Çatışmaların yoğun bir şekilde devam ettiği Sudan’da vatandaşlar yiyecek ve para sıkıntısı yaşıyorlar

Büyükelçinin aracına ateş açılmasının ardından Türkiye, Hartum’daki büyükelçiliğini Port Sudan'a taşıdı.

Mısır sınırına yakın Vadi Halfa şehrinde yerlerinden edilen kişiler (AFP)
Mısır sınırına yakın Vadi Halfa şehrinde yerlerinden edilen kişiler (AFP)
TT

Çatışmaların yoğun bir şekilde devam ettiği Sudan’da vatandaşlar yiyecek ve para sıkıntısı yaşıyorlar

Mısır sınırına yakın Vadi Halfa şehrinde yerlerinden edilen kişiler (AFP)
Mısır sınırına yakın Vadi Halfa şehrinde yerlerinden edilen kişiler (AFP)

Hartum, Sudan'da çatışan iki tarafın, yani ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) yeni bir ateşkes müzakereleri için Suudi Arabistan'a temsilcilerini gönderme anlaşmasına rağmen, dün (Cumartesi) yine yoğun çatışmalara tanık oldu. 15 Nisan'da çatışmaların patlak vermesinden bu yana yoğun bombardıman altında yaşayan Sudan başkenti sakinleri, su ve elektrik kesintilerinin yanı sıra yiyecek ve para sıkıntısı yaşadıklarını bildirdiler. Dün, Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan komutasındaki uçaklar, Hartum'un Riyad mahallesine hava saldırıları düzenledi.

Diğer yandan, Sudan ordusu tarafından yapılan açıklamada, iki taraf arasında yapılacak müzakerelerin birden fazla kez varılan ve yenilenen ancak henüz bir taahhüde varılmayan ‘ateşkesin ayrıntıları’ ile ilgileneceğini bildirdi.

Sudan'ın başkentinde çıkan çatışmalar nedeniyle gökyüzünü duman kapladı. (AFP)
Sudan'ın başkentinde çıkan çatışmalar nedeniyle gökyüzünü duman kapladı. (AFP)

Sudan’da 22 gündür devam eden şiddetli çatışmalarda 700 kişi hayatını kaybederken 5 bin kişi yaralandı, 335 bin kişi yerinden edildi ve 115 bin mülteci komşu ülkelere sığındı. Sudan Doktorlar Sendikası'na göre, yalnızca Cuma günü gerçekleşen çatışmalarda 16 sivil öldü. Bu ölümlerin 12’si Hartum'un 300 km güneyindeki el-Ubeyd'de yaşandı. Birleşmiş Milletler'in Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Peretz, birkaç gün içinde iki tarafın ateşkes düzenlemeleri hakkında “teknik müzakerelere başlamaya” istekli olduğunu doğrulayarak Suudi Arabistan'ın onlara ev sahipliği yapmak için uygun bir yer olduğuna işaret etti. Peretz, 2019 yılında eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin otuz yıllık otoriter yönetiminden çıkan ülkenin geleceğine ilişkin siyasi müzakerelerin ancak gerçek bir ateşkesten sonra mümkün olacağını açıkladı.

Türkiye Büyükelçiliği

TRT'nin aktardığı habere göre, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada Türkiye'nin, Sudan'daki büyükelçisinin aracına ateş açılmasının ardından Sudan'daki büyükelçiliğini Hartum'dan Port Sudan'a taşıyacağını söyledi. Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi İsmail Çobanoğlu'nun aracı günün erken saatlerinde silahlı saldırıya maruz kalırken Sudan ordusu ve HDK olayla ilgili karşılıklı suçlamalarda bulundu.

Anadolu Ajansı (AA), büyükelçinin aracına ateş açılmasının ardından yaşanan çatışmanın ölüm veya yaralanmayla sonuçlanmadığını aktardı. Sudan ordusu yaptığı açıklamada, büyükelçinin aracına ateş açanların HDK olduğunu belirterek büyükelçinin “ne olduğunu çok basit bir şekilde açıklayabileceğini” kaydetti. Ancak HDK, iki taraf arasında büyükelçinin tahliyesiyle ilgili önceden koordinasyon sağlandıktan sonra Sudan ordusunu büyükelçinin arabasına ateş etmekle suçladı.

Güney Sudanlı arabulucunun aktardığına göre, Doğu Afrikalı liderler Sudan'daki ateşkes ihlalleriyle ilgili endişelerini dile getirdiler ve savaşan tarafları diyaloğa girmeye çağırdılar. Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından Cuma akşamı yapılan açıklamada, Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit'in Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'a ve HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’ya (Hamideti) kendi endişelerini ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) liderlerinin endişelerini bildirdiği ifade edildi. Bu, özellikle Doğu Afrika ülkeleri tarafından IGAD aracılığıyla gerçekleştirilen ve görünüşe göre meyve vermeyen bir dizi Afrika bölgesel girişiminin ardından geldi.

