Hamas'ın ikili ajanları 7 Ekim öncesinde İsrail istihbaratını nasıl kandırdı?

 İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet Direktörü Ronen Bar (Şin-Bet LinkedIn hesabı)
İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet Direktörü Ronen Bar (Şin-Bet LinkedIn hesabı)
TT

Hamas'ın ikili ajanları 7 Ekim öncesinde İsrail istihbaratını nasıl kandırdı?

 İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet Direktörü Ronen Bar (Şin-Bet LinkedIn hesabı)
İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet Direktörü Ronen Bar (Şin-Bet LinkedIn hesabı)

Gazze Şeridi'nde, 7 Ekim 2023 saldırısından yıllar önce İsrail ile Hamas arasında gizli bir istihbarat savaşı yaşanıyordu. Bu savaşta Hamas, İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet'e yanıltıcı bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Maariv'den aktardığına göre, Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi'nde Ortadoğu ve İslami gruplar üzerine kıdemli bir araştırmacı olan Yarbay Yonatan Halevi, Hamas'ın saldırı hazırlıklarının bir parçası olarak Şin-Bet'e yanıltıcı bilgiler aktaran çifte ajanlar görevlendirdiğini ve bunun ‘İsrail'in istihbarat başarısızlığı’ olarak tanımlanan duruma önemli ölçüde katkıda bulunduğunu söyledi.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın üst düzey bir üyesi olan Caser Bergusi'nin ifadesine göre dönüm noktası, 2017 yılında Meron Kavşağı'nda dokuz İsraillinin öldürüldüğü saldırıdan sorumlu olan Hamas üyesi Mazen Fakha'nın öldürülmesi oldu. Hamas'ın tepkisi gecikmedi; İsrail istihbaratına çalışan 45 ajanın yakalanmasını sağlayan geniş çaplı bir gözaltı operasyonu başlatıldı.

Yine üst düzey bir Hamas yetkilisi olan Mahmud el-Merdavi bir röportajında bu ajanların gözaltına alınmasının, ‘düşmanın 7 Ekim'de Hamas ajanlarının hareketleri hakkında istihbarat elde etme kabiliyetini baltaladığını’ açıkladı. Ancak Hamas, İsrail'in istihbarat toplama kapasitesini engellemekle yetinmedi.

Maariv, Hamas'ın ele geçirdiği bazı ajanları, görevleri Şin-Bet'in yöntemlerini ifşa etmek ve İsrail istihbaratına yanlış bilgi sağlamak olan ikili ajanlara dönüştürdüğünü belirtti.

Görsel kaldırıldı.İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

Hamas'ın ikili ajan kullanma becerisi, örgütün ‘Mirage’ kod adlı bir istihbarat operasyonu başlattığı 2016-2018 yılları arasında zaten belliydi. Bu operasyon kapsamında, İsrail istihbaratına Hamas füzeleri hakkında yanıltıcı bilgiler veren bir ikili ajan görevlendirildi ve bu sayede Gazze Şeridi'nden sorumlu Şin-Bet yetkililerinin isimleri ifşa edildi.

İsrail ordusu ve Şin-Bet tarafından yürütülen soruşturmalar, 7 Ekim saldırısından önceki gece boyunca İsrail güvenlik servislerinin çelişkili sinyaller aldığını ortaya çıkardı; Saldırıya işaret eden sinyallerin yanı sıra güven verici sinyaller de vardı.

Maariv, Şin-Bet soruşturmasının ‘güven verici sinyallerin’ ‘Hamas'ın rutini hakkında istihbarat kaynaklarından gelen raporları’ içerdiğini ortaya çıkardığında, gizemi kısmen çözdüğünü belirtti. Başka bir deyişle, Şin-Bet tarafından istihdam edilen istihbarat ajanları Gazze Şeridi'ndeki rutin durumu, tam da Hamas'ın istediği gibi rapor ettiler. Alışılmadık referanslara rağmen Şin-Bet soruşturması, ‘toplanan bilgilerin yanlış analiz edildiğini’ kabul ediyor.

Görsel kaldırıldı.Hamas" hareketinin askeri kolu olan "El Kassam Tugayları" savaşçıları, 7 Ekim 2023'ten önce Gazze'de eğitim alırken ("El Kassam Tugayları")

Maariv, İsrail ordusunun yürüttüğü soruşturmada ortaya çıkan ‘Hamas roket rampalarının görsel olarak takip edilmemesi ve potansiyel saldırı alanlarının istihbari olarak izlenmemesi’ gibi başka hatalara da dikkat çekti. Soruşturma ayrıca, ‘istihbarat durumunun sistematik bir değerlendirmesinin yapılmadığına’ da işaret etti. Başka bir deyişle İsrail istihbarat sistemi, ikili ajanlar tarafından yanlış yönlendirilmekle kalmadı, aynı zamanda alınan bilgileri doğrulamak ya da çürütmek için elindeki bilgi toplama araçlarını da harekete geçiremedi.

