Netanyahu, Gazze'deki yıkımın amacının halkını yerinden etmek olduğunu itiraf etti

Politikasını eleştiren yedek subaylara yanıt olarak

Gazze'deki Cibaliye kampında yiyecek almaya çalışanlar, 9 Mayıs 2025 (AP)
Gazze'deki Cibaliye kampında yiyecek almaya çalışanlar, 9 Mayıs 2025 (AP)
TT

Netanyahu, Gazze'deki yıkımın amacının halkını yerinden etmek olduğunu itiraf etti

Gazze'deki Cibaliye kampında yiyecek almaya çalışanlar, 9 Mayıs 2025 (AP)
Gazze'deki Cibaliye kampında yiyecek almaya çalışanlar, 9 Mayıs 2025 (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, öfke ve kontrolünü kaybettiği bir anda, tarihi bir fırsat olarak değerlendirilebilecek ve çok sayıda Filistinliyi ortadan kaldırmayı amaçlayan bir savaş yürüttüğünü itiraf etti. Perşembe akşamı bir grup yedek subayla konuşan Netanyahu, Gazze'deki yıkımın Filistinlilerin terör eylemlerine bir tepki olmadığını, Gazze halkını yerinden etmek için yapılmış planın bir parçası olduğunu söyledi.

Haaretz'de dün yer alan habere göre yetkililer Netanyahu hükümetinin politikalarını eleştirerek, "kaçırılan askerlerin hayatlarını tehdit ettiğimiz ve partinize ve kişisel çıkarlarınıza hizmet etmekten başka stratejik bir siyasi hedefimiz olmadığı" bir savaştan yakındılar. Netanyahu onlara öfkelendi ve masaya yumruğunu vurmaya başladı: "Gazze'yi tamamen yok ediyoruz ve geri dönüp yaşayabilecekleri güvenli bir yerleri olmamalı... Gitmeliler" ifadelerini kullandı.

Aynı bağlamda, Knesset'teki (Parlamento) Dışişleri ve Güvenlik Komitesi'ne bağlı medya ve dış ilişkilerle ilgilenen komitenin tutanakları, Likud Partisi ve diğer iktidardaki sağcı temsilcilerin, Gazze Şeridi'nde çocuklar da dahil olmak üzere halkın sistematik olarak aç bırakılması, onlara ilaç ve ağrı kesici sağlanmasının engellenmesi politikasını meşrulaştırdığını ortaya koydu.

Katılımcılar arasında tartışma

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bazı askerler arasında (Arşiv- AP)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bazı askerler arasında (Arşiv- AP)

Perşembe akşamı düzenlenen toplantıda, Gazze'deki insani krizle ilgili görüşmelerde, dünya çapında insani yardım faaliyetleri yürüten Netan Derneği'nden Dr. Sharon Shaul şunları söyledi: “Bu masada oturanların hiçbiri, acı çeken bir çocuğun en azından ağrı kesici veya tıbbi tedavi alamaması konusunda kaygılı değil.”

Knesset üyesi Likud Partisi'nden Amit Heli, sözünü keserek şöyle dedi: “Bizim adımıza konuşup konuşmadığınızdan emin değilim, biz her çocuğu ve her kadını tedavi etmek istiyoruz, umarım bu cümleyi desteklemiyorsunuzdur.” Doktor ise ona şöyle cevap verdi: “Umarım siz de dört yaşında, eli kesilmiş bir çocuğun ağrı kesici alamaması konusunda aynı düşüncede değilsinizdir ve bu konuda empati duyuyorsunuzdur.”

Knesset üyesi Limor Son Har Melech, Itamar Ben Gvir'in Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) partisinden, müdahale ederek parmağıyla doktoru işaret etti ve “Tek tedavi sana verilmeli” dedi. Başka bir Knesset üyesi de doktora, “Sen hayatımda gördüğüm en hasta doktorsun” ifadesini kullandı.

“Aç bırakmak meşru ve arzu edilir”

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığı habere göre muhalefet partisi Yesh Atid'in Milletvekili Moshe Tur-Baz'ın, kendi inisiyatifiyle düzenlenen toplantının ardından yaptığı açıklamada görüşlerini şöyle aktardı: “Bildiğim kadarıyla, İsrail Devleti aç bırakma yöntemini kullanmayı düşünmüyor, çünkü benim bildiğim Yahudi ahlakında savaşçı olmayan insanları aç bırakmaya izin veren bir şey yok ve benim izlenimim, İsrail hükümetinin Gazze'yi aç bırakma yönünde bir eğilim içinde olmadığı yönünde.”

