Gazze'de önerilen yeni ateşkesin detayları neler?

Rehinelerin kademeli olarak geri dönmesi ve İsrail'in Gazze'den kısmi çekilmesi

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)
TT

Gazze'de önerilen yeni ateşkesin detayları neler?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

İsrail ve Hamas arasında 60 günlük ateşkes için ABD destekli bir teklif, rehinelerin aşamalı olarak serbest bırakılmasını, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin bazı bölgelerinden çekilmesini ve savaşın sona erdirilmesi için görüşmeler yapılmasını öngörüyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre müzakereler hakkında bilgi sahibi bir yetkili dün yaptığı açıklamada, planın savaşın her iki tarafının da onayını beklediğini belirtti. Yetkili, ABD, Katar ve Mısır'dan arabulucular bir anlaşmaya varmak için çalıştığını ifade etti. İşte adının açıklanmasını istemeyen yetkilinin açıkladığı ayrıntılar:

Rehineler ve mahkumlar

Anlaşma, 10 İsrailli rehinenin ve 18 kişinin cesedinin aşağıdaki takvime göre verilmesini öngörmektedir:

- 1. Gün: Sekiz rehine.

- 7. Gün: Beş ceset.

- 30. Gün: Beş ceset.

- 50. Gün: İki rehine.

- 60. Gün: Sekiz ceset.

Takaslar herhangi bir tören olmadan gerçekleşecek.

Hamas onuncu günde, halen hayatta olan veya ölen rehinelerin kimliklerini doğrulayan bilgi ve kanıtların yanı sıra tıbbi raporları da sunar. İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze'de tutulan Filistinli mahkûmlar hakkında tam bilgi sağlar.

Hamas, İsrail'in Filistinli tutukluları serbest bırakması karşılığında rehineleri serbest bırakıyor.

İsrail, Hamas ve müttefikleri tarafından tutulan 50 rehineden yaklaşık 20'sinin hayatta olduğuna inanıldığını ifade etti

Filistinlilere yardım

19 Ocak'ta varılan anlaşma uyarınca, BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) katılımıyla Gazze'ye yeterli miktarda yardım derhal girecek.

 Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, Beyt Hanun yakınlarında, sınırın İsrail tarafından görülen bir manzara, 3 Temmuz 2025 (AFP)Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, Beyt Hanun yakınlarında, sınırın İsrail tarafından görülen bir manzara, 3 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail'in çekilmesi

İlk gün, sekiz rehinenin serbest bırakılmasının ardından İsrail ordusu, üzerinde mutabık kalınan haritalara göre Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bölgelerden çekilecek.

Yedinci gün, beş cesedin teslim alınmasının ardından, üzerinde mutabık kalınacak haritalara göre İsrailliler güneydeki bölgelerden çekilecek.

Çerçeve teklif üzerinde mutabakata varıldıktan sonra yapılacak hızlı müzakereler sırasında teknik bir ekip tarafından haritalar çizilecek.

Ateşkes Müzakereleri

Anlaşmanın ilk gününde, aşağıdakiler de dahil olmak üzere kilit konuları kapsayan kalıcı bir ateşkes için müzakereler başladı:

- Kalan takaslar.

- Gazze için uzun vadeli güvenlik düzenlemeleri.

- Kalıcı bir ateşkes ilan edilmesi.

Bir anlaşmaya varılması halinde, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze'de tutuklu bulunan tüm Filistinli mahkûmlar serbest bırakılacaktır.

Garantiler

Teklif, ABD Başkanı Donald Trump'ın anlaşmaya bağlılığını garanti ediyor. Müzakereler 60 günlük ateşkes döneminde başarılı olursa savaşın sona ermesine yol açacak.

Arabulucular, ateşkes süresi içinde ciddi müzakerelerin gerçekleşeceğini garanti ediyor. Daha fazla zamana ihtiyaç duyulursa, bu süreyi uzatabilirler.



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.