Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Sudan Ordusu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Peretz'in görevden alınması talebi karşısında “şok olduğunu” söyledi. Guterres, Twitter hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda BM Sudan Özel Temsilcisi’nin Sudan'da yaptığı çalışmalardan gurur duyduğunu belirterek, kendisine olan ‘güveninin’ altını çizdi.
Sudan medyası, Burhan'ın Guterres'e yazdığı bir mektupta Peretz'in raporlarında Çerçeve Anlaşması konusunda fikir birliği olduğunu söyleyerek BM’yi “yanıltmaya çalıştığını” ve Peretz'in Sudan'daki varlığının “BM'ye karşı olumsuz bir yankı kaynağı haline geldiğini” söylediğini bildirdi. Ayrıca Burhan'ın mektubunda, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) aralarında Peretz'in de bulunduğu taraflardan cesaret verici işaretler gelmeseydi “isyan etmeyeceğini” söylediği aktarıldı.
Çatışma öyküsü
Burhan'ın Guterres'ten BM Sudan Özel Temsilcisi Peretz'i görevden almasını istemesi, akıllara Sudan hükümeti ile BM arasındaki çatışma öyküsünü ve eski BM Sudan Özel Temsilcisi Avusturyalı Jan Pronk’un Ekim 2006'da askeri nitelikteki içişlerine karışmakla ilgili iddialar altında Sudan'dan sınır dışı edilmesi hikayesini getirdi. Burhan, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla BM Genel Sekreteri'ne gönderdiği uzunca mektupta, Guterres'ten BM Sudan Özel Temsilcisi’ni değiştirmesini istedi.
Burhan mektubunda Peretz'i Hamideti'yi isyana teşvik etmekle suçladı. “BM misyonunun başında Volker Peretz'in bulunması, Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu’nun (UNITAMS) görevini yerine getirmesine yardımcı olmuyor. Peretz’in Çerçeve Anlaşması ve etrafındaki fikir birliği hakkındaki raporlarında yanıltıcı uygulamalar yapması da cabası” diyen Burhan, Guterres'ten Peretz’in yerine geçecek kişiyi belirlemesini istedi.
Jan Pronk
Sosyal medyadaki aktivistler, Burhan'ın Peretz ile ilgili kararıyla, Jan Pronk'u istenmeyen adam olarak gören selefi devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ile aynı yolu izlediğini söyledi. Pronk, Sudan ordusuna karşı saldırgan eylemlerde bulunmakla suçlanmıştı.
Şaşırtıcı bir şekilde, Guterres'in tepkisi, 2006 yılında BM Genel Sekreteri olan selefi Kofi Annan'ın tepkisine benzerdi. Her ikisi de elçilerine tam destek verdiklerini açıkladı. Annan, o dönemde Sudan hükümetinin kararından üzüntü duyduğunu ve özel temsilcisine olan güvenini dile getirirken, Guterres, Korgeneral Abdulfettah el-Burhan'dan aldığı mektup karşısında “şok olduğunu” söyledi.
Burhan'ın mektubu, eski rejimin destekçisi olan İslamcıların Peretz’in sınır dışı edilmesini talep ettikleri seferberlik kampanyalarından sonra geldi. BM Sudan Özel Temsilcisi’nin sınır dışı edilmesi çağrısında bulunan çok sayıda gösteri düzenlendi. Bunların en sonuncusu, ordu ile HDK arasındaki savaşın patlak vermesinin ardından BM misyonunun taşındığı Port Sudan şehrinde gerçekleşti.
Beşir destekçilerinin baskısı
Siyasi aktivistler, Burhan'ın kararını, Volker'in sivil güçler, ordu ve HDK arasında imzalanan Çerçeve Anlaşması’na bağlılığını gören İslamcılar ve eski rejim destekçilerinin kendisine uyguladığı baskılara boyun eğmesi olarak değerlendirdi. Ayrıca Peretz'in varlığının siyasi rakiplerinin lehine bir ağırlık oluşturmuş olabileceğini dile getiren siyasi aktivistler, ordu komutanının İslamcıların kışkırtmasına boyun eğmesinin ülkeyi BM ile yeni bir krize sürükleyebileceğine ve uluslararası ve bölgesel izolasyona yol açabileceğine inanıyorlar.
Göreceli sakinlik
Sudan, çatışmanın iki tarafı olan ordu ve HDK’nin, Suudi Arabistan ve ABD'nin yenilenmesi umuduyla arabuluculuk yaptığı 7 günlük ateşkesin sona ermesinin arifesinde görece sakinliğe tanık oldu. Kısa süreli ateşkesin altıncı gününde iki taraf arasındaki bombardıman ve şiddetli çatışmalar durdu. Buna paralel olarak Sudan ordusu ve polis güçleri, emekli savaşçıları saha operasyonlarına katılmaları için göreve çağırmaya başladı.
Sudanlı çatışan taraflar, Cidde şehrinde imzalanan ve geçtiğimiz Pazartesi günü yürürlüğe giren ateşkesi ihlal etmekle suçlanıyor. Görgü tanıkları Şarku'l Avsat'a, başkent Hartum'da ordu ile HDK arasındaki çatışmaların büyük ölçüde azaldığını söyledi. Kuzey Hartum’un Şambat banliyösünde yaşayan Abdulhafız er-Rih isimli vatandaş, hava saldırıları ve yüksek topçu ateşi durduğu için durumun alışılmadık derecede sakin olduğunu belirterek, “Savaşın bugün açıkça sakinleştiğini düşünüyorum. Ancak geçtiğimiz süreçte elektrik ve su sıkıntısı devam ediyor ve gıda ihtiyacımızı karşılamakta da zorlanıyoruz” dedi.
Uçan uçaklar
Hartum'un doğu mahallelerinde ikamet eden vatandaşlar, Şarku’l Avsat’a ateşkesin son günlerinde aralıksız devam eden silahlı çatışmaların azaldığını söyledi. Vatandaşlar, “İhtiyaçlarımızı karşılamak için özgürce dolaşamayız. Zira HDK halen bölgedeki birçok evi işgal ediyor ve silahlarla sokaklarda dolaşıyor” ifadelerini kullandılar.
Tanıklar, Hartum semalarında aralıklarla uçan ve kime ait olduğu belirlenemeyen uçaklar görüntüledi. Orduyu hava kuvvetleriyle darphane binalarına saldırmak ve yıkmakla suçlayarak Cidde Anlaşması’nı açıkça ihlal etmekle itham eden HDK, ordunun ateşkes anlaşmasına herhangi bir bağlılık ve saygı göstermediğini de sözlerine ekledi. Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklara göre, ordu ile HDK arasında 3 gün önce Hartum'un güneyindeki darphane karargâhı çevresinde ve çevre mahallelerde şiddetli çatışmalar yaşandı.
Sudan ordusu ayrıca, askeri çabaları desteklemek, güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etmek için ülkedeki çatışmalara katılmak üzere eski subayları, astsubayları ve askerleri çağırmaya karar verdi. Sudan polisi ise mahallelerin, hayati bölgelerin ve pazarların güvenliğini ve istikrarını sağlamak için Hartum ve çevre eyaletlerdeki tüm emeklilere derhal valiliklerdeki polis karakollarına rapor verme çağrısı yaptı. Yapılan açıklamada, bu çağrıların polis çalışanları ve emeklilerin genel seferberliği çerçevesinde geldiği belirtildi.