Hartum'da orduya ait bir tank (AFP)
Hartum'da orduya ait bir tank (AFP)

Açlık hayaleti

Çatışmalar devam ederken Birleşmiş Milletler (BM) Cuma günü, önümüzdeki aylarda 19 milyon insanın açlık ve yetersiz beslenmeden mustarip olabileceği konusunda alarm verdi. Dünya Gıda Programı (WFP) Genel Sekreteri’nin Sözcü Yardımcısı Ferhan Hak cuma günü yaptığı açıklamada, WFP'nin “Sudan'da ciddi gıda güvensizliğinden mustarip insanların sayısının 2 ila 2,5 milyon arasında artmasını” beklediğini söyledi. WFP’nin 2023 yılının başlarındaki raporuna göre, 45 milyon olarak tahmin edilen Sudan nüfusunun 16,8 milyonu ciddi gıda güvensizliği yaşıyor.

BM, açlık ve gıda güvensizliğinden en çok etkilenecek Sudan eyaletlerinin Batı Darfur, Kordofan, Mavi Nil, Kızıldeniz ve Kuzey Darfur eyaletleri olacağı konusunda uyarıda bulundu. BM İnsan Hakları Konseyi, Sudan'daki çatışmaların ‘insan haklarına etkisini’ tartışmak üzere 11 Mayıs'ta bit toplantı düzenleyecek. Uzmanlar, özellikle her iki tarafın da meseleyi sahada çözememesi ışığında savaşın uzun sürebileceğine inanıyor. Sudanlılar, başıboş kurşun korkusuyla bunaltıcı sıcaklara rağmen kapalı yerlerde yaşıyorlar ve şu anda büyük ölçüde telefon iletişiminden yoksunlar. Telefon operatörü MTN, artık jeneratörlerine yakıt sağlayamadığı için hizmetlerinin askıya alındığını duyurdu.

BM'ye göre, Darfur'un Çad ile sınır bölgesinde siviller ordu, HDK ve isyancı kabileler arasındaki çatışmalara katılmak için silahlara sarıldı. Norveç Mülteci Konseyi (NRC), o bölgede yaklaşık 200 kişinin öldürüldüğünü bildirdi. Daha önce 2003 yılında başlayan ve 300 bin kişinin ölümüne, 2,5 milyon kişinin de yerinden edilmesine neden olan kanlı bir savaşa tanık olan bölgede onlarca ev yandı ve binlerce kişi yerinden edildi.

Kızıldeniz'deki Port Sudan kentinde BM ve sivil toplum kuruluşları, hastanelerin ve insani yardım depolarının bombalandığı veya yağmalandığı Hartum ve Darfur'a yardım ulaştırılması için yetkililerle pazarlık yapmaya çalışıyor.

Tıbbi yardım

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, dün (Cumartesi) hava yoluyla Dubai'den Port Sudan'a yaklaşık 165 bin kişilik acil tıbbi yardım geldiğini ve bu yardımların 13 sağlık tesisine ulaştırılmasının planlandığını söyledi. WHO tarafından yapılan açıklamada, 30 ton ağırlığında acil cerrahi ve travma kitlerini içeren sevkiyatın, çatışmaların Nisan ayı ortasında patlak vermesinden bu yana ülkeye ulaşan ilk sevkiyat olduğu, ancak dağıtımın ‘güvenlik ve giriş izinlerine’ bağlı olacağı bildirildi.



Sivil toplum kuruluşları düzenledikleri toplantıda Sudan’da savaşın sürmesi halinde uluslararası tarafların müdahale etmesini talep ettiler

ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
TT

Sivil toplum kuruluşları düzenledikleri toplantıda Sudan’da savaşın sürmesi halinde uluslararası tarafların müdahale etmesini talep ettiler

ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)

Sudan’da ve Sudan dışında yeni kurulan sivil toplum kuruluşları, çatışan taraflar; ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK), Suudi Arabistan ve ABD’nin arabuluculuğunda 11 Mayıs'ta imzalanan sivillerin ve insani düzenlemelerin korunmasına ilişkin Cidde Bildirgesi'ne uymaya çağırdılar. Sivil toplum kuruluşları, çatışan tarafların savaşı kesin olarak durdurmaya yönelik herhangi bir yanıt vermemeleri halinde uluslararası tarafların insani müdahalede bulunması seçeneğine başvurulacağını vurguladılar.

Heyetler, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve direniş komiteleri, savaşı sona erdirmek ve sivillerin önderliğinde, sivil yönetimin önünü açacak bir siyasi sürecin inşasına temel oluşturan bir ortak ilkeler bildirisi imzaladılar. Bildiriye göre sivil sürecin başlatılması için ise çatışan tarafların siyaset sahnesinden tamamen çekilmeleri ve sivillerin himayesinde anayasayı korumak için profesyonel ve ulusal tek bir ordunun kurulması gerekiyor.