Ancak Halevi ve Son Har-Melech komite tartışmalarına hâkimdiler ve "Masanın etrafındaki birçok kişinin Gazzeli çocuklara işkence yapmanın ve aç bırakmanın sadece meşru değil, aynı zamanda istenen bir şey olduğuna inandığını" söylediler.

Kendisini Gazze'nin sakinlerinden biri olarak tanıtan Shifra Tzur Arie, bu tartışmayı yaptıkları için Knesset üyelerine sert çıkarak, “Kime acıyorsunuz? Gazzelilere acımak yasak” diye bağırdı. 7 Ekim'de babası öldürülen ve Gazze'ye nakledilen Yizhar Levshitz, “Gazze'de neredeyse hiç masum insan kalmamış olsa da ahlaki değerleri olan her insan, çocukları aç bırakmanın övünülecek bir şey olmadığını anlayabilir. Aşılmaması gereken bir sınır vardır. Ölen çocuklarını kollarında taşıyan anneleri görmek, kaçırılanları bize geri getirecek mi?” dedi.

 Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye kampı (EPA)Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye kampı (EPA)

Son Har-Melech, “Bu korkunç, dehşet verici ve ürkütücü bir şey. Çocuklarımız vahşice katledilirken, siz açlık terimlerini kullanıyorsunuz” diye yanıtladı.

Toplantıya katılanlar, Gazze'deki kıtlık tehlikesi ve çocukların çektiği acılar hakkında konuştu. İsrail ordusunun verilerine dayanarak, Gazze'deki gıda miktarını hesaplayan istatistik uzmanı Arnon Huri-Yavin, “Gazze'de yeterli gıda var” dedi. Yavin, “Bölgedeki yoksul ve savunmasız halkın ciddi bir beslenme sorunu yaşadığına şüphe yok. Modele göre, şu anda on binlerce insan tamamen aç durumda ya da günde 300 kaloriden az besleniyor.”

Halefi, “Gazze'de aç kimse yok, kimsenin bir eksiği yok. Bu yalanı tekrarlamanız çok yazık” diyerek sert bir şekilde yanıt verdi. Son Har Melech de “Gazze'de kimse aç bırakılmıyor, (Hamas'ın) yalanlarını tekrarlamayı bırakın” ifadesini kullandı.



Rapor: İsrail ordusu, Hamas saldırısından bir gün önce istihbarat uyarısını görmezden geldi

Han Yunus yakınlarında İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından ele geçirilen bir İsrail tankının üzerinde duran Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
Han Yunus yakınlarında İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından ele geçirilen bir İsrail tankının üzerinde duran Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
TT

Rapor: İsrail ordusu, Hamas saldırısından bir gün önce istihbarat uyarısını görmezden geldi

Han Yunus yakınlarında İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından ele geçirilen bir İsrail tankının üzerinde duran Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)
Han Yunus yakınlarında İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından ele geçirilen bir İsrail tankının üzerinde duran Filistinliler, 7 Ekim 2023 (DPA)

Times of Israel gazetesi, İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’a dayandırdığı haberinde, İsrail’in Hamas’ın saldırısını gerçekleştirmesinden ve Gazze’de savaşın patlak vermesinden 24 saatten kısa bir süre önce istihbarat topladığını aktardı. Haberde, Hamas’ın ertesi sabah bir eylem planladığı belirtildi.

Rapora göre istihbarat bilgileri, Gazze Şeridi üzerinde uçurulan insansız hava araçlarıyla (İHA) yürütülen bir istihbarat operasyonu aracılığıyla elde edildi. Operasyon, İsrail’in, esir Avera Mengistu’nun tutulduğunu düşündüğü bir tüneli koruyan Hamas üyelerine odaklandı.

