Suudi Arabistan’ın 6. yardım uçağı Port Sudan Uluslararası Havalimanı’na indi

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin Sudan’a gönderdiği yardımlar (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin Sudan’a gönderdiği yardımlar (SPA)
TT

Suudi Arabistan’ın 6. yardım uçağı Port Sudan Uluslararası Havalimanı’na indi

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin Sudan’a gönderdiği yardımlar (SPA)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin Sudan’a gönderdiği yardımlar (SPA)

Suudi Arabistan’ın Sudan halkına verdiği destek ve ülkelerinin içinden geçmekte olduğu krizin aşılmasına yönelik yardımları çerçevesinde, dün 30 ton gıda ve tıbbi malzeme taşıyan 6. yardım uçağı, Sudan’daki Port Sudan Uluslararası Havalimanı’na ulaştı.

Söz konusu yardımlar, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz’in talimatları doğrultusunda, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından yürütülüyor.

Mısır Kızılayı

Mısır’ın Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile işbirliği kapsamında, Mısır Kızılayı, hükümetin Sudan kriziyle yüzleşmek için güney sınırındaki çabalarını güçlendirmek için 27 ton acil sağlık malzemesi taşımaya başladı.

Mısır Kızılayı, dün Sosyal Dayanışma Bakanı ve Mısır Kızılayı Başkan Yardımcısı Nevine El Kabbaj ve Mısır Kızılayı İcra Direktörü Dr. Rami El Nazer, Avrupa Birliği Mısır Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi Alessandro Fracassetti’nin katılımıyla genişletilmiş bir basın toplantısı düzenledi.

Sosyal Dayanışma Bakanı Kabbaj burada yaptığı açıklamada şunları söyledi;

“Sosyal Dayanışma Bakanlığı, AB ve UNDP ile işbirliği kapsamında sağlanan yardımlar, uluslararası toplumun, Mısır içi ve dışında insanlığa hizmet etme çabalarından dolayı Mısır Kızılayı’na duyduğu takdiri ve güveni yansıtıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, Sudan savaşından kaynaklanan mülteci krizi, Suriye ve Afganistan’dan sonra dünyanın üçüncü büyük mülteci krizidir. Sudanlı mültecilerin yüzde 63’ü 18 yaşın altında ve Sudan’dan yerinden edilenlerin çoğunluğu şiddetten kaçan kadın ve çocuklardan oluşuyor.”

Mısır’ın özellikle son yıllarda farklı ülkelerden yaklaşık 8 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını vurgulayan Kabbaj, “Bu nedenle Bakanlık, kendi çabaları ve Mısır Kızılayı’nın çabalarına daha fazla destek bekliyor” dedi.

Avrupa Birliği Mısır Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise, “AB ve üye devletleri, bu zor zamanlarda Mısır ve Sudan’ı desteklemeye kararlıdır. AB, Sudan’dan Mısır’a gelenlere yardımcı olmak için Mısır Kızılayı’na 200 bin euro sağladı” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi Alessandro Fracassetti de, “Program Mısır’daki ev sahibi toplulukların ve Sudanlıların geçim kaynaklarını inşa etmeye ve korumaya odaklanacak. İlk hedef,  krizden etkilenenlere hayati temel hizmetler sağlamak için hükümetin ve ilgili yerel makamların kapasitelerini güçlendirmek olacaktır” diye konuştu.

Mısır Kızılayı İcra Direktörü Dr. Rami El Nazer, “Mısır-Sudan sınırında gece gündüz hazır bulunan Mısır Kızılayı gönüllüleri, Sudan krizinin başlangıcından bu yana Kızılay ve Kızılhaç hareketinin ilkeleri doğrultusunda sınırı geçenlere insani ve tıbbi yardım hizmeti veriyor. Mısır’ın bu kritik dönemde uluslararası aktörlerle kurduğu ortaklık, etkileri Mısır Kızılayı’nın çabalarına azami fayda sağlayacak olan stratejik ve etkili bir ortaklıktır” dedi.



Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
TT

Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters

Reşit olmayanların evlenmesi Sudan'ın bazı kırsal kesimlerinde yaygın bir olgu olsa da, savaş, geride bıraktığı feci koşullar nedeniyle yaygınlığını iki katına çıkardı ve bu, muhafazakar bir toplumsal yapıya sahip ailelerin kompozisyonunda bir değişikliğe yol açabilir.

Kız çocuklarını silahlı çatışmayla bağlantılı cinsel şiddetten koruma ihtiyacı, bazı ailelerin kızlarını evlendirmesine ve bu kızların kendi seçmedikleri yaşam koşullarının genç kurbanları haline gelmesine neden oldu.

15 Nisan'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla insan öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi.

Özellikle en şiddetli çatışmaların yaşandığı iki bölge olan başkent Hartum ve Darfur bölgesinde çok sayıda cinsel saldırı ihbarı alındı.

Yeni deneyim

Erken evlilik, birden çok sosyal saikle, savaş nedeniyle artıyor ya da babanın kızını gerilim yaşanan bölgelerde kaçırılmaktan korumak için kızını evlendirmeye başvurması şeklinde kendini gösteriyor.

Mevcut savaş nedeniyle erken yaşta evlendirilenlerden biri olan Safiye, yaşadığı üzüntüyü şöyle anlattı:

Babam beni 13 yaşındayken aileye yakın biriyle evlenmem için teşvik etti. Haziran başında nikah kıydı. Hartum'dan uzak bir eyalete taşındım ve gelecekte ortaya çıkabilecek korkunç sonuçlardan çekiniyorum.

Ailesi, onu şu anda koşulların zor olduğuna ikna etti ve tüm taraflar için çözümün, silahlı çatışmayla ilgili artan şiddet olgusu ve savaş nedeniyle başkentteki günlük işini kaybettikten sonra, babasının onun eğitimini tamamlamasına yardım edememesi sebebiyle kendisini koruyacak bir erkekle evlenmek olduğuna ikna etti.

Safiye, "kocasının sevgisiyle çevrili, mutlu bir şekilde yaşamayı ve ailevi yükümlülüklerin onun eğitimini tamamlamasını engellememesini" umuyor.

Hedefleme ve saldırı

Ayrıca Save the Children (Çocukları Kurtarın Vakfı), yaptığı açıklamada silahlı savaşçıların genç kızlara "endişe verici sayıda" cinsel saldırı ve tecavüz ettiğini söylerken, Birleşmiş Milletler cinsiyete dayalı şiddette "gözle görülür bir artış" olduğunu bildirdi.

Sudan'daki Save the Children'ın direktörü Arif Nur, "Resmi rakamların buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu biliyoruz. 12 yaşındaki kız çocukları cinsiyetleri, ırkları veya savunmasızlıkları nedeniyle hedef alınıyor" dedi. Nur, "Bazı ebeveynler, kızlarını tacizden korumak için küçük yaşta evlendiriyor" diye ekledi.

Kızların günlerce gözaltında tutulduğu, cinsel saldırıya uğradığı ve kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplu tecavüz vakalarına dair haberler vardı.

Birleşmiş Milletler kuruluşları bu hafta yaptıkları ortak açıklamada, "Sağlık hizmeti sağlayıcıları, sosyal hizmet uzmanları, danışmanlar ve toplum koruma ağları, ülke genelinde çatışmalar devam ederken cinsiyete dayalı şiddet raporlarında belirgin bir artış olduğu konusunda" uyarıda bulundu.

İnsanlık suçu

Sudan'da yüzlerce kız çocuğu erken evlilik nedeniyle okulu bırakmakta, sağlıklarına verdiği zararın yanı sıra, kapasitelerini aşan büyük bir yükün altına girmekte ve bir kısmı çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalıyor.

Sosyal araştırmacı Sarah Süleyman, bu olguyu şöyle tanımladı:

Reşit olmayanların evlenmesi, tüm insani, yasal ve sosyal standartlara göre bir suç. Savaşların etkileri, özellikle çatışmaların yaşandığı şehirlerde ve sonuçları ne olursa olsun ailelerin kentsel alanlardan yerinden edilmiş kamplara taşınmasında genç yaşta evlilik oranlarının artmasına katkıda bulundu. Aslında, kırsal topluluklarda küçüklerin evlenmesi, onların sosyal gelenek ve göreneklerinin bir parçası.