Maariv raporu şu sonuca vardı: “7 Ekim gecesi ikili ajanların Hamas için faaliyet gösterdiğinin ortaya çıkması, terör örgütünün istihbarat başarısını ve İsrail istihbarat sisteminin endişe verici ihmalini yansıtmaktadır. Şimdi İsrail'in önündeki zorluk, istihbarat toplama kabiliyetlerini yeniden inşa etmek ve aldatma ve dezenformasyonu tespit etmek için yeni mekanizmalar geliştirmektir.”



Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
TT

Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)

Dürziler, dini ve sosyal gizliliğini korumaya çalışırken, Ortadoğu'da Lübnan, İsrail ve Suriye gibi yayıldığı ülkelerde siyasi roller oynayan bir azınlığı oluşturuyorlar.

Son birkaç gün boyunca, Güney Suriye'deki Suveyda şehrinde Dürzi milisler, Bedevi milislerle çatışmaya girdiler ve bunun sonucunda yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti. Suriye hükümeti güçleri salı günü Suveyda şehrine girip ateşkes ilan ederken, İsrail Suriye güçlerini hedef alan hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. Zira Tel Aviv daha önce azınlık Dürzi halkını korumaya ve Güney Suriye'de asker konuşlandırmayı önlemeye çalışacağına söz vermişti.

Peki Dürziler kimdir ve inançları, siyaset ve toplumdaki rolleri hakkında ne biliyoruz?

Dini inançları

Dürzilik, 11’inci yüzyılın başında, İmamiye’den (İsna Aşeriye) sonra Şiiliğin ikinci en büyük dalı olan İsmâiliyye mezhebinin bir fırkasıdır.

Kendilerine Muvahhidun diyen Dürziler, Lübnan'daki en yüksek dini otorite olan el-Akl Şeyhliğinin web sitesine göre, “Bir ve tek olan, yeri ve göğü yaratan Allah’a” meleklerine, peygamber ve resullerine, ahiret gününe inanırlar.

Mezhep mensupları ile sınırlı olan öğretilerinin gizliliğini açıklar şekilde, ritüellerine aşina olan ve adının açıklanmasını istemeyen birinin AFP’ye vurguladığı gibi, Dürziler inançlarında “zahiri mesaj ile batini mesaj”ı temel alırlar.

Bahsi geçen kişi, tek tanrılı dinlerin uzun bağlamlarına dayanan, dini kavramları felsefe ile karıştırma yoluyla Platon'un fikirlerinden etkilenen, “Allah’ın gerçek tevhidinde olgun bir aşamaya” dayanan öğretilerden bahsediyor.

Dürzilik, sözde doğruluk, iman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, İblis'i ve bütün şer güçleri tanımama gibi yedi temel tavsiyeyi (esası) benimser ve reenkarnasyonun “mezhebin bir parçası” olduğuna inanır.

Dini günler

Dini günleri, diğer mezhepler ile aynıdır. Ek olarak, kurban bayramından önceki on gün boyunca yapılan günlük toplantılar vardır. Bu toplantılarda dini okumalar, bazı ibadetler, bazı şiirler ve manevi okumalar yapılır. Bunlar Muvahhid birisinin yerine getirmesi halinde gerçek tevhidi uygulamış kabul edileceği yedi esası pekiştirmektedir.

Aynı şekilde, Hicri yeni yılı ihya ederler ve herkes gücü yettiğince zekat öder.

Şeyhleri iman kardeşlerini koruma ve iletişimi koruma ilkesini yerine getirmek için perşembe-cuma gecesi ritüelleri ve ibadetleri eda etmek, dini okumalar yapmak amacıyla toplanırlar.

Mezhebin öğretileri mensupları arasında gizli kalır ve bazı karma evliliklerin varlığına rağmen, genellikle Dürzilerin kendilerine mezhep mensuplarının dışında hayat arkadaşı seçmeleri hoş karşılanmaz.

Yayıldıkları bölgeler

Dindar erkeklerinin siyah kıyafetler giyinip başlarına beyaz sarık sardıkları, kadınlarının ise yine siyah kıyafetler giyip, başlarını ve yüzlerinin bir kısmını örten beyaz bir başörtü taktıkları Dürzilerin sayısının 1 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.  

Dürzi mezhebi mensupları çoğunlukla Lübnan, Suriye, Filistin toprakları ve Ürdün'deki dağlık bölgelerde yoğun bir şekilde yaşıyorlar.

Suriye'deki nüfuslarının 700 bin olduğu tahmin ediliyor ve çoğu kaleleri sayılan Suveyda şehrinin bulunduğu ülkenin güneyinde yaşıyor. Ayrıca Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçeleri ile ülkenin kuzeybatısındaki Idlib'de sınırlı sayıda bulunuyorlar.

Lübnan'da sayılarının yaklaşık 200 bin olduğu tahmin ediliyor ve yoğun olarak ülkenin merkezindeki dağlarda, özellikle de Şuf, Aliya ve el-Metn el-Ala bölgelerinde, ayrıca Cebel el-Şeyh’in batı eteklerindeki Hasbaya ve Raşiya gibi bölgelerde yaşıyorlar.

