Kudüs yakınlarında orman yangınları genişlerken İsrail polisi kasabaları boşaltıyor

İsrail'in merkezinde, Kudüs yakınlarındaki Beyt Şemeş kasabası yakınlarında orman yangını (AFP)
İsrail'in merkezinde, Kudüs yakınlarındaki Beyt Şemeş kasabası yakınlarında orman yangını (AFP)
TT

Kudüs yakınlarında orman yangınları genişlerken İsrail polisi kasabaları boşaltıyor

İsrail'in merkezinde, Kudüs yakınlarındaki Beyt Şemeş kasabası yakınlarında orman yangını (AFP)
İsrail'in merkezinde, Kudüs yakınlarındaki Beyt Şemeş kasabası yakınlarında orman yangını (AFP)

İsrail polisi, orman yangınlarının hızla yayılması üzerine dün Kudüs yakınlarındaki birkaç kasabayı boşaltarak Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Yunanistan'dan yardım istemeyi düşünmeye sevk etti.

Polis ve İsrail medyası, itfaiyeciler alevleri kontrol altına almak için çabalarken Kudüs'ün yaklaşık 20 kilometre batısındaki kasabaların boşaltıldığını duyurdu.

Ulusal itfaiye teşkilatının genel merkezinden konuşan Netanyahu, yetkililere uluslararası yardıma ihtiyaç duyulması halinde Yunanistan ve diğer ülkelerle bir iletişim kanalı açmaları talimatını verdi.

Netanyahu, “Bu yangınların nasıl gelişeceğini bilmiyoruz” dedi ve söndürmek için olağanüstü önlemler alınması çağrısında bulundu.

Netanyahu “Kudüs'e ulaşamazlar” ifadesini kullandı.

“Elbette şehir sınırları içindeki toplulukları savunuyoruz,” diye devam eden Netanyahu ‘Yunanistan gibi diğer ülkelerden destek hazırlayacağını’ belirtti.

Yunanistan geçtiğimiz yıl, binlerce kişiyi evlerini terk etmek zorunda bırakan ve kontrol altına alınmadan önce Atina'nın dış mahallelerine kadar ulaşan büyük bir yangın da dahil olmak üzere bir dizi yıkıcı orman yangını ile karşı karşıya kaldı.

Yangınlar çarşamba sabahı, Kudüs yakınlarındaki ormanlık alanlarda yoğun bir sıcak hava dalgasının olduğu bir zamanda başladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, yangınların yayılmasını önlemek amacıyla uçaklar bölgeye su ve alev geciktirici bırakıyor.

İsrail'de aşırı sıcakların yaşandığı dönemlerde orman yangınları büyük bir tehdit oluşturuyor.



İsrail'deki Dürziler, Suriye'deki mezhep mensuplarına yardım etmek için ‘operasyon odası’ kurdu

 İsrail'in ilhak ettiği Golan Tepeleri'nde yaşayan bir Dürzi, Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayetinde yaşayan mezhep mensupları için Masada köyünde düzenlenen kan bağışı kampanyasına katıldı. (AFP)
İsrail'in ilhak ettiği Golan Tepeleri'nde yaşayan bir Dürzi, Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayetinde yaşayan mezhep mensupları için Masada köyünde düzenlenen kan bağışı kampanyasına katıldı. (AFP)
TT

İsrail'deki Dürziler, Suriye'deki mezhep mensuplarına yardım etmek için ‘operasyon odası’ kurdu

 İsrail'in ilhak ettiği Golan Tepeleri'nde yaşayan bir Dürzi, Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayetinde yaşayan mezhep mensupları için Masada köyünde düzenlenen kan bağışı kampanyasına katıldı. (AFP)
İsrail'in ilhak ettiği Golan Tepeleri'nde yaşayan bir Dürzi, Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayetinde yaşayan mezhep mensupları için Masada köyünde düzenlenen kan bağışı kampanyasına katıldı. (AFP)

İsrailli Dürzi gönüllüler, Celile'nin sakin köyü Julis'te, temmuz ayı sonunda meydana gelen kanlı mezhep çatışmalarından zarar gören Suriye'deki Dürzilere yardım organize ediyor.

Dürzi topluluğu üyeleri için dini bir mekân olan Dürzi ruhani lideri Şeyh Emin Tarif'in türbesinin yanında bulunan köyün sosyal merkezinin duvarında, İbranice ‘Dürzi Kriz Hücresi’ yazan bir tabelanın yanında beş renkli Dürzi bayrağı asılı.

Merkez yoğun bir hareketlilik yaşıyor. Gönüllüler, Suriye'den gelen son bilgileri toplamak için kurulan bir iletişim merkezi, yardımların toplanması ve dağıtılmasını koordine eden bir lojistik merkezi ve Suriye'deki Dürzilerin içinde bulunduğu zor durumu duyurmak için internet üzerinden kampanya yürüten bir medya birimiyle aktif olarak çalışıyor.

İsrail'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarif, “Suveyda ve bölgenin genelinde olup bitenleri izlemek için burada bir operasyon odası kurduk. Böylece oradaki kardeşlerimize yardım edebileceğiz” dedi.