Süleyman, "binlerce kız çocuğunun eğitim ve hayat arkadaşı seçme hakkından mahrum bırakıldığı" konusunda uyardı.

Süleyman ayrıca, bu evliliklerin çoğunun mahkemeler dışında ve sadece yasal bir görevli tarafından onaylanan bir evlilik akdi ile gerçekleştiğini ve bu nedenle çoğunun boşanma davasına dönüştüğünü belirtti.

Sosyal araştırmacı, genç yaşta evliliğin Sudan toplumunun sorunlarını çoğalttığı çünkü genç kadınların evlilik hayatının yüklerini taşıyamadığı ve aileye ve zaman zaman ortaya çıkan çatışmalara uyum sağlayamadığı değerlendirmesinde bulundu.

Süleyman, "Evli kadınların çoğu fakir ailelerden geliyor. Ayrıca bunlar genellikle eğitimsiz veya yetim kızlar oluyor. Hali vakti yerinde bir ailede yaşarken bu yaşta evlenen birine nadiren rastlanır" ifadelerini kullandı.

Bozuk koruma

Sudan hükümetinin Kadına Yönelik Şiddet Birimi, rakamların toplam sayının yalnızca yüzde ikisini temsil ettiğini tahmin ediyor.

Birim başkanı Salime İshak, "Başkent Hartum'da kadınlara yönelik belgelenmiş 51 cinsel şiddet vakası varken, Darfur bölgesinde 46 vaka kaydedildi" dedi.

İshak, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Koruma mekanizmaları çarpıtılmış ve kızları çatışma kaynaklı şiddetten koruyamıyor çünkü aileler tecavüz korkusuyla veya ülkenin bilinmeyen geleceği sebebiyle, özellikle yer değiştirme döneminde, yeni bir hayatı güvence altına almak için erken evliliğe başvuruyor.

İshak, çatışma bölgelerinde kız çocuklarının, özellikle de reşit olmayanların kaçırılma vakalarının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Savaş ülkenin bazı bölgelerine sıçradığı için İshak, "Sudan'daki tüm kadınların cinsel şiddete karşı savunmasız olduğuna" dikkat çekti.

Sağlık sorunları

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tağrid Ömer, reşit olmayan yaşta evlilik mağdurlarının sağlık üzerindeki etkilerine açıklık getirmek için, "Genç yaşları nedeniyle aile sorunlarına katlanamama sonucu intihar eden bazı evli kadınlar var. Erken yaşlarda evlenenlerde rahim ağzı kanseri görülme sıklığının yüksek olmasının yanı sıra evlilik ilişkisinin başlangıcında üreme sisteminin kaybına ek olarak cerrahi müdahale gerektirecek kanamalar da oluşabiliyor" dedi.

Ömer, konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:

Hamilelik gerçekleştiğinde, küçük kız çocuğu, rahim tam olarak gelişmediği için ve kadın hormonlarındaki dengesizlik nedeniyle 36. haftadan önce düşük ve erken doğum insidansındaki artışla kendini gösteren birçok sağlık sorununa maruz kalıyor.

Ömer ayrıca, "Sezaryen ile doğum oranlarındaki artışın yanı sıra ergen kızların gebelik komplikasyonları nedeniyle doğum sırasında ölme olasılıklarının daha yüksek olduğunu" kaydetti.

Reşit olmadan yapılan evliliklerin psikolojik etkileri ise "histerik durumlar, korku, kaygı ve depresyon" şeklinde kendini gösterebilmekte ve zamanla obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreniye dönüşebiliyor.

Bu da ancak birkaç kızın intihar ederek hayatlarını sonlandırmaması veya bazılarının uyuşturucu maddelere başvurarak bağımlı olmamasına bağlı.

Independent Arabia, Independent Türkçe