askeri baskı ile birleştiğinde eninde sonunda ‘sonuç vereceğine’ inanıyor.

Kabine toplantısı iki ana noktayı ele alacak: ‘Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar ve müzakerelerin başlatılması.’ İsrail ordusu, Hamas üzerindeki baskıyı arttırmak, müzakereleri başlatmak ve Hamas liderlerine suikast düzenleme politikasını sürdürmek için planlar hazırladı. Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığı habere göre ordu, Gazze'deki toprak gasplarının kapsamının genişletilmesini, Gazze Şeridi'nin kuzey ve güneyindeki bölgeleri kontrol altına alınmasını, İsrail'in Gazze sınırı boyunca oluşturduğu güvenlik kuşağının genişletilmesini ve ancak bundan sonra müzakerelere yeniden başlanmasını önerdi. Bu yaklaşım, hükümetin politikasına karşı her gün gösteriler düzenleyen ve savaşın tamamen sona erdirilmesini talep eden Hamas'ın elindeki İsrailli esirlerin ailelerini rahatsız ediyor.

İsrail hükümeti, anlaşmanın reddedilmesi ve askeri baskının devam etmesi için bastırıyor. Liderler, sokağa ve taleplerine kayıtsız kalıyor. Hatta Knesset’teki koalisyon başkanı Ofir Katz açıkça “Gösterilerden etkilenmiyoruz” dedi. Haaretz'in askeri analisti Amos Harel'e göre bakanlar ‘ilk görüşte aşk’ yaşıyor ve yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'den etkileniyorlar. Başbakan ile Zamir'in selefi Herzi Halevi arasında iki yılı aşkın süredir devam eden açık gerginliğin ardından bakanlar şimdi birbirlerine aşık. Nihayet umdukları gibi saldırgan bir genelkurmay başkanları var ve Zamir onlara Gazze'de askeri planını uygulamasına izin verirlerse ‘bu kez Hamas'ın gerçekten yenileceğini’ söylüyor. Zamir, ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamının işgalini de içerebilecek geniş çaplı bir kara harekâtına hazır olduğu konusunda güvence veriyor. Golani Tugayı'nı güneye gönderen Zamir, bir başka taarruz subayı Yaniv Aşur'u güney bölgesinin komutanı olarak atadı.

Ramazan Ayı’nın son cuma günü Mescid-i Aksa (Reuters)Ramazan Ayı’nın son cuma günü Mescid-i Aksa (Reuters)

Üst düzey siyasi kaynağa göre, bir istişare oturumunda bakanlardan biri şu soruyu sormaya cesaret etti: “İsrail'in bir hafta önce Gazze Şeridi'nde yeniden başlattığı savaşın amacı nedir? Arzulanan son nedir?” Başbakan Netanyahu, Hamas'a karşı zafer tamamlandığında Arap devletlerinin Gazze Şeridi'ni yönetmek için bir araya gelmesiyle ilgili bir şeyler mırıldandı. Dini Siyonizm Partisi mensubu İskân Bakanı Orit Struck yüksek sesle şöyle dedi: “Ama Gazze bizim, İsrail topraklarının bir parçası. Onu Araplara mı vereceksiniz?” Netanyahu, “O zaman belki de askeri yönetim olacak. Tüm seçenekler açık” diyerek cevap verdi. Netanyahu ayrıca, Mossad'dan, yurt dışına göç etmek zorunda kalacak Filistinlileri kabul edecek ülkeler bulmasını istediğini söyledi.



İran: Suyun taşa yazdıkları

İran Parlamentosu  (AFP)
İran Parlamentosu (AFP)
TT

İran: Suyun taşa yazdıkları

İran Parlamentosu  (AFP)
İran Parlamentosu (AFP)

Rüstem Mahmud

Bölgesel ve küresel medya kuruluşları, İran'ın nükleer programı ve balistik silahları ile ilgili ne tavizler vermesi gerektiğine dair görüşmeler olduğu konusunda önceden mutabakata varılmış ABD ile İran arasındaki müzakere turlarını takip ederken, akla İran Parlamentosu Sağlık ve Tıbbi Hizmetler Komitesi Başkanı Hüseyin Ali Şehriyari'nin açıklaması geliyor. Şehriyari, ülkedeki yaşam kalitesindeki düşüşü ve yaş ortalamasındaki gerilemeyi, sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşmesine, doktorlar, hemşireler, cerrahlar, teknisyenler ve araştırmacılar dahil olmak üzere sağlık çalışanlarının göçüne bağladı. Ona göre şu anda bu sayı yılda 5 bin sağlık çalışanını aşmış durumda ve bu da günde 15 çalışan anlamına geliyor. Sonuç olarak, her gün yaklaşık 2 bin İranlıya verilecek sağlık hizmetinde gerileme yaşanıyor.

Burada birincil ve kalıcı bir bağ var,  o da İran rejiminin meşruiyetini aldığı kaynak.