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda vilayetinde 13 Temmuz'dan itibaren bir hafta boyunca Bedevi savaşçılar ile Dürzi militanlar arasında çatışmalar yaşandı. Hükümet güçlerinin Bedevilerin yanında yer almasıyla çatışmalar daha da genişledi.

Çatışmalar, 20 Temmuz'da ateşkes yürürlüğe girmeden önce birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Suriye lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında,(Arşiv-AFP)Suriye lideri Ahmed eş-Şara Şam'daki başkanlık sarayında,(Arşiv-AFP)

Bölge sakinleri, yetkilileri Suveyda'ya ‘kuşatma’ uygulayarak buraya ulaşımı kısıtlamakla ve vilayetin çeşitli bölgelerine askerlerini konuşlandırmakla suçluyor, ancak Şam bu suçlamaları reddediyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre (SOHR), Suveyda ile Şam'ı birbirine bağlayan ana yol halen kesik durumda ve bazı silahlı gruplar trafiği engelleyerek ticari faaliyetlerin yeniden başlamasını önlüyor.

Tarif, bu durumdan duyduğu üzüntüyü dile getirirken, 20 Temmuz'da ilk insani yardım konvoyunun varışından bu yana yardımların teslimatının yavaşladığını belirtti. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), ‘çok zor koşullar’, mağazalardaki rafların boş olması ve sık sık elektrik kesintileri olduğunu bildirdi.

Birleşmiş Milletler (BM), Suveyda'nın yaklaşık 175 bin sakininin göç ettiğini açıkladı.

“Hemen geldik”

Julis'te yardım çalışmalarına katılan Süleyman Amir, AFP’ye verdiği demeçte, “Burada bir operasyon odası kurulduğunu duyar duymaz hemen geldik” dedi.

35 yaşındaki mühendis, Suveyda haritasına bakarak, ekibinin “bilgi toplama, bazı araştırmalar yapma ve ‘Kaç köy saldırıya uğradı? Kaç kişi öldü? Kaç kişi kaçırıldı?’ gibi konularda yardımcı olduğunu” açıkladı.

150 binden fazla Dürzi'nin yaşadığı İsrail, bu azınlığın koruyucusu olduğunu iddia ediyor. Öyle ki İsrail, çatışmaya müdahil olarak ilk günlerde Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı, Genelkurmay Başkanlığı karargahını ve Suveyda'daki askeri hedefleri vurdu. İsrail’deki Dürzilerin yaklaşık 23 bini işgal altındaki Golan'da yaşıyor.

İsrail'deki Dürziler, hükümetin Suriye'deki mezhep mensuplarını savunmasını talep eden gösteriler düzenledi. Hatta yüzlerce kişi Golan'dan Suriye'ye geçti. İki ülke, 1967 yılında İsrail'in Golan Tepeleri'nin bir kısmını işgal etmesinden bu yana savaş halinde olmaya devam etse de, son sıcak çatışma 1973 yılında yaşanmıştı.

Gizlilik nedeniyle sadece ismini veren gönüllü Ekrem, “İsrail'de bir Dürzi olarak yaşarken etki etme gücüne sahipsiniz. Çünkü burası demokratik bir yer” ifadelerini kullandı.

Yakındaki bir depoda, İsrailli Yahudiler, dindar Dürziler ve Dürzi kadınlar da dahil olmak üzere onlarca kişi, gıda ve bebek bezi yardım paketlerini hazırlamak ve paketlemek için çalışıyordu.

‘Ortak insanlık’

Şeyh Tarif, “Bugün yardımları uçaklarla gönderiyoruz (...) Ayrıca satın alıp Kızılay aracılığıyla gönderdiğimiz yardımlar da var” dedi.

İsrail Sağlık Bakanlığı, sosyal medya hesaplarında, bölgeye paraşütle atıldığını söylediği yardım kutularının fotoğraflarını yayınladı.

İsrail ordusundaki hizmetini kısa süre önce tamamlayan Ekrem, Julis'teki operasyon odasını ‘yarı sivil’ olarak tanımladı ve kendisi gibi bazı gönüllülerin askeri deneyimlerini ve becerilerini bilgi toplama ve lojistik hizmetlerinde kullandıklarını söyledi.

Bazı analistler, İsrail'in Dürzileri, Suriye hükümeti güçlerini sınırdan uzak tutmak gibi askeri bir hedefi gerçekleştirmek için bir bahane olarak kullandığını söylüyor. Ancak Golan'a yardım için gelen sakinler, bunu kolektif sorumluluk duygusuyla yaptıklarını vurguluyor.

İsmini vermeyen genç bir öğrenci, “Başka bir ülkede olsa bile, bu bizim toplumumuz” dedi. 62 yaşındaki Şeyh Enver Hamudi ise AFP’ye verdiği demeçte şu ifadeyi kullandı: “Ortak insanlığımız nedeniyle, onların yanında durmalı ve elimizden geldiğince onlara yardım etmeliyiz.”