 İsrail'in Gazze Şeridi'ni harap eden savaşı nedeniyle Gazze nüfusunun yüzde 70'inden fazlası geçici barınaklarda yaşıyor. (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'ni harap eden savaşı nedeniyle Gazze nüfusunun yüzde 70'inden fazlası geçici barınaklarda yaşıyor. (AFP)

Times of Israel gazetesi, psikolojik rahatsızlığı bulunan Avera Mengistu’nun 2014 yılında kendi isteğiyle Gazze Şeridi’ne girdiğini, ardından Hamas tarafından esir alındığını ve bu yıl şubat ayında ateşkes anlaşması çerçevesinde serbest bırakıldığını aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre, İHA’larla yürütülen operasyon sırasında toplanan bilgilerden biri, net olmamasına rağmen bir ‘uyarı işareti’ olarak değerlendirildi ve İsrail ordusunun Güney Bölgesi Komutanlığı’na iletildi.

Times of Israel, KAN’a dayandırdığı haberinde, Güney Bölge Komutanlığı’nın bu bilgiyi büyük ölçüde önemsiz saydığını ve muhtemelen Hamas’ın bir eğitim faaliyetine işaret ettiğini, yakın bir saldırı sinyali olarak değerlendirmediğini bildirdi.

KAN ayrıca, 6 Ekim’deki operasyonun İsrail ordusu kayıtlarında yer almadığını belirtti. Öte yandan, bu ihmalin nedenine ilişkin açıklık bulunmadığı ifade edildi.

Bu ayın başında İsrail medyası, söz konusu istihbarat operasyonunu gündeme getirmiş, ancak kaynaklar operasyonun Mengistu ile ilgili herhangi bir istihbarat açılımı sağlamadığını ve Hamas tarafından olası bir saldırıya dair herhangi bir belirti ortaya koymadığını aktarmıştı.

Times of Israel’e göre bu rapor, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in yaklaşık iki hafta önce, 2018 yılından itibaren gelen ve Hamas’ın İsrail’e geniş çaplı bir saldırı planladığını gösteren istihbarat raporlarıyla ordunun başa çıkma konusundaki eksikliklerini incelemek üzere uzmanlardan oluşan bir komite atamasının ardından geldi. Bu konu, 7 Ekim 2023 saldırısı sonrası ordunun yaptığı ilk soruşturmalara dahil edilmemişti.

Karar, 7 Ekim’deki başarısızlıklarla ilgili iç soruşturmaları gözden geçirmek için görevlendirilen eski üst düzey subaylardan oluşan bir ekibin incelemesinin ardından alındı. Ekip, yapılan soruşturmaların çoğunun yetersiz olduğunu ve bazı dosyaların hiç araştırılmadığını, bunların başında da Hamas’ın saldırı planıyla ilgili istihbarat raporlarının bulunduğunu, söz konusu planın orduda ‘Eriha Surları’ kod adıyla anıldığını belirtti.

Şubat ayında yürütülen iç soruşturma, 7 Ekim saldırısından önceki istihbarat eksikliklerini değerlendirirken, İsrail ordusunun yıllar boyunca Hamas’ın geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğunu gösteren bilgiler ve planlar aldığını ortaya koydu. Ancak ordunun bu planları gerçekçi ve uygulanabilir bulmadığı, oysa Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirilen saldırıya yönelik hazırlıklarını sürdürdüğü tespit edildi.


İsrail gaz hamlesiyle Trump-Sisi-Netanyahu görüşmesine zemin mi hazırlıyor?

Sisi ve Netanyahu’nun 2017’de BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Reuters)
Sisi ve Netanyahu’nun 2017’de BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Reuters)
TT

İsrail gaz hamlesiyle Trump-Sisi-Netanyahu görüşmesine zemin mi hazırlıyor?

Sisi ve Netanyahu’nun 2017’de BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Reuters)
Sisi ve Netanyahu’nun 2017’de BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun aylarca beklettikten sonra Mısır ile yapılan en büyük doğal gaz anlaşmasına onay vermesi, iki lider arasında olası bir zirveye ilişkin İsrail basınında yeni iddialar doğurdu. Ancak Kahire cephesi sessizliğini koruyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığı bilgilere göre Netanyahu ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi arasında ABD’de bir görüşme düzenlenmesi gündemde. Ancak sürece yakın Mısırlı bir kaynak, böyle bir buluşmanın kolay olmayacağını belirterek, “Gaz anlaşması tek başına bunu sağlamaz. İsrail’in Gazze anlaşmasını uygulamada ilerleme göstermesi ve Mısır’ın güvenliğini garanti etmesi gerekir. Bölgedeki tansiyon bitmiş değil ve ekonomik çıkar niteliğindeki bir gaz anlaşması bu durumu değiştirmez” değerlendirmesinde bulundu.

