Burhan’ın Hamideti’yi şimdi azletmesinin ne anlama geliyor?

Azletme kararı sonrası HDK Komutanı halen resmi bir sıfata sahip değil.

Barbara Gibson
Barbara Gibson
TT

Burhan’ın Hamideti’yi şimdi azletmesinin ne anlama geliyor?

Barbara Gibson
Barbara Gibson

Şevki Abdulazim

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ordu ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) komutasındaki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmanın patlak verdiği ilk günden bu yana çatışmayı ‘isyan’ olarak nitelendirdi. Dünyada ordular ‘isyanı’ çoğu durumda ölümle cezalandırılan ‘iğrenç bir suç’ olarak görüldüğü, çünkü ordudaki ‘isyan’ düşmanlardan daha tehlikeli olduğu iyi bilinir. Hamideti’nin azledilmesi kararı alınmadı. Kararın ertelenmesinin resmi gerekçesi, kararın Egemenlik Konseyi tüzüğü uyarınca yasalara uygun bir şekilde alınabilmesi için bir konsey toplantısı yapılması gerekmesindendi.

Dolayısıyla kararın şimdi verilmesi, Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı adına müzakereler yürüten HDK'yı zayıflatmak amacıyla iki taraf arasında yürütülen müzakerelerden ayrı tutulamaz. Karardan sonra ise artık aynı durum söz konusu değil. HDK Komutanı Hamideti’nin danışmanı Yusuf İzzet, geçtiğimiz salı günü Güney Sudan’a yaptığı ziyaret ve Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve HDK Komutanı’nın temsilcisi olarak yetkililerle görüşmesi şu an Egemenlik Konseyi’nin kontrolündeki Sudan hükümetini kızdırdı.

Sudan Dışişleri Bakanlığı, hiç vakit kaybetmeden Güney Sudan hükümetinin Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı’nın temsilcisini kabul etmesini resmi olarak protesto etti. Güney Sudan hükümetinin buna tepki göstermesi bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığı habere göre Esasında Anayasal Bildiride Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcılığına ilişkin açık bir hüküm yer almadığından, bu makamla ilgili yasal ve anayasal bir tartışma devam ediyor. Hamideti’nin Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olması Orgeneral Burhan ile anlaşarak geldiğine ve Egemenlik Konseyi’ndeki diğer kişilerin Hamideti konusunda sessiz kaldığına inanılıyor.

Bu sebeple Sudan ordusuna paralel askeri bir yapı olan HDK’ya komuta eden Hamideti'nin istifa etmesi durumunda Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcılığı makamı ortadan kalkabilirdi. Hameti ayrıca Egemenlik Konseyi'ndeki diğer askerler ve Anayasal Bildiriye göre ordunun görev süresinin sonunda Egemenlik Konseyi'nin başkanlığını üstlenmesi gereken sivillerden farklı olarak ordu ile HDK’nın birlikte katıldığı 25 Ekim 2021 darbesinin aksine devrime ordudan ve onun rolünden bağımsız olarak katıldığını iddia ediyor.

Başkent Hartum’da orduya bağlı Hava Komuta Merkezi’nin yakınlarındaki HDK unsurları. 17 Mayıs 2023
Başkent Hartum’da orduya bağlı Hava Komuta Merkezi’nin yakınlarındaki HDK unsurları. 17 Mayıs 2023

Egemenlik Konseyi tarafından temsil edilen Sudan hükümeti, Hamideti'nin danışmanı İzzet’in geçtiğimiz salı günü Güney Sudan’a yaptığı ziyarete ve Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı adına Güney Sudanlı yetkililerle görüşmesine tepki gösterdi.

Önce azil

Hamideti’nin azledilmesi kararında, bir ‘asinin’ Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcılığı görevinde kalmasını istemeyen subayların Orgeneral Burhan'a yaptıkları baskıları göz ardı edilemez. Aynı subaylar, kararın daha önce verilmemesini, Hamideti'nin ileride savaşla değil diyalog yoluyla geri dönüşü için kapıyı açık bırakma ve Hamideti'ye düşman olan ve Hemideti’nin bu çatışmanın kendilerine karşı olduğunu açıkça söylediği siyasal İslamcı çizgideki eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin simaları tarafından yapılan üstü kapalı baskılarla bir anlaşmaya vardıktan sonra geri dönmesi girişimi olarak görüyorlardı.

Orgeneral Burhan'a Hamideti'yi siyaset sahnesinden uzaklaştırmak için bir başlangıç ​​olarak görevden alınması çağrısında bulundular. Hamideti, demokratik geçişi desteklemeye başlar başlamaz eski rejimin simalarının iktidara geri dönmelerinin önünde aşılmaz bir engel haline geldi. Hamideti’nin (onlara göre) Beşir'e ihanet etmesini affetmediler. Çünkü Hamideti, Ömer el-Beşir rejimini korumak için hiçbir adım atmamıştı. Bu yüzden Hamideti’yi ‘asi’ olarak nitelendirerek onu Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcılığı görevinden almak için ordu içinden ve dışından baskı uyguladılar.

