İran'da ‘Avrupalı bir casus’ tutuklandı

Tahran'daki bir meydanda savaşın ilk gününde öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami'nin portresi sergileniyor. (Reuters)
Tahran'daki bir meydanda savaşın ilk gününde öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami'nin portresi sergileniyor. (Reuters)
TT

İran'da ‘Avrupalı bir casus’ tutuklandı

Tahran'daki bir meydanda savaşın ilk gününde öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami'nin portresi sergileniyor. (Reuters)
Tahran'daki bir meydanda savaşın ilk gününde öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami'nin portresi sergileniyor. (Reuters)

Tesnim haber ajansı dün, İran ile İsrail arasındaki savaşın sekizinci gününde, ‘casus’ olduğu ifade edilen bir Avrupa vatandaşının İran'da tutuklandığını bildirdi.

Ajans, kimliğini ya da tutuklanma tarihini belirtmeden ‘ülkenin hassas bölgelerinde casusluk yapmak isteyen bir Avrupa vatandaşının’ İran'ın güneybatısında tutuklandığını duyurdu. Haberde, “Casus, Siyonist rejimin acımasız saldırısı başladığı sırada ülkeye turist olarak giriş yaptı” denildi.

Mehr haber ajansı bu bilgiyi Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) bir açıklamasına dayandırarak verdi.

Tesnim, tutuklamanın DMO'nun istihbarat servisi tarafından Kohgiluye-Buyer Ahmed eyaletinde gerçekleştirildiğini bildirdi.

Huzistan eyaletinin yönetim merkezi Ahvaz’daki Başsavcı, İsrail tarafından başlatılan son saldırıların başlangıcından bugüne kadar Siyonist varlıkla bağlantılı 54 kişinin tutuklandığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Tesnim haber ajansından aktardığına göre Başsavcı, “Farklı kılıflara bürünen bu kişiler doğrudan ya da dolaylı olarak düşmanı destekledi, onun için bilgi topladı, yalan ve söylentiler yaydı ve ülkenin iç güvenliğine zarar vermek ve toplumu istikrarsızlaştırmak amacıyla rejime karşı propaganda yaptı” şeklinde konuştu.

Başsavcı, “Düşmanın amaçlarına hizmet eden bir saha aracı ve propaganda aracı oldukları için tespit edilip tutuklandılar ve şu anda adli olarak hızlı ve doğru bir şekilde soruşturuluyorlar” ifadesini kullandı.

Pazar gününe kadar süre

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, ‘Siyonist varlık tarafından kandırılan ya da ayartılan herkese pazar gününe (yarın) kadar teslim olmaları ve aftan yararlanmaları’ için süre verdi.

Mehr haber ajansının dün geçtiği habere göre Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, Siyonist varlık tarafından bilinçli ya da bilinçsiz olarak ve hangi saikle olursa olsun kandırılan, ihanet niyeti olmaksızın görünüşte basit bir iş birliğine dahil olan ve ülkeye yönelik Siyonist saldırının başlamasıyla kendilerini kritik bir durumda bulan tüm insanlar için 22 Haziran 2025 Pazar gününü son tarih olarak belirledi.

Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Savaş koşullarında düşmana ya da ajanlarına katılmış olanlar, DMO istihbarat merkezleri, polis karakolları, güvenlik merkezleri ve seferberlik karargahları aracılığıyla belirtilen tarihe kadar gönüllü olarak teslim olmaya davet edilmektedir.”

Açıklamada, “Teslim olmak için inisiyatif alan ve ellerindeki insansız hava araçları (İHA), teçhizat ve silahları teslim edenler aftan yararlanacak ve halk tarafından yeniden kucaklanacak” denildi.

İran, çatışmalar başlamadan önce de casusluk yaptıkları gerekçesiyle bazı kişileri tutuklamış ve İsrail'i nükleer programıyla bağlantılı suikast ve sabotajların arkasında olmakla suçlamıştı. Geçtiğimiz haftalarda İran'da İsrail için casusluk yapmakla suçlanan birçok kişi idam edildi.

Savaşın başladığı 13 Haziran'dan bu yana ülkede bu suçlamalarla çok sayıda kişi tutuklandı.

Çok sayıda Batılı vatandaşı veya yabancı uyruklu İranlıyı gözaltına alan İran, bu tutukluların destekçileri, STK'lar ve Batı dışişleri bakanlıkları tarafından onları pazarlık kozu olarak kullanmakla suçlanıyor. Son yıllarda en az yedi Fransız vatandaşı İran'da eş zamanlı olarak tutuklandı.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.