CNN’e konuşan bir İsrailli kaynak, Netanyahu’nun gaz anlaşmasına yönelik ilanının “olası Netanyahu–Sisi görüşmesi için hazırlıkların bir parçası” olduğunu aktardı.

Netanyahu’nun bu ay içinde ABD’ye giderek Başkan Donald Trump ile Florida’daki Mar-a-Lago’da görüşmesi bekleniyor. Aynı kaynaklara göre, İsrail hükümeti anlaşmaya resmi onayı aylarca geciktirdikten sonra, sonunda Trump yönetiminin baskısıyla onay verdi. Washington yönetimi, Netanyahu ile Sisi’yi bir araya getirerek bölgesel barış girişimlerini ve “İbrahim Anlaşmaları”nın kapsamını genişletmek istiyor.

Netanyahu çarşamba gecesi yaptığı televizyon konuşmasında, “İsrail tarihindeki en büyük gaz anlaşmasına onay verdim. Anlaşmanın değeri 112 milyar şekel (34.7 milyar dolar). Bunun 58 milyar şekeli (18 milyar dolar) devlet hazinesine girecek” açıklamasını yaptı ve anlaşmanın Amerikan Chevron şirketi ile İsrailli ortaklar üzerinden Mısır’a gaz ihracatını içerdiğini söyledi.

wscf
Deyr el-Belah’taki geçici Filistinli kampından bir kare (AFP)

İsrail ve Mısır, 1979’da barış anlaşması imzalamış olsa da iki lider yaklaşık on yıldır kamuoyu önünde görüşmedi. Kahire’den ise söz konusu iddialara ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Mısırlı düşünür Abdülmünim Said, olası zirveye dair, “Benim için geçerli olan sadece Kahire’den gelen açıklamalardır” diyerek, gaz onayının barış sürecini canlandırıp canlandıramayacağının belirsiz olduğunu ifade etti. Said, “Bu durum sadece ekonomik bir anlaşma olarak kalabilir ve siyasi sonuç doğurmayabilir” dedi.

İsrail medyası ise iddiayı güçlendiren haberlerle çıktı. İsrail Kamu Yayın Kurumu, anlaşmanın Netanyahu ile Sisi arasında bu ay sonunda Florida’da bir görüşme ihtimalini doğurduğunu yazdı. Yedioth Ahronoth ve Kanal 12 de anlaşmanın Netanyahu–Trump–Sisi üçlü zirvesinin önünü açabileceğini aktardı; ayrıca Mısırlı tarafın, görüşmeye katılmak için anlaşma onayını şart koştuğunu belirtti.

Haberlere göre iki lider savaşın başlangıcından bu yana kamuoyuna açık şekilde konuşmadı ve taraflar arasındaki ilişkiler oldukça gergin. Kanal 12, Sisi’nin Temmuz ayında iç ve dış eleştirilere rağmen anlaşmayı kabul ettiğini, ancak İsrail hükümetinin beş ay boyunca süreci geciktirdiğini yazdı.

Aynı kaynaklara göre Mısır, Gazze’deki ateşkes sürecinde ilerleme sağlanmadan ve İsrail’in Gazze–Mısır sınır hattı olan Filadelfi Koridoru’ndan ve Nitsarim bölgesinden çekilmeden zirveye sıcak bakmıyor. Jerusalem Post da, gaz anlaşmasının üçlü zirve için gerekli siyasi tavizlerden yalnızca biri olduğunu kaydetti.

Mısırlı parlamenter Mustafa Bekri ise, gaz anlaşması ile olası liderler zirvesi arasında bağ kurulmasını reddetti. Bekri, İsrail kaynaklarından gelen iddialara itibar edilmemesi gerektiğini, esas olanın resmi Mısır tutumu olduğunu belirterek, “Mısır’ın pozisyonu nettir: Filistin halkının haklarının korunması ve Mısır’ın güvenliğinin garanti altına alınması vazgeçilmezdir” dedi.


Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.