Diğer yandan kararda, Hamideti'nin yerine Burhan'ın Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olarak Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Malik Akkar'ın atanması da yer alıyor. Akkar, Cuba Barış Anlaşması ile Egemenlik Konseyi'ne katılmış, SPLM-N güçlerinin konuşlu olduğu Mavi Nil bölgesinin valiliğine atanmıştı. Devrim sırasında hangi tutumları sergilediği ya da hangi kararları aldığı bilinmeyen Akkar, 25 Ekim 2021 darbesinin ardından Egemenlik Konseyi'ne katılması siviller tarafından sert bir dille eleştirilmişti.

Azil kararında, bir ‘asinin’ Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcılığı yapmasını istemeyen subayların Orgeneral Burhan'a yaptıkları baskıları göz ardı edilemez.

Akkar, darbenin ilk günlerinde Mavi Nil'de beklemiş, daha sonra geri dönerek darbe sonrası hükümete katılmıştı. SPLM-N’deki yardımcısı Yasir Said Arman'ın Orgeneral Burhan tarafından tutuklanması hareketin bölünmesine yol açtı. SPLM-N’nin önde gelen bazı isimleri, Yasir Said Arman’ın peşinden giderek SPLM - Devrimci Akım’ı kurdular. Bu yüzden Akkar’ın yeni görevinde önemli bir rol oynamayacağı, daha ziyade sorunlar çözülene kadar bu makamı korumakla yetineceği düşünülüyor.

Komşu ülke Çad'a geçen Sudanlı mülteciler. 9 Mayıs 2023
Komşu ülke Çad'a geçen Sudanlı mülteciler. 9 Mayıs 2023

Yasal ve anayasal ikilem

Orgeneral Burhan'ın kararları karşısındaki asıl ikilem, hukuki ve anayasal açıdan zayıf olması. Bunun nedeni, Burhan’ın kararlarını, 25 Ekim 2021 darbesinden bu yana Anayasal Bildiri’nin maddelerini bozarak ya da seçici davranarak almasıydı.

Bunun yanı sıra Anayasal Bildiri’yi imzalayan diğer tarafın, yani Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) temsilcileri tutuklandı. Bundan dolayı halk, bugün Orgeneral Burhan'ın, yardımcısı Hamideti’yi azletmesi ve yerine Akkar’ı atanması da dahil olmak üzere aldığı kararların sonuçlarıyla mücadele ediyor. Bu da savaşın gölgesinde kalmış bir halk ve ülke olarak onları kaderlerini sorgulamaya itiyor.

Dolayısıyla Hamideti'nin azil kararı, Orgeneral Burhan ve Hamideti temsilcilerinin Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde katıldıkları müzakerelerden ve savaşın sonuçlarından biri olarak Hamideti’nin siyasi rolüne son vermeye çalışan ordu ve Beşir rejiminin eski simalarının baskısıyla HDK'nın buradaki konumunu zayıflatma girişiminden ayrı tutulamaz. Bununla birlikte HDK'yı ekonomik olarak zayıflatmak için bankalardaki fonlarının dondurulması kararı da alındı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla’dan çevrildi.



Sivil toplum kuruluşları düzenledikleri toplantıda Sudan’da savaşın sürmesi halinde uluslararası tarafların müdahale etmesini talep ettiler

ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
TT

Sivil toplum kuruluşları düzenledikleri toplantıda Sudan’da savaşın sürmesi halinde uluslararası tarafların müdahale etmesini talep ettiler

ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)
ABD, Sudan'da 3 aydır devam eden çatışmaların ardından krize çözüm bulmaya çalışıyor (AFP)

Sudan’da ve Sudan dışında yeni kurulan sivil toplum kuruluşları, çatışan taraflar; ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK), Suudi Arabistan ve ABD’nin arabuluculuğunda 11 Mayıs'ta imzalanan sivillerin ve insani düzenlemelerin korunmasına ilişkin Cidde Bildirgesi'ne uymaya çağırdılar. Sivil toplum kuruluşları, çatışan tarafların savaşı kesin olarak durdurmaya yönelik herhangi bir yanıt vermemeleri halinde uluslararası tarafların insani müdahalede bulunması seçeneğine başvurulacağını vurguladılar.

Heyetler, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve direniş komiteleri, savaşı sona erdirmek ve sivillerin önderliğinde, sivil yönetimin önünü açacak bir siyasi sürecin inşasına temel oluşturan bir ortak ilkeler bildirisi imzaladılar. Bildiriye göre sivil sürecin başlatılması için ise çatışan tarafların siyaset sahnesinden tamamen çekilmeleri ve sivillerin himayesinde anayasayı korumak için profesyonel ve ulusal tek bir ordunun kurulması gerekiyor.