Yaklaşık yarım yüzyıldır rejimin söylemi ve mesajı, İran halkının ve onun gibi tüm Müslüman halkların, kötü koşullarının nedeninin Batılı ülkelerin ülkelerimizi, özellikle İran'ı bilimsel ve teknolojik ilerlemeden alıkoyması, böylece bizi en iyi ve en güzel yaşam biçimlerine ulaşabileceğimiz rahat ve güvenli bir hayattan mahrum bırakması olduğu yönündeydi. Bu amaçla, rejim, en büyük projesi olarak gördüğü şeyi korumak için İran'ı bir silah sahasına dönüştürmeye dayalı büyülü bir çözüm önerdi. Buna göre refah ve dünya sahnesinde öne çıkma, aşırı militarizme bağlıdır ve bu sonuncusu, iç toplumun sürekli sessiz olmasını gerektirir.

Elli yıl sonra, sonuç tamamen trajik oldu; şimdi rejim yıllardır “rejimin omurgası” ve istisnai deneyiminin “tacı” olarak kabul edilen husustan, yani nükleer programdan ve balistik silahlardan vazgeçmeye hazırlanıyor. Aynı zamanda, ülkede yaşamın tüm yönleri boğulmuş  ve Tahran, enerji, çeşitlilik, coğrafya ve kaynaklar açısından kendisi ile belki boy ölçüşemeyecek diğer ülkelerin gerisinde kalmış durumda. İran gibi petrol zengini, geniş, iklimi çeşitli ve nispeten seyrek nüfuslu hangi ülkenin kişi başına düşen GSYİH'si Dünya Bankası rakamlarına göre sadece 5.300 dolar olabilir. Bu, örneğin Libya'nın GSYİH’sinin üçte ikisinden ve sadece birkaç yıl önce en acımasız diktatörlük rejimlerinden birinin gölgesinden kurtulan Arnavutluk gibi “küçük” bir ülkenin GSYİH’sinin yarısından daha az.

Açık bilgi kaynakları bu tür rakamlarla dolu. Örneğin İran, son derece zengin ve çeşitli bir ekonomiye sahip geniş bir ülke olmasına rağmen “ekonomik özgürlük” kategorisinde 165 ülke arasında 160. sırada yer alıyor. İran ayrıca Mutlu Gezegen Endeksi'nde 147 ülke arasında 115. sırada yer alıyor. Genel özgürlük endeksi yüzde 11'i geçmiyor, ölçüm için kullanılan küresel çıkarım mekanizmalarına göre internet özgürlüğü yüzde 12'yi geçmezken, ekonomik enflasyon geçen yıl yüzde 40'ı aştı ve gençler arasında işsizlik oranı yüzde 19'u aştı.

İran rejimi, yakın ve uzak, etraflarındaki her şeye, “sürekli düşmanlık” ve yönetimlerinin meşruiyet yapısını bu işlevsel düşmanlığa dayandırma üzerine kurulmuş bir rejimler dünyasına ve modeline aittir

Geçtiğimiz yüzyılın başında geleneksel devletler ve imparatorluklar olan ülkelerin modernizasyonu konusunda istisnai bir model sunmaya hazırlanan bu ülkenin başına bu boyutta bir trajedi nasıl geldi?

Neler olduğunu açıklamak için sayısız ayrıntılı açıklama sunulabilir. Örneğin, İran geleneksel bir totaliter sistem üzerine kuruldu ve içerideki yaşam standartlarının ve seviyelerinin gerilemesi, devlet kurumlarının ve kamu hizmetlerinin kötüleşmesi doğal. Keza İran benmerkezci bir seçkinler grubu tarafından yönetiliyor ve bu nedenle zaman geçtikçe dış dünyadan izolasyon yolları inşa ediyor.

Ancak İran yönetimi, tüm bunlara ek olarak, yönetimlerini yakın ve uzak, etraflarındaki her şeye karşı “sürekli bir düşmanlık” üzerine kuran ve yönetimlerinin meşruiyet yapısını bu işlevsel düşmanlığa dayandıran rejimlerin dünyasına ve modeline aittir.

Geçtiğimiz yüzyılın başında Japonya, ikinci çeyreğinde Almanya ve daha sonra Kuzey Kore gibi bu rejimler ve onlardan önceki sayısız tarihi model, militarizmin birikmesi ikiliğine dayanıyordu. Bu şekilde ülke, yerel topluma yönelik ve “saldırganlığı püskürtmeyi” gerekçe olarak kullanan açık bir anlatıyla birlikte, bir “barut fıçısı”ndan ibaret gibi görünmeye başlar.

Her zaman ve tüm bu deneyimlerin tarihindeki bazı istisnai - ama kaçınılmaz olarak gelecek olan- o anda, içsel çürüme, rejimin birikmiş militarizminin yararsızlığı ve etkisizliğiyle birleşir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.