İsrail'de ise Celile, Karmel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köyde dağınık bir şekilde yaşıyorlar. Merkezi İstatistik Bölümü'ne göre, İsrail vatandaşlığına sahip olanların sayısı 153 bin. Ek olarak, Golan'da yaşayan yaklaşık 23 bin Dürzi’nin büyük çoğunluğu kalıcı İsrail ikametgah belgesine sahip.

İsrail'deki Dürzi Mirası Merkezi'ne göre, İsrail mezhebi “kendi mahkemeleri ve bağımsız manevi liderliği ile tek başına bir oluşum olarak” tanıyor.

Tarihçi Sami Nesib Makarem, “Dürzi İnancı” adlı kitabında, özellikle Lübnan ve Kuzey Suriye'deki bazı Dürzilerin “16. yüzyıldan itibaren Cebel-i Havran'a göç ettiğini” ve bölgenin “Cebel-i Dürzi” olarak anılmaya başladığını belirtiyor.

Buradan bazıları, özellikle kuzeyde yaklaşık 15 bin ila 20 bin Dürzi'nin yaşadığı Ürdün'e göç etti.

Az sayıda Dürzi de Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Avustralya gibi dünyanın çeşitli bölgelerine ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika'ya göç etti.

Sosyal ve politik rol

Dürziler, farklı ülkelere yayılmalarına rağmen yakın bağlarını sürdürmeye çalıştılar.

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden tarihçi Profesör Makram Rabah, Dürziler, Maruniler ve Lübnan Dağı'ndaki çatışmalar üzerine yazdığı bir diğer kitapta şu açıklamayı yapıyor: “Karma evlilikler ve Dürziler arasında ilişkiler var ve din adamları bu ilişkinin sürdürülmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Sınırlar çizilmiş olsa da, Dürziler onları gerçekte tanımadılar.”

Makram'a göre, bir azınlık olmalarına rağmen, Ortadoğu'da Dürziler “bölgenin siyasi ve sosyal yaşamında, ekonomik ve sosyal meselelerinde önemli ve bazen öncü bir rol” oynadılar.

Bu durum genellikle, azınlığın rolünü, büyüklüğünün ötesinde şekillendirmede önemli bir etkiye sahip olan feodal liderlerden veya aile liderlerinden kaynaklanıyordu.

Örneğin Lübnan'da lider Kemal Canbolat, 1950'lerden iç savaşın başlangıcı (1975-1990) ve 1977'deki suikastına kadar önemli bir siyasi rol oynadı.

Suriye'de Fransız manda yönetimi, 1921'de Cebel el-Dürzi bölgesine idari bağımsızlık verdi ve bu statü 1937'ye kadar devam etti. Ancak bu dönemde, en önde gelen Dürzi liderlerinden biri olan Sultan Paşa el-Atraş, 1925'te Fransızlara karşı patlak veren büyük bir ayaklanmaya liderlik etti.

İsrail'e gelince, Makram Rabah, Dürzilerin “devlete tamamen entegre olduklarını ve orduda görev yaptıklarını, bunun da onlara devlet nezdinde daha fazla nüfuz sağladığını” açıklıyor.

Suriye'de çatışmanın patlak vermesinin ardından Dürziler, kendilerini çatışmadan ve sonuçlarından uzak tuttular. Birkaç istisna dışında, genellikle rejime karşı silahlanmadılar veya muhalefete katılmadılar. Bulundukları bölgelerde çeşitli silahlı grupların parçası olan Dürziler, Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra iktidara gelen yeni yetkililerle henüz bir anlaşmaya varamadılar.

Nisan ayı sonlarında Şam kırsalındaki iki bölgede patlak veren ve Suveyda'ya uzanan çatışmalar, Dürzi milisler ile güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 119 kişinin ölümüne yol açtı. Bu kanlı çatışmaya İsrail hava saldırılarıyla müdahale etti ve Şam’ı, Dürzilere zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Nadir görülen bir siyasi ayrışmayla, Dürziler arasında son olaylara ilişkin tutumlar farklılaştı. Kemal Canbolat’ın oğlu Lübnanlı lider Velid Canbolat, Dürzileri Müslümanlar ile “sonsuz bir savaşa” sürüklemek konusunda uyarıda bulunurken, dini otoriteler ve Suriyeli Dürzi askeri gruplar, Dürzilerin ülkenin “ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladılar.Şarku'l Avsat'ın Independet Arabia'dan aktardığı analize göre buna karşılık, Suriyeli din adamları ve İsrail’deki Dürzilerin dini lideri Şeyh Muvaffak Tarif, İsrail'e Suriye Dürzilerini koruma çağrısında bulundular.

Rabah, bu tarafların “farklı ajandalara sahip olduğunu ve daha da önemlisi, üç ülkeye uzanan bir nüfuz mücadelesi olduğunu” belirtti.