Sivil toplum kuruluşları koordinatörü, Sudan'ın eski Washington büyükelçisi Nureddin Sati, Şarku'l Avsat'ın dün bir kopyasına ulaştığı basın açıklamasında şunları söyledi:

“Bildiri, savaşı sona erdirmeyi, demokratik yolu yeniden tesis etmeyi ve savaş sonrası yeniden yapılanma için bir yol haritası çizmeyi amaçlayan birçok ulusal girişimin ürünüdür. Bir sonraki aşamada federal yönetim, eşit vatandaşlık hakları ve kaynakların ülkenin tüm bölgeleri arasında nasıl adil bir şekilde dağıtılacağı konularının tartışılacağı diyaloglar başlatılacak. Bunu barış süreci ve yeniden yapılanma hakkında kapsamlı bir müzakere süreci izleyecek.”

Ciddi Bildirisi’ne uyulması çağrısı

Bildiride, savaşan taraflar; ordu ve HDK'ya, Sudanlı ve uluslararası gözlemcilerin yer aldığı izleme mekanizmaları aracılığıyla Sudan'daki sivillerin can güvenliği için 11 Mayıs'ta imzalanan Cidde Bildirgesi'ne uymaları çağrısında bulunuldu.

efr4g
Sivil toplum kuruluşlarının Sudan konulu toplantısında, çatışan taraflara 21 Mart'ta imzalanan Cidde Bildirisi’ne uymaları çağırısında bulunuldu (Reuters)

Bildiride, çatışan tarafların savaşı kesin olarak durdurmaları taleplerine yanıt vermemeleri halinde uluslararası anlaşmalara ve ilkelere uygun olarak sivilleri korumak için uluslararası tarafların insani müdahalede bulunması seçeneğine başvurmaktan başka çare kalmayacağı vurgulandı.

Bildiriyi imzalayan taraflar, savaşın daha fazla uzaması durumunda ülkeyi yönetmekten ve Sudanlıların sesini dünyaya ulaştırmaktan sorumlu olacak geçici bir hükümetin oluşturulması gerektiğinin altını çizdiler. Geçici bir hükümetin kurulması önerisini ve nasıl uygulanacağını değerlendirdikten ve üzerinde bir anlaşmaya varıldıktan sonra eyleme geçmenin önemini de vurguladılar.

Bildiriyi imzalayan sivil güçler, krizin tekrar patlak vermesini ve çatışmaların yeniden başlamasını önlemek amacıyla ülkede tam demokratik sivil bir yönetimin olması için savaşan tarafların siyaset sahnesinden tamamen çekilmeleri gerektiğinde hemfikir olduklarını belirttiler.

Hesap verebilirliğe vurgu

Bildiride, devrimin 2018 yılının aralık ayında başlamasından bu yana işlenen tüm suçların sorumlularının adalet karşısına çıkarılması gerektiğinin altı çizildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, bu yeni oluşumu, ‘sivil demokratik değişime ve şanlı Aralık devriminin ilkelerine ve hedeflerine inanan sivil güçler’ olarak adlandırdılar.

Bildiride, Cidde Bildirgesi üzerinde, ülkede savaşın patlak vermesinden önce de meşru bir yönetimin olmamasından ötürü geniş ve çeşitli tarafları bir araya getiren bir mutabakat için aylarca süren çalışmanın ardından anlaşmaya varıldığına dikkat çekildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, Sudan’da devam eden savaşın nedeninin, ordu, HDK ve silahlı hareketlerin sivil demokratik geçişe yönelik darbesi ve eski rejimin kalıntılarının kendi dar çıkarlarını elde etmek amacıyla iktidar için giriştikleri rekabet olduğunu belirttiler.

Öncelik savaşın durdurulması olmalı

Bildiride, önceliğin savaşın, kanlı ve vahşi katliamların durdurulması ve sivillerin güvenliklerinin sağlanması için katı önlemler alarak ülke genelindeki çatışma bölgelerindeki sivillerin canlarının korunması olması gerektiği vurgulandı.

Bildiride, Afrika Birliği (AfB), Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD), Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) ile koordinasyon içinde çatışan taraflara daha fazla baskı yapılmasının yanı sıra ateşkesin uygulanıp uygulanmadığını takip etmek amacıyla etkili mekanizmalar geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.

Bunun yanında sivillerin Sudan'ı destekleyen bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla koordinasyon kurulması ve sivil demokratik bir geçişin gerçekleşmesi için ateşkes müzakerelerine ve gelecekteki müzakerelere katılmaları gerektiği belirtildi.

Bildiriyi imzalayan taraflar, ordunun ve tüm düzenli güçlerin sivil yönetimden, siyasetten ve ekonomi ve yatırım faaliyetlerinden tamamen geri çekilmesi ve herhangi bir çözümün Sudan'ın birliğini, bağımsızlığını ve egemenliğini başka hiçbir eksene veya ülkeye bağımlı olmadan koruması gerektiğini vurguladılar.

Bildiride son olarak hukukun üstünlüğüne inanan ve kadınların da etkin katılımıyla yönetilen, geniş kapsamlı ulusal bir mutabakata dayalı geçici bir hükümetin kurulması gerektiğinin altı çizildi.