İran'da nükleer gerilim tırmanıyor... İsrail alarma geçti

Çin ve Rusya uyarıyor... Amerika'nın Husilere karşı operasyonu yoğunlaşıyor

Netanyahu ve Gallant, geçen ekim ayında İran'a düzenlenen saldırının ardından Savunma Bakanlığı genel merkezinde bir yeraltı odasında (İsrail Savunma Bakanlığı)
Netanyahu ve Gallant, geçen ekim ayında İran'a düzenlenen saldırının ardından Savunma Bakanlığı genel merkezinde bir yeraltı odasında (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

İran'da nükleer gerilim tırmanıyor... İsrail alarma geçti

Netanyahu ve Gallant, geçen ekim ayında İran'a düzenlenen saldırının ardından Savunma Bakanlığı genel merkezinde bir yeraltı odasında (İsrail Savunma Bakanlığı)
Netanyahu ve Gallant, geçen ekim ayında İran'a düzenlenen saldırının ardından Savunma Bakanlığı genel merkezinde bir yeraltı odasında (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail'in İran'a saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddialar ve Washington'un Tahran'ın nükleer silah edinmesini engelleme ısrarı nedeniyle bölgede İran'ın nükleer meselesine ilişkin gerilim artıyor. Rusya, İran'ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir saldırının vahim sonuçları olacağı uyarısında bulunurken, Çin de krizin çözümü için müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulundu.

İran, Güvenlik Konseyi'ne “Amerika ya da İsrail'in herhangi bir saldırganlık eylemine hızlı ve kararlı bir şekilde yanıt vereceğini” söyledikten sonra, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nu (UAEK) nükleer tesislerine yönelik saldırı tehditleri konusunda net bir tutum almaya çağırdı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, “İran'dan istenen şey açıktır: nükleer tırmanışını durdurması, balistik füze programına son vermesi ve bölgesel ağlarını ve saldırgan faaliyetlerini terk etmesi” ifadelerini kullandı.

İsrail yayın kuruluşu Kanal 14, ABD Başkanı Donald Trump'ın tehditlerinin ve İsrail'in askeri tatbikatlarının “yakında İran'a yönelik olası bir saldırıya işaret ettiğini” bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Kanal 14’ten aktardığına göre haberde “saldırı Amerikan, İsrail ya da İsrail'in tercih ettiği seçenek olan ortak saldırı olabilir” denildi.

Bu arada ABD'nin Husilere karşı yürüttüğü operasyon yoğunlaştı ve dün şafak vakti Husilerin ana kalesi olan Sada'yı, Sana'nın dış mahallelerini ve batıda Kızıldeniz'deki Kamran adasını hedef alan saldırılar düzenlendi. Husiler askeri kayıplarını gizlerken, Trump'ın grubu ortadan kaldırma tehditleri ve “gelmekte olanın daha büyük olduğu” yönündeki uyarısı nedeniyle saldırılar yakında duracak gibi görünmüyor.



Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

TT

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya çalışırken Akdeniz'de İsrail askerleri tarafından alkonulan aktivistlerin İsrail'e götürüldüğünü bildirdi.

Seibert X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüm yolcular donanma tarafından İsrail'e nakledildi ve donanma bize hepsinin güvende olduğunu teyit etti. İsrailli yetkililer, aktivistlerden ülkeyi terk etmelerini istedi. Bir Alman vatandaşı için konsolosluk yardımı teklif ettik” ifadelerini kullandı.

Madleen, günler süren yolculuğun ardından gece saatlerinde, varış noktası olan Gazze Şeridi'ne ulaşmadan kısa bir süre önce İsrail güçleri tarafından durduruldu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu, uzun süredir İsrail ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmayı amaçlıyordu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Madleen'in durdurulmasının, 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi'ne uygulanan ve izinsiz gemilerin girişini engelleyen deniz ablukasına dayandığını belirtti.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından geminin durdurulmasının ardından yapılan açıklamada, “Madleen gemisindeki on iki aktivistin ve diğer tüm Filistinli tutukluların derhal serbest bırakılmasını, acımasız işgale ve ablukaya son verilmesini ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması için tüm sınır kapılarının derhal açılmasını talep ediyoruz” denildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun yardım gemisi Madleen'in ‘güvenli bir şekilde İsrail kıyılarına doğru yol aldığını’ bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın X platformundaki hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Yolcuların kendi ülkelerine dönmeleri bekleniyor” ifadesi yer aldı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu yaptığı açıklamada, Madleen'in uluslararası sularda ‘İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ve engellendiğini’ belirtti.

Açıklamada, “Gemiye yasadışı bir şekilde çıkıldı, silahsız sivillerden oluşan mürettebatı kaçırıldı ve bebek maması, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı temel yardım malzemelerine el konuldu” denildi.

Özgürlük Filosu Koalisyonu Koordinatörü Huveyda Araf, İsrail'in gemide bulunanları gözaltına almak için yasal yetkisi olmadığını söyledi.

Araf, “Gemideki gönüllüler İsrail'in yargı yetkisi altında değildir, yardım sağladıkları ya da yasadışı ablukayı kırdıkları için suçlanamazlar… Keyfi ve hukuksuz gözaltlarına derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir şey bizi caydıramaz. Tekrar yelken açacağız. Kuşatma sona erene ve Filistin özgürleşene kadar durmayacağız. Bu el koyma uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve Gazze Şeridi'ne engelsiz insani erişim gerektiren Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı kararlarına meydan okuyor.”

Aktivistler, İsrail'in Gazze Şeridi’ne engelsiz insani erişim sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi açıklarındaki bölgenin 2007'den bu yana uygulanan deniz ablukası kapsamında izinsiz gemilere kapalı olduğunu ve Madleen'in bu nedenle durdurulduğunu belirtti.

Aktivistlerin İsrail kıyılarına ne zaman ulaşacakları ve ne zaman ülkelerine geri gönderilecekleri ise belirsizliğini koruyor.