Sivil toplum kuruluşları koordinatörü, Sudan'ın eski Washington büyükelçisi Nureddin Sati, Şarku'l Avsat'ın dün bir kopyasına ulaştığı basın açıklamasında şunları söyledi:

“Bildiri, savaşı sona erdirmeyi, demokratik yolu yeniden tesis etmeyi ve savaş sonrası yeniden yapılanma için bir yol haritası çizmeyi amaçlayan birçok ulusal girişimin ürünüdür. Bir sonraki aşamada federal yönetim, eşit vatandaşlık hakları ve kaynakların ülkenin tüm bölgeleri arasında nasıl adil bir şekilde dağıtılacağı konularının tartışılacağı diyaloglar başlatılacak. Bunu barış süreci ve yeniden yapılanma hakkında kapsamlı bir müzakere süreci izleyecek.”

Ciddi Bildirisi’ne uyulması çağrısı

Bildiride, savaşan taraflar; ordu ve HDK'ya, Sudanlı ve uluslararası gözlemcilerin yer aldığı izleme mekanizmaları aracılığıyla Sudan'daki sivillerin can güvenliği için 11 Mayıs'ta imzalanan Cidde Bildirgesi'ne uymaları çağrısında bulunuldu.

efr4g
Sivil toplum kuruluşlarının Sudan konulu toplantısında, çatışan taraflara 21 Mart'ta imzalanan Cidde Bildirisi’ne uymaları çağırısında bulunuldu (Reuters)

Bildiride, çatışan tarafların savaşı kesin olarak durdurmaları taleplerine yanıt vermemeleri halinde uluslararası anlaşmalara ve ilkelere uygun olarak sivilleri korumak için uluslararası tarafların insani müdahalede bulunması seçeneğine başvurmaktan başka çare kalmayacağı vurgulandı.

Bildiriyi imzalayan taraflar, savaşın daha fazla uzaması durumunda ülkeyi yönetmekten ve Sudanlıların sesini dünyaya ulaştırmaktan sorumlu olacak geçici bir hükümetin oluşturulması gerektiğinin altını çizdiler. Geçici bir hükümetin kurulması önerisini ve nasıl uygulanacağını değerlendirdikten ve üzerinde bir anlaşmaya varıldıktan sonra eyleme geçmenin önemini de vurguladılar.

Bildiriyi imzalayan sivil güçler, krizin tekrar patlak vermesini ve çatışmaların yeniden başlamasını önlemek amacıyla ülkede tam demokratik sivil bir yönetimin olması için savaşan tarafların siyaset sahnesinden tamamen çekilmeleri gerektiğinde hemfikir olduklarını belirttiler.

Hesap verebilirliğe vurgu

Bildiride, devrimin 2018 yılının aralık ayında başlamasından bu yana işlenen tüm suçların sorumlularının adalet karşısına çıkarılması gerektiğinin altı çizildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, bu yeni oluşumu, ‘sivil demokratik değişime ve şanlı Aralık devriminin ilkelerine ve hedeflerine inanan sivil güçler’ olarak adlandırdılar.

Bildiride, Cidde Bildirgesi üzerinde, ülkede savaşın patlak vermesinden önce de meşru bir yönetimin olmamasından ötürü geniş ve çeşitli tarafları bir araya getiren bir mutabakat için aylarca süren çalışmanın ardından anlaşmaya varıldığına dikkat çekildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, Sudan’da devam eden savaşın nedeninin, ordu, HDK ve silahlı hareketlerin sivil demokratik geçişe yönelik darbesi ve eski rejimin kalıntılarının kendi dar çıkarlarını elde etmek amacıyla iktidar için giriştikleri rekabet olduğunu belirttiler.

Öncelik savaşın durdurulması olmalı

Bildiride, önceliğin savaşın, kanlı ve vahşi katliamların durdurulması ve sivillerin güvenliklerinin sağlanması için katı önlemler alarak ülke genelindeki çatışma bölgelerindeki sivillerin canlarının korunması olması gerektiği vurgulandı.

Bildiride, Afrika Birliği (AfB), Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD), Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) ile koordinasyon içinde çatışan taraflara daha fazla baskı yapılmasının yanı sıra ateşkesin uygulanıp uygulanmadığını takip etmek amacıyla etkili mekanizmalar geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.

Bunun yanında sivillerin Sudan'ı destekleyen bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla koordinasyon kurulması ve sivil demokratik bir geçişin gerçekleşmesi için ateşkes müzakerelerine ve gelecekteki müzakerelere katılmaları gerektiği belirtildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, ordunun ve tüm düzenli güçlerin sivil yönetimden, siyasetten ve ekonomi ve yatırım faaliyetlerinden tamamen geri çekilmesi ve herhangi bir çözümün Sudan'ın birliğini, bağımsızlığını ve egemenliğini başka hiçbir eksene veya ülkeye bağımlı olmadan koruması gerektiğini vurguladılar.

Bildiride son olarak hukukun üstünlüğüne inanan ve kadınların da etkin katılımıyla yönetilen, geniş kapsamlı ulusal bir mutabakata dayalı geçici bir hükümetin kurulması gerektiğinin